sedakaya
Yeni Üye
Mısır... Son birkaç aydır çok istiyorduk oraya gitmeyi. Bir türlü ayarlayamadık derken 27 Şubat - 6 Mart haftası Pronto Tur ile Sharm El Sheikh - Kahire - İskenderiye turuna çıkabildik. Oldukça uzun, yorucu ama bir o kadar da harika bir tatil ve keşif oldu bizim için. Unutulmayacaklar listesinde şimdiden bir numara .
Uçaktan indiğimiz andan itibaren başlayan sabırsızlığımız pasaport kontorlünde yerini sinir ve gerginliğe bıraktı. Yapılan açıklamaya rağmen hiçbir şekilde anlam veremediğimiz ve mantıklı bulmadığımız bir uygulama ile karşılaştık. Öncelikle pasaport kontrol öncesi küçük bir formu doldurmanız gerekiyor. Bu form olmadan geçemiyorsunuz. Bize söylenene göre 20 - 40 yaş arası insanlar burada özel bir muamele görüyor ve hiçbir açıklama yapılmaksızın bekletiliyor. Açıkçası yeşil pasaportu olanlar ve yaşlılar çok rahat geçerken bizler ayakta bekletilmeye maruz kaldık. İçeri gidip gelen pasaportlar yaklaşık 2 saat sonra sahiplerine kaşelenip teslim edilebildi. Otobüste yaşlı insanları bizi alkışladığı anı şu anda gülümseyerek hatırlıyorum.
Turumuzun ilk durağı Kızıldeniz'in kenarında bulunan ve denizindeki rengarenk mercanları ve balıklarıyla ünlü olan Sharm El Sheikh oldu. İstanbul'dan uçakla yaklaşık 2 saat 30 dakika sürdü yolculuğumuz. Uçaktan gördüğümüz manzara merakımızı daha da arttırtı açıkçası. Bir tarafı çöl ve dağlık diğeri tarafı ise turkuaz renginde ve ışıltılı bir deniz. Panaromik şehir turundan sonra Sharm havaalanına çok yakın olan 4 yıldızlı Gardenia Otel'e yerleştik. Otel 4 yıldızlı olmasına rağmen kalite anlamında 3 yıldızlı diyebilirim. Odaları oldukça büyük, personeli güler yüzlü ( ki bu güleryüz orada her zaman var ) ama yöreye has o ağır koku restaurantına hakimdi.
Sharm'daki ilk günümüz biraz hayal kırıklığı ile başladı. Tüm günü denizde geçirmeyi planlamıştık ama rüzgar ve dalgalar buna izin vermedi. Biz de tercihimizi çölde yapacağımız ATV Moto Safari turundan yana kullandık. Her ne kadar başlangıçta grubun tersine doğru yola koyulmuş olsam da ilk kez ATV kullanan biri için fena sayılmadığımı düşünüyorum. Biraz tozlu ve sarsıcı bir tur olsa da hepimiz için güzel ve eğlenceli bir deneyim oldu. Bu arada gittiğimiz tur şirketinin iki kişilik motordan 50,-EUR aldığı bu safari için biz yerel bir tur acentası ile anlaştık ve bize maliyeti 120 Mısır Pound'u oldu.
Sharm El Sheikh'te asıl hayat Naama Bay denilen bölgede. Tüm casinolar, büyük oteller ( Marriot, Hilton, Novotel gibi ) eğlence mekanları ( Little Buddha, Pascha, Hard Rock Cafe gibi ) ve restaurantlar bu bölgede bulunuyor. Burada en kolay ve rahat ulaşım aracı taksiler. Onlarla baştan pazarlık yaparak istediğiniz her yere gidebiliyorsunuz. Biz biraz acemilikten olsa gerek her seferinde 35 Mısır Pound'una yolculuk ettik. Bu arada 1 Amerikan Doları = 5.50 Mısır Pound'u yapıyor. Oldukça uzun mesafeleri bu fiyata gidebilmek de aslında gayet iyi sayılır.
İlk gece Naama Bay bölgesini tanıma ile geçti sayılır. Geçen sene buraya gelen arkadaşlarımız sayesinde bu tanıma kısmı oldukça kısa sürdü. Sharm El Sheikh'in ne kadar popüler ve kalabalık bir yer olduğunu açıkça görmüş olduk ilk gecemizde. Renkli restaurantları, hareketli Arap müzikleri ve dans eden Mısırlılar sayesinde sokakları bile eğlenmeniz için yeterli.
Ve bizim için büyük gün... Sharm El Sheikh'in en güzel tarafı, denizi, denizdeki rengarenk mercanları ve balıkları. 5 kişi deniz bisikleti kiralayıp, cam dipli teknelerin dolaştığı yerlerde bu güzellikleri görmeye karar verdik. Cam dipli teknelerin dolaştığı koy, Gafy Resort Otel'in sahili. Burası Mc Donalds'ın hemen karşısında. Deniz burada oldukça derin ve bol miktarda mercan bulunuyor. Zaten bu koy aynı zamanda sualtı milli parkı. Burada şezlongların fiyatı 25 Mısır Pound'u. 2 saatlik deniz bisikleti kiralama bedeli 150 Mısır Pound'u yani yaklaşık 40,-TL. Gördüklerimiz ve bunlar karşısında hissetiklerimiz, duyduğumuz heyecan ve aldığımız zevk her şeye değdi diye düşünüyorum. Kızıldeniz'in aslında doğal bir akvaryum olduğuna eminim. Şnorkel ve paletlerimizi takıp kendimizi suya bıraktığımızda denizin içinde ve dibinde gördüklerimiz pek de kelimelerle anlatılacak gibi değil. İrili ufaklı ve renkli balıklar, yine her tarafta gördüğümüz renkli mercanlar tek kelimeyle muhteşemdi. Ayrıca Kızıldeniz'in oldukça ılık bir suya sahip olduğunu da belirtmeliyim.
Böyle harika bir günün akşamı yemek tercihimizi Mısır'ın meşhur balık restaurant'ı Kan Zaman Fish Market'ten yana kullandık. Farklı balıklar içerisinden Levrek balığına benzeyen bir balık yemeyi tercih ettik. Balığın tadı güzel olmasına rağmen üzerine döktükleri sos bizi hayal kırıklığına uğrattı. Sosun hem tadı hem de kokusu pek bizim damak tadımıza göre değildi. Bu gün doğum günüm olduğu için olsa gerek eğlence mekanı olarak Hard Rock Cafe'yi tercih ettik. Mekanın girişinde küçük bir satış mağazası bulunuyor. Oldukça uygun fiyatlara güzel t-shirt - sweatshirt ya da küçük aksesuarlar alabilirsiniz. Mekan oldukça geniş, havalandırması mükemmel, çalınan müzikler ise muhteşem. Girişte elinize basılan ve kolay çıkmayan damga dışında hiç bir sorun yok. Fazlasıyla eğlendiğimizi söyleyebilirim. Hard Rock Cafe'ye giriş 120 Mısır Pound'u. Kapı önünde giriş bileti + bir adet içki + satış mağazasında %20 indirimi kapsayan biletleri 75 Mısır Pound'una aldık biz. Oralarda böyle satıcıları ( otel animatörlerini ) görmeniz mümkün.
Sharm' da öğlen yemeklerini Mc Donalds'da yedik. Oldukça uygun fiyata, çok leziz Big Mac yiyebildik. Özellikle patates kızartması çok lezizdi. Aslında buranın patatesinin çok leziz olduğunu düşünüyorum. Otelde yiyebildiğimiz yegane şey patates oldu çünkü. Sharm El Sheikh'teki son günümüzü de muhteşem denizde, rengarenk balıklar ve mercanlarla geçirdik. Hepimizin için gerçekten de inanılmaz bir deneyim oldu. Bir dahaki sefere burada tüplü dalış yapmayı kafamıza koyduk diyebilirim. Tüplü dalışı daha önce hiç yapmadığımız için Ras Mohammed Ulusal Sualtı Parkı'na gitmedik. Orada 5 ayrı renkte mercan görme şansına sahip olabilirsiniz ama tüple dalmanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca tur şirketinin bu tur için 60,-EUR fiyat biçtiğini ama yine yerel bir acenta ile bu turu pazarlık yaparak 150 Mısır Pound'una gerçekleştirebileceğinizi belirteyim. Tecrübeli arkadaşlarımız sayesinde gittiğimiz tur şirketinin hiçbir ekstra turuna katılmadık. Turun bitiminde de ne kadar doğru bir karar verdiğimizi gördük.
Son akşam yemeği tercihimizi de Pizza Hut'tan yana kullandık. Türkiye'de hiç bir Pizza Hut' ta bu kadar lezzetli pizza yediğimi hatırlamıyorum. Hatta soğuk içeceklerinin de ülkemizdekilerden daha lezzetli olduğunu düşünüyorum. Mısır'a özgü ve 1897'den beri üretilen Stella bira ve Sakara bira, kutu bira boyunda Coca Cola veya Fanta marketlerde en çok dikkatimizi çeken içecekler oldu. Sharm El Sheikh'te Mısır'ın yerel sularının dışında Nestle ya da Aquafina marka kapalı sulardan bulabilmeniz mümkün. Yerli suların kuyu suyu olduğu söyleniyor. O nedenle biz bildiğimiz suları içtik.
Sharm El Sheik'hin daha sıradan ve açıkçası temizlik, eğlence ya da yaşam alanı olarak yetersiz denebilecek yeri Old Market denilen bölgesi. Burada Mısır'a özgü giyim tarzını görmeniz, yine Mısır'a özgü o ağır kokuyu duymanız ve insanı rahatsız edebilen satıcılarıyla karşılaşmanız çok normal. Biz 2 saate yakın dolaştık orada, çok farklı bir şey yok ama yine de görmenizi tavsiye ederim. Sharm El Sheikh, özel bir bölge konumunda. Mısır halkının buraya girmesi yasak. Ancak özel izinle bu bölgeye giriş yapabiliyorlar. Sanırım bunun en büyük nedeni yıllar önce yaşanan terörsit saldırı olsa gerek.
Rüya gibi bir üç gün geçirdik diyebilirim. Hani deriz ya " Tadı damağımda kaldı " diye, aynen öyle oldu bizim için. Ama yine de şanslı insanlardan olduğumuzu unutmuyoruz.
Bu güzellikleri sizlerin de görmesi dileğiyle...
Not: 1 haftalık Mısır seyahatimizin ikinci bölümü olan Kahire ve İskenderiye bölgesini bir sonraki yazımda paylaşacağım.
Uçaktan indiğimiz andan itibaren başlayan sabırsızlığımız pasaport kontorlünde yerini sinir ve gerginliğe bıraktı. Yapılan açıklamaya rağmen hiçbir şekilde anlam veremediğimiz ve mantıklı bulmadığımız bir uygulama ile karşılaştık. Öncelikle pasaport kontrol öncesi küçük bir formu doldurmanız gerekiyor. Bu form olmadan geçemiyorsunuz. Bize söylenene göre 20 - 40 yaş arası insanlar burada özel bir muamele görüyor ve hiçbir açıklama yapılmaksızın bekletiliyor. Açıkçası yeşil pasaportu olanlar ve yaşlılar çok rahat geçerken bizler ayakta bekletilmeye maruz kaldık. İçeri gidip gelen pasaportlar yaklaşık 2 saat sonra sahiplerine kaşelenip teslim edilebildi. Otobüste yaşlı insanları bizi alkışladığı anı şu anda gülümseyerek hatırlıyorum.
Turumuzun ilk durağı Kızıldeniz'in kenarında bulunan ve denizindeki rengarenk mercanları ve balıklarıyla ünlü olan Sharm El Sheikh oldu. İstanbul'dan uçakla yaklaşık 2 saat 30 dakika sürdü yolculuğumuz. Uçaktan gördüğümüz manzara merakımızı daha da arttırtı açıkçası. Bir tarafı çöl ve dağlık diğeri tarafı ise turkuaz renginde ve ışıltılı bir deniz. Panaromik şehir turundan sonra Sharm havaalanına çok yakın olan 4 yıldızlı Gardenia Otel'e yerleştik. Otel 4 yıldızlı olmasına rağmen kalite anlamında 3 yıldızlı diyebilirim. Odaları oldukça büyük, personeli güler yüzlü ( ki bu güleryüz orada her zaman var ) ama yöreye has o ağır koku restaurantına hakimdi.
Sharm'daki ilk günümüz biraz hayal kırıklığı ile başladı. Tüm günü denizde geçirmeyi planlamıştık ama rüzgar ve dalgalar buna izin vermedi. Biz de tercihimizi çölde yapacağımız ATV Moto Safari turundan yana kullandık. Her ne kadar başlangıçta grubun tersine doğru yola koyulmuş olsam da ilk kez ATV kullanan biri için fena sayılmadığımı düşünüyorum. Biraz tozlu ve sarsıcı bir tur olsa da hepimiz için güzel ve eğlenceli bir deneyim oldu. Bu arada gittiğimiz tur şirketinin iki kişilik motordan 50,-EUR aldığı bu safari için biz yerel bir tur acentası ile anlaştık ve bize maliyeti 120 Mısır Pound'u oldu.
Sharm El Sheikh'te asıl hayat Naama Bay denilen bölgede. Tüm casinolar, büyük oteller ( Marriot, Hilton, Novotel gibi ) eğlence mekanları ( Little Buddha, Pascha, Hard Rock Cafe gibi ) ve restaurantlar bu bölgede bulunuyor. Burada en kolay ve rahat ulaşım aracı taksiler. Onlarla baştan pazarlık yaparak istediğiniz her yere gidebiliyorsunuz. Biz biraz acemilikten olsa gerek her seferinde 35 Mısır Pound'una yolculuk ettik. Bu arada 1 Amerikan Doları = 5.50 Mısır Pound'u yapıyor. Oldukça uzun mesafeleri bu fiyata gidebilmek de aslında gayet iyi sayılır.
İlk gece Naama Bay bölgesini tanıma ile geçti sayılır. Geçen sene buraya gelen arkadaşlarımız sayesinde bu tanıma kısmı oldukça kısa sürdü. Sharm El Sheikh'in ne kadar popüler ve kalabalık bir yer olduğunu açıkça görmüş olduk ilk gecemizde. Renkli restaurantları, hareketli Arap müzikleri ve dans eden Mısırlılar sayesinde sokakları bile eğlenmeniz için yeterli.
Ve bizim için büyük gün... Sharm El Sheikh'in en güzel tarafı, denizi, denizdeki rengarenk mercanları ve balıkları. 5 kişi deniz bisikleti kiralayıp, cam dipli teknelerin dolaştığı yerlerde bu güzellikleri görmeye karar verdik. Cam dipli teknelerin dolaştığı koy, Gafy Resort Otel'in sahili. Burası Mc Donalds'ın hemen karşısında. Deniz burada oldukça derin ve bol miktarda mercan bulunuyor. Zaten bu koy aynı zamanda sualtı milli parkı. Burada şezlongların fiyatı 25 Mısır Pound'u. 2 saatlik deniz bisikleti kiralama bedeli 150 Mısır Pound'u yani yaklaşık 40,-TL. Gördüklerimiz ve bunlar karşısında hissetiklerimiz, duyduğumuz heyecan ve aldığımız zevk her şeye değdi diye düşünüyorum. Kızıldeniz'in aslında doğal bir akvaryum olduğuna eminim. Şnorkel ve paletlerimizi takıp kendimizi suya bıraktığımızda denizin içinde ve dibinde gördüklerimiz pek de kelimelerle anlatılacak gibi değil. İrili ufaklı ve renkli balıklar, yine her tarafta gördüğümüz renkli mercanlar tek kelimeyle muhteşemdi. Ayrıca Kızıldeniz'in oldukça ılık bir suya sahip olduğunu da belirtmeliyim.
Böyle harika bir günün akşamı yemek tercihimizi Mısır'ın meşhur balık restaurant'ı Kan Zaman Fish Market'ten yana kullandık. Farklı balıklar içerisinden Levrek balığına benzeyen bir balık yemeyi tercih ettik. Balığın tadı güzel olmasına rağmen üzerine döktükleri sos bizi hayal kırıklığına uğrattı. Sosun hem tadı hem de kokusu pek bizim damak tadımıza göre değildi. Bu gün doğum günüm olduğu için olsa gerek eğlence mekanı olarak Hard Rock Cafe'yi tercih ettik. Mekanın girişinde küçük bir satış mağazası bulunuyor. Oldukça uygun fiyatlara güzel t-shirt - sweatshirt ya da küçük aksesuarlar alabilirsiniz. Mekan oldukça geniş, havalandırması mükemmel, çalınan müzikler ise muhteşem. Girişte elinize basılan ve kolay çıkmayan damga dışında hiç bir sorun yok. Fazlasıyla eğlendiğimizi söyleyebilirim. Hard Rock Cafe'ye giriş 120 Mısır Pound'u. Kapı önünde giriş bileti + bir adet içki + satış mağazasında %20 indirimi kapsayan biletleri 75 Mısır Pound'una aldık biz. Oralarda böyle satıcıları ( otel animatörlerini ) görmeniz mümkün.
Sharm' da öğlen yemeklerini Mc Donalds'da yedik. Oldukça uygun fiyata, çok leziz Big Mac yiyebildik. Özellikle patates kızartması çok lezizdi. Aslında buranın patatesinin çok leziz olduğunu düşünüyorum. Otelde yiyebildiğimiz yegane şey patates oldu çünkü. Sharm El Sheikh'teki son günümüzü de muhteşem denizde, rengarenk balıklar ve mercanlarla geçirdik. Hepimizin için gerçekten de inanılmaz bir deneyim oldu. Bir dahaki sefere burada tüplü dalış yapmayı kafamıza koyduk diyebilirim. Tüplü dalışı daha önce hiç yapmadığımız için Ras Mohammed Ulusal Sualtı Parkı'na gitmedik. Orada 5 ayrı renkte mercan görme şansına sahip olabilirsiniz ama tüple dalmanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca tur şirketinin bu tur için 60,-EUR fiyat biçtiğini ama yine yerel bir acenta ile bu turu pazarlık yaparak 150 Mısır Pound'una gerçekleştirebileceğinizi belirteyim. Tecrübeli arkadaşlarımız sayesinde gittiğimiz tur şirketinin hiçbir ekstra turuna katılmadık. Turun bitiminde de ne kadar doğru bir karar verdiğimizi gördük.
Son akşam yemeği tercihimizi de Pizza Hut'tan yana kullandık. Türkiye'de hiç bir Pizza Hut' ta bu kadar lezzetli pizza yediğimi hatırlamıyorum. Hatta soğuk içeceklerinin de ülkemizdekilerden daha lezzetli olduğunu düşünüyorum. Mısır'a özgü ve 1897'den beri üretilen Stella bira ve Sakara bira, kutu bira boyunda Coca Cola veya Fanta marketlerde en çok dikkatimizi çeken içecekler oldu. Sharm El Sheikh'te Mısır'ın yerel sularının dışında Nestle ya da Aquafina marka kapalı sulardan bulabilmeniz mümkün. Yerli suların kuyu suyu olduğu söyleniyor. O nedenle biz bildiğimiz suları içtik.
Sharm El Sheik'hin daha sıradan ve açıkçası temizlik, eğlence ya da yaşam alanı olarak yetersiz denebilecek yeri Old Market denilen bölgesi. Burada Mısır'a özgü giyim tarzını görmeniz, yine Mısır'a özgü o ağır kokuyu duymanız ve insanı rahatsız edebilen satıcılarıyla karşılaşmanız çok normal. Biz 2 saate yakın dolaştık orada, çok farklı bir şey yok ama yine de görmenizi tavsiye ederim. Sharm El Sheikh, özel bir bölge konumunda. Mısır halkının buraya girmesi yasak. Ancak özel izinle bu bölgeye giriş yapabiliyorlar. Sanırım bunun en büyük nedeni yıllar önce yaşanan terörsit saldırı olsa gerek.
Rüya gibi bir üç gün geçirdik diyebilirim. Hani deriz ya " Tadı damağımda kaldı " diye, aynen öyle oldu bizim için. Ama yine de şanslı insanlardan olduğumuzu unutmuyoruz.
Bu güzellikleri sizlerin de görmesi dileğiyle...
Not: 1 haftalık Mısır seyahatimizin ikinci bölümü olan Kahire ve İskenderiye bölgesini bir sonraki yazımda paylaşacağım.