breakoutdoor
365 gün aktif!
Serindere Kanyon Yürüyüşü
Bir müddet toprak yolda yürüdükten sonra dere kenarına iniyoruz. İlk dere geçişimizi yaptıktan sonra yürüyüşe derenin sağındaki ve solundaki patikalardan ama genelde dere içinden yürüyerek devam ediyoruz.
Serindere, Yuvacık baraj gölünü besleyen derelerden biridir. Dere zaman zaman 2 metreye kadar daralan ve oldukça dik bir kanyon oluşturmuştur. Burada yürümek bazıları için''ürkütücü'' olarak nitelense de bu sporu ilk defa deneyenlerin de rahatlıkla yapabileceği oldukça keyifli bir parkurdur.
Çevre köylerdeki nüfus genelde Karadeniz'den göçüp gelenlerden oluşur.
Haziran ayında bu patikada dağ çilekleri adeta coşar. Bu çileklerin aroması, manavlardan aldığınız çileklerinkine hiç benzemez.
Etkinlik Programı
Saat 08.00’de İstanbul’dan ayrıldıktan sonra ilk molamız 1 saat 15 dakika sonra Yuvacık’ta dere kenarındaki Karaaslan Alabalık çiftliğinde. Burada vereceğimiz 40 dakikalık molada köy kahvaltısı yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra yarım saatlik yolculukla parkur başlangıcına varılıyor. Serindere parkuru her ne kadar orta düzeyde bir parkur olsa da doğa yürüyüşlerine yeni başlayanlar için de uygun bir parkurdur.
Yürüyüş kanyon girişindeki küçük alabalık çiftliğinden başlıyor. Bir müddet toprak yolda yürüdükten sonra dere kenarına iniyoruz. İlk dere geçişimizi yaptıktan sonra yürüyüşe derenin sağındaki ve solundaki patikalardan ama genelde dere içinden yürüyerek devam ediyoruz. Yolumuz üstünde şu anda kullanılmayan bir değirmen ile karşılaşıyoruz. Eskiden un öğütmek için kullanılan değirmen maalesef şu anda kullanılmıyor. Hemen sonrasında dere üzerinde oluşmuş 4-5 metrelik şelale bundan sonra karşılaşacaklarımızın bir müjdecisi gibi duruyor. Yaklaşık yarım saatlik yürüyüşten sonra kanyonun daraldığı noktaya varıyoruz. Burada dere yatağı 2 metreye kadar daralıyor ve suyun yüksekliği bu noktada bele kadar ulaşıyor. Biraz yürüdükten sonra kanyon tekrar genişliyor. Bu seferde bir jungle’ın içinde buluyorsunuz kendiniz dev yapraklı bitkiler, üstünüzde size doğru uzanan bir orman, göletler, yosun tutmuş devrilmiş ağaçlar. Tam bir görsel şölen. Tabi ki sadece yürümüyoruz, dere üzerindeki küçük göletlere, şelalelere girip serinleyerek devam eden yürüyüş 2,5 saat yürüyüşten sonra karşımıza çıkan şelalede bitiyor. Burada öğle yemeği yendikten sonra dönüş başlıyor. Dönüşte katılımcılar derede yürümeye alıştıklarından daha hızlı yürüyorlar. Bu parkurdaki yürüyüş yaklaşık 4,5 saat sürüyor. Aslında km olarak fazla bir mesafe alınmıyor fakat dere içinde hızlı yürünmediğinden yürüyüş süresi bu kadar uzun sürüyor. Bu parkurda özellikle rehberinizi yürüdüğü yerlerden yürümeye ve suyun içindeki küçük kayalara dikkat edin.
Üstümüzü değiştirip çaylarımızız içtikten sonra saat 17.30 civarı İstanbul’a hareket ediyoruz. Saat 20.00 civarlarında İstanbul’a varıyoruz.
Gereksinimler
Bilekleri saran yürüyüş botu. Sert ve tırtıklı taban tercih edilmelidir. Topuklu, kösele ve düz tabanlı ayakkabı giymeyin. (Dere parkuru olmasına rağmen sandalet önermiyoruz)
Yedek ayakkabı, çamaşır ve mevsime göre yedek giyim eşyası.
Yağmurluk veya panço.
Küçük bir sırt çantası (kumanya, su ve kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamak için)
Mevsime göre çakı, fener, gözlük, şapka, bere, eldiven, güneş kremi vs...
Yanınızda yeterli miktarda su bulundurun.
Hafif, kolay kuruyan, rahat ve dar olmayan giyisiler giyin. Kot giyinmeyin.
Bir müddet toprak yolda yürüdükten sonra dere kenarına iniyoruz. İlk dere geçişimizi yaptıktan sonra yürüyüşe derenin sağındaki ve solundaki patikalardan ama genelde dere içinden yürüyerek devam ediyoruz.
Serindere, Yuvacık baraj gölünü besleyen derelerden biridir. Dere zaman zaman 2 metreye kadar daralan ve oldukça dik bir kanyon oluşturmuştur. Burada yürümek bazıları için''ürkütücü'' olarak nitelense de bu sporu ilk defa deneyenlerin de rahatlıkla yapabileceği oldukça keyifli bir parkurdur.
Çevre köylerdeki nüfus genelde Karadeniz'den göçüp gelenlerden oluşur.
Haziran ayında bu patikada dağ çilekleri adeta coşar. Bu çileklerin aroması, manavlardan aldığınız çileklerinkine hiç benzemez.
Etkinlik Programı
Saat 08.00’de İstanbul’dan ayrıldıktan sonra ilk molamız 1 saat 15 dakika sonra Yuvacık’ta dere kenarındaki Karaaslan Alabalık çiftliğinde. Burada vereceğimiz 40 dakikalık molada köy kahvaltısı yapıyoruz. Kahvaltıdan sonra yarım saatlik yolculukla parkur başlangıcına varılıyor. Serindere parkuru her ne kadar orta düzeyde bir parkur olsa da doğa yürüyüşlerine yeni başlayanlar için de uygun bir parkurdur.
Yürüyüş kanyon girişindeki küçük alabalık çiftliğinden başlıyor. Bir müddet toprak yolda yürüdükten sonra dere kenarına iniyoruz. İlk dere geçişimizi yaptıktan sonra yürüyüşe derenin sağındaki ve solundaki patikalardan ama genelde dere içinden yürüyerek devam ediyoruz. Yolumuz üstünde şu anda kullanılmayan bir değirmen ile karşılaşıyoruz. Eskiden un öğütmek için kullanılan değirmen maalesef şu anda kullanılmıyor. Hemen sonrasında dere üzerinde oluşmuş 4-5 metrelik şelale bundan sonra karşılaşacaklarımızın bir müjdecisi gibi duruyor. Yaklaşık yarım saatlik yürüyüşten sonra kanyonun daraldığı noktaya varıyoruz. Burada dere yatağı 2 metreye kadar daralıyor ve suyun yüksekliği bu noktada bele kadar ulaşıyor. Biraz yürüdükten sonra kanyon tekrar genişliyor. Bu seferde bir jungle’ın içinde buluyorsunuz kendiniz dev yapraklı bitkiler, üstünüzde size doğru uzanan bir orman, göletler, yosun tutmuş devrilmiş ağaçlar. Tam bir görsel şölen. Tabi ki sadece yürümüyoruz, dere üzerindeki küçük göletlere, şelalelere girip serinleyerek devam eden yürüyüş 2,5 saat yürüyüşten sonra karşımıza çıkan şelalede bitiyor. Burada öğle yemeği yendikten sonra dönüş başlıyor. Dönüşte katılımcılar derede yürümeye alıştıklarından daha hızlı yürüyorlar. Bu parkurdaki yürüyüş yaklaşık 4,5 saat sürüyor. Aslında km olarak fazla bir mesafe alınmıyor fakat dere içinde hızlı yürünmediğinden yürüyüş süresi bu kadar uzun sürüyor. Bu parkurda özellikle rehberinizi yürüdüğü yerlerden yürümeye ve suyun içindeki küçük kayalara dikkat edin.
Üstümüzü değiştirip çaylarımızız içtikten sonra saat 17.30 civarı İstanbul’a hareket ediyoruz. Saat 20.00 civarlarında İstanbul’a varıyoruz.
Gereksinimler
Bilekleri saran yürüyüş botu. Sert ve tırtıklı taban tercih edilmelidir. Topuklu, kösele ve düz tabanlı ayakkabı giymeyin. (Dere parkuru olmasına rağmen sandalet önermiyoruz)
Yedek ayakkabı, çamaşır ve mevsime göre yedek giyim eşyası.
Yağmurluk veya panço.
Küçük bir sırt çantası (kumanya, su ve kişisel ihtiyaçlarınızı karşılamak için)
Mevsime göre çakı, fener, gözlük, şapka, bere, eldiven, güneş kremi vs...
Yanınızda yeterli miktarda su bulundurun.
Hafif, kolay kuruyan, rahat ve dar olmayan giyisiler giyin. Kot giyinmeyin.