Ren Nehri Kıyıları

[BlueSilence]

Şimdiye kadar hep merak ettiğim şehirler ve onların görsel mirasını gezmekten büyük keyif almıştım. Halen de alıyorum aslında. Ama bu yıl kendim için önceki gezilerimin dışında, biraz daha sıradışı bir güzergah belirledim. İki yakın arkadaşımla birlikte yaklaşık 400km boyunca dura kalka onlarca köy, kasaba gezip bolca anı depoladık... Resimlerle özet niteliğinde kısa kısa geziden notlarımı da aktarayım...

İstanbul'dan Köln'e uçarak başladı maceramız. Bu arada ilk defa denediğimiz Germanwings'ten de fazlasıyla memnun kaldığımızı söyleyebilirim.

Sabahın erken saatlerinde edilen kahvaltının ardından meşhur Dom katedraline doğru yürüdük. Önceki ziyaretimde çok aceleye gelmişti. Bu sefer meydanı doya doya gezme fırsatım da oldu.

Ara sokaktan kıvrılıp sonunda Ren Nehri ile buluştuğumuz ilk noktaya, "Eski Köln" evleri, nehre bakan şirin kafeler, bolca yeşil alan ve yürüyüş parkurunun yer aldığı kıyıya geçtik.

Eğer yer bulabilirseniz buradaki oteller çok şirin ve nehir manzaralı, oldukça sakin bir bölgede yer alıyorlar. Gerçi Köln fuarlar ve iş toplantıları nedeniyle sıkça ziyaret edilen bir geçiş noktası olduğundan şehirde boş oda bulma gibi bir sıkıntınız da yok.

Amacımız şehirden uzaklaşıp nehrin her kıvrımında tepe başını tutan şatoların olduğu, çiftlik ve eski Alman köy evlerinin yer aldığı ufak kasabalara doğru ilerlemek. Köln'de bir iki saatlik kısa bir gezintinin ardından yola koyuluyoruz...

 

[BlueSilence]

Düzenli ve tertemiz sokaklarıyla Almanya'nın eski başkenti Bonn'da durarak hem etrafı gezdik hem de yemek molası verdik.

Yaşamının bir bölümünü bu şehirde geçiren Beethoven'ın evi en bildik ziyaret noktası. Onun anısına şehir meydanına bir de heykelini dikmişler.

Meydandan etrafa saçılmış ara sokaklar ise oldukça keyifli. Köşe başlarında minik minik kafeler var. Yol boyunca da pek çok alışveriş seçeneği size kıyafetten hediyelik eşyaya kadar onlarca seçenek sunuyor.

Ufak bir meydana bakan görkemli belediye binası, önüne kurulan pazar ve etrafındaki kafeler görmeye değer. Avrupa şehirlerinde en çok sevdiğim husus "meydan kültürünün" olması. Her birinin ayrı bir havası ve güzelliği var.

Ben balıktan fast-food zinciri kurma olayının bizim balık ekmekçilerden ibaret olduğunu düşünürdüm. Ama yanılmışım Nordsee hem hesaplı hem de çok lezzetli deniz ürünlerine sahip. Biz de meraktan girip atıştırdık. Memnun da kaldık.

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri kıyıları...

Bundan 6-7 sene önce Köln'den Frankfurt'a trenle geçerken hayran kalmıştım bu bölgeye. Nitekim Ren Vadisi diye geçen bu alan, barındırdığı görsel zenginliği dünya mirası listesine girerek taçlandırmış.

Özellikle Bonn ve Bingen arasında kalan kıyı şeridi muhteşem manzaralara sahip. Şarap üretimi yapılan köyler, her köyün en yüksek noktasına dikilmiş ve bir kısmı bugün otel veya restoran olarak işletilen şato, kule veya kaleler ve aralarından kıvrılan Ren Nehri...

Bonn'dan başlayıp nehir boyunca onlarca yeri ziyaret ettik. Bunların çoğu kamera kayıtlarında var. Ancak birkaçını fotoğrafladık. Bu arada eğer yol yardımı aldığınız bir cihaz varsa muhtemelen sizi en kısa yoldan diğer noktaya götürmeye çalışacaktır. Onu dinlemeden B9 yolunu takip edin. Böylelikle nehir kıyısından ilerlemiş olacaksınız.

Kuzeyden güneye doğru aklımda kalan ve uğramanız gereken noktalar Godesberg, Königswinter, Arenfels, Andernach, Koblenz, Königstuhl, Boppard, St. Goar, Oberwesel, Bacharach, Lorch, Rheinstein, Bingen ve Rüdesheim

Koblenz'den nehir kıyısı...

Şehir biraz sanayi, biraz şarap üretimi biraz da doğal mineraller üzerinden geçim sağlıyor. Yerleşim alanı da ikiye ayrılmış.

Fotoğrafın çekildiği yaka şehrin sakin ve nezih kesimlerinin olduğu yer. Karşı yaka ise daha çok günlük hayatın koşuşturmasının yaşandığı ve şehrin iş yükünü çeken bölge.

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

40'tan fazla şato veya kalenin yer aldığı vadideki şirin kasabalardan birisi St. Goar

Burada olduğu gibi çoğu yerde nehrin karşı kıyısına geçmek için bir köprü yok. Bunun için nehrin elverişli kesimlerinde, bildiğimiz arabalı vapurları kullanıyorlar.

Çok fazla turist çektiği için hemen her konuda fiyatlar ortalamanın üzerinde. Ama yine de St. Goar'da tadına baktığımız şeftalili brandy oldukça güzeldi (ki benim içkiyle pek aram yoktur).

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Görmeyi çok istediğim ve büyük keyif aldığım bir diğer yer Bacharach. Eski tip Alman evlerinden bolca bulabileceğiniz bu şirin kasabada da merkez kısım turistik hale gelmiş. Restoranlarda yerel kıyafetlere sahip çalışanlar hizmet veriyorlar.

Yapılar 1300'lü, 1500'lü yıllardan kalma olunca ortaya enfes bir tablo çıkıyor. Dar sokakların mini meydanlara çıktığı, biraların tokuşturulduğu samimi ve sıcak ortama sahip barların ve bir kısmı otele çevrilmiş köy evlerinin olduğu kilise çanlarıyla seslendirilen bir film seti veya tiyatro sahnesi gibi sanki...

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Bu sokakları Noel döneminde tam bu aralar yeniden görmeyi isterdim. Çok keyifli süslemeler ve ara sokaklarla karşılaşacağıma eminim.

Bu ve bir alttaki resimde göreceğiniz gibi kasabanın eski sınırları için giriş-çıkış kapıları varmış.

Bu kapıların ardında kalan kısımlarda daha yeni tarzda müstakil evler ve bolca yeşil alan var

Otele çevrilmiş eski yapılar ve arka alanda şarap üretimi için ekili alan...

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Ve bölgeden son fotoğraflar... Ardından biraz daha güneye inerek kameraya aldık ve dönüş yoluna koyulduk. Fazla karanlığa kalmamak için de bu sefer nehir kenarı yerine iç kesimdeki (yanlışım yoksa A61 galiba) otoyoldan önce Bonn'a oradan da Köln'deki otelimize döndük.

Aklımdaysa halen göremediğim ve gezilebilen şatolar, yüksek kesimlerden çekebileceğim fotoğraflar ve eşsiz manzara kaldı. Daha görmeyi çok istediğim onlarca yer var ve öncelik onlarda tabii ki. Ama yolum bir şekilde buraya yeniden düşerse o topraklara dair içimde kalan şeyleri gidermek adına bıkmadan yine aynı bölgeyi rahatlıkla gezebilirim sanırım

 

[Jeep34]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Ne güzel yerleri görmüşsünüz...Bu bölüme çok faydanız olacağınıza eminim

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

teşekkür ederim. Boş vakitlerde üç beş nokta hakkında daha fotoğraf ve kısa yazıları aktarmaya çalışacağım. Her ne kadar tanıdık şehirler olsa da şehri benim ne şekilde gördüğümü aktarırım en azından

 

[Felice]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

resimler ve açıklayıcı bilgiler için teşekkürler, anlaşılan bu bölüm daha da ilgi çeker hale gelecek
selamlar.

 

[AYDURAN]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Haluk hocam bu güzel yerleri, böylesine güzel fotoğraflarla bizlere sunduğunuz için teşekkürler...Paylaşımlarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyoruz...

 

[BlueSilence]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Ben teşekkür ederim. Boş vaktimde bu gezinin devamını da aktarırım.

Buradan sonra trenle Amsterdam'a, oradan balıkçı köyleri, peynir üretimi yapan köyler ve bir iki de yel değirmeni bulunan ufak kesimlere doğru gittik. Oralardan da aralarında çok sevdiğim fotoğraflar var, paylaşmayı isterim.

 

[camouflage]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Güzel gezinize bir ilavede benden.
Dom Katedrali, amaçsızca yola çıktığım (sadece zinciri kırmak) diyebileceğim seyahatimde Köln'e iniş anında uçaktan gördüğüm ve kesin buraya gitmem lazım diyerek başladığım seyahatimin başlangıç kilometre taşıdır. Önündeki kocaman alanda sokak ressamları ve çalgıcıları seyretmeye doyum olmuyor.

 

[Jeep34]

Ynt: Ren Nehri Kıyıları

Nefis Paylaşıma teşekkürler