Osmanlı Tokadı

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan faraklit Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 3
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,432

faraklit

Ana Kamp
Mesajlar
51
Tepkime Puanı
1
Osmanlı zamanında ordu çeşitli birliklerden oluşurmuş. O birliklerden biride Tokatçı birliğiymiş. Tokatçı denilen askerler devşirmelerden oluşur ve gayet iri yapılı, iri elli kişilermiş. Bunların özel çalışma salonları varmış. Salonlarda mermerden yapılı olan büyükçe kolonlar varmış. Tokatçılar bu mermer kolonları tokatlayarak ellerinde nasırlı bir katman oluşturur ve vuruşlarını kuvvetlendirirlermiş. Savaş sırasında ordunun en arkasında bulunur savaşın sonlarına doğru hızla savaş alanına girer ve bitkin durumda olan düşman askerlerini tek tokat darbesiyle yerle bir ederlermiş.Tokat attıkları kişinin yüzünü içeri çökertir ve beyin kanaması geçirmesine sebep olarak öldürürlermiş.

Bu bilgilere yakın zamanda arkeolojik kazılar esnasında ulaşılmıştır.Yapılan araştırmada kafatası içene beyne doğru göçmüş insan iskeletleri bulunmuş ve araştırmaya koyulmuştur.Araştırma sonucunda bu sonuca neden olan unsurun Osmanlı’daki tokatçı birliğinin sebep olduğu öğrenilmiştir.Daha önce Tokatçılar hakkında bilgi sahibi olunmasına karşın bu durum araştırmacıları çok şaşırtmış ve daha derin araştırma yapmaya itmiştir.Araştırma sonucunda ölümün kafatasına yapılan ilk vuruş ve boyna yapılan ikinci vuruş neticesinde geldiği ve bu neticede kafatası ve boynu kırılmış düşman askerlerini bulabildikleri sonucuna ulaşmışlardır.
[attachment=1]
Osmanlı Tokat’ının 4.Murat döneminde ortaya çıktığı tokatı atan ilk kişinin Sadrazam Hafız Paşa olduğu rivayet edilmektedir.

osmanli.jpg
 

Etiketler
Ynt: Osmanlı Tokadı

Osmanlı ordusundaki en ilginç askeri birlik bence Başıbozuklar'dır. Okuduklarıma göre Başıbozuklar da tokat eğitimi alırlarmış. Evsiz, hastalıklı, zihinsel sorunlu ve benzeri nedenlerle toplumdan dışlanmış ve dış görünümleriyle insan suretinden çıkmış insanlardan oluşan Başıbozuklar, silah olarak ellerine ne geçerse onu kullanırlarmış. Bu bir balta olabileceği gibi, çivili sopalar, zincirler veya topuzlar olabilirmiş. Asıl eğitimli ordunun en önünde binlerce başıbozuğun koştura koştura ve tuhaf sesler çıkararak düşmanın üstüne salınmasıyla büyük bir psikolojik çöküş yaşayan düşman, başıbozukların ardından gelen eğitimli askerler tarafından kısa sürede yok edilirmiş.

Bir ara Yüzüklerin Efendisi filmindeki Ork'ların Türk olduğu söylentisiyle biraz ortalığı ayağa kaldırmıştık ama büyük bir ihtimalle adamların bahsettiği başıbozuklar idi :smiley: Başıbozuk aynen okunduğu gibi İngilizce ve Fransızcaya da sıfat ve hatta fiil olarak geçmiştir.

Geçen zaman içinde ise başıbozukların belirli bir disipline girmeleriyle (düzenli ordunun önünde giden düzensiz ordu vasıflarını koruyarak) biraz daha şekle şemale girmeleri sağlanmış.

[attachment=1]

basibozuklar.jpg
 

Ynt: Osmanlı Tokadı

Bahsettiğiniz gibi devşirme askerlerden seçilip yetiştirilen ve fanatizm boyutunda kadercilerin gönüllü oluşturduğu bir ordu gurubu mevcuttu. Bunlara önceleri "Delil" denirdi izci anlamında. Hayvan postu giyerler (genellikle ayı ve kurt postu) ve baskın şeklinde saldırıdan önce kömür karası ile yüzlerini boyarlardı. Düşman ordu yürüyüşe geçtiğinde bu birlikler düşmanı sürekli izleyerek ana orduya bilgi verirlerdi. Fırsat buldukçada en umulmadık yer ve zamanlarda düşmana saldırırlardı. Saldırı sırasında asla ok yada benzeri bir silah kullanmazlar zırh veya kalkan taşımazlardı. Düşman birliklerinin moalini bozmak ve korkutmak için bu iri yapılı askerler kısa hançer kısa pala ve küçük baltalar kullanırlardı. Dövüş esnasında da genellikle ellerini kullanırlardı. İki ordu savaş formasyonuna girdiğinde öncül olarak bu birlikler düşmana saldırırlar moral çöküntüsü yaratırlardı. Zamanla Delil adı dilimizde deli olarak kullandığımız kelimeye dönüştü. Bu kelimenin kökü buradan gelir. Mermer tokatlama yanında bu insanların bileklerine erişkinlikten itibaren dökme kurşun bileklikler takılır ve sadece savaşta çıkarmalarına izin verilirdi. Mermeri yağlamalarının sebebi ise düşmanın genellikle çelik zırh giymesinden dolayıdır. Ortaçağda zırhlar paslanmaması ve nemden korunması için yağlanırdı savaşırken kaygan bir zemine vurabilmeye alışmak için mermer yağlanırdı. Düşman öncü birlikleri ile savaşan deliller hemen geri çekilir ve düşmanın zırhlarında ki özellikle başlıklarında parmak izleri açıkça belli olacak şekilde yamukluklar bulunan ölü askerleri almaları ve geri götürmelerine izin verirlerdi. Osmanlı tokadı sözcüğü böyle ortaya çıkmış.
 

Ynt: Osmanlı Tokadı

Azab veya azap, Osmanlı devletinde çoğunlukla garnizon askeri olarak görev yapan bir askeri birim. Sözcüğün anlamı "bekar erkek"tir. Henüz evlenmemiş genç erkekler azab yazılabilirlerdi.

Azablar Osmanlı ordusunun Anadolu'daki yaya askerlerinin çoğunluğunu oluştururlardı ve yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması, kalelerin savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi.

Azablar yükseliş döneminde Osmanlı seferlerinin değişmez bir parçasıydı. Meydan savaşlarındaki görevleri ordu merkezinin ön tarafında, yeniçerilerin ilerisinde durmaktı. Hafif donanımlı olan azab askerleri düşman ordusunda Osmanlı merkezinin zayıf olduğu kanısını uyandırır ve bu durum padişahın tuğunun da bulunduğu merkeze doğru bir saldırı başlatılmasına yol açabilirdi. Beklenen bu saldırı gerçekleşirse, azablar düşman birliklerine ok atarak ilerleyiş sırasında kayıp vermelerini ve özellikle düşman süvarisinin saf düzeninin bozulmasını sağlamaya çalışırlardı.

Düşmanla yakın temasa giren azab birliği geri çekilerek ya da kaçarak gerisindeki yeniçeriler ve topçu birliklerinin ateş açmaları için alan yaratmaya çalışırdı. Bu arada Osmanlı ordusunun kanatlarını oluşturan tımarlı sipahiler için merkeze yüklenen düşman ordusunu kanatlardan vurma fırsatı doğabilirdi. Azapları takip ederken safları daha da bozulan düşman ordusu, tahkim edilmiş yeniçeri siperlerine ve onların arkasındaki daha ağır donanımlı, daha iyi eğitilmiş profesyonel askerlere çarpardı.

Azab askerlerinin temel donanımı ok, yay, eğri kılıç ve savunma için bir kalkandan oluşurdu. Çoğunlukla zırh giymezlerdi, bu da gerektiğinde daha hızlı geri çekilebilmelerini sağlardı. Bazı savaşlarda yeniçeriler gibi kazdıkları siperlerin içine süvariye karşı kazıklar yerleştirerek bunların arkasından ok atışı yaptıkları kaydedilmiştir. Kara ordusu dışında, donanmada görevli deniz azapları da vardı.AYNI ZAMANDA BU AZABLARIN BİLEK GÜÇLERİ İNANILMAZDI SAVAŞ SIRASINDA EN ÖNDE İLERLEYİP DÜŞMANI KORKUTMAK AMCIYLA PALA VE KÜÇÜK BALTA GİBİ AETLER KULLANIRLARDI BAZEN DÜŞMANI YUMRUK VE TOKATLARI İLE BAYILTIRLARDI OSMANLI TOKATI BURDAN GELMEKTEDİR BU ASKERLER ÖLÜMÜ VE KORKUYU HİÇ BİLMEZLERDİ BU YÜZDEN BU ASKERLERE (DELİL)YANİ DELİ DE DENİYORDU
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,744
Mesajlar
1,523,065
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst