Orman Arazilerimiz İçin

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan çevikbir Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 13
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,698

Etiketler

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

Çölleşmeye karşı çıkmak için TEMA Vakfına her yönden destek vermeliyiz...
 

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

Peki şimdiye kadar böyle bir yasa olmamasına rağmen orman talanının önüne geçilebildimi. ? Hayır...!!!

Şimdi daha önceden talana uğramış ve halen kullanılmakta olan arazilerimizi tekrar orman vasfına kavuşturabiliyormuyuz.? Hayır...!!!

Daha önceden orman vasfını yitirmiş veya bilerek talan edilmiş yerlerin geri dönüşü yoksa, bunların parasını ekonomiye kazandırmanın neresi kötü.
 

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

byseyyah' Alıntı:
Peki şimdiye kadar böyle bir yasa olmamasına rağmen orman talanının önüne geçilebildimi. ? Hayır...!!!
Şimdi daha önceden talana uğramış ve halen kullanılmakta olan arazilerimizi tekrar orman vasfına kavuşturabiliyormuyuz.? Hayır...!!!

Bu sorularınıza neden 'hayır' cevapları verdiğinizi ve cevapları 'evet' yapmak için neyin gerekli olduğunu düşünseniz daha 'hayırlı' olur bence.
 




Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

Yaklasik 3-4 ay evvel, bir gazetede orman alanlarimizin yuzde bilmem kac arttigi yaziyordu. Kaynak olarak da, universitelerimizden birinde gorev yapan bir profesor doktor isaret ediliyordu. Aksi gibi haberi kaydetmedim, sinirimden kapattim ekrani. Gercekten boyle bir artis var mi,lutfen biri soylesin. Onca orman yanginindan, kacak kesimden, arsa yapmak icin cikarilan yanginlardan ve ensesi kalin abilere gecilen kiyaklardan sonra;hala orman arazilerinin arttigini soyleyebilir miyiz? Ne yazikki, milletimiz hala demokratik olarak tepki vermeyi ogrenemedi. Umarim ogrenene kadar basta ormanlarimiz olmak uzere,bircok degerimizi daha kaybetmeyiz.
 

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin


"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak" der bir Kızılderili atasözü...
 





Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

5831 SAYILI KANUN SONRASI ORMANLARIMIZ ve 2B SORUNUNDA GELİNEN NOKTA


1. 5831 Sayılı Tapu Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15.01.2009 tarihinde TBMM'de kabul edilmiş ve 26.01.2009 tarihinde de Cumhurbaşkanı'nca onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Toplam 11 maddeden oluşan bu kanunun uygulama ile ilgili iki maddesi çıkartıldığında geriye kalan dokuz maddenin sadece bir maddesi Tapu Kanunu ile ilgili olup, diğerleri ise dört madde ile Orman Kanunu ve ikişer madde ile de Kadastro ve Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemelerdir. Görülmektedir ki aslında bu; Orman Kanunu ve Kadastro Kanununda yapılan bir düzenleme olup Kanunun adı ile içerik ve amacı birbiriyle uyumlu değildir. Bu husus, kanun yapma (kodifikasyon) sistemine uygun değildir. Doğrusu Kanunun amacının adında yer almasıdır. Kanuna yöneltilecek şekli, ama ilk eleştiri budur.

2. Kanunun 2. maddesinde yer alan, 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesine yapılan; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır." eklemesi kesinlikle Orman Kanununa ve Anayasanın 169. maddesine uygun değildir. Bu düzenleme ile fiilen Orman Kadastro Komisyonları işlevsiz hale getirilmekte, ormanların; uzmanlığı orman olmayan kişilerce belirlenmesine yol açılarak orman varlığının azalmasına sebep olabilecektir.

3. 5831 Sayılı Kanunun 3. maddesi ile Orman Kanununun 9. maddesine; "3402 sayılı Kadastro Kanununa göre kadastrosuna başlanan çalışma alanlarında evvelce kesinleşmiş olan orman haritalarının kontrolü sonucunda tespit edilecek hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü hataları 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre oluşan kadastro ekibince düzeltilir. Diğer vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan aplikasyon, ölçü ve çizimden kaynaklanan yüzölçümü ve fenni hatalar ise kadastro müdürlüğünce mahalli orman kuruluşuna bildirilir. Bildirim tarihinden itibaren onbeş günlük süre içerisinde orman kadastro komisyonu görevlendirilir." şeklinde yapılan düzenleme ile orman kadastrosundaki muhtelif hataların düzeltilmesi hedeflenmiştir. Burada iki tarafı keskin bir kılıç vardır. Bu kılıcın ormanlar lehine mi, yoksa aleyhine mi işleyeceği belirsizdir. Özellikle bu eklenen maddenin birinci cümlesi kesinlemiş orman haritalarındaki yüzölçümü hatalarının düzeltilmesini kadastro komisyonlarına bırakması oldukça risklidir. Bu tip yanlışlıkların düzeltilmesi mutlaka orman kadastro komisyonları tarafından yapılmalıdır. Çünkü mutlaka uzmanlığın gerekeceği bir düzeltmedir.

4. Orman Kanunun 45. maddesinde yapılan değişiklikle eskiden orman kadastro komisyonlarının yapmış olduğu kadastro çalışması bundan böyle genel kadastro ekiplerince yapılacaktır. Ayrıca benzer şekilde Kanunun 9. maddesinde yapılan bir düzenleme ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa Geçici 7. madde eklenerek orman kadastro komisyonlarınca başlanılmış orman kadastrosu faaliyetlerinin tamamlatılması görevi de yine genel kadastro komisyonlarına bırakılmaktadır. Bu, yukarıda 2. maddede açıkladığımız gibi orman kadastrosunun bütünüyle etkisizleştirilmesi ve işlevsizleştirilmesi sonucunu doğuracaktır. Elbette ki bunun ormanların lehine olduğunu söylemek mümkün değildir.

5. 5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 1. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:

"6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir."
Bu madde içerisinde geçen "fiili kullanım durumunda olanlar" hepimizin bildiği gibi "orman işgalcileri"dir. Orman Kanununa göre işgal bir suçtur. Suç işlemiş kişileri kadastro tutanağının beyanlar hanesine yazmak, suç işleyen kişileri hem ödüllendirmek, hem suç vasfını ortadan kaldırmak ve hem de yeni suçları teşvik etmekten başka bir işe yaraması düşünülemez. Bu madde açıkça orman varlığını azaltıcı nitelikte olduğundan Anayasanın 169. maddesine aykırıdır.

6. 5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 2. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:
"Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz."
Orman hukukunda kadastrosu yapılmış yerlerde ikinci kadastro men edilmiştir. Bu Kanun ile, yine bu Kanun gereği yapılacak olan uygulamanın ikinci kez kadastro çalışması sayılmayacağı şeklinde bir kanun hükmü oluşturulması, kişiye veya belli bir zümreye mahsus yasal düzenleme oluşturmak anlamındadır. Bu, Anayasamızın 2. maddesindeki "Hukuk Devleti" ve 10. maddesindeki "kanun önünde eşitlik" ilkesine açıkça aykırıdır.

7. 5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 4. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:

"Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında, orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hatalar, yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre düzeltilir."

Burada 5. maddede açıkladığımız hususlardan kadastro tutanaklarının beyanlar hanesine fiili kullanıcıların adının yazılması hukuksuzluğu bir adım öteye daha taşınarak fiili kullanım durumlarına göre "ifraz ve/veya tevhit" de yapılabileceği düzenlenmiştir. Bu, fiili işgalcilerin işgal ettikleri alanları tapu parseline çevirme işlemidir. Yine 5. maddede açıkladığımız gibi orman varlığını azaltıcı mahiyetteki değişiklik kesinlikle Anayasanın 169. maddesine aykırıdır. Bu fıkrada orman ve kadastro haritalarında tespit edilen fenni hataların da bu esaslara göre düzeltileceği hükme bağlanmıştır. Aynı gerekçeyle bu düzenleme de Anayasaya aykırıdır. Üstelik bu işlemler daha önceki tescil durumları hiçe sayılarak yapılacaktır. Devlet dediğimiz varlığın temel işlevlerinden birisi olan tapu sisteminin ve güvencesinin bu hükümle tartışılır hale getirilmesi son derece sakıncalıdır.

8. 5831 Sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa getirilen Ek Madde 4'ün 5. fıkrası aynen aşağıya alınmıştır:

"Bu madde kapsamındaki kadastro, ifraz ve tescil işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın yapılır."

Görüleceği üzere kadastro, ifraz ve tescil işlemlerinde İmar hukuku ve toprak koruma hukukunun geçersiz kılınması, açıkça yapılan bu düzenlemelerin plan hukukunun dışında tutulması demektir. Bu madde; bir yönüyle toprak mülkiyetini düzenleyen 44. ve tarım ve mera hukukunu düzenleyen 45. maddesine aykırılık teşkil ederken, diğer yandan da Anayasamızın planlama ile ilgili 166. maddesine aykırıdır.

Sonuç olarak; 5831 sayılı Kanun 2B olarak tanınan sözde orman vasfını kaybetmiş, gerçekte ise kaybettirilmiş ama hala orman hukuku ve rejimi altında olan orman arazilerinin satışını kolaylaştırmak için yapılmış bir düzenlemedir. Elbette bu Kanun bir satış kanunu değildir, ama arkasından gelecek ve açıkça Anayasaya aykırı olarak satışı içerecek olan Kanunun uygulamasına zaman ve imkan kazandırmak için çıkartılmıştır.

Bu Kanun; Anayasanın 2 (Hukuk Devleti), 10 (kanun önünde eşitlik), 44 (toprak mülkiyeti), 45 (tarım ve meraların korunması), 166 (planlama) ve 169uncu (ormanların korunması) maddelerine açıkça aykırıdır.


Saygılarımızla;
Toprağına Sahip Çık !
TEMA Vakfı
 

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

Nadir Abi konuyu eminim enine boyuna biliyordur. Çünkü bahse konu arazilerin 1981 öncesi dönemde orman vasfını kaybetmiş olması ve bunun kayıt altına alınmış olması gerekiyor. Kendisi o yıllarda genç bir orman mühendisi idi şu an da sanırım içimizde işin aslının ne olduğunu en iyi bilen kendisidir. Bazı gazetelerde yazılar çıkıyor orman yangını yeni olmuş işte 2B arazisi yapmak için yaktılar gibi...... saçmalığın daniskası..... tamam duyarlıyız bir cm kare bile yeşil alan talan edilmemeli de kardeşim yasa açık 1981 gibi bir milat var sonrasında 2B olması söz konusu değil kalkıp 2008 tarihli yangından sonra 2B için yaktılar diye başlık atılıyor........... ya cehalet ya kasıt var.
 

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

Evet Hocam haklısın da ;1981 öncesi yapılanlar da doğru değil ki.Maalesef yanlış başlayan , yanlış devam ediyor.
Konu çok uzun ve karmaşık.Kısaca şunu söyleyebilirim.Bu konuda yurdum insanı ikiye ayrılıyor.
1 - Devlete ve kamuya ait yerlerin millete ait olduğunun bilincinde olanlar , o terbiye ile yetişmiş olanlar.
2 - Aynı yerleri gaspetmeye , babasının malı gibi çevirip bina yapmaya hatta satmaya vicdanları ve ruhları müsait olanlar.

Ne diyeyim ki ?
Deveye sormuşlar : '' Boynun neden eğri ? ''
O da tarihi cevabı vermiş : '' Nerem doğru ki ? ''
 

Ynt: Orman Arazilerimiz İçin

yaylalarda adamlar neler yapmışlar,malikane demek az otele benzeyen binalar var.sahillerdeki betonlaşma zaten ortada. karadenizde de orman alanlarının bir kısmı fındıklığa dönüşmüş hergeçen yıl bitişik ormanlara da çaktırmadan ilerliyor gibi görünüyor.soran olsa herkes dededen bizdeydi buralar değip tapusunu zaten alcak sonradan.buralar içinde yasalar vardı.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,702
Mesajlar
1,522,416
Kayıtlı Üye Sayımız
166,545
Kaydolan Son Üyemiz
Behcet001453

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst