Ynt: Marka Ürünler Ve İşlevselliği (north Face, Marmot Vb.)
Aslında bu soruya teknik cevap verebilmek için gore-tex'in tarihine bakmamız gerekiyor.
1960ların ortalarında DuPont firmasınden 2 mühendisin PTFE üzerine, yani ticari ismiyle Teflon'un ana malzemesine,mekanik olarak genişleterek ( mechanically expanded -ePTFE) yapmış olduğu çalışmalar sonucu elde elilmiş bir üründür. Çekme halinde ePTFE'yi teyp olarak üretmişlerdi. Ancak o dönem DuPont bu ürün ve ürünü bu forma sokan makine için patent haklarını satın almak istemedi ve bunun üzerine bu 2 mühendis ayrılarak Gore firmasını kurdular.
http://en.wikipedia.org/wiki/Gore-Tex
Tekstil olarak dış giyimdeki kullanımının ilk dönemlerinde normalde PU ( poliüretan ) kullanılan montlardaki PU yerine kullanılarak piyasaya sürüldü. Cm2'de yaklaşık 1.4 milyar gözeneğe sahip olan bu ilk nesil gore-tex ne yazıkki koruyucu katmana sahip olmadığı için dış kirlenmeden, insan terinden ve yağlardan ötürü zarar görüp kısa vadede membranda ( ePTFE ) çözünmelere yol açtı. ePTFE bu şekildeki dış etkenlere dayanıklı değildi ve bu yüzden korunması gerekiyordu. Bu yüzden bir sonraki nesillerden itibaren ePTFE'yi PU ile kaplayıp çift taraflı koruma sağladılar. Ancak koruma ile kazandıkları noktada PU nedeniyle nefesalabilirlikten kaybettiler. PU baz olarak hava geçirgenliğine sahip olsa da, aynı ince kalınlıklarda ePTFE ile yarışabilecek bir gözenek oranına sahip değildi ancak dış etkenlerin bu membrana hasar verici etkilerine karşı oldukça dayanıklıydı. Bu yüzden de kullanabildikleri en ince PU ile kaplanmış ePTFE membranlı montları piyasa sürdüler ve ilk Gore-Tex Classic piyasaya sürülmüş oldu.
Bu da günümüzdeki formunu anlatan ve diğer yüksek nefesalabilirliğe sahip olan membranlarla karşılaştırılması.
Bugüne kadar da Gore-Tex Classic modelinin nefesalabilirliği bu şekilde ilerlemiştir. Gore-tex'in XCR, Proshell ve son nesil Proshell'in farkı bu PU katmanı inceltmesi ve ePTFE'ye nasıl işlediği ile alakalıdır. ( woven, lamination, braiding yani dokuma, laminasyon, örme gibi ). PU katmanı ne kadar ePTFE ile iç içe işlerseniz o kadar nefes alabilirlik artacaktır. Nanoteknoloji ve tekstil üretimindeki ince işlemenin sağladığı faydalar bu konuda bize hep artı olarak dönmektedir.
Bu ceketler, ilk dönem de dahil olmak üzere, her zaman DWR yani su kaydırıcılık özelliğine sahip işlemlere tabi tutulmuştur. Bu işlem tekstil'de finishing işlem olarak geçer. Yani ürün aslında fiziksel olarak son formunu aldığında üstüne yapılan beyazlatma, renk verme, hidrofobikleştirme gibi işlemlerdir.
http://en.wikipedia.org/wiki/Finishing_(textiles)
Genellikle floro bazlı polymerlerin sprey ya da yıkama işlemiyle kazandırılması sonucu oluşan bu özellik, hem kayganlık hem de yüzey gerilimi ile tam su geçirmezlik sağlar. Yani malzemeyi ıslatmayarak ve içinde işlettirmeyerek ( impregnation ) suyun uzaklaşmasına izin verir. Bu türde son 5-10 yıldır da neredeyse hiçbir sıvıya yapışmayan türevleri de çıkmıştır. Genellikle nano coating olarak geçen bu işlemde kahve, boya, şarap, kan gibi birçok madde hiçbir iz bırakmadan yüzeyden uzaklaşmaktadır. Son güncel ürünlerle ilgili 2 video :
General Electric spray coating. Nanoscopic yapısıyla havayı incecik bir katman olarak içine hapseder ve malzeme ile sıvı arasında bariyer oluşturur. Bu hava yastığı sayesinde malzemeye hiçbir zaman sıvı temas etmeyecektir.
( 1 cm'in milyonda biri 1nanometredir. Bu tür işlemler 1-100 nanometre arasında bir boyuta sahiptir - http://en.wikipedia.org/wiki/Nanoscopic_scale )
http://www.youtube.com/watch?v=i3jA40arq9Y&list=UUUK0HBIBWgM2c4vsPhkYY4w&feature=share&index=1
www.nanotechcoatings.com
Neredeyse her tür malzemeye uygulanabilen hidrofobik yapıcı işlemler:
http://www.youtube.com/watch?v=IfUaKXasdD4
Aslında tüm bu ürünler malzemenin yüzey gerilimi azaltarak sıvılara olan yapışkanlığını / tutma isteğini azaltacaktır diyebiliriz. Florobazlı nano olmayan spreyler genellikle yüzeyi çok küçük seviyede dikenli bir yapıya getirerek yüzey gerilimi sağlarlar. Bu da kabaca sıvıların topaklanarak ortamdan uzaklaşmasına izin verir.
Bununla ilgili çok başarılı kısa bir özet için lütfen okuyun :
http://www.rei.com/learn/expert-advice/rainwear-dwr.html
Daha da detaya girecek olursak bu yapının işleyişi öncelikle doğadaki su kaydırıcı özelliği olan yapraklara sonra da bunun mühendislik ile günümüzde ticari olarak kullanımına bakabiliriz.
Buna lotus etkisi de denmektedir ( Lotus Effect - http://en.wikipedia.org/wiki/Lotus_effect )
Lotus etkisi gösteren bitkiler superhidrofobilik alt başlığında incelenebilir. Böyle bir işlemden geçmiş bıçağın bir su damlasını kesme videosunu izlereyerek çok daha net algılayabilirsiniz.
Ayrıca ana sayfası için : http://en.wikipedia.org/wiki/Superhydrophobic
[youtube]http://youtu.be/21j1pWaYQCQ[/youtube]
Ne kadar etkileyici olursa olsun tüm bunlar bizim tekstillerimiz için bir "finishing" işlemdir ve ne yazıkki kalıcılığı yoktur. Bu sprey ya da yıkama sonucu oluşan bu su kaydırıcı katman, kullanımla birlikte aşınarak incelecek ve belli noktalarda tamamen kaybolacaktır. Günümüz teknolojisinde ayrıca bu süre uzatılmaya çalışılıyor da diyebiliriz. Ancak yüzeyin yüksek ilmekli yapıda işlenmiş olması ( softshell montlar gibi dikiş aralıkları sık ve yüzeyi doğal yapısıyla pürüzsüz ) burada daha da önemlidir. Yüzey ne sık işlenmişse, doğal yüzey gerilimi de o kadar yüksek olacaktır.
Bu nedenle su geçirmez olmayan bir malzeme DWR ile su geçirmez hale getirilebilir ancak ilk kullanımda bile 100% su geçirmez olması çok düşük bir ihtimal olacaktır. Kat noktalarında ve sürtünme olan noktalarda malzemenin içine işleyen noktalar oluşması kaçınılmaz olacaktır. Çünkü günümüz koşullarında bulabildiğimiz bu kaplamaların su basıncı dayanımı oldukça düşük olacak ve yoğun yağmurda hemen geçirgen hale gelecektir.
Gore-Tex firmasının da ilk günden yaptığı gibi DWR kullanmasının tek nedeni nefesalabilirliği yüksek seviye tutmaktır. Aksi halde gözenekler tıkanacak ve sizin de dediğiniz gibi mont sadece yağmurluk gibi kullanılabilecektir.
En etkili DWR işlem firmanın çıkışta gerçekleştirdiği işlemdir. Elimizde bu tür endüstriyel ekipman olmadığı için Nikwax, Granger, Edelrid, Toko gibi ürünlerin sprey ya da sıvı sabunlarıyla, belli markaların sağladığı ( Siemens, Miele gibi ) outdoor seçenekli düşük devirde kısa sürede yıkama programlı çamaşır makinelerini kullanabiliyoruz. En etkili hali de yıkama sonrası orta sıcaklıkta kurutucuda 45 dk geçirmek oluyor ki bu konunda da aynı firmaların kurutucularında outdoor programı mevcut. Aksi halde ütü kullanarak çok homojen olmayan bir işlemi elden yapmak zorunda kalıyoruz. Bunu da yapamazsak oda sıcaklığında, yıkamış olduğumuz montu kurumaya bırakıyoruz.
Sıkı bir haftasonu trekking'in de yenen yağmur ile tüm DWR kaybedilebilir. Ünlü alman outdoor magazine'in bu konuda eski bir çalışması vardı. 10-12 markayı karşılaştırarak benchmark yapmıştı, ne yazıkki pdf'i şu an bulamıyorum ancak özet olarak yıkama sonrası ısıl işlem ve kaç saat yağmur altında kaldığınız önemli. günde 4-5 saat dışarda kaldığınız 2 günlük turda 80% etkisini yitiren bir işlemden bahsediyoruz marka farkı olmadan.
Bu yüzden sizin sorunuza cevap vermek gerekirse
:
1. Normal yıkama sonrası ve yağmurlarla DWR aşınır ve özelliğini kaybeder ve bu yüzden yenilemek gerekir. Çok kirlenen noktalar yumuşak diş fırçası ve özel sabun ile ( Nikwax, Toko, Edelrid, Granger ) yıkanıp durulanırsa ürün daha uzun ömürlü olur.
2. Bir gore-tex montun doğal su geçirgenliği ( ePTFE membranı ) belli bir süre sonra bozulabilmekte ancak burada entersan detaylar var, orjinal Gore-Tex'li bir ürün 1990'dan önce üretim ise bu garantiye sahip değil ancak sonrasında durum değişiyor. Elimde 5 senesi dolmadan içten çatlama yaşayan PE, PU bazlı membranlı DirectAlpine Devil's jacket mevcut mesala. Ancak 15 sene sonra bile membranı yırtılmasa da bir avuç su üzerine döküldüğünde su geçirmeye başlayan montlar da mevcut. Ancak bu montlar gore-tex değil muadilini kullanıyor. 2014te alacağınız bir montu 10 sene ve üstü kullanabileceğinizi tahmin ediyorum ama aslen Gore firması 1990 dan sonra üretilen her ürünü için paramparça olmadığı sürece ömür boyu su geçirmezlik garantisini veriyor. Ancak sitelerinde bir life-time guarantee görmek mümkün değil. Bununla ilgili bir yabancı forumda Gore firması müşteri hizmetlerinden alınan yanıtların bulunduğu linke göz atabilirsiniz :
http://www.trailspace.com/forums/gear-selection/topics/62420.html
3. Su geçirmezliği üstte dediğim gibi belli koşularda değişmezken, nefes alabilirlik konusunda ek bir bilgi yok. Kirlenen montu yıkadığınız ve DWR'ını aktif tuttuğunuz sürece nefesalabilirlik de etkilenmeyecektir.
Umarım işinize yaramıştır.