Karavan da biriken atıklardan çok fazla rahatsızlık duymamak karavancılığın bir başka özelliği.Aslında karavan için üretilen aksesuarlar bu rahatsızlığı minimuma indiriyor.
İnsanlar da vücutlarından atmak durumunda kaldıkları dışkı ve salgıları atana kadar bir süre beraber oluyorlar.Konuyu bir de öyle düşünün.
Bırakın sizden bir kaç metre ötede kapalı bir yerde de bir süre duruversinler...O kadar sıkıntıya girmektense...
Tabiki terch insanların . walla kücücük T3 de mutfağım var ve büyük bir zevkle kullanıyorum. Kışın dışarıda yağmur yağarken rakı mezemi hazırlamak için ocakda patlıcan bil közlediğimi bilirim. Niye yemek kokacakmışki ac camları havalansın )))
Başlığa bir cevap vermek istiyorum Mangalını sac kurtma makinası ile yakmaya calışan dostlara karavancılık bence uygun değil )))))
Aynı Ömer'inki gibi benim Küheylanda da ocağı tam kapasite kullanıyoruz. Ben öyle sinmiş yemek kokusu filan da almıyorum. Zaten gezdiğimiz güzel yerlerin kokusundan içerde sinmiş koku mu varmış algılamam. Üstüne üstelik içerde tuvalette var. ;D
Ben de geçen gün bot şişirme pompasıyla inatçı bir mangalı tutuşturmuştum. Ne de güzel yandı .
Madem ki konu açıldı, sizlere en pratik mangal yakma yöntemini aktarayım:
Başlangıçta birazcık zahmete girerek ellerinizin kirlenmesine göz yumabilirseniz, ortada boşluk bırakarak, kömürleri dairesel olarak baca şeklinde üst üste dizeceksiniz. (Mimari yeteneği olanlar değişik geometriler de deneyebilir )
Önemli olan baca şeklinde olması ve ortada boşluğun bulunması. Küçük bir parça çıra veya birkaç ince dal parçasını tutuşturup bacanın içine bırakın ve tüm kömürler kor oluncaya kadar bir daha dönüp bakmayın bile. yellemek, üflemek, püflemek yok. Rüzgar yoksa 15 dk., rüzgar varsa 8-10 dk. sonra kor ateşiniz hazır.
Yok ben uğraşamam derseniz fön makinası ya da bot pompası yerine aracın egzosunu da deneyebilrisiniz.
Kazdağları kampında pürümüzle tezek yakarken. Kampın çeşitli noktalarına yerleştirdiğimiz tezekleri yakıp, çıkan dumanla sivrisinekleri uzaklaştırdık. Aynı yöntemle çokça mangal da yaktım. Gerçekten çok pratik. En inatçı kömürleri bile köze çeviriyor.
8 senedir kamp yaparim. Bir suru dostla mangal yakma paylasimina girmisimdir. Ammmaaaa Omer'in ustune mangal yakani gormedim. Adam bir virtuoz. Konusur once komurlerle ve sonra onlari ikna edip yanmasini saglar. Birazdan tecrubelerini aktaracaktir bu konuda.
Karavan da biriken atıklardan çok fazla rahatsızlık duymamak karavancılığın bir başka özelliği.Aslında karavan için üretilen aksesuarlar bu rahatsızlığı minimuma indiriyor.
İnsanlar da vücutlarından atmak durumunda kaldıkları dışkı ve salgıları atana kadar bir süre beraber oluyorlar.Konuyu bir de öyle düşünün.
Bırakın sizden bir kaç metre ötede kapalı bir yerde de bir süre duruversinler...O kadar sıkıntıya girmektense...
8 senedir kamp yaparim. Bir suru dostla mangal yakma paylasimina girmisimdir. Ammmaaaa Omer'in ustune mangal yakani gormedim. Adam bir virtuoz. Konusur once komurlerle ve sonra onlari ikna edip yanmasini saglar. Birazdan tecrubelerini aktaracaktir bu konuda.
Mütevazi davranmadığım nadir konulardan biri mangal yakmaktır ))) Anlatmak zor gelin, birgün yakayım görün )) Bu hafta bir mangal yakışın hikayesini fotoğraflı olarak size sunayım ))
Kendine güvenen varsa yarışırım
Mangalı gazete ile yakacaksınız, çalı çırpı, tahta, çıra yada çeşitli jel kullanmak yok gazete ama tercihen ekonomi yada spor sayfası )))))))
Uzun zamandır karavan ile seyahatlere ilgi duyuyorum.Aslında bu tarz yaşam tarzına ilgi duyuyorum desem daha doğru.Geçen günde bir tanıdığım karavan satın alınca olaya ilgim biraz daha arttı.
Topiğin konusu dikkatimi çekti.Sanırım kamp hayatına,çadırdaymış gibi yaşamaya,mangal yakmaktan uzak insanlara karavancılık uygun değildir diye kısaca kestirip atmak,karavancılığa yazık etmek olur.
Konforlu bir hotel ya da pansiyon tatili ile kamp hayatını birleştiren hoş bir konsept gibi gördüm karavancılığı...
Çekme yada moto olsun ucuz şeyler değil karavanlar...(gerçi çekme karavanlar tahmin ettiğim kadar pahalı değilmiş ) Bu yüzden karavancılığın kime uygun olup olmadığından çok bize uygun olup olmadığını ve karavancılığa hayatımızda ne kadar yer verebileceğimizi anlamak için yaşayarak öğrenmemizde fayda var.Bunun içinde satın almadan önce bir karavan kiralayarak ya da bir karavanda misafir olarak gözlem yapmakta fayda var diye düşünüyorum.
sunuda yazmadan duramadım
insan işin içine girmden ne oldugunuda anlayamıyor bence maddi olarak bir miktar riske girerek bu nalasılabilir bence girdiğimiz risk herkese ve her keseye gore değişecektir ancak bu işe bir şekilde gönül verdiysek sayet denemk lazım baktıkkki olmadı zarara katlanıp cıkabiliriz
ama risk almadanda olmuyor hayatta hiç bir seyin garatisi yok insan bu dunyada yapmak istediklerini kesesi elverdiğince denemeli bence
.
Neredeyse on iki sene sonra, sanal bir köşede unutulmuş bu başlığa neden mi yazdım ?
Salgın nedeniyle de karavanı yeni keşfedenlerin, keşfettiklerini sandıkları şeyin ne olduğu üzerine neler düşünülmüş ve konuşulmuş olduğunu bilmelerinin faydalarına olacağını düşündüm de ondan..
Efendice yapılan bu tatlı sohbeti kaçırmayın, okuyun derim.
Başlığa yazanların çoğuna artık neden rastlanmadığı da işin bilmece tarafı..
Sanki işin biraz mayası,unu önemli gibi Yani karavancı olunmaz doğurulur diyip te abartmak istemiyorum ama yaşam tarzından bakış açısına kadar önemli bir etkendir uygunluğu
Kısıtlı kaynaklarla, minimal bir yaşam olduğunu düşünüyorum. Sınırsız suya, sınırsız enerjiye ve bunun gibi kaynakları sınırsız kullanmaya alışmış olanlar karavan hayatında zorlanabilirler. Karavan hayatında tuvaletimizi bile ne zaman atacağımızı düşünerek yapmaktayız. En az iki kişinin de bu hayatı yapabilmesi ise kanımca çok değerli bir şey karavan hayatında.
Antiparantez, Karavancı sonradan üretme bir şeydir. Olayın aslı kampçılıktır. Biz motosikletle, otomobille, çadırla, çekme veya motokaravanla aslında ''Kampçılık'' yapmaktayız. benim görüşüm budur.
Karavancı sonradan üretme bir şeydir. Olayın aslı kampçılıktır. Biz motosikletle, otomobille, çadırla, çekme veya motokaravanla aslında ''Kampçılık'' yapmaktayız. benim görüşüm budur.
Vakti zamanında bir ağabeyimiz meseleyi şöyle tanımlamıştı:
"Eski kampçılar çadıra girip çıkarken orası burası ağrımaya başlayınca karavana terfi ederler."
.
Düşünceme göre; çalışma yaşamında olup, yalnızca ucuz tatil yapma hedefiyle karavan sahibi olmak isteyenler, yanlış hesap yapmaktalar.
Tabi ben hesabımı, karavanın salgın benzeri etkenlerle artmayacak ve enflasyondan arındırılmış gerçek değeri ile kendi yapım emeklerimizin maddi karşılığını da katarak yapmaktayım.
Zaten "ucuz" kelimesi işin içine girdiğinde farklı bir hesap yaklaşımı da gerçekçi olmazdı.
Anlamsız polemiğe yol açmaması için tekrar edeyim.
Hesaba baz olarak yalnızca çalışma yaşamının kısıtlı zamanında ikinci araç durumunda bir karavanla ve yine sadece ucuz tatil yapma hedefi alınmakta !..
Türkiye bu açıdan Avrupa'ya göre biraz daha avantajlı olsa da bu kişilere karavanın uygun bir çözüm olduğunu sanmıyorum.