Palamutbükü'de bahçelerdeki ağaçlar yıkılıyor desek yalan olmaz herhalde, her taraf narenciye dolu, yüzüne bakan yok..
Eskiden burada çok palamut ağacı varmış hatta köylüler buğday filan bilmezlermiş, palamut meyvasından un elde eder ekmeklerini yaparlarmış.
.
Ovabükü'ne doğru giderken henüz Orman Müdürlüğüne ait, geleceği meçhul, bir çamlık görüyoruz. Su-wc-elektrik yok, tamamen bakir bir küçük koy, plajı çok güzel. ( 36.678230,27.522491 ) .
Yabancı plakalı bir karavan gördük ama sahibini göremedik fakat orada aylarca tek başına (küçük bir köpeği ile) çadır kampı kuran İzmir'li bir hanımefendi ile tanıştık, konuştuk, çok sakin, güvenli bir yer olduğunu anlattı..
Ve Marmaris üzerinden Köyceğiz'e giderken, Akçapınar eski yolu, Okaliptus ağaçlarının oluşturduğu şahane bir tünel..
Köyceğiz'deyiz, aracımızı göle yakın bir yere park edip konaklamaya uygun yer arayışındayız derken Egeli'lerin karavanını görüyoruz ve hemen diğer taraflarına da biz yerleşiyoruz, Yavuz abi getirdiği mandalinaların suyunu sıkmaya çalışıyor ama ben "aaa bunlar nasıl bi şeymiş böyle, bi bakayım" diye 3-5 tanesini götürüyorum
Sahile yakın, camiinin oralarda çok güzel bir bina dikkatimizi çekiyor ve hemen avlu kapısından içeriye giriyoruz.
Belediye kontrolündeki binanın, girişte kapının üzerindeki tabelasında yazıyordu ama ismini bir türlü hatırlayamadık, yavaş yavaş ihtiyarlıyor muyuz ne