Kafa Nereye Biz Oraya, 58 Günde Kütahya-salihli-didim-milas-bodrum-marmaris-datça-fethiye-denizli-af

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan geziyoM Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 310
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 107,601
Fakat hayatın gerçekleri ile yüzleşmekten kaçamıyoruz


Haydi bakalım Mazı Hurma sahiline doğru yol alırken gördüğümüz ve yaptıran Halil oğlu Süleyman Yayla'ya dua ettiğimiz çeşme başında birikmiş olan çamaşırları yıkama vakti..

Laf aramızda hortumu takıp duş bile aldık, düşünün ormandaki şenliği...

Ve Mazı Köyünü geçerken durup sohbet ettiğimiz kilim dokuyan kadınlar..
 

Etiketler
Hurma sahiline inince aracımızı park ettikten sonra ilk işimiz tepeden inerken gördüğümüz ve dikkatimizi çeken kayaları incelemek oluyor, civarda kalıntılar da var.



Daha sonra işletmeci Hüseyin kardeşimizin söylediğine göre o kalıntılar kayıp olan 13. Karya şehrine aitmiş, henüz arkeolojik çalışmalar başlamamış.



 

Konakladığımız Mazı restaurant bahçesinde ( 36.9981699,27.7443849 ) ücret sorduğumuzda önemli değil isterseniz arada bir bir şeyler yiyip-içersiniz olur biter dediler.

Duş, su, wc, elektrik, wi-fi mevcut, çiçeklerin arasında, ağaçlık çok güzel bir bahçe.




Tertemiz denizde yüzerek keyifli zaman geçirdik.
 

Biz 2 gece kaldık ve bazen restorandan ayrı olan kafetaryada manzara seyrettik, yorgunluk giderdik.



Hurma sahilinden saat 11:00 gibi ayrıldık, işletmeci Fatma yenge, yeğeni Hüseyin ve kafetarya sorumlusu Yakup ile kendilerine teşekkür ederek vedalaştık,

Tabiatın bozulmadığı, rahat, huzurlu, tertemiz bir koy..
 

Hurma sahilinin batısında ve bir kaç km mesafede, peş peşe 2 koy daha var,
önce İnceyalı ( 37.001471,27.728391 ) koyunu gezdik, sahilde pansiyonlar var (sezon dışı 70 TL civarı, sezon içi 90-100 TL civarı, sabah-öğle-akşam yemek dahil dediler)



Karavan ile konaklamak için yer bulunabilir gibi.
Deniz ve kumsal çok güzel, bakir bir çevre..


Hemen bitişiğinde Çakıltaşı koyu, sahilde 4-5 karavanın konaklayabileceği güzel bir yer var ( 37.000087,27.735102 ), çam gölgeleri altında, incecik kum, börtü, böcek, çiçek gerçekten çok güzeldi.
 



Ören'e doğru yola çıkıyoruz ve Gökbel köyünü geçip Çökertme'ye uğruyoruz. Sevinç hanım hemen kendisine iş buluyor, gözleme pişiriciliği neyse sonuçta birer tane mis gibi gözlemeyi de yiyoruz ve şimdi ismini hatırlayamadığımız Afyon'lu hanıma teşekkür ederek yola devam ediyoruz.


Nihayet Ören'deyiz. Aracımızı park edip, konaklamaya uygun bir yer bakınırken sahildeki kafelerin arkasında Gezenbilir'den tanıdığımız bir karavan görüyoruz, evet yanılmamışız Çölkartalı (Yeşim-Bülent) oradaymış, tanışıp biraz sohbet ediyoruz ve bizde arabayı oraya getiriyoruz, manzarası güzel bir alan.




Kısa bir tur atıyoruz ve marina inşaatının hızla devam ettiğini görünce “ eyvah bir kaç seneye kalmaz Ören'in denizi de girilmezler arasında yerini alacak “ diye düşünüyoruz
 

Keramos kentinin kalıntılarını gezmek üzere köye doğru yürümeye başlıyoruz,

Bulabildiğimiz kalıntıları geziyoruz.


Kimi bir arabaya park yeri olmuş, kimi bir evin duvarı neyseki yerlerinde duruyorlar


 

Manzaramız...


Sabahleyin pazara giderken Çölkartalları ile karşılaşıyoruz.
Pazarı ve çevresini geziyoruz, ufak tefek alış veriş yapıyoruz ve dönüyoruz.
Bülent beyin tavsiyesi üzerine denediğimiz Milas böreğinin hakikaten çok güzel olduğunu da öğrenmiş oluyoruz.



Öğleden sonra Sevinç hanım yine kendisine iş buluyor, hemen yanımızdaki gözlemeci abla-kardeş ikilisi ile beraber makarna kesmeye başlıyor. Ve sonuç olarak bizim de 2 pişirimlik makarnamız oluyor

 

Deniz,güneş,mis gibi hava derken Alatepe'den atlayan yamaç paraşütçülerini de izliyoruz





ve bir ara nasıl olduysa kendimi sahnede buluyorum, sesim güzel olmasada içimde bir cevher var mutlaka

 

Ören'deki günlerimiz eğlenceli bir şekilde geçiyor, bazen bisiklet turu bazen komşularla sohbet, sevgili Ülker abla ve Yavuz abi (Egeli) ve Yeşim-Bülent (Çölkartalı).


 



Artık Örende son günümüz, gözlemeci komşularımızın sayesinde daha önce hiç tatmadığımız kabak çiçeği dolmasını da görmüş ve tadına bakmış oluyoruz, hımmmm, nefis


 

Kahvaltıdan sonra Alatepe'ye doğru devam,



Yolu pek güzel değil, tepede orman yangın kulesi ve helikopter alanı ile, yamaç paraşütü pisti var.Manzara süper..

 

Ve kuşbakışı Ören'de kamp yaptığımız meydan..


Çok güzel bir bahçe içerisinde güzel bir kafe var, ayrıca manzaraya sahip kameriyeler mevcut.

 

Saat 14 civarı Ören-Akbük'ü yukarıdan seyrediyoruz, muhteşem bir manzara..


4-5 gün kalmayı planladığımız Akbük'te hafta sonu olduğu için ağaç altları piknikçiler ile doluydu,
kenarda bir yere park ettik ve akşam olunca canımızın istediği yere konuşlandık ( 37.033672,28.099218 )

 

Rahat, huzurlu bir gece geçirdik.

Sabahleyin harika bir manzaraya uyandık, kahvaltımızı yaptık, denize girdik,denizin bu kadar güzel tonlarını ilk defa burada gördük,




Eskişehir'li karavanlı dostlarımız Firdevs hanım ve eşi Deniz bey ile tanıştık, sohbet ettik.. keyifli bir gün geçirdik.

Dingin, çarşaf gibi bir deniz akşamından sonra sabah kalktığımızda “hooop n'oluyo” dediysek de yapacak pek bir şey yoktu

 



Biz de Akyaka'ya devam ettik.
Yolda güzel bir kamp alanı gördük, Kıran sahili, bir iki karavan konaklayabilir. ( 37.033289,28.175310 )

Akyaka'da bizi bekleyen yağmur eşliğinde gezdik, avare avare dolaştık, bulutların ağaçlar ile kavuşmasını izledik ..