Heinrich Krippel

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan behicefe Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 4
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,934

behicefe

Zirve
Mesajlar
1,395
Tepkime Puanı
1
Yer
aydın-koçarlı
Türkiye’de gerçekleştirdiği anıt heykeller ile tanınan Avusturya’lı heykeltıraş, ressam, bakır oymacısı ve illüstratör Heinrich Krippel 17 Eylül 1883’de Viyana’da dünyaya geldi. Sanat eğitimini Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde Profesör Hemler atölyesinde tamamladı. Daha çok portre, büst ve mezar taşları üzerinde çalıştı ve tanındı. I. Dünya Savaşı’na topçu subayı olarak katılan Krippel 1925 yılında Atatürk anıtları yaptırılmak amacı ile Türk Hükümeti’nin davetlisi olarak Türkiye’ye geldi. 1938’e kadar onüç yıl Türkiye’de kalarak Atatürk heykelleri gerçekleştirdi.

Atatürk sanatçıyı köşkte misafir ederek hazırlayacağı tüm heykeller için kendisine poz vermiştir. Krippel bu heykel ve anıtların ön çalışmaları ve taslaklarını Türkiye’de hazırladı. Bu taslaklardan tasarlanarak hazırlanan heykel kalıpları sanatçının Viyana’daki atölyesinde üretildi ve Viyana Birleşik Maden işletmelerinde bronza döküldü. Bu heykeller daha sonra parçalar halinde Türkiye’ye getirildi ve yerlerinde monte edildi.

Sanatçı Türkiye’de kaldığı onüç yıl içinde ilk olarak İstanbul Sarayburnu’ndaki Atatürk anıtını 1925 yılında gerçekleştirdi. Daha sonra 29 Ekim 1926’da Konya Atatürk anıtı açıldı. 24 Kasım 1927’de o günkü adı ile Hakimiyet-i Milliye olan Ulus Meydanı’nda Yeni Gün Gazetesi sahibi Yunus Nadi Bey’in önderliğinde Türk uslunun maddi katkıları ile yaptırılan, Ankara’yı taçlandıran Zafer Anıtı açıldı. Anıt kaidesinin dört bir yanında Atatürk’ün özlü sözleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi ön cephedeki “BULUNUR KURTARACAK BAHTI KARA MADERİNİ” sözüdür. Anıt açıldıktan sonra, belli aralıklarla Ankara İtfaiye teşkilatı’nın önden kumandalı Fiat marka arazözleri ile getirilen sularla baştan aşağı yıkanır, çamaşır sodası ve Arap sabunlu doğal süngerlerle kuşların pisliklerinden, tozdan temizlenirdi. Anakara’lılar anıtın çevresine ne bir izmarit, ne de bir yemiş kabuğu atarlardı. 15 Ocak 1932 yılında sanatçının yaptığı Atatürk anıtı Samsunda, 24 Mart 1936’da ise Atatürk’ün Zafer Anıtı Afyon’da açıldı.

Sanatçı Viyana’ya dönmeden Ulus’ta Martin Elsaesser tarafından projelendirilerek inşa edilen Sümerbank binasında taştan bir Atatürk heykeli gerçekleştirdi ve 1938 yılında yeniden Türkiye’ye gelebilmek umudu ile Viyana’ya döndü. Krippel II. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeni ile bir daha Türkiye’ye dönemedi ve 5 Nisan 1945’te Viyana’da bir mide ameliyatı sonrası aramızdan ayrıldı. Genç Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Ankara’ya taktığı taçlar için kendisine sonsuz saygı ve sevgilerimizle.

Cahit Kalenderoğlu
 

Etiketler


Atatürk Heykelinde Bile Yüzünü Anadolu’ya Dönmüştü…

Cumhuriyet’in ilanından sonra ülkede heykel sıkıntısı başgösterdi. Yıldönümü ve kutlamalarda halkın toplanacağı heykel ve anıtlar yok denecek kadar azdı. Cumhuriyet’in kuruluşunu simgeleyen bir anıt ya da heykel bile yoktu. Acele karar alındı. İlk olarak İstanbul’a bir heykel yapılacaktı. Atatürk heykeli.

Hemen bir grup kurularak heykel için en uygun yer belirlendi. Boğazı tam karşıdan gören Sarayburnu. Sıra heykeli sipariş edilecek heykeltraşa geldi. Fakat ülkemizde anıt heykel yapımı için gerekli teknik imkanların olmaması ve anıt heykel yapımı konusunda yeterli tecrübeye sahip sanatçıların henüz yetişmemesi üzerine bu alanda ilk yabancı sanatçılara görev verildi. Bu heykeltraş Avusturyalı Krippel’dir.

‘’Heykeller duruşlarıyla da bir anlam taşır; Benden sonrakiler bu duruşu örnek alsın”
Krippel heykeli bir yılda tamamladı. Kaidesi ise Türk sanatçılar tarafından yapıldı. 3 Ekim 1926 tarihinde Sarayburnu Parkında törenle açışı yapıldı.
Heykelin üstü bir bayrak ile kapatılmıştı. Alkışlar eşliğinde açılan heykelde bir gariplik vardı. Atatürk halka sırtını dönmüştü. Daha doğrusu halk Atatürk’ün yüzünün boğaza karşı bakacağını tahmin edememişti. Herkes Atatürk’ün saraya doğru bakacağını düşünmüştü. Ama o kurtuluş savaşında olduğu gibi yüzünü Anadolu’ya çevirmişti.

Sarayburnu Parkına dikilen bu heykel ilk Atatürk heykeliydi. Heykel yerine yerleştirildiğinde bir tartışma başladı. İstanbul’da o kadar yer varken heykel neden gözlerden uzak, merkezi olmayan bir yere dikilmişti. Bu tartışma hiçbir zaman neticelenmedi. Çünkü hiçbir yetkili şehre dikilen heykellerin yerlerinin ve duruşlarının nasıl belirlendiğinin açıklamasını yapmadı.

Atatürk’ün Heykeli Sırtını Avrupa’ya mı Dönmüş Yoksa Anadolu’ya mı?

Kısaca Sarayburnu’na Dikilen İlk Atatürk Heykeli

Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'da, Sarayburnu'na dikilen ilk Atatürk heykeli Avusturyalı heykeltraş Heinrich Krippel'in eseri olup açılışı 3 Ekim 1926 da yapılmıştı. Ancak bu heykel, İstanbul için yeterli değildi. Koca İstanbul'da, duyguların coştuğu ulusal bayram günlerinde, çevresinde tören yapılabilecek bir anıt yoktu.

İşte bu ihtiyaca cevap vermek üzere Taksim meydanına bir Atatürk Anıtı'nın, eski adıyla "Cumhuriyet Abidesi"nin dikilmesine karar verildi. 1926 yılı sonlarında, dünyaca ünlü İtalyan heykeltraş Pietro Canonica ile anlaşmaya varıldı ve yapılan sözleşmede, anıtın yapımının 18 ayda tamamlanmasına ve karşılığında kendisine 16 bin 500 altın İngiliz lirası ödenmesine karar verildi. (O tarihte bir altın İngiliz lirası 980 kuruştu)

Anıttaki Yazılar:

Kaidenin en üst kenarını çevreleyen kuşakta;
“Türk milleti, muzaffer istihlas ve istiklal cidalini ve muazzam asri inkılaplarını, en manidar bir remz ile, en iyi ifade edebilecek şekli, yukarki hakiki timsalde bulur.”

Kaidenin ön cephesinde;
“Artık badema, sine-i millete bir ferdi mücahit olarak çalışacağım. 8 Temmuz 1919, Erzurum.” “Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.”

Kaidenin sağ tarafında;
“Düşman ordusunu vatanın harimi ismetinde boğarak, behemahal naili halas ve istiklal olacağız. 6 Ağustos 1919”

Kaidenin sol tarafında ise;
“Düşmanın anasıra asliyesi imha edilmiştir. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri. 1 Eylül 1922” yazmaktadır.
 



Samsun il merkezinde, Hükümet Konağı yanındaki şehir parkı içerisindeki Atatürk Anıtı, Atatürk’ün en gösterişli anıtlarının başında gelmektedir.

Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919 gününü simgeleyen anıt, Samsun Belediyesi tarafından 1931 yılında Avusturyalı Heykeltıraş H.Krippel’e yaptırılmış ve 19 Ocak 1932’de törenle açılmıştır.

Oldukça yüksek dikdörtgen beyaz mermer bir kaide üzerinde Atatürk, şaha kalkmış bir at üzerinde, resmi üniforması ile tasvir edilmiştir. Anıtın kaidesi üzerindeki bronz levhalarda ise Kurtuluş Savaşı tasvir edilmiştir. Ayrıca kaidenin ön yüzünde Atatürk’ün Samsun’a çıkışının öyküsü kısaca yazılmıştır. Heykel kaide üzerine atın arka ayakları ve kuyruğu ile oturtulmuştur.













İlk Atatürk heykeli projesi 1925 yılında Konya’da başlar. İlk dikilen heykel ise 6 Ekim 1926 yılında İstanbul Sarayburnundaki ünlü heykeldir. Konya’daki heykel de aynı yıl 29 Ekimde açılır.

Heinrich Krippel, Konya Atatürk Heykeli, 29 Ekim 1926: İlk uygulanan heykel Sarayburnu Atatürk heykeli olsa da, ilk heykel fikri Konya’dan gelir ve Konya iline dikilecek olan heykel için Belediye Reisi Kâzım Bey, Gazi Hz.’den izin alır. Açılış öncesinde de gelinlik kız misali duvaklanır Konya Atatürk Heykeli!!!
 



Afyonkarahisar şehir merkezinde anıt park içinde kübik bir kaide üzerinde Türk ve Yunan güçlerinin sembolu iki insanın bulunduğu Türk’ün zaferini anlatan 1936 yılında açılan bir anıttır. Afyonkarahisarli merkezindeki Anıt Park İçindedir.Kurtuluş savaşımızın son 15 gününün 26 Ağustos-9 Eylül 1922 başladığı ve en önemli muharebelerinin geçtiği bu topraklarda,savaşın planlarının yapıldığı Zafer Odası’nın tam karşısında Büyük Taarruz’un anısına,Büyük Önder Yüce Atatürk’e bağlılığın bir kanıtı,Milli Ordu’ya Afyonkarahisar’lıların bir şükran ifadesi oarak yaptırılmıştır.Büyük Atatürk ün ifadesiyle”Bu anıt, zaferi ve kurtuluşu canlandıran en anlamlı anıtımızdır.”

İnşaatına 1932 yılında başlanan bu anıt, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından Viyana’da bronz olarak dökülmüş (1934) ve Türkiye’ye getirilerek 1935 yılında biten taş kaideye yerleştirilmiştir.

Kaide iki kademelidir. Birinci kademe az yüksek ve ikinci kademeye göre daha geniş, ikinci kademe ise daha yüksek olup bunun dört yanında taş çerçeveli ve bronzdan yapılmış kabartmalar vardır.

Kaidenin batıya bakan ön yüzündeki panoda profilden Atatürk portresi bulunur.

Anıtın yapıldığı zamanki orijinal halinde (1934 )arka yüzdeki düzlemde heykeltıraşın ismi ve yapıldığı yıl yazılı bulunuyordu ancak daha sonra bu isim kaldırılarak “Afyon Şehri düşman orduları tarafından ilk defa 28 Mart 1921’de, ikinci defa 13 Temmuz 1921’de işgal edilmiş, 27 Ağustos 1922’de kurtarılmış ve bu anıt milli orduya ve milli kahraman Atatürk’e Afyon’luların şükran hatırası olarak dikilmiştir.” yazısı konmuş
 



Ulus Atatürk Anıtı tarihçesi

O günkü adıyla Hakimiyet-i Milliye olan Ulus Meydanı’nda bulunan Zafer Abidesi, Yeni Gün Gazetesi sahibi Yunus Nadi Bey’in önderliğinde Türk ulusunun maddi katkılarıyla yaptırılmıştır. Anıtın yaptırılması için tüm yurt çapında bir kampanya başlatılmış ve kampanya dahilinde açılan yarışmayı yürütmek üzere, bir yurttaş komitesi kurulmuştur. Komite tarafından Fransızca ve Osmanlıca bir şartname hazırlanmış ve hazırlanan şartnamede, Kurtuluş Savaşı’nın kime karşı, nasıl ve hangi amaçlarla yapıldığı geniş şekilde açıklandıktan sonra, zaferin önderi olan Mustafa Kemal’in kişiliği ve özellikleri ayrıntılı olarak tanımlanmıştır.

Bu iş için kurulan özel komite, dikilecek olan anıtın formuna ilişkin seçenekler üzerinde görüş alışverişinde bulunduktan sonra; Gazi Mustafa Kemal Paşanın bir kaide üzerinde ayakta, sivil giyimli bir cumhurbaşkanı olarak tasvir edilmiş, doğal büyüklükte bir bronz heykelinin dikilmesine karar vermiştir. Burada, anıtın konulacağı Hakimiyet-i Milliye Meydanı’nın planı, çevresindeki yapılarla birlikte verilmiştir.

Yarışmaya gönderilen projeler içinde, Avusturyalı heykeltraş Heinrich Krippel’in projesi beğenilerek yapımına başlanmış ve heykel 24 Kasım 1927 Perşembe günü yapılan bir törenle açılmıştır.

Anıtın Sanatsal Özellikleri
Anıt bir heykel grubu olarak tasarlanmış ve tamamlanmıştır. Burada esas vurgulayıcı olan, Türk milletinin Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği birlik beraberlik sonucu ortaya çıkan başarıdır. Üçgen bir kaide üzerinde duran heykel grubu, Cumhuriyetin kurulduğu Büyük Millet Meclisi ve İstasyon yönüne bakmaktadır. Kaide üzerinde bütünlük gösteren heykellerden önde iki Mehmetçik bulunmaktadır. Bunlardan sağdaki, arkadaşlarını savaşa çağıran, soldaki düşmanı gözetleyen Mehmetçik heykelleridir. Arkada ise mermi taşıyan Türk kadını heykeli bulunmaktadır.

Heykel grubunun tam ortasında, çokgen bir kaide üzerinde yine çokgen plana sahip ve daralarak yükselen anıtın asıl kaidesine ulaşılır. Mermerden olan bu kaidenin güney cephesinde üstte, Sakarya’da düşmanı yenen Türk askeri; altta savaş sırasında Mustafa Kemal, komutanlar ve Türk askerinin tasvir edildiği kabartmaların yer aldığı iki pano bulunmaktadır. Anıt kaidesinin kuzey cephesinde mermere kazılmış kabartma iki panodan üsttekinde zaferden sonra resmi geçit yapan Türk askeri, alttakinde ise kağnılarla cepheye silah ve cephane taşıyan Türk köylüsü tasvir edilmiştir.

Mermer kaidenin ön yüzünde, içeri girinti yapan üç yüzlü bölümün üst kısmında, üç adet doğan güneş motifi ve bunları çerçeveleyen çelenk motifi bulunmaktadır. Anıtın çokgen kaidesinin daralarak yükselen en üst kısmında anıtı çevreleyen, bir sıra halinde Mustafa Kemal’in altın varakla yazılmış özlü sözleri bulunmaktadır. Anıtın mermer kaidesinin arka yüzünde, ortada kabartma olarak topraktan çıkan ancak bir dalı kırılmış ve kırık yerin üzerinden daha gür bir şekilde yükselen hayat ağacı motifi bulunmaktadır.

Üzerindeki özlü sözlerle, sanat ve tarihi değeri büyük olan kabartmaların bulunduğu oldukça yüksek mermer kaide üzerinde, şartnamede sivil giyimli bir cumhurbaşkanı olarak tasvir edilmiş, doğal büyüklükte bir bronz heykelin dikilmesine karar verilmiş iken, o günün şartları içinde mareşal üniformalı Gazi Mustafa Kemal, dört ayağı üzerine sağlamca basan Sakarya isimli atı üzerinde bronzdan tasvir edilmiştir.

Maarif Vekaleti’nin 1947 yılında yanmasından sonra açılan proje yarışması sonunda, binanın yerine bugünkü Emek Çarşısı ve İşhanı yapılırken; Zafer Abidesi de bu proje kapsamında ele alınarak, eski yerinden güneye doğru kaydırılarak bugünkü yerine taşınmıştır.

Ulus Atatürk Anıtı, Ankara Valiliğinin katkılarıyla Kültür Bakanlığı tarafından 2002 yılı Ağustos ayı içerisinde gerçekleştirilen restorasyonla, onarımı ve temizliği yapılarak bugünkü görünümüne kavuşturulmuştur.

Anıttaki Yazılar
Kaidenin en üst kenarını çevreleyen kuşakta;
“Türk milleti, muzaffer istihlas ve istiklal cidalini ve muazzam asri inkılaplarını, en manidar bir remz ile, en iyi ifade edebilecek şekli, yukarki hakiki timsalde bulur.”

Kaidenin ön cephesinde;
“Artık badema, sine-i millete bir ferdi mücahit olarak çalışacağım. 8 Temmuz 1919, Erzurum.”
“Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.”

Kaidenin sağ tarafında;
“Düşman ordusunu vatanın harimi ismetinde boğarak, behemahal naili halas ve istiklal olacağız. 6 Ağustos 1919″

Kaidenin sol tarafında ise;
“Düşmanın anasıra asliyesi imha edilmiştir. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri. 1 Eylül 1922
 



SON KONULAR - FORUM