Ynt: Hangi Kitabı Okuyorum?
Dün gece okudukça okurken aklıma yazma tutkusuna ait birşeyler geldi. Dayanamadım ve kitabın son sayfasında ki son paragrafın son tümcesinide tükettikten sonra masamın başına uçtum. Daima var olan ve defterimin arasındaki dolma kalemimielime aldığımda, kağıda dokunan ucunun keyifsiliğini, mürekkep deposunu fullayarak giderdim. Ve sonra şu satırlar karalandı parmaklarımın arasındaki dolmakalemimce, biraz da parmaklarıma sızarak:...
Okumak; yazarın yazdıklarına değil, yazıların dünyasında kendi renklerini yaratmak. Sen olmak sayfalarda, hüzünle süzülmek, hırsla, merakla, telaşla bir sonraki sayfayı çeviren parmaklarının korkudan titrediğine şaşmak. Oysa ki; bitecek olduğunu bilmek her sayfanın ardında,sona bir adım daha uzanmış olduğunu bilmek her sayfanın dönüşü esnasınsa çıkardığı hışırtıda, işte bu korkmak... Yanlızlığı silip süpüren, o sayfaların tükenişinin ürküntüsü parmakları titreten.
Sayfaların arasında yazarın kahramanı yatar belki kitaplar da, amma, esas sır okuyucunun ruhunda gizlidir ve her okuyucu kendi kahramanıyla sayfalarda gezintiye çıkar. Hiç görmediğiniz bir yeri anlatıyorsa okunanlar, gözlerin önünde canlanan yazarın anlattığı değil, okuyanın hayal ettiğidir. Tıpkı ufka bakmak gibi seher vaktinde.
Dün gecemi paylaşan sayfaların içerisinden bir alıntıyla vedalaşalım:
" Beni bu zamanlarda en çok korkutanın ne olduğunu bilmek ister misin?"
" Yayılmakta olan sınırsız, mutlak kudret duygusudur. İnsanoğlu her şeyş yapabileceğine inamıştır çünkü yapay bir dünyada yaşamaktadır, kendi elleriyle oluşturduğu bu dünyaya bütünüyle egemen olabileceğini zanneder. Amabenim gibi ağaç yetiştiren, bitkilerle ilgilenen biri böyle olmadığını bilir. Elbette, suyun düzenli dağıtılmasını garantilemek için, son derece karmaşık sulama sistemi kurabililirim, ama günler, aylar, yıllar boyunca yağmur yağmazsa, toprak bir noktada kuruluktan çatlayacak, bitkiler ölecektir; birkilerle beraberhayvanlar da hayatlarını kaybedecektir. Oksijeni imal edemediğimizgibi, suyu da üretemeyiz. Elimizde olmayan brşeylere beğımıyız
eniz kabarırsa, bizi içine alıverir; çekirge istilası olursa, aynen firavun zamanında olduğu gibi ekinleri ve ağaçların filizlerini kemirirler. Sadece yapay ışıklar arasında yaşayan bizler bunları artık unuttuk."
Susanna Tamaro
Yüreğimin Sesini Dinle