lamella
Kamp I
- Mesajlar
- 100
- Tepkime Puanı
- 0
Şubat’ın son haftasını Edirne’de geçirme imkanı buldum. 92 - 98 yıllarında öğrenci olarak bulunduğum bu güzel şehirle ilgili bir çok efsaneler, bir çok tarih kokan hikayeler duymuştum. Fakat öğrenci olmayarak o şehiri gördüğümde, geçirdiğim 6 yıllık bir sürede bu şehri tanımak için ayırdığım vaktin ne kadar az olduğunu fark edip, atalarıma karşı hicap duydum doğrusu.
Yine de amatör makinemin elverdiği kadar, yine amatör gözlerimin gördüğü kadar bir kaç Selimiye fotoğrafı çektim. Zaten Selimiye öyle bir hazine ki, ne seyretmeye ne fotoğraflamaya doyamıyorsunuz. Hele bir tek taşı bile abdestsiz yerleştirilmemiş olan bu şaheser cami'de 1 vakit namazının feyzini değişebileceğim bir şey yok Edirne’de.
Benim Edirne’de olduğum dönemde bu cami restore ediliyordu. Gördüğüm kadarıyla restorasyon tamamiyle bitmiş. Fakat ben restore edilmemiş tek bir hat görebildim o zamanlardan kalma.
Bir de ünlü ters laleyi fotoğraflamaya çalıştım ama görmekte zorlanabilirsiniz. Ancak ekrana bir kol mesafesinde uzaklaşıp, şaşı baktığınızda görebiliyorsunuz bu sırlarla dolu ters lale oymasını. (parlamanın hemen üstünden lalenin başı başlıyor, sapı daha yukarılara doğru uzanıyor.)
O muhteşem kubbe... Bakmakla doyamadım yine, o kubbenin bir köşesine yapışıp kalmak istedim.
Ve çok ağır olduğu her halinden belli olan kocaman avize. O kubbe o kadar ağırlığı nasıl taşıyor acaba dedirtiyor.
Bir de mihrap var elbette. Yekpare mermerden oyulmuş olan bu mihrap, sultanın som altından yapılsın dileğine muhalif olarak yapılmıştır. Daha önceki ziyaretimden çektiğim bir fotoğraf var.
Selimiye’nin tam karşısında ki 3 şerefeli cami'de unutulmaz tabi. Her minaresinde ki şerefe sayısı farklı ve çok büyük hatlarıyla bilinir, bir çok maneviyatı yüksek kişinin hikmetli rüyalarında yer almıştır bu cami.
Daha geniş zaman gerektiren bu şehire defalarca gitmeyi diliyorum. Mimar Koca Sinan’a saygılarımla...
Yine de amatör makinemin elverdiği kadar, yine amatör gözlerimin gördüğü kadar bir kaç Selimiye fotoğrafı çektim. Zaten Selimiye öyle bir hazine ki, ne seyretmeye ne fotoğraflamaya doyamıyorsunuz. Hele bir tek taşı bile abdestsiz yerleştirilmemiş olan bu şaheser cami'de 1 vakit namazının feyzini değişebileceğim bir şey yok Edirne’de.
Benim Edirne’de olduğum dönemde bu cami restore ediliyordu. Gördüğüm kadarıyla restorasyon tamamiyle bitmiş. Fakat ben restore edilmemiş tek bir hat görebildim o zamanlardan kalma.
Bir de ünlü ters laleyi fotoğraflamaya çalıştım ama görmekte zorlanabilirsiniz. Ancak ekrana bir kol mesafesinde uzaklaşıp, şaşı baktığınızda görebiliyorsunuz bu sırlarla dolu ters lale oymasını. (parlamanın hemen üstünden lalenin başı başlıyor, sapı daha yukarılara doğru uzanıyor.)
O muhteşem kubbe... Bakmakla doyamadım yine, o kubbenin bir köşesine yapışıp kalmak istedim.
Ve çok ağır olduğu her halinden belli olan kocaman avize. O kubbe o kadar ağırlığı nasıl taşıyor acaba dedirtiyor.
Bir de mihrap var elbette. Yekpare mermerden oyulmuş olan bu mihrap, sultanın som altından yapılsın dileğine muhalif olarak yapılmıştır. Daha önceki ziyaretimden çektiğim bir fotoğraf var.
Selimiye’nin tam karşısında ki 3 şerefeli cami'de unutulmaz tabi. Her minaresinde ki şerefe sayısı farklı ve çok büyük hatlarıyla bilinir, bir çok maneviyatı yüksek kişinin hikmetli rüyalarında yer almıştır bu cami.
Daha geniş zaman gerektiren bu şehire defalarca gitmeyi diliyorum. Mimar Koca Sinan’a saygılarımla...