Sukuşu
Moderatör
- Mesajlar
- 536
- Tepkime Puanı
- 4
Rüyasında bile internette sörf yapan ve teknoloji bağımlılığının farkına varan ABD'liler, arada bir “fişi çekip”, gerçek hayata bağlanmak için bir hareket başlattı. Dünyanın tüm bağımlıları fiş çekmeye davetli.
Sharon Sarmiento rüyalarında blog yazdığını ve hayali mesajların sesini duyduğunu fark ettiğinde fişi çekmenin zamanı geldiğini anladı. Ariel Meadow Stallings içinse internette gezerken geçirdiği saatlerin sarhoş olup ne yaptığını hatırlamadığı saatlerden farkı yoktu. Bu iki kadın da artık teknoloji bağımlılarını bir günlüğüne de olsa fişi çekip gerçek hayata bağlanmaya çağıran bir hareketin parçası.
33 yaşındaki yazar, blogcu ve Microsoft'ta yarı zamanlı pazarlama müdürü Stallings “Fişi çekilmiş 52 gece” adlı blogla herkesi haftada bir gün teknolojiden uzak durmaya çağırıyor. "Teknolojiyi seviyorum ama e-maillerimi kontrol etmek üzere bilgisayarın başına oturup aradan altı saat geçtikten sonra kendimi hala Youtube'da video izlerken bulduğumda bir sorun olduğunu anladım."
Stallings bunun üzerine her çarşamba akşamı bilgisayarını, cep telefonunu ve televizyonunu kapamaya başlamış. Daha sonra ironik de olsa yine blogu (http://52nightsunplugged.ning.com) aracılığıyla dünyanın her yerinden araba kullanırken mesaj atmayı alışkanlık haline getiren, banyoya laptoplarıyla giren, yemekte e-maillerini kontrol eden teknoloji bağımlılarını bulmuş.
Başlarda bunun sadece kendisi ve çevresindeki teknoloji düşkünlerinin problemi olduğunu sanan Stallings bu sayede İtalya'dan Polonya'ya her yerde rastlanan evrensel bir problemle karşı karşıya olduğunu anlamış.
Connecticut'ta bir internet davranışları merkezi işleten Dr. Dave Greenfield 1999'da 'Sanal Bağımlılık' kitabında kompülsif internet kullanımından bahsettiğinde insanlar bunun bir şaka olduğunu sanmış. Greenfield, Amerikan nüfusunun yüzde bir ile 10 arasında bir kısmının teknolojiyi yaşamlarını, ilişkilerini, sağlıklarını olumsuz etkileyecek şekilde kullandığını söylüyor.
eSoup adlı bir blogu olan Sarmiento iki ay önce fişi çekmeye başlamasıyla yeniden resim yapmaya, gönüllü projelerde çalışmaya başlamış. Şimdilerde tüm hafta fişi çektiği bile oluyor. Artık daha kaliteli bir yaşama sahip olduğunu söyleyen Sarmiento "Rüyalarımda bloguma yazı yazar, internette sörf yapardım. Bahçemdeyken bilgisayardan gelen hayali mesajların sesini duymaya başladığında internet başında çok zaman geçirdiğimi anladım" diyor.
'Fişi çekmeye' başladıktan sonra dans derslerine, arkadaşlarıyla el işi günlerine, mektup yazmaya başlayan Stallings de "İnternette geçen saatlerin sonunda size kalan bir kambur ve ağrıyan bir popo" diyor. Quebec'te de bilgisayarcı Denis Bystrov ve Ashutosh Rajekar mayısta dünya çapında bir 'kapama günü' organize etmeye hazırlanıyor.
Sharon Sarmiento rüyalarında blog yazdığını ve hayali mesajların sesini duyduğunu fark ettiğinde fişi çekmenin zamanı geldiğini anladı. Ariel Meadow Stallings içinse internette gezerken geçirdiği saatlerin sarhoş olup ne yaptığını hatırlamadığı saatlerden farkı yoktu. Bu iki kadın da artık teknoloji bağımlılarını bir günlüğüne de olsa fişi çekip gerçek hayata bağlanmaya çağıran bir hareketin parçası.
33 yaşındaki yazar, blogcu ve Microsoft'ta yarı zamanlı pazarlama müdürü Stallings “Fişi çekilmiş 52 gece” adlı blogla herkesi haftada bir gün teknolojiden uzak durmaya çağırıyor. "Teknolojiyi seviyorum ama e-maillerimi kontrol etmek üzere bilgisayarın başına oturup aradan altı saat geçtikten sonra kendimi hala Youtube'da video izlerken bulduğumda bir sorun olduğunu anladım."
Stallings bunun üzerine her çarşamba akşamı bilgisayarını, cep telefonunu ve televizyonunu kapamaya başlamış. Daha sonra ironik de olsa yine blogu (http://52nightsunplugged.ning.com) aracılığıyla dünyanın her yerinden araba kullanırken mesaj atmayı alışkanlık haline getiren, banyoya laptoplarıyla giren, yemekte e-maillerini kontrol eden teknoloji bağımlılarını bulmuş.
Başlarda bunun sadece kendisi ve çevresindeki teknoloji düşkünlerinin problemi olduğunu sanan Stallings bu sayede İtalya'dan Polonya'ya her yerde rastlanan evrensel bir problemle karşı karşıya olduğunu anlamış.
Connecticut'ta bir internet davranışları merkezi işleten Dr. Dave Greenfield 1999'da 'Sanal Bağımlılık' kitabında kompülsif internet kullanımından bahsettiğinde insanlar bunun bir şaka olduğunu sanmış. Greenfield, Amerikan nüfusunun yüzde bir ile 10 arasında bir kısmının teknolojiyi yaşamlarını, ilişkilerini, sağlıklarını olumsuz etkileyecek şekilde kullandığını söylüyor.
eSoup adlı bir blogu olan Sarmiento iki ay önce fişi çekmeye başlamasıyla yeniden resim yapmaya, gönüllü projelerde çalışmaya başlamış. Şimdilerde tüm hafta fişi çektiği bile oluyor. Artık daha kaliteli bir yaşama sahip olduğunu söyleyen Sarmiento "Rüyalarımda bloguma yazı yazar, internette sörf yapardım. Bahçemdeyken bilgisayardan gelen hayali mesajların sesini duymaya başladığında internet başında çok zaman geçirdiğimi anladım" diyor.
'Fişi çekmeye' başladıktan sonra dans derslerine, arkadaşlarıyla el işi günlerine, mektup yazmaya başlayan Stallings de "İnternette geçen saatlerin sonunda size kalan bir kambur ve ağrıyan bir popo" diyor. Quebec'te de bilgisayarcı Denis Bystrov ve Ashutosh Rajekar mayısta dünya çapında bir 'kapama günü' organize etmeye hazırlanıyor.