Ynt: Gezenbilir Ramazan Gecesi Fotoğraf Gezisi (29 Eylül 2007)
merhaba.
aslında her yeni gün ve her merhaba birbirinden farklıdır ama yazılışları hep aynıdır. üye olduğum bir mail gurubundan haberdar olup aramam neticesi önceki gün bende bu işte ortak vasfını kazandım. saat itibari ile güneş batınca buluşulduğu için sanki gelenler gecenin karanlığından süzülüp gelmiş gibi idiler. yaklaşık 40 aynı heyacanı yaşamak isteyen fotoğraf tutkunu ile birlikte yola çıkıldı. ekip lideri konumundaki sedatı yeni tanıdım ama sabrına şapka çıkardım. bana bile nerdeyse öğretti. bizim oralarda bir söylem vardır "öyle konuş ki seni dinleyenler ibret alsın, eğer konuşmasını bilmiyorsan sus gören seni adam sansın derler" elimde tripotla galata köprüsünü geçerken galata müdavimleri beni fotoğrafçı sanıp baktılar. gururlandım tripotu daha bir sıkı kavradım. timsal okul töreninde bayrak tutan uzun boylu çocuklar gibi dimdik. belki uygun adıda yürümüşümdür oralarda hafızamda kayıtlı değil. Fotoğraf çekerken başka bir gerçeği fark ettim. bu iş acayip acıktırıyor. sık sık sıvı gıda takviyesi şart. rejim yapan bu işe gönüllü arkadaşların kararlarını tekrar gözden geçirmesi kendileri için faideli olur kanaatindeyim. kendimden biliyorum. tecrübeyle sabittir. sedat bile ortalamanın üzerinde ayrıca eski cumhur başkanlarından Rauf Denktaş'ında her daim makina tedarikli gezdiği malumunuzdur.
sağolsun arkadaşlar bilgilerini hep paylaştılar. bazen anlamadığım fotoğraf terimlerinden de sohbet esnasında bahsettiler. konuya dahil oldum anlıyormuş gibi sık sık hııı dedim.
bu arada sahibi olduğum gıyabında tüm japon dünyasına minnettar olduğum makinamın bana fotoğraf diye sunduklarının bir çoğunun kaale alınmamasının gerekliliğine karar verdim. manuel müdahale ile neler yapılabileceğini fark etmem bu kararımda etkin rol oynadı. şimdi o bir hafta cezalı. yapmasaydı. anlamıyorum diye beni kandırmasa idi.
resim ile fotoğrafın aynı şey olmadığını resmin içinden görmek istediğinizi çekme lüksünü yaşayabilmeyide o gece arkadaşların sayesinde öğrendim.
son olarak söyleyebileyeceğim böyle bir geceyi düşünen gerçekleşmesinde emeği geçenlere şükran duyduğumu bildirmektir. ama tekrar söylüyorum toplantı esnalarında yiyecek zayıftı. ne yapayım yazı istemeden o mecraya doğru yön buluyor.
sabahın kızıllığında sedat ve son kalan bir kaç dost ben beşiktaş iskelesine seyrülsefer yaparken çalıntıdan ucuza düşürülmüş hissi uyandıran bir arabayla istanbul'a doğru aktılar.
hakkında onlarca kitap okuduğum hikayelerini öğrendikçe tekrar tekrar aşık olduğum bu kenti atık öğrenebileceğim bilgiler ışığında fotoğraflayabilecek olmamın iç huzuruyla başka birlikteliklere gebe kalmayı umuyorum. hoşçakalın. (bu deyim şimdilerde elveda temennisi olarak kullanılıyor şemsiyenin yağmurda kullanılması gibi. halbuki şemş güneş demektir şemsiyede güneşlik)