alperklc
Yeni Üye
- Mesajlar
- 2
- Tepkime Puanı
- 0
Uzun zamandır aklımda olup, bir türlü davranamadığım bir girişimdi bu benim için. Tur organizasyonuna bağlı bir kafiledense, halkın arasına karışarak dolaşmak bana her zaman cazip gelmiştir. İlk olarak tur ile gitmek isteyen annemi ikna etmem gerekiyordu. Otel fiyatlarını ve toplu taşıma olanaklarını internet aracılığı ile öğrendikten sonra annemi ikna etmem zor olmadı açıkçası.
İzmir’den İstanbul aktarmalı olarak yola çıktık, İstanbuldaki bekleme süresi dahil beş buçuk saatte Sarajevo’ya vardık. Dört gün kadar zamanımız olduğundan dolayı, uçaktan başka bir seçenek yoktu oraya gitmek için.
13.09.2011
Sarajevo:
Uçaktan indikten sonra ilk iş olarak change office’e gidip elimdeki Euro’ların bir kısmını KM’e çevirdim. Havalimanından çıkınca denk gelen ilk taksiyi durdurup Başçarşı’ya gitmek istediğimi söyledim. Havalimanından Başçarşı’ya taksi ile gitmek, 20 Mark’a mal oldu. Daha sonra fark ettim ki, havalimanından Sarajevo tren istasyonuna gidip, oradan tramvay ile Başçarşıya gitmek çok daha uygun, çünkü şehirdeki trafik günün belli saatlerinde sıkışabiliyor. Bir daha Sarajevo’ya gidersem, öyle yapacağım
Şehrin dört bir yanına tramvay ile ulaşım rahatlıkla sağlanabiliyor. Tramvaya binmek için, büfelerde 1,6 Mark’a satılan biletlerden almak gerekiyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158847896/in/set-72157627697134784
Başçarşı tramvay istasyonunun karşısında bir Osmanlı Sebili bulunuyor. Başçarşı’ya varınca ilk olarak dinlenmek için Sebilin karşısındaki Burekçiye oturuyoruz. Sebilden su içince, bu şehirde neden su satılmadığını anlıyorum.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158256839/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158291441/in/set-72157627697134784
Daha sonra Sebilden yürüme mesafesinde bulunan otele eşyaları bıraktıktan sonra, Başçarşı’yı turlamaya başlıyoruz.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158259629/in/set-72157627697134784
Sebil’i geçtikten sonra sağa dönünce İsa Bey Cami, Gazi Hüsrev Bey Medresesi, Gazi Hüsrev Bey Bezistanı, Saat Kulesi görünürken; dört bir yanda hediyelik eşya satan dükkanlar, cevapcici, burek ve kahve kokuları bize eşlik ediyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158689823/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159629530/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158278391/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158844234/in/set-72157627697134784
Bakır işçiliği ile meşhur Sarajevo’dan kahve takımı, hediyelik olarak alınabilir. Bakırcıların bulunduğu sokak, Sebilden sola dönünce karşımıza çıkıyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159277498/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158857922/in/set-72157627697134784
Başçarşı’da bir kafeye gidip, Bosna Kahvesi içmeden dönmeyin. Bosna Kahvesi Türk Kahvesine benzer bir kahve, ancak sunumu farklı. Cezvede 1,5 fincan kadar kahve bulunuyor. Şekerli içmek isteyen, küp şekerleri ayrıca kahveye ilave edip karıştırıyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159249760/in/set-72157627697134784
Bir süre yürüdükten sonra, Başçarşıdan Ferhadija Caddesine varıyoruz. Ferhadija Caddesi, İstanbuldaki İstiklal Caddesini andırıyor. Cadde üzerinde Osmanlı, Avusturya Macaristan, ve Yugoslavya döneminin mimarisini görmek mümkün.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158816490/in/set-72157627697134784
Ferhadija Caddesinin paralelinde bulunan Miljacka nehrinin kenarında buluyoruz kendimizi. Nehrin kıyısındaki İnat Evi:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158282005/in/set-72157627697134784
Başçarşı Tramvay istasyonunun ilerisindeki yokuşu tırmanınca, şehitliğe varıyoruz.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158777293/in/set-72157627697134784
Yazının devamını ertesi gün yayınlayacağım
İzmir’den İstanbul aktarmalı olarak yola çıktık, İstanbuldaki bekleme süresi dahil beş buçuk saatte Sarajevo’ya vardık. Dört gün kadar zamanımız olduğundan dolayı, uçaktan başka bir seçenek yoktu oraya gitmek için.
13.09.2011
Sarajevo:
Uçaktan indikten sonra ilk iş olarak change office’e gidip elimdeki Euro’ların bir kısmını KM’e çevirdim. Havalimanından çıkınca denk gelen ilk taksiyi durdurup Başçarşı’ya gitmek istediğimi söyledim. Havalimanından Başçarşı’ya taksi ile gitmek, 20 Mark’a mal oldu. Daha sonra fark ettim ki, havalimanından Sarajevo tren istasyonuna gidip, oradan tramvay ile Başçarşıya gitmek çok daha uygun, çünkü şehirdeki trafik günün belli saatlerinde sıkışabiliyor. Bir daha Sarajevo’ya gidersem, öyle yapacağım
Şehrin dört bir yanına tramvay ile ulaşım rahatlıkla sağlanabiliyor. Tramvaya binmek için, büfelerde 1,6 Mark’a satılan biletlerden almak gerekiyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158847896/in/set-72157627697134784
Başçarşı tramvay istasyonunun karşısında bir Osmanlı Sebili bulunuyor. Başçarşı’ya varınca ilk olarak dinlenmek için Sebilin karşısındaki Burekçiye oturuyoruz. Sebilden su içince, bu şehirde neden su satılmadığını anlıyorum.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158256839/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158291441/in/set-72157627697134784
Daha sonra Sebilden yürüme mesafesinde bulunan otele eşyaları bıraktıktan sonra, Başçarşı’yı turlamaya başlıyoruz.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158259629/in/set-72157627697134784
Sebil’i geçtikten sonra sağa dönünce İsa Bey Cami, Gazi Hüsrev Bey Medresesi, Gazi Hüsrev Bey Bezistanı, Saat Kulesi görünürken; dört bir yanda hediyelik eşya satan dükkanlar, cevapcici, burek ve kahve kokuları bize eşlik ediyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158689823/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159629530/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158278391/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158844234/in/set-72157627697134784
Bakır işçiliği ile meşhur Sarajevo’dan kahve takımı, hediyelik olarak alınabilir. Bakırcıların bulunduğu sokak, Sebilden sola dönünce karşımıza çıkıyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159277498/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158857922/in/set-72157627697134784
Başçarşı’da bir kafeye gidip, Bosna Kahvesi içmeden dönmeyin. Bosna Kahvesi Türk Kahvesine benzer bir kahve, ancak sunumu farklı. Cezvede 1,5 fincan kadar kahve bulunuyor. Şekerli içmek isteyen, küp şekerleri ayrıca kahveye ilave edip karıştırıyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159249760/in/set-72157627697134784
Bir süre yürüdükten sonra, Başçarşıdan Ferhadija Caddesine varıyoruz. Ferhadija Caddesi, İstanbuldaki İstiklal Caddesini andırıyor. Cadde üzerinde Osmanlı, Avusturya Macaristan, ve Yugoslavya döneminin mimarisini görmek mümkün.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158816490/in/set-72157627697134784
Ferhadija Caddesinin paralelinde bulunan Miljacka nehrinin kenarında buluyoruz kendimizi. Nehrin kıyısındaki İnat Evi:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158282005/in/set-72157627697134784
Başçarşı Tramvay istasyonunun ilerisindeki yokuşu tırmanınca, şehitliğe varıyoruz.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158777293/in/set-72157627697134784
Yazının devamını ertesi gün yayınlayacağım