Domuz Gribi

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan SDC Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 44
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 14,651

SDC

Zirve
Mesajlar
2,513
Tepkime Puanı
5
Yer
İstanbul
Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de “Domuz Gribiö ile ilgili herhangi bir vakanın olmadığını açıkladı ve vatandaşları domuz gribi salgınının olduğu ülkelere gitmemeleri konusunda uyardı.
Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklama şöyle:
“Dünya Sağlık Örgütü’nün, "Domuz Gribi" salgınında evre dörde geçildiğini ilan etmiştir.Bu kararla insandan insana bulaşma olduğunu gösterir bilimsel verilerin mevcut olduğu ve virüsün toplumda salgın yapma potansiyelinin bulunduğu duyurulmaktadır. Bununla birlikte ülkemizde bildirilmiş herhangi bir vaka yoktur. Vatandaşlarımıza, zorunlu haller dışında hastalığın halen görüldüğü bölgelere seyahatlerini ertelemeleri, seyahat zorunlu olacaksa da sık el yıkama, maske kullanımı gibi kişisel hijyen önlemlerine uyulması Bakanlığımız tarafından tavsiye edilmektedir

Milliyet.com.tr


Domuz Gribi Nedir?

Meksika’dan dünyaya yayılan domuz gribi, sürekli değişme özelliğiyle uzmanları şaşırtıyor. Domuz, kuş ve insan grip virüslerinin birleşiminden oluşan yeni tipin insandan insana hızla geçebilmesi, endişeleri arttırıyor.
Domuz gribi aslında normal bir solunum yolu hastalığı. Domuzlar da insanlar gibi grip hastalığına yakalanıyor. Hastalık bulaşıcı, ancak ölüm vakalarına ender rastlanıyor.
Peki, şu an gündemdeki domuz gribini bu kadar tehlikeli yapan ne?
Tüm grip virüsleri gibi domuz gribi virüsü de sürekli değişme özelliğine sahip.
Domuza aynı zamanda hem domuz, hem kuş hem de insanlardan grip virüsleri bulaşması durumunda genler arasında bir etkileşim oluyor ve böylece ortaya yeni bir virüs tipi çıkıyor.

Yiyeceklerden bulaşmıyor

Amerikan salgın hastalıklarla mücadele dairesi, domuz gribi virüsünün yiyeceklerden bulaşmadığını belirtiyor.
Ancak domuz gribi çok hızlı bir şekilde yayılabiliyor. Virüsler domuzdan doğrudan insana ya da insandan domuza bulaşabiliyor.
Almanya’da başta salgın hastalıklar olmak üzere hastalıkların teşhisi, korunma yöntemleri ve mücadele Robert Koch Enstitüsü’nün sorumluluğunda bulunuyor.
Alman Sağlık Bakanlığı’na bağlı Enstitü’nün Başkanı Jörg Hacker, domuz gribinin ciddiye alınması gerektiği uyarısında bulunuyor:
“Durumu büyük endişeyle takip ediyoruz. Hastalığa yol açan, insanlarda, kanatlı hayvan ve domuzlarda görülen virüslerin bir bileşimi. Yani yeni bir çeşit ve bu virüsün insandan insana hızlı bir şekilde geçebildiğini görüyoruz. Çok endişe verici bir durum.”

Salgın potansiyeli var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Margaret Chan, yeni domuz gribi vakalarının bir salgına dönüşme potansiyeli taşıdığı uyarısında bulunarak, bu virüse karşı bağışıklığın insanlarda henüz gelişmemiş olduğunu belirtti.

Tedaviye yanıt alınıyor

Şimdiye kadarki domuz gribi vakalarından, normalde gribe karşı daha zayıf olan çocuk ya da yaşlıların değil, daha çok genç, sağlıklı yetişkinlerin etkilenmiş olması da dikkat çekiyor.
Hacker, bunun nedenini henüz açıklayamadıklarını kaydediyor. Meksikalı yetkililerin, hastalığa yakalananların yüzde 60’ının tedaviye yanıt verdiğini ve durumlarının iyiye gittiğini açıklaması ise olumlu bir gelişme olarak görülüyor.
Robert Koch Enstitüsü Başkanı Jörg Hacker şunları söylüyor: “Enfeksiyonun tedavi edilebiliyor olması iyi bir haber. Normal grip vakalarının tedavisinde kullanılan ilaçlar, Amerikalı meslektaşlarımızdan bildiğimiz kadarıyla, etkili oluyor. Nörominidaz inhibitörleri olarak adlandırılan alt grubun etkili olduğu görülüyor. İkinci bir nokta, ABD ve Kanada’da hastalığın seyrinin Meksika’dakinden daha yumuşak olması.”

Ellere dikkat!

Mevcut virüsün değişime uğrayarak tedavi edilemez hale gelmesi ise en büyük endişe kaynağı.
Hacker, virüslerin değişime uğraması olasılığının göz ardı edilemeyeceğini, bu konuda beklemekten başka yapacak bir şey olmadığını belirtiyor.
Jörg Hacker, virüse karşı korunmada hijyenin önemine dikkat çekiyor. “Domuz etinin yenmesi bir tehlike içermiyor. Bu çok önemli. Bunun dışında ellerin temizliği büyük önem taşıyor. Virüsün öksürme, hapşırma, yakın mesafede konuşma gibi hava yoluyla bulaştığı da bilinmeli. Ateşin 38 derecenin üzerine çıkması, şiddetli öksürük, eklem ağrıları, iştahsızlık gibi belirtiler görüldüğünde derhal doktora başvurmalı.”

DW-WORLD. DE



H1N1 Virüsü yani Domuz Gribi Şu Anda Nerde?

http://maps.google.com/maps/ms?hl=en&ie=UTF8&msa=0&msid=106484775090296685271.0004681a37b713f6b5950&ll=47.100045,9.316406&spn=34.792294,79.101563&t=h&z=4

Semptomları nedir?

İnsan gribiyle aynı belirtiler, yani öksürük, ani ateş, baş ağrısı, kas ağrıları şeklinde başlar. Ağır olanlarında zatürree, çoklu organ yetersizliği ve ölüme kadar gidebilir.

Tedavi edilebilir mi?

Meksika ve ABD’deki hastaları Tamiflu ve Relenza adlı antibiyotiklerin şu ana kadar başarıyla tedavi ettikleri görüldü.

Salgın ne kadar kötü olabilir?

Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapında bir salgının baş göstermesi halinde iyimser tahminle 7.5 milyon kişinin ölebileceğine dikkat çekiyor.

Hastalık domuz etinden mi geçiyor?

Et 70 derecenin üzerinde sıcaklıkta pişirilince virüs ölüyor. Hastalık insandan insana solunum yoluyla geçiyor.

www.nethaber.com
 

Etiketler


Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

Normalde grip aşısının ölü virüslerden yapılması gerekirken yeterince ölü virüs stokunun bulunmaması ve çok kısa sürede çok büyük üretim yapılması zorunluluğu nedeniyle ilaç şirketleri ölü virüs oranını düşük tutarak katkı maddeleriyle aşıyı zenginleştirmeyi tercih etti. Adjuvant adlı bu katkı maddelerinden aşılarda en yaygın olarak kullanılan Squalene bu aşıda da mevcut. Ancak bazı üretici firmalar hakkında tartışma olan bu katkı maddelerine aşılarında yer vermezken bazıları ise ABD için hazırladıkları aşılarda bunu kullanmayıp Avrupa’ya aşı yetiştirebilmek için bu maddeye aşıda yer vermeyi tercih etti. 440 milyon doz aşı siparişi alan GlaxoSmithKline, Türkiye’ye de 25 milyon doz aşı gönderecek. Glaxo’nun aşılarında hem tartışmalı katkı maddesinden hem de hakkında uzun zamandır tartışma yürüyen koruyucu cıva bulunuyor. Türkiye ayrıca Novartis’ten 15 milyon, Sanofi Pasteur’den de 3 milyon doz aşı alacak. Bu iki firmanın ABD için ürettiği aşılarda katkı maddesi yok, ancak Türkiye’ye gelecek olan katkılı olacak.

* Domuz gribi aşısının güvenliği konusunda dünyada tartışma içindeki katkı maddelerinden çıktı. İlaç firmalarının ABD için ürettiği aşılarda katkı maddesi yok.

* Avrupa’dan gelen çığ gibi siparişlere yetişmek ve maliyeti düşürmek için bu firmalar, Türkiye dahil Avrupa için üretilen aşıların çoğuna katkı maddesi koydu

HANGİ ŞİRKETİN AŞISINDA HANGİ ETKEN MADDE VAR?

GlaxoSmithKline:
* Thiomersal ve katkı maddesi içeriyor.

Sanofi- Aventis:
* Thiomersal (çoklu kullanım için, ampullerde) n ABD için yapılan aşıda katkı maddesi yok. Avrupa için yapılanda katkı maddesi var.

AstraZeneca/ Medimmune:
* Thiomersal ve katkı maddesi yok. * Sadece 2-49 yaş arasındaki hamile ve solunum sorunu olmayan kişiler için lisans aldı. * Canlı H1N1 virüsü barındırır. (Diğer ilaçlarda ölü virüs var)

CSL:
* Thiomersal (çoklu kullanım için, ampullerde) n Katkı maddesi bulunmuyor. n 10 yaşın altındaki çocuklar için lisans alamadı.

Novartis:
* Cıva bazlı koruyucu madde Thiomersal (çoklu kullanımlar için ampullerde) n ABD için lisans alan aşıda katkı maddesi bulunmuyor. n Avrupa ülkeleri için üretilen aşıda katkı maddesi var.

Sinovac:
İçindekiler: Thiomersal ve katkı maddesi barındırmıyor.

Baxter:
* Thiomersal ve yardımcı ilaç barındırmıyor. n Yumurta alerjisi olanlar için uygun. (Diğer aşılar uygun değil) n Hamile kadınlar ve solunum sorunu olan hastalar için uygunluğu henüz test edilmedi.
 




Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

Merhaba,
Bu yazı internette dolaşan bir mailden alıntıdır.
O yüzden emin değilim. Bu konuda bilgisi olan varsa bilgi verebilir.
 

Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

Emin olamadığım için sormuştum ,çünki canlı bakteri ve virüslerinde enjekte edildiğini biliyordum.Doğrusunu öğrenme kaygısıyla küçük bir araştırma yaptım.Aşağıda aşı nedir sorusunun cevabını bulacagız sanırım.saygılarımla

Aşı nedir?

İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırılarak sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biyolojik maddelere aşı denilmektedir. Aşı kişileri hastalıklardan ve hastalıkların kötü sonuçlarından koruyabilmesi için, sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanmaktadır.

Aşılar ölü veya zayıflatılmış mikroorganizma içeren (bakteri veya virüs) ve enfeksiyon hastalıklarının tedavi ve korumasında kullanılan biyolojik ürünlerdir. Aşıların etki mekanizması doğal hastalığa benzerdir; her ikisi de bağışıklık sistemini uyarır ve vücuda girmiş olan mikrobu tanır ve hafıza oluşturur. Daha sonra aynı mikrop vücuda yeniden girdiğinde bağışıklık sistemi onu tanır ve hastalık yapmasına fırsat vermeden yok eder. Hastalığı geçirme ve aşılanma arasındaki en önemli fark aşılanma ile hastalığı geçirmemektir.

Oluşan antikorlar vücutta uzun süre kalırlar ve bu süre içinde aynı mikrop vücuda tekrar girerse ,bu mikrobun hastalık oluşturmasına fırsat vermeden ortadan kaldırılmasını sağlarlar. Herhangi bir aşının koruyucu etki gösterebilmesi için uygun yaşlarda ve uygun aralıklarla yapılması şarttır. Zira aşıların çocuklara hastalıklara yakalanma riskinin en yüksek olduğu dönemlerden önce yapılması gerekmektedir.

Başlıca aşı tipleri şunlardır;

Canlı aşılar: Aşı içerisindeki mikroorganizma canlı olmakla birlikte vücut için tamamen zararsız hale getirilmiştir. Verem, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşıları buna örnektir.

Ölü aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürülmüştür. Ancak vücudu uyararak antikor dediğimiz koruyucu maddelerin yapılmasını sağlayacak özellikleri korunmuştur. Boğmaca aşısı buna örnektir.

Subünit aşılar: Aşıda kullanılan mikroorganizmalar öldürüldükten sonra parçalanarak,bu parçalardan vücudu uyararak koruyucu antikorların yapılmasını sağlayacak parçaları aşı yapımında kullanılmaktadır. Örnek olarak Hepatit B ve Grip aşıları verilebilir.

Toksoid aşıları: Bu tür aşılarda mikroorganizmaların kendileri kullanılmaz. Bazılarının ürettiği zehirler çeşitli kimyasal maddelerle işlenir ve hastalık yapıcı etkileri yok edilerek aşı yapımında kullanılır. Tetanoz ve difteri aşıları bu tip aşılardır
 

Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

Dün Domuz gıribi için jel geldi ve içeriği etilalkol, 80 derece anti bakteriyel yazmışlar ve aseton gibi kokuyor.
ml fiyatı 100 lira 125 ml 1.25 tabi toptan fiyatı ve ağıza ve gözden uzak tutulmalı, etkisi 30 dakika ;D
Parekendede 2.5 ve 3.5 kar fazla ama size tavsiyem temizlik için 80 dereceli kolanyayı dezanfekte amaçlı her zaman kullanın.
Piyasadaki durum belli bir spekülasyon ve furya kimse kapılmasın.
 

Domuz gribinin bilinmeyen tarihi

Domuz gribinin bilinmeyen tarihi
Domuz domuzluğunu 1918 yılında da yapmıştı

Çok yaygın olan, ancak genellikle öldürücü olmayan grip 1918’de büyük bir salgın hâline gelerek 20 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuştu. İspanyol gribi olarak isimlendirilen bu salgının korkutucu yanı günümüzdeki domuz gribi gibi o yıllarda da domuzdan insana bulaşmasıydı...

İnsanoğlu dünya tarihi boyunca birçok amansız hastalıkla mücadele etti. Bunların çoğu insanlığın azmi karşısında yenildi ve ortadan kalktı. Bugün bu hastalıkların çoğunun adlarını bilenler sadece işin uzmanları. Tarih boyunca “Mahşerin Dördüncü Atlısı” denilen kolera, çiçek, verem, cüzam, sıtma, difteri, tifo, tifüs, frengi, grip ve veba gibi bulaşıcı hastalıklarla mücadele eden insanoğlunun dramı, Türkçe olarak Doris Flexner, Andrew Nikiforok ve Zeynep Dramalı’nın kitaplarında genişçe anlatılır.

Çağımızın amansız hastalığı olan kanser bulaşıcı değil. AIDS ise insanlığın geçmişte yaşadıklarına göre kıyaslanamayacak ölçüde yayılması sınırlı temaslarla olan bir hastalık. Son yıllarda karşımıza çıkan gizemli zatürre, yani Sars, kuş gribi ve en son da domuz gribi gibi hastalıklar ise geçmişte insanlığın karşılaştığı salgınlara benziyor. Bu üç hastalık da bulaşıcı ve çok hızlı yayılıyor.

DOMUZ GRİBİ

Grip muhtemelen çiçek hastalığı gibi at, inek, domuz, ördek gibi hayvanların evcilleştirilmesi sırasında insanlarda da görülmeye başlandı. Şehirlerin büyümesi ile birlikte grip salgınları da arttı. Ancak öldürücü olmadığı için grip fazla önemsenmiyordu. Grip fazla önemsenmeyen ve genelde bir haftada geçen bir hastalıkken 1918’de amansız bir hastalık olarak insanlığın karşısına çıktı.

Andrew Nikiforok’un “Mahşerin Dördüncü Atlısı” isimli eserinde bu salgın teferruatlı olarak anlatılır. Iowa, ABD’nin en önemli domuz üretim merkezlerinden birisiydi. 1918 Eylül’ünde geleneksel domuz yarışından sonra domuzlarda gizemli bir hastalık görüldü. Milyonlarca domuz hastalanırken, binlercesi öldü.

Domuz üreticileri de bu salgından etkilenmişti. 1918 sonbaharında Kansas’ta bulunan kışlalardaki askerlerin çoğu grip salgınından etkilenmişlerdi. Salgın ABD’li askerlerle Avrupa’ya taşındı. Genç ve sağlıklı askerler hastalığa yakalandıktan sonra burun kanamasıyla karşılaştılar ve çoğu 48 saat içinde nefes almaya çalışarak öldüler. Grip ABD şehirlerinde çok hızlı yayılarak, kamu işlerini yapacak insan bırakmadı. Ölüler günlerce ortalıkta kaldı.

Cenazelerin gömülmesi ayları buldu. Hastalık, Amerika’dan Hindistan’a, Japonya’dan İspanya’ya birçok ülkeyi etkiledi. Türkiye’de de on binlerce insanın ölümüne sebep olan salgını hiçbir ilaç durduramadı.

GRİPTEN KORUNMAK İÇİN CEPTE PATATES TAŞINDI

İnsanlar gribe yakalanmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Toplantılar yasaklandı, okullar tatil edildi, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulurken ulaşım araçları dezenfekte edildi. El sıkışma bile suç hâline gelmişti. ABD ordusunda sabahları sirke ve suyla gargara yapmak mecburi olmuştu. Gribe karşı çok ilginç korunma yöntemleri de vardı. Kimileri ayağına salatalık bağlıyor, kimileri cebine patates koyuyor, kimileri de çocuklarını soğanların içine sokuyorlardı. En yaygın korunma biçimi ağza takılan pamuklu maskelerdi.

San Francisco’da maske takmak mecburi olduğu için tepki olarak “Maske Aleyhtarları Birliği” kuruldu. Polis binlerce göstericiyi bu yüzden tutukladı. Hastalık yaşlı genç demeden çok kısa sürede bulaştığı insanı öldürdüğü için epidemiyologlar, yani salgın uzmanları İspanyol gribi virüsüne öldürücü etkisinden dolayı “süper virüs” adını vermişlerdi. 1919 Nisan’ında salgın sona erdiğinde Hindistan’da 5 milyon, İngiltere’de 228 bin, İtalya’da 375 bin, ABD’de 550 bin can almıştı. ABD bu hastalık yüzünden savaştakinden on misli daha fazla insanını kaybetmişti.

İspanyol gribi bütün dünyada 18 ayda 20 milyondan fazla insanın ölümüne yol açmıştı. 1957’de görülen grip salgını 1918 kadar olmasa da binlerce kişinin ölümüne sebep oldu. Bu salgında ABD’de 70 bin kişi öldü. Daha sonraki yıllarda salgınlar olduysa da geniş çaplı ölümler yaşanmadı.

Uzmanlar, uzun zamandır bir grip salgını bekliyorlardı. Salgının Çin’de grip deposu olan ördek çiftliklerinden başlayacağı tahmin ediliyordu. Ancak salgın ördeklerden ve Çin’den değil 1918 salgını gibi yine domuzlarla Amerika kıtasında başladı. 1918-1919 salgınından sonra yok olan virüsün geçtiğimiz yıllarda kuş gribi araştırmalarına yardımcı olması için laboratuar şartlarında tekrar canlandırıldığı söyleniyordu. Acaba salgının sebebi bu mu?

GRiP haberlerine SANSÜR

1918’deki salgına “Yıldırım nezlesi”, “Flanders gribi” “İspanyol gribi”, “İspanyol kadını” gibi adlar verilmişti. Ülkeler dünya savaşı devam ettiği için basına sansür uygulayarak kendi vatandaşları ile ilgili ölüm haberlerini yayınlatmamışlardı. İspanya savaşta taraf olmadığı için grip salgını ile ilgili haberlere sansür uygulamamış, bu yüzden de yüz binlerce insanın ölümüyle ilgili haberler gazetelerde çıkmıştı. Bu yüzden grip “İspanyol gribi” adını almıştı.

HiÇBiR HASTALIK VEBA KADAR iNSANLARI KORKUTMADI

İnsanlık yüzyıllarca “Mahşer’in Dördüncü Atlısı” denilen kolera, çiçek, frengi ve veba gibi hastalıklarla mücadele etti. Günümüzde ne kadar ölümcül olursa olsun hiçbir hastalık vebanın meydana getirdiği ölümlere ve dramlara yol açmadı. Ortaçağ’da savaş, engizisyon ve veba üçlüsünün oluşturduğu acı, korku ve yıkım tarihsel kaynakların dışında, sayısız sanat eserinde de bugün bile ürpertiyle görülür. Vebanın dehşetini o çağlardaki vaziyeti tasvir eden tablolardan anlamak mümkündür. Elinde orak, iskelet bir ata binmiş, iskelet biçiminde Azrail.

En korkunç veba salgını 1346 ile 1353 yılları arasında meydana geldi. Moğollar’la Orta Asya’dan gelen ve Yersina basili taşıyan pireler, İpek Yolu boyunca dolaştılar. Asya’da başlayan salgın, Kırım’dan bütün Avrupa’ya yayıldı. “Kara ölüm” olarak anılan veba sonucunda 75 milyonluk nüfusunun üçte biri yok olan Avrupa’nın ekonomik ve kültürel yapısı değişmişti.

Bugün Gazetesi
 




Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

Grip veya asrın soygunu...

Domuz gribi arkasındaki ekonomik çıkarlar neler ? Dünyada her sene milyonlarca insan malaryadan ölüyor halbuki basit bir tül sineklik onları koruyabilir. Gazeteler bundan bahsetmiyor ! Dünyada her sene 2 milyon çocuk ishalden ölüyor halbuki 23 sentlik bir serum onları kurtarabilir. Gazeteler bundan bahsetmiyor ! Kızamık ve zatürreden her sene 10 milyon insan ölüyor. Tüm bu insanlar daha ucuz ilaçlarla kurtulabilir. Gazeteler bunlardan da bahsetmiyor !
Bundan yaklaşık 10 yıl önce kuş gribi çıktığında bütün gazeteler bizi bilgiye boğdu: "Bütün diğer salgınlardan daha tehlikeli...
Dünyayı tehdit eden salgın !"... Gazeteler sadece bu tavukların korkunç hastalığından bahsediyordu. Buna rağmen toplam insan kaybı 10 sene de 250. Yani senede 25 Normal grip senede yarım milyon can alıyor. 25'e karşı YARIM MİLYON !

Niçin kuş gribinden bu kadar bahsedildi ?

Çünkü bu tavukların arkasında bir "horoz" vardı, büyük ibikli bir horoz: Uluslararası Roche ilaç grubu.... Bu şirket Asya ülkelerine milyonlarca doz Tamiflu sattı, İngiltere 14 milyon doz satın aldı. Kuş gribi sayesinde Roche, milyarlarca dolar kar ettiler.

Bugün de domuz gribi psikozu başlatıldı. Tüm dünya medyası sadece bundan bahsediyor.

Kuzey Amerikan Gilead Sciences şirketi Tamiflu ilacının patent sahibi. Bu işletmenin en büyük hissedarıysa Donald Rumsfeld: George Bush dönemi savunma bakanı, Irak savaşının stratejisti...

Gerçek "Pandemie" (dünyayı etkileyen büyük salgın), çıkar salgınıdır, sağlık paralı askerlerinin çıkarları.

Eğer domuz gribi söylendiği gibi gerçekten dünyayı tehdit eden büyük bir salgınsa (pandemiyse) dünya sağlık örgütü bu hastalıktan bu kadar tedirgin oluyorsa neden bu hastalığı dünya sağlığını tehdit eden bir hastalık olarak ilan edip, hastalığa karşı aynı ilacın jenerik türevlerinin üretilmesini önermiyorlar ?
Roche'un haklarının iptalini isteyip yerine her ülkenin kendi üreteceği jenerik türevlerini üretmiyorlar ?

Dr. Carlos Alberto Morales Paitán, Pérou
 

Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

herkese öncelikle selamlar:smiley:

pazartesi günü olacak ilk vizem virolojiye çalışmadan önce bu yazıyı görmek çok hoşuma gitti :smiley:
Ders viroloji olunca bizim de güncel bi konu olan domuz gribine değinmeden ders yapmamız mümkün değil :smiley: Viroloji dersini veren hocamız diyor ki:" domuz gribinden korkmayın,tarihe baktığınızda en fazla ölüm influenza adını verdiğimiz virusten olmuştur-bizi her sene infekte yapan virus :S -
ayrıca domuz gribinden ölenlere bakıldığında sağlık sorunları olan insanların öldüğünü görüyoruz.Size örnek göstermek için bıraktım ders çalışmayı baktım dünyada ne var ne yok ve buldum :smiley: http://www.cnn.com/2009/HEALTH/06/29/swine.flu.death.uk/index.html

Ben de moleküler biyoloji ve genetik bölümü öğrencisi olarak domuz gribi aşısı olmayın diyorum!

ayrıca dün gece okuduğum ilginç bi tespit daha var! http://www.haberturk.com/haber.asp?id=183306&cat=220&dt=2009/10/31

virolojiye çalışmayı bitiriyim umarım daha ayrıntılı bişeyler söyleyebilirim

sevgiler,saygılar

öptüm derdim ama domuz gribi bulaşır filan ;)

not:sınav modundayım :smiley:
 


Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

Merak etmeyin,bilinçli insanlardan yani avukatlardan,savcılardan,hakimlerden bu aşıyı yaptıracak olanı duymadım,okumadım.Eger sağlık bakanı virüsü özellikle yaymaya çalışırsa ve ölenler olursa ,mevtalar zaten bu meslek gurubundan olacak.Ne bize dava açacak avukat,ne iddeaneme hazırlayacak savcı,nede karar verecek hakim olacak.Tasalanmayın yani :smiley:
 

Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

virolojiye çalışmayı daha bitirmedim :smiley:)
aşı olup olmamak da kişinin kendi insifiyatına kalmış bi durum:smiley:

ben domuz gribi aşısı olmam.ayrıca influenza gribinin de aşısını olmam.bu virusların genomlarının hepsinin aynı olduğunu söyleyebilirler mi?
hangi birine önlem alınabilir ki :smiley: Virusların 200 ila 400 nükleotid arasında değişen bi genoma sahip ve bunların oldukça çeşitli varyasyona da sahip olduğunu da göz önüne aldığımızda oldukça çeşitli aşı üretmek gerekecektir. Bu aşılar domuzdan üretilmiyor ya :smiley:
 



Ynt: Domuz Gribi Aşısı ve Adjuvant

haramicadu' Alıntı:
virolojiye çalışmayı daha bitirmedim :smiley:)
aşı olup olmamak da kişinin kendi insifiyatına kalmış bi durum:smiley:

ben domuz gribi aşısı olmam.ayrıca influenza gribinin de aşısını olmam.bu virusların genomlarının hepsinin aynı olduğunu söyleyebilirler mi?
hangi birine önlem alınabilir ki :smiley: Virusların 200 ila 400 nükleotid arasında değişen bi genoma sahip ve bunların oldukça çeşitli varyasyona da sahip olduğunu da göz önüne aldığımızda oldukça çeşitli aşı üretmek gerekecektir. Bu aşılar domuzdan üretilmiyor ya :smiley:
haberleri izledim onca kötü gelişme onemlı sorun varken ülkemızde resmen uyutulma seneryosu gıbı sankı su domuz grıbı sizce
artı normal grıb asısına yumurtaya alerjım var dıe olamıyordum buna ne yan etkılerı cıddı hasar verıyormus sızce gozlemınız nedır ?
ası olsam bır turlu yan etkıden olsem :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,679
Mesajlar
1,522,093
Kayıtlı Üye Sayımız
166,527
Kaydolan Son Üyemiz
Selma Yörük

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst