MBG
Yeni Üye
- Mesajlar
- 9
- Tepkime Puanı
- 0
Merhaba,
Kusuruma bakmayınız biraz açık yüreklilikle,kısa ve öz konuşmayı sevdiğimden ötürü buraya pek güzel edebi yazılar yazamayacağım ama dikkat etmenizi istediğim ve destek beklediğim birkaç mühim mesele var ve duyarlılığınıza inandığım için buraya yazmakta bir kusur görmüyorum.Korkmayın sizin gezip gördüğünüz yerleri çocuklarınızda gezebilsin görebilsin safsatasına sığınarak demagoji yapıp sizleri kazanmak gibi bir niyetim yok,inancım o ki hepimiz bu güzelliklerin bitmemesini istiyoruz.Ancak asıl dert o değil benim dileğim sadece canlıların tümünün size yakın bir hissiyata sahip olduğunu unutmamanızdır.
Beraber atan kalplere sahip olduğum birçok doğaseverin kafasındaki "ilkel hayat mükemmelliyetçiliği" düşüncesine sahip değilim.Sadece bir kez yaralı bir yaban hayvanını elinize aldığınızda gözlerindeki telaşı,tekrar evine,doğaya, dönme isteğini görerek yaşayın isterim.Teknoloji hayatımızın içine bu kadar girmişken ve ben bu düşüncelerimi bile ancak onun aracılığı ile sizlere ulaştırabiliyorken bunu kanserli bir hücre gibi içimizden söküp atmak elbet mümkün olmayacaktır bunun bilincindeyiz.Ama başka gezegenlere gitme hevesimizi içimizden atmak iyi olacaktır "yaşadığımız dünyanın ne kadarını görüp tadabildik ki" diye düşününce.Şimdi bunca laf kalabalığından sonra bu konunun asıl amacına geleyim; İstanbul üniversitesi veteriner fakültesinde Vaşak(Vahşi yaşamı araştırma koruma) adı altında yaklaşık 20 ye yakın veteriner adayı ve Türkiye'nin en iyi cerrah veterinerleri arasında olan prof.Serhat Özsoy hocamızın desteğiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz bu bağlamda İstanbul çevresinde gördüğünüz,bulduğunuz yaralı yaban hayvanlarını tarafıma(0530 246 71 46 numaralı telefonumdan) ihbar etmenizi isteyeceğim sizden.Bundan başka haddim olmayarak şimdilik 2 şey daha istiyorum beni mazur görünüz.
*Dünyaya farklı bir bakış açısı kazanabilmek adına H.David Thoreau nun Wolden gölü adlı kitabını okumanızı isterim
- http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=50162
*Avcılık yapan abi kardeşlerimden ricam lütfen yemeyeceğiniz hayvanları vurmayınız,bundan yüzyıllar önce insanlar öldürdükleri hayvanın başında ona ait her parçayı israf etmeden kullanacağına dair sözler verip yeminler ederken yaptıklarınız işin aslı pek akıl karı gelmiyor.Lafı fazla uzatmadan yazımı bitirmeden önce eklemek istediğim birşey var;lütfen klasik "sen et yemiyor musun onlar ağaçtamı yetişiyor sanıyorsun" geyikleriyle birileri doğaya yaptığı gibi bu başlığı da kirletmesin olur mu?Avcılık doğal hayata geçişte en önemli eylemdir ve ihtiyacımız olan proteinleri vücudumuza tedarik edebileceğimiz en iyi yiyeceklerin başında hayvansal gıdalar gelir.Sadece biraz saygı,yaşam hakkına.
Esen kalın.
Kusuruma bakmayınız biraz açık yüreklilikle,kısa ve öz konuşmayı sevdiğimden ötürü buraya pek güzel edebi yazılar yazamayacağım ama dikkat etmenizi istediğim ve destek beklediğim birkaç mühim mesele var ve duyarlılığınıza inandığım için buraya yazmakta bir kusur görmüyorum.Korkmayın sizin gezip gördüğünüz yerleri çocuklarınızda gezebilsin görebilsin safsatasına sığınarak demagoji yapıp sizleri kazanmak gibi bir niyetim yok,inancım o ki hepimiz bu güzelliklerin bitmemesini istiyoruz.Ancak asıl dert o değil benim dileğim sadece canlıların tümünün size yakın bir hissiyata sahip olduğunu unutmamanızdır.
Beraber atan kalplere sahip olduğum birçok doğaseverin kafasındaki "ilkel hayat mükemmelliyetçiliği" düşüncesine sahip değilim.Sadece bir kez yaralı bir yaban hayvanını elinize aldığınızda gözlerindeki telaşı,tekrar evine,doğaya, dönme isteğini görerek yaşayın isterim.Teknoloji hayatımızın içine bu kadar girmişken ve ben bu düşüncelerimi bile ancak onun aracılığı ile sizlere ulaştırabiliyorken bunu kanserli bir hücre gibi içimizden söküp atmak elbet mümkün olmayacaktır bunun bilincindeyiz.Ama başka gezegenlere gitme hevesimizi içimizden atmak iyi olacaktır "yaşadığımız dünyanın ne kadarını görüp tadabildik ki" diye düşününce.Şimdi bunca laf kalabalığından sonra bu konunun asıl amacına geleyim; İstanbul üniversitesi veteriner fakültesinde Vaşak(Vahşi yaşamı araştırma koruma) adı altında yaklaşık 20 ye yakın veteriner adayı ve Türkiye'nin en iyi cerrah veterinerleri arasında olan prof.Serhat Özsoy hocamızın desteğiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz bu bağlamda İstanbul çevresinde gördüğünüz,bulduğunuz yaralı yaban hayvanlarını tarafıma(0530 246 71 46 numaralı telefonumdan) ihbar etmenizi isteyeceğim sizden.Bundan başka haddim olmayarak şimdilik 2 şey daha istiyorum beni mazur görünüz.
*Dünyaya farklı bir bakış açısı kazanabilmek adına H.David Thoreau nun Wolden gölü adlı kitabını okumanızı isterim
- http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=50162
*Avcılık yapan abi kardeşlerimden ricam lütfen yemeyeceğiniz hayvanları vurmayınız,bundan yüzyıllar önce insanlar öldürdükleri hayvanın başında ona ait her parçayı israf etmeden kullanacağına dair sözler verip yeminler ederken yaptıklarınız işin aslı pek akıl karı gelmiyor.Lafı fazla uzatmadan yazımı bitirmeden önce eklemek istediğim birşey var;lütfen klasik "sen et yemiyor musun onlar ağaçtamı yetişiyor sanıyorsun" geyikleriyle birileri doğaya yaptığı gibi bu başlığı da kirletmesin olur mu?Avcılık doğal hayata geçişte en önemli eylemdir ve ihtiyacımız olan proteinleri vücudumuza tedarik edebileceğimiz en iyi yiyeceklerin başında hayvansal gıdalar gelir.Sadece biraz saygı,yaşam hakkına.
Esen kalın.