Diyafram - Enstantane

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan özlem Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 0
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,716

özlem

Kamp III
Mesajlar
825
Tepkime Puanı
21
Diyafram-Enstantane


Fotoğraf makineleri değişken adı verilen iki temel sistem ile ayarlanırlar. Bunlardan biri objektif üzerinde bulunan ve ışığın miktarını belirleyen "Diyafram" diğeri ise gövdenin içinde bulunan ve ışığın süresini belirleyen "Enstantane" dir. Bunların şimdi ayrı ayrı özelliklerini görüp bağlantıları üzerinde duracağız.

Diyafram

Objektifle insan gözü arasında çok yakın bir benzerlik vardır. Objektif insanın gözü ise, diyafram göz bebeğidir. Göz bebeğinin büyüklüğü sabit değildir. Güçlü ışıklarda alabildiğine küçülür ve bir noktaya dönüşür. Karanlık yerlerde ise dikkat çekecek kadar irileşir. Yani ışığın şiddetine göre kendini ayarlar ve göz retinasına düşen ışığın dengesini sağlar. Fotoğraf makinelerinde bu görevi diyafram adı verilen makanizma üstlenir. Yani filmin üzerine düşecek olan ışığın miktarını kısılıp genişleyerek ayarlar. Tıpkı göz bebeğinde olduğu gibi karanlık ortamlarda, ışığın yetmesi için açılır, parlak ortamlarda ise fazla ışık filmi yakmasın diye kısılır. Diyafram çeşmelerdeki musluğa da benzetilebilir. Bilindiği gibi musluk kısılıp açılarak suyun az ve ya çok akma miktarını belirler.

Objektiflerin üzerinde standart diyafram açıklıklarını gösteren ölçüler vardır. Bunlar
1:1.1 den başlar. Bu ölçü dünyada çok az objektifte bulunabilen bir özelliktir ve diyaframın objektifin çapı kadar açılabildiğini gösterir. Daha sonra bu açıklık değerleri şu şekilde sıralanır (küçülür): 1:1.2 - 1:1.4 - 1:1.8 - 1:2 - 1:2.8 - 1:3.5 - 1:4 - 1:4.5 - 1:5.6 - 1:8 - 1:11 - 1:16 - 1:22 - 1:32. Görüldüğü gibi son ölçü objektif çapının otuziki de biri kadar küçük bir noktadır.

Objektiflerin özelliklerine göre en geniş ve en kısık diyafram açıklıkları farklılıklar gösterir. Normal açılı objektiflerde 1:1.4 ve 1.8 değerleri ile başlayan objektifin en geniş açıklığı, geniş, dar ve zoom objektiflerde, optik şartlar zorlandığı için 1.3.5 ve hatta 4.5' e kadar ancak ulaşabilir. Bu nedenle zor ışık koşullarında normal objektifle çalışmak her zaman daha avantajlıdır. En kısılabilir diyafram ölçüsü de değişiklikler gösterir. Bazı objektiflerde 1:16 olan bu aralık, genellikle 1:22 olur. Çok nadir olarak 1:32 gibi olağanüstü kısılma özelliği gösteren objektifler de vardır. Alan derinliği çok fazla olan fotoğraflar kısık diyafram ayarları ile çekilir. Bir objektifin ne kadar çok açılabilir ve ne kadar çok kısılabilir diyaframa sahip olması, o objektifin her türlü ışık koşullarında iş yapabileceğini gösterir. Bu özellikler objektif fiyatlarını da direkt olarak belirler.

Enstantene (Örtücü)

Fotoğraf makinelerinin diğer değişkeni ise enstantane adı verilen örtücüdür. Gövdenin içinde bulunan ve filmin üzerine düşen ışığın süresini ayarlayan sistem olan örtücü, fotoğrafın ne kadar zaman diliminde çekileceğini belirler. Örtücüler perde ve ya yaprak adı verilen metalden yapılmışlardır. Deklanşöre basıldığında seçilen zaman süresinde örtücü açılır film ışık üzerine düşer ve perde kapanır. Işık koşullarına ve hareket özelliklerine göre bir fotoğraf ya çok kısa ve ya uzun zaman süresinde çekilebilir. Işığın film üzerine düştüğü süreye "Pozlandırma" adı verilir. Güçlü ışıklarda az, zayıf ışıklarda uzun pozlandırma yapılır. Yine hareketi dondurmak için az, flulaştırmak için uzun pozlandırma söz konusudur. Seçeceğiniz diyafram değerine göre de az veya çok pozlandırma gerekebilir.

Diyafram göz bebeği ise, enstantane göz kapağının açılıp kapanmasıdır. Diyafram musluk ise, enstantane suyun akma süresidir.

Nasıl bir objektifin standart diyafram açıklıkları varsa, bir gövdenin de standart enstantane hızları vardır. Bu hız ölçülerinin alt ve üst limitleri makineden makineye değişiklikler gösterir.

Normal değerdeki bir gövdede 1:1 den başlar. Bu 1 saniye demektir ve örtücü perdesinin bir saniyede açılıp kapanması anlamına gelir. Daha sonra örtücü hızları 1:2. 4, 8, 15, 30, 60, 125, 250, 500, 1000, 2000 ... şeklinde devam eder. + 30 saniyeye kadar uzanan ve 1: 8000 e kadar kısalabilen örtücü hızlarına sahip gövdeler de vardır. Bu dizinde dikkati çeken en önemli nokta, ard arda gelen iki hızdan birinin, diğerinin süresinin iki katı olduğudur. Bu düzen bize ışıklama süresini iki katına çıkarabilme veya yarısına indirebilme imkanı tanır. Böylece görüntünün istenilen yoğunlukta belirlenmesi sağlanır.

Örtücünün nasıl çalıştığına şöyle bir bakalım; Örneğin güneşli havalarda enstantane ayarımızı 1:125'e getiririz. Bu ayar, makinemizin örtücüsünün saniyenin 125 te biri gibi bir hızda açılıp kapanması demektir, 250 saniyenin ikiyüz ellide biri, 2000 ise ikibinde biri demektir. (Zaman diliminin küçüklüğüne dikkat) Çok hızlı koşan bir sporcuyu, engeli atlayan bir atı veya şelaleden akan suyu net çekebilmek için en az 1:500 lük bir enstantane seçmek gerekir. Konuya hareket etkisi verip flulaştırmak için tersi bir seçenek uygulanır. Örneğin şelaleden akan suyu pamuk yumağına dönüştürmek için 1:15 hatta 8 gibi hızlar uygulanabilir.

Örtücü hızını seçmemizi sağlayan enstantane ayar düğmesinin üzerinde yukarıdaki rakkamların dışında bazı işaret ve sembollerde bulunur. Bunlardan ilk anda akla gelenler: B (Blup- bekleme. Özellikle gece çekimlerinde enstantane süremizi parmağımız deklanşörde kaldığı sürece uzatma için kullanılır. T (İlk basışta perde açılır, ikinci basışta kapanır), P (Program), A (Otomatik), L (Kilit), X (Elektronik faşla çekim yapma)

Değişkenler Arasındaki Bağlantılar

Şimdi işin püf noktasına geldik. Elimizde iki değişik ayar sistemi var. Biriyle ışığın miktarını, diğeri ile ışığın süresini ayarlıyoruz. Yani filmin üzerine ne kadar yoğunluktaki ışık, ne kadar sürede düşsün. Çok denge gerektiren bir durum. Düşünün elimizde bir kova olsun. Bunun silme dolması gerekiyor, ne biraz eksik kalmalı, ne de bir damla taşmalı. Ne kadar hassas bir durum değil mi? Eğer musluğumuz çok akıyorsa doğal olarak süreyi az tutmamız gerekecek, çünkü musluğumuz çabuk dolacaktır. (Işık yoğunsa, örneğin güneşli ve açık bir havadaysa hatta ışığı yansıtarak daha da güçlendiren deniz kenarında fotoğraf çekiyorsak pozlandırma süremiz kısa olmalı tabii).

Tersi durumu düşünelim. Musluğumuz çok az akıyor. Kovamızın dolması için uzun süre suyun altında kalması lazım. (Az ışık yoğunluğu olan gölgeli yerlerde, akşam saatleri ve günışığı almayan kapalı ortamlarda, filmimizin ışığa doyması için pozlandırma süremizi uzun tutmamız gerekecektir).

Filmin mutlaka normal doygunlukta ışıkla buluşturulması gerekir. Işığın yetersiz olması, açık ve renkleri yerine oturmayan fotoğrafları ortaya çıkmasına, ışığın fazla olması ise fotoğrafımızın koyu olmasına hatta yanmasına yol açar. (Yanma: Filmin çok ışık nedeni ile kararması)

Bu, ışığın miktarı ile ilgili olan kısmı, birde hareketle ilgili olan yanı vardı. Diyelim ki hem ışığımızın miktarını dengeleyeceğiz hem de hareketli bir konuyu dondurmaya çalışacağız. Bunun içinde seçeneklerimizi bilinçli olarak değerlendirmemiz gerekiyor.

Şimdi iyi güzel de bu kadar hassas ve bazen saniyenin kaç binde biri gibi kısacık zaman diliminin söz konusu olduğu ayarları hatasız nasıl yapalım? Bunun için müthiş bir gözlem gücüne ve büyük bir bilgi birikimine sahip olmak gerekmiyor mu? An be an değişen ışık yoğunluğunu ve hareket etkisini takip etmek zor olmaz mı?

Eğer doğrudan ve sanat değeri olmayan bir fotoğraf çekmek istiyorsak ve makinemizin otomatik veya program özelliği varsa bu bilgileri aklımıza getirmeye bile gerek yoktur.

Ama makinemize, konuya, ışığa ve diğer unsurlara biz hakim olmak istiyorsak ve sanat kaygısı ile konumuza yaklaşıyorsak bilinçli davranmak zorundayız.

Bunun için birkaç temel bilgiyi aklımızda tutmamızda yarar var.
Örneğin ışığın yoğunluğunu hesap ederek çekim yapmayı düşünüyorsak; (Yani diyafram seçeneğimiz öncelikliyse) Koyu gölgedeki diyafram açıklığımız f/1:5.6, normal gölgede 8 , normal güneşte 11, parlak güneşte 16 olmalı. Enstantane hızlarımız da koyu gölgede 1:30, normal gölgede 60, normal güneşte 125, parlak güneşte ise 250 olarak düşünülebilir.

Hız etkisini hesap ederek çekim yapmayı düşünüyorsak (Yani örtücü seçeneğimiz öncelikli ise) koşan bir insan için 125 ten az enstantane seçimi yapmamalıyız. Hızın şiddetine ve size olan yakınlığına göre 250, 500, 1000 ve hatta daha hızlı bir enstantane seçimi yapılabilir. Örneğin şelaleden akan suyu net yakalamak için en az 500, bir futbolcunun çektiği şutu havada net yakalamak için de 1000 enstantane gereklidir. (Bu temel bilgileri mutlak kabul etmemek koşulu ile kafamızın bir köşesine yazalım)

Unutmamamız gereken bir temel bilgi daha! Seçtiğimiz enstantane hızının mutlaka doğru bir diyafram karşılığı veya seçtiğimiz bir diyafram açıklığının mutlaka doğru bir örtücü hızı karşılığı vardır ve bu çok hassas bir dengedir. Bu dengeyi kurmada ise bize makinemizin pozometresi yardımcı olacaktır.

Her makinede (eski modeller hariç) bize hatasız ölçüm değerleri veren ve pozometre adı verdiğimiz ışıkölçerler bulunur. Pozometre, seçtiğimiz diyafram ve enstantane değerlerinin karşı değerlerini doğru olarak bize bildirir.

Diyelim ki ışık ve hız durumlarını hesap ederek 250 enstantane seçmiş olalım, bunun karşılığı diyafram değerinin ne olduğunu pozometremiz bize gösterecektir. Ve ya seçtiğimiz 11 diyafram açıklığının karşılığı olan enstantaneyi bulmamızda da bize yol gösterecek olan da pozometredir. Bizler de pozometre sayesinde hem makineyi yönlendiririz ve hem de hatasız ayar yapmış oluruz.



--------------------------------------------------------------------------------
Kaynak :
Enver Şengül
 

Etiketler

SON KONULAR - FORUM

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,908
Mesajlar
1,525,463
Kayıtlı Üye Sayımız
166,709
Kaydolan Son Üyemiz
Mete26

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst