Toroslar’dan gelerek Alanya’nın doğusundan Akdeniz’e dökülen Dim Çayı’nın kıyıdan 15 kilometre kadar uzaktaki kıyılarında piknik yerleri vardır. Ulu çınarların altındaki kır lokantalarında masalar yaz aylarında çayın içine kurulur. Konuklar çıplak ayakları ile suların içinde oturur.
Ayrıca su kıyısına yakın yamaçlarda ve su kıyısında da ahşap teraslarda minderlerle otantik yer sofraları kurulur. Bazı lokantalarda masalar salların üzerindedir. Ormanlarla kaplı vadi, yaz günlerinde bile serindir. Bu bölgede tercih edilen yemek alabalıktır. Alabalıklar, lokanta bahçelerindeki havuzlarda bulundurulur. Tava, ızgara ya da fırında güveç olarak pişirilir. Bölgede dağ bisikleti ve trekking için uygun güzergahlar vardır.
bölgeyi görmek isteyenlerin ellerini çabuk tutmaları gerekiyor maalasef yapımı bitmek üzere olan bir barajın çay üzerindeki piknik yerlerinin ve su üzerinde masaları olan lokantaların su altında kalacağı için kaldırılacağı söyleniyor.
ben son olarak bu yaz dim çayındaydım çoğu tesisin yavaş yavaş kapanma hazırlığı içinde olduğunu gördüm.
ayrıca giderseniz su üzerindeki sallarda rakı balık yada benim favorim olan rakı saç kavurma yemeden ayrılmayın
Dim çayına gitmişken Dim marasınıda görmeden dönmeyin
ama maraya giriş üçreti benim hiç hoşuma gitmedi kişi başı 8,5 tl zate maraya gidene kadar 10km rampa yukarı gaz bastıgım yetmiyormuş gibi gıriş uzretı bukadar pahalı olması bence soygun..
Demekki Ozan dim çayını geçtigimiz yaz son görüşüm olmuş..
yunus abi benim antalyada gezmediğim yer kalmadı ama dediğin gibi her yerin girişi paralı hemde pahalı
mesela olimpos pansiyonda kalıyosun sahile gideceksin 3 yıl önce 2 lira veriyoduk her gün kişi başı
heleki fasilis 8 liradan fazla nereye gitmişsem hepsinde böyle