Kültüre yapılan yatırımın sonuçları düşünülerek tasarlanmış farklı bir proje olan "Yaşayan Müze", ismiyle müsemma, kültürel mirasın yaşatıldığı bir yer. Yapı, tarihi Beypazarı konaklarından bir tanesi, Abbaszade Konağı. 19. yüzyılda inşa edilmiş olan bu konak tipik Beypazarı evlerinin özelliklerini taşıyor.
Bulundukları her yerde halkın kültürünü yansıtan ve geliştirerek yaşatmaya devam eden halk evlerinden bir tane de Beypazarı’nda var. Taşıdığı tarihi önemle benzerlerinden ayrılan Halk Evi, tarihi İmaret Meydanı’nda bulunuyor.
Tarihsel dönemlere göre ayrılmış farklı kısımlarda sergilenen eserler ve buluntuları barındıran müze binası 1928 yılında Rüstempaşa Okulu olarak inşa edilmiştir. Belediye tarafından tarihi değerlerin sergilendiği bir müze olarak düzenlendiği 2008 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
İmaret Camii
Günümüze gelene kadar farklılaşmış olan bu yapı 1887 yılında yapılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’nden önce etrafında dış ve iç imaret denilen medreselerin var olduğu söylenen caminin kuzey kısmına sonradan betonarme bir ön giriş kısmı eklenmiştir. Dikdörtgen planlı caminin kuzeybatı köşesinde tek şerefeli minaresi yer almakta. Dıştan kırma çatısı, içten ahşap tavanla desteklenmiştir. Tavan süslemeleri göze hitap eden özelliklerinden.
Ailesi nesiller boyu Beypazarı'nda yaşamlarını sürdüren, 1609'da Sultan I.Ahmet'in zamanındaki Haznedar Ekmekçizade Ahmet'in torunlarından olan değerli sanatçı Cahide Gürsoy adına Halk Evi içerisinde oluşturulan Müze Evi’nde;sanatçının çeşitli eserlerinin ve atölyesinde kullandığı eşyalarının yanı sıra seneler boyu özenle topladığı Atatürk fotoğrafları ile aile fotoğrafları da sergilenmektedir.
Osmanlı dönemi saray ve saltanat çevresinde yer alan köçek geleneğinde kadın kılığına girerek dans eden erkeklere müzisyenler eşlik ediyorlardı. Yedi yaş gibi çok erken yaşlarda başlayan köçeklik eğitimi 14 yaşına kadar sürer ve bu yaştan itibarenköçekler profesyonel dansçı olarak mesleklerini sürdürürlerdi. 1861 yılında sultan'ın köçek takımlarını yasaklamasının ardından köçekler Anadolu'ya ve çeşitli arap ülkelerine dağıldılar.