Hedefimiz öncelikle Uludağ eteklerine kurulan Cumalıkızık’a gidip kahvaltı yapmak ve köyü gezmek...
Son zamanlarda adını köyde çekilen dizileriyle daha çok duymaya başladığımız aslında 700 yıllık bir Osmanlı köyü Cumalıkızık. Kızık köyleri içinde en çok tanınanı, yerli-yabancı en çok turist çekeni. Bursa şehir merkezinden 90 dakikada bir kalkan 22A otobüsüyle ulaşılabiliyor. Cumalıkızık’ta otobüsten inilen son durak, köyün de başlangıcı. Köyün başında köy ürünlerinin satıldığı tezgahlar sıralanıyor. Arkalarında ise yine köylülerin bahçelerine masalar atarak köy kahvaltısı sundukları evleri uzanıyor. Boş masası olan bir tanesine gidip oturuyoruz hemen. Hemen hemen bir çok köyde olduğu gibi yerel halkın işletmeciliğe soyunduğu yerlerde doğallık arıyorsanız buluyorsunuz ama konfor ve hız arıyorsanız pek bulamıyorsunuz. Bize sıranın gelmesini beklerken zamanımız kısıtlı olduğundan bu süre uzadıkça biraz canım sıkılsa da keyifli bir kahvaltının da gezinin bir parçası olduğuna ikna ettim kendi kendimi. Nihayet, evde yapılmış köy ürünleri, tereyağında yumurta ve çok güzel haşhaşlı-cevizli ekmekle (dışarıda satılıyor, dönerken mutlaka almalıyım!) güzel bir kahvaltı sonrası köyde yürüyüşe çıktık.
[attachment=1] [attachment=2]
Parke taşlı daracık yollarda iki-üç katlı sarı, beyaz, mavi, mor boyalı cumbalı evleri izleyerek köyün tepelerine doğru çıktık. Evlerin bazıları restorasyon görmüş ve kurtarılmış, bazılarıysa oldukça kötü durumda. Girişteki yerler dışında köyün üstlerinde de bahçe içinde oturulabilecek yerler var hepsi de tıklım tıklım dolu.
[attachment=3] [attachment=4]
[attachment=5]
Bütün ara sokaklara gire çıka köyü gezip farklı yoldan tekrar meydana geldiğimizde otobüsün kalkmak üzerine olduğunu görünce aceleyle iki ekmek alıp kendimizi otobüse attık. Otobüs diğer kızık köylerinden hemen yandaki Hamamlıkızık içinde bir tur atıp tekrar şehir yoluna girdi. Gördüğüm kadarıyla diğer kızık köyleri geleneksel evlere fazlaca sahip değil. Sanırım bundan dolayı da içlerinde en ünlüsü Cumalıkızık.
Son zamanlarda adını köyde çekilen dizileriyle daha çok duymaya başladığımız aslında 700 yıllık bir Osmanlı köyü Cumalıkızık. Kızık köyleri içinde en çok tanınanı, yerli-yabancı en çok turist çekeni. Bursa şehir merkezinden 90 dakikada bir kalkan 22A otobüsüyle ulaşılabiliyor. Cumalıkızık’ta otobüsten inilen son durak, köyün de başlangıcı. Köyün başında köy ürünlerinin satıldığı tezgahlar sıralanıyor. Arkalarında ise yine köylülerin bahçelerine masalar atarak köy kahvaltısı sundukları evleri uzanıyor. Boş masası olan bir tanesine gidip oturuyoruz hemen. Hemen hemen bir çok köyde olduğu gibi yerel halkın işletmeciliğe soyunduğu yerlerde doğallık arıyorsanız buluyorsunuz ama konfor ve hız arıyorsanız pek bulamıyorsunuz. Bize sıranın gelmesini beklerken zamanımız kısıtlı olduğundan bu süre uzadıkça biraz canım sıkılsa da keyifli bir kahvaltının da gezinin bir parçası olduğuna ikna ettim kendi kendimi. Nihayet, evde yapılmış köy ürünleri, tereyağında yumurta ve çok güzel haşhaşlı-cevizli ekmekle (dışarıda satılıyor, dönerken mutlaka almalıyım!) güzel bir kahvaltı sonrası köyde yürüyüşe çıktık.
[attachment=1] [attachment=2]
Parke taşlı daracık yollarda iki-üç katlı sarı, beyaz, mavi, mor boyalı cumbalı evleri izleyerek köyün tepelerine doğru çıktık. Evlerin bazıları restorasyon görmüş ve kurtarılmış, bazılarıysa oldukça kötü durumda. Girişteki yerler dışında köyün üstlerinde de bahçe içinde oturulabilecek yerler var hepsi de tıklım tıklım dolu.
[attachment=3] [attachment=4]
[attachment=5]
Bütün ara sokaklara gire çıka köyü gezip farklı yoldan tekrar meydana geldiğimizde otobüsün kalkmak üzerine olduğunu görünce aceleyle iki ekmek alıp kendimizi otobüse attık. Otobüs diğer kızık köylerinden hemen yandaki Hamamlıkızık içinde bir tur atıp tekrar şehir yoluna girdi. Gördüğüm kadarıyla diğer kızık köyleri geleneksel evlere fazlaca sahip değil. Sanırım bundan dolayı da içlerinde en ünlüsü Cumalıkızık.