Nazım “ Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket, bizim” Dizesinde; Bozkıra çevirip tükete tükete geldiğin Anadolu yarımadasından öteye gidiş yok buraları da tüketme sahip çık demekte anlayana.
Konar göçerlik genlerine işlemiş toplum bulduğu her güzelliği talan etme alışkanlığını günümüzde de sürdürmekte.
Yapılaşmaya kapalı SİT alanı, Ören yeri ya da kıyı koruma alanından bedava yararlanmanın yolu olarak keşfettiği karavancılığa sarılınca ahali doğal olarak kamuoyunda da istilacı algısı oluştu.
Kaçınılmaz olarak yerleşiklerin kendini istilacıdan koruma içgüdüsü devreye girdi ve beraberinde önlemler ve yasaklar uygulanmaya başladı. Fiili durumu gelire çevirmek isteyen sermaye devreye girdi ve kamp yatırımları arttı. Kamplarda arz talep dengesi bozulunca da konaklama şekli ve bedelleri de istismara varan boyutlara ulaştı.
Olan bu işi yaşam biçimine dönüştürmüşlere oldu.
AVİS başta olmak üzere birçok kiralama şirketi sezona onlarca araç yetiştirme telaşında. Kiralık karavan filoları katlanarak büyütülmekte, tatil sezonunda şenlik yaşanacak kısaca.
Büyükşehirlerin sokak araları motakaravan hatta çekme karavan işgalinde. Trafik sorunu olan kentin sokaklarını işgal eden bu geniş araçlar sokak aralarında büyük sıkıntılara neden olmakta.
Sonuç; GELİYOR GELMEKTE OLAN!.