Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Soner Sarıhan Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 11
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,669

Soner Sarıhan

Yeni Üye
Mesajlar
15
Tepkime Puanı
1
Web
www.macerakolik.com
Bu turun yapılmasında emeği geçen,
Bursa Nilüfer Belediyesi , Belediye Başkanı sayın Mustafa Bozbey,
Nilüfer Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri sayın Mehmet Kartal,
Hardline Nutrition Firmasının değerli yönetici ve çalışanları,
Yeşil Bisiklet'ten Sayın Gürsel Akay
THY tanıtım ve reklam ofisinin değerli çalışanları,
Bursa Doğaspor mağzasından sevgili dostum Murat Soğucak,
Bursa grafik sanatlardan, Sevgili Dostum Hüseyin Yalçın,
Başak Groupama sigorta temsilcisi sevgili dostum Yusuf Oral,
Zirve Dağcılık kulubü İzmir şubesinden sayın Hafize Yiğit,
Bursa dan bisikletçi dostlarım , Ediz , Fatih ve Elman,
Bursa Çare Mühendislik ten Gökhan Altınok,

ve beni unuttuğum ve buraya yazamadığım için affedecek diğer dostların tümüne huzurlarınızda teşekkürü bir borç bilirim.


Hiçbir karşılık beklemeden yaptıkları maddi - manevi katkılar çok ama çok kıymetli.

TEŞEKKÜRLER

2008 yılında yaptığımız. Almanya – Hollanda – Belçika – Fransa – İtalya – Avusturya – Almanya olarak planladığımız maalesef 4 ülkeden geçtikten sonra bitirmek zorunda kaldığımız turumuzun 4. ülkesi Fransa ile baş başa bırakıyorum sizleri.


İşte Fransa tabelasını sonun da buluyoruz.
Neden sonunda diyorum, çünkü elimdeki navigasyon aletine göre Fransa ya geçmiş bulunuyoruz.

Fakat, daha önce yazdığım gibi AB ülkeleri arasında sınır , güvenlik, çit, mayınlı arazi, gümrük , duvar vs olmadığı için ne zaman , Belçika dan çıktık ne zaman Fransa ya girdik belli olmuyor.

Bizde öne arkaya , ileri geri sora sora tabelayı buluyoruz, altında hatıra fotoğrafı çektirmek için . Arabayla yapılan bir yolculukta, sınır geçişleri ( aslında olmayan sınırlar ) belki de hiç fark edilmeyebilir.

İşte Fransa Tabelası.




Fransa’ya has tarihi özellikleri korunmuş binalar hemen göze çarpıyor.





İşte bir kasabanın klisesi ve ona yakın belediye binası



Başka bir yerde tarihi bir kilise daha.
Kilise pek çok kelime gibi Fransızca dan geçmiş dilimize. Osmanlı – Fransız yakınlaşmasının yaşandığı yıllardan hatıra olarak. Germenlere Alman dememizde Fransızcadan hatıra.

Tarih deyince ünlü Fransız devlet adamı De gaulle nin adının verildiği bir sokak ta mola veriyoruz tesadüf eseri.



Fransızlar bilindiği üzere sanat alanında çok ileri bir ulus.
Sanat her yerde karşınıza çıkıyor.

İşte bir evin kapısı ve genel görünüşü.



İşte itfaiye binasının bahçesindeki bir heykel, tamamen saksılardan oluşmuş.




Küçük bir kasabanın girişindeki park.



Başka bir köy deki düzenlenmiş alanlar




Hemen belirtmeliyim ki, Fransa bisiklet yolları açısından , belçikadan da , Hollanda dan da , Almanya dan da çook çook gerilerde. Yol tarif etmek için çok isteksiz ( aslında İngilizce konuşmaya isteksiz ) Fransız vatandaşları da buna eklenince, bisiklet yolları varsa da biz çoğunu bulamadık. Ahh Almanya , Ahhh Hollanda diye iç çekip durduk.


Eee diyeceksiniz ki Fransa bisiklet turu dünyanı en ünlü bisiklet organizasyonu değil mi ?

Evet öyle , her yerde bununla ilgili afiş yazı vs görebiliyorsunuz .

Turun önemli sponsorlarından birisi PMU.


Duvardaki afişe dikkat .




Barın ismine dikkat. Bar dediğime bakmayın canım, spor faaliyeti sırasında alkol kullanmayacak kadar akılıyız.








Bisiklet yolu olmamasına rağmen çok sayıda bisikletli de var.







Şehir içlerinde çocuklarla ilgili uyarı tabelaları var.










Birinci ve ikinci dünya savaşı ile ilgili neredeyse her kasabada bir anıt veya heykel mevcut




İşte bir tane daha, çevrede hiçbir yerleşim yeri olmamasına rağmen burada bir anıt var. Burada bir olay olmuş olsa gerek.



Anıttaki pozu vermeye çalışırken gülüyoruz.






Hollanda da ki gibi kanallara rastlanıyor sık olmasa da.
Birkaç saat boyunca bu kanalın çevresindeki yoldan , araba falan olmadan giderek, hollandayı andık durduk.

İşte kanala giren gemi.




Arkamda aynı gemi yükseltme – alçaltma kanalında yavaş yavaş, bir aşağıdaki kanala doğru iniyor.


Kanallar aynı seviyeye geldiğinde gemi yoluna devam ediyor, böylelikle kot farkı aşılmış oluyor. Aynı işlem tersine doğru da yapılabiliyor.




İşte bu kanalın kenarındaki trafikten arınmış yol .






Kanal boyunca ilerliyoruz, artık bıktığımız Fransa trafiğinde şu birkaç saat ilaç gibi geliyor.




Biz mola verdiğimizde az önce kanalda aşağı inen gemi bize yaklaşıyor.



Başka bir yerde bu sefer biz kanalın üstünden geçiyoruz.






Kanal boyunda başka gemilere de rastlıyoruz.




Ve o güzel saatlerin sonu , yine mecburen trafiğin içine gireceğiz.




İşte zor karar, ilerlememiz lazım.
Bisiklet yolu yok, trafik yoğun.
Mecburen derin bir nefes alıp devam ediyoruz.





Bisiklet yolu var mı diye yol bilgisayarını ( navigasyonu ) kontrol ediyorum.




İşte yine bazen çok kalabalık olan yollardayız. Nerede Almanya nerde Fransa, Almanların ikinci dünya savaşında Fransa’yı yenmiş olmasına şaşırmamak gerek. Kesinlikle daha planlı ve düzenliler.



Bazı günler yol kenarlarındaki emniyet şeritleri yeterli oluyor sürüş için.






Bazen o emniyet şeritleri de bitiveriyor aniden.



Yollar kavşaklara ve otoban bağlantılarına yaklaştığında yol otoban olmasa da öyle gibi görünmeye ve şeritler çoğalmaya başlıyor.





Bazen bir cep bulana kadar, kenarda 10 cm bile banket olmayan yollarda sürmek zorunda kalıyoruz . Sürücüler dikkatli olsa da ürpermemek mümkün değil .



İşte hemde yokuş yukarı ve yağmur da , hiçbir emniyet payı olmayan bir yol. İyi ki çok yoğun olmayan yerleri tercih ediyoruz.



Yine farklı bir şehirde banket olmayan yolda sürdüğümüz bir gün.






Tüm bunlara rağmen, sürücülerin dikkati hat safhada.


İşte bir süre arkamızda bekleyen ve ancak karşıdan hiç araba gelmediği bir anda , sola doğru açılarak geçen bir tır.



İşte başka bir gün ve başka bir bölge ve yine aynı durum. Önce yavaşlamış ve beklemiş , uygun an bulduğunda karşı şeride geçerek bizi geçmeye çalışan ve bu sırada ne küfür eden ne korna çalan bir Tır daha. Sol yanda İnci yi yol kenarında görebilirsiniz. Tırın ne kadar kenara açıldığına lütfen dikkat.





Fransa da kurallara duyulan saygı ve gösterilen özen.
İnsan’ın değerli olduğu her yerden belli oluyor. İnsan değerli ve insana zarar vermenin cezası çok büyük. İnsanların başına gelen olaylar “kaza”, “kader” diye geçiştirilmiyor, arkasındaki sorumlu aranıyor, bulunuyor, suçu varsa en ağır şekilde cezalandırılıyor.

İşte bir örnek.

Bir köy yolunda gördüğümüz trafik ışığı karşısında şaşırıyoruz. Biz geçerken arabalar duruyor. Fotoda ileride solda çok az belli olan evin oraya gittiğimizde anlıyoruz ne olduğunu.




Evet yolda ufak bir çalışma var, ve ilk gördüğümüz ışık ile buradaki ışık ( yine ileride solda sarı bir direk olarak farkediliyor ) karşılıklı olarak trafiği tek şeride indirmeye yarıyorlarmış. Böylelikle aynı anda iki aracın buradan geçmesi engellenmiş oluyor. Bir şerit yeşil yanarken , zıttında ki şerit kırmızı yanıyor, böylelikle buradaki işçinin güvenliği sağlanmış oluyor. İnsanlarda bu kurala uyuyor.
Gördüğünüz gibi yola taşan büyük bir inşaat durumu yok ve bu yol zaten çok az kullanılıyor. Yanımızdan geçen araçların sayısına bakarak diyebilirim ki , bu çalışmanın olduğu yerde zaten iki araç belki de hiç yan yana gelmeyecek. Ama gelirse ve birisi bu adama çarparsa diye önlem alınmış. Belediye çukurlarına düşüp ölenleri düşündükçe ….




Bazen bisiklet yolu diye girdiğimiz yerlerden zor bela, bisiklet elimizde çıkıyoruz.

 

Etiketler
Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Çok nadir olarak şehir içlerinde 3 -5 km lik bisiklet yollarına rastlıyoruz.



Daha uzunları şehirden şehre gitmek için değil , şehrin çevresinde gezinmek için yapılmış sanki . İşte Pierrefont kentinin ormanlarındaki bisiklet yolları.



Gündüz 11 civarında çekilmiş bu fotoğraflar bitki örtüsü hakkında yeteri kadar fikir verecektir sanıyorum.












İşte Pierrefond daki kampımız.



Aynı kampta akşam yemeği



Başka bir kampın virajlı yolları.



Bir dağın yamacındaki kampımız. Bilseydik bu kadar yukarıda olduğunu, düz devam ederdik.



Başka bir şehirdeki gezi , treking ve bisiket parkurları.



Bu haritadan yararlanarak bulduğumuz kamping aşağıda. Sadece başka bir karavan olduğu ve kamp görevlileri olmadığı için ücretsiz kalıyoruz.



Paris teki kampımız.



Fransız baton ekmekleri ile












Pierrefond un önemini ayrı anlatacağım . Orası zaten ayrı bir konu açmayı bile hak ediyor .

Pierrefond taki muhteşem Şato;




Şatonun ana giriş kapısı, şu filmlerdeki gibi suyun üzerine doğru açılıp kapanan şekilde olanlarından. Resmen şato. Film seti gibi sanki.






Şatoyu kendi kadrajıma sığdırmam mümkün olmadığı için, tanıtım broşüründeki halini fotoğraflıyorum.




Şato çevresindeki güzel evler.



Böyle güzel bir tarihi esere kim , hangi akıl zarar verir ki ?

Ve maalesef neden bu bizim vatandaşlarımızdan olur ? Çıldırmamak elde değil. Bizim bu koskoca duvarlar ve surlar üzerinde gördüğümüz tek yazı . Ve maalesef Türkçe.





Tarihi güzellikleri dışında Fransa yı pek sevemiyoruz, Fransa da bizi sevmiyor, İnci nin jel selesi yırtılıyor.



2500 km sonunda parçalanan İnci’nin spd sandaletleri.



Yol kenarlarından bazı kareler.



Fransız fırınları alman fırınları yanında hiçbir şey ifade etmiyor.



Fransa da çok büyük tarlalar var. Aynı ürün kmlerce kesintisiz devam ediyor.



Diğer ülkelerde gördüğümüz gibi, kaza olan yerlerde hep küçük sunaklar yapılmış. İlginç olan hepsinin de bakımlı ve çiçeklerinin taze olması.



Bir çiftlik görüntüsü.



Uzaklarda köyler kasabalar, insanlar , hayvanlar, umutlar, sevinçler , hayaller var.



Biraz zoom yapınca görünen kilise.






Fransa yollarından çeşitli günlerden , çeşitli yerlerden kareler

Havanın güzel olduğu bir gün. Bad Boys’u kullanma zamanı. Bad boys bizim büyük fotoğraf makinasının ( Nikon D70s ) adı. Büyük makinayı ön gidon çantasından çıkarmak her zaman kolay gelmiyor. Bir de compack makinamız olduğundan , diğerinin adı bad boys. İspanyol bir arkadaş Nepal de koymuştu bu ismi. İşte bad boys dan bazı kareler.







Sakin yollar bulduğumuz için sevinçliyiz, varsın yokuş olsun ne olur ki ? Yokuşlar biter elbet.

İşte yokuşun başı;




Bir önceki fotoda görünen hafif tırmanış ;




Tırmanışın bittiği noktadan ilk fotonun çekildiği yere doğru bakıyoruz. Bu his çok güzel . bu anlatamayacağım duygudan dolayı bisikletle yolculuk ettik, ediyoruz , edeceğiz.





Burada iken,



Buraya pedal basarak gelmenin keyfini yaşamak için.



Yollar ilerliyor.



Ufak bir mola ;




Mola iyi gelmiş olmalı, hareketlenmiş uçacağım sanki ;



ABD li bisikletçi. Yaşlı yazacağım yaşlı değil. İsviçreye gitmiş geri dönüyor. Selamlaşıp, mail adreslerimizi alıp, geldiğimiz yöndeki kampları, yolları sorup devam ediyoruz.




Yine kanallar çıkıyor karşımıza. Ama bu sefer yanına inip devam etmiyoruz, çünkü farklı bir yöne doğru gidiyor.









Görmeyi çok istediğim TGV yi de canlı olarak gördüm ya , ölsem gam yemem. Tabi buna görmek denirse ? Hız rekoru 500 km yi geçen TGV ( Fransız hızlı treni ) kendine ait ayrı bir hatta ilerliyor. Şu köprüyü görür görmez anlıyorum TGV yolu olduğunu.




Altından geçiyoruz. Tabi kendisini görebilecek miyim diye merak içindeyim. Biraz ilerleyince acayip bir vızıltı, uğultu, gürültü karışımı gelmeye başlıyor. Hemen duruyorum geriye dönüp kompack makinayı çıkarıyorum. Ve işte TGV , kompack makine ikinci pozu çeken kadar gözden kayboluyor. İnsan kardeşlerimin bu başarısı karşısında saygı duyuyorum sadece. Darısı başımıza.





Fransa da Türk izleri .

Tabelaya en altta yazan uyarıya dikkat



Yol sorduğumuz bir esnafımız. Döner buraya da ismi ile girmiş. Bravo.Fransız mutfağı ki dünyanın en büyük mutfaklarından dır, içine kolay kolay yabancı bir öge almaz.




İşte bir dönerci daha, hemde hemşehrim yahu, Denizli li.




Sağolsunlar bize Paris e kadar olan yolumuzun tamamını tarif ediyorlar, torpilli birer de döner yiyoruz burada. Hatta üzerine taze çay da ikram olarak geliyor. Aile olarak işletiyorlarmış burayı. Hepsiyle tanışıyoruz. Konaklamak için uygun olduklarını söylüyor ve evlerini de açıyorlar bize ancak o gün devam etmemi gerektiği için kalamıyoruz.












Sonunda Paris yazıları görünmeye başlıyor. Ama bunlar otoban tabelaları elbette. Bizde otobanın diğer tarafına nasıl geçeceğiz diye dolanıp duruyoruz.






Paris’e yaklaşırken bisiklet yolu bulduk artık şehre kadar gider diyoruz ama az önceki otobanın yanında yitip gidiyor maalesef.



Olsun yok demesinler diye yapılmış gibi dursa da , bisiklet yolunda Paris yazıyor işte.





Yağmur altında Paris’e doğru sürmeye devam ediyoruz. Rüzgarın arttığı bir anda sığındığımız otobüs durağı.




Ancak burada çok naif bir kilise ile karşılaşıyoruz. Bu yola girmemiz en azından bir işe yaramış oluyor böylece.



Kilisenin farklı olan yeri, çan kulesi. Onlarca çandan oluşan bu kulede. Her çan farklı bir ses çıkarıyor. Hangisinin çaldığını görebiliyorsunuz. Sonuçta bir ezgi oluşuyor elbette. İzlemesi, dinlemesi zevkli.



Şehre banliyölerinden yaklaşıyoruz. Bu bütün büyük turlar için en büyük eziyet.
Banliyölerde oturan zenciler bir şeyleri protesto ederek geçiyor yanımızdan.



Şehrin o bilinen yerlerine ulaşana kadar gördüklerimiz , turizm broşürlerindekine çok benzemiyor . Garip bir tabela. Dikkat at çıkabilir .



Bütün avrupada olduğu gibi çok düzgün bir mezarlık.



Biraz sonra Türk izlerine rastlamaya başlıyoruz. Futbol takımları ile ilgilenmiyoruz, belirteyim.

 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Paris belediyesinin bisikletleri.





Aynı bisikletlerin durduğu yüzlerce duraktan birisi. Uluslar arası turlar, yabancı bir ülkede Şehiriçi turlar bölümünde bu konu ile ilgili detayı açıklamaların olduğu bir konu var.



Belediye bisikletler için altgeçitler yapmayı ihmal etmemiş.



Paris belediyesi sıcak havaya karşı sienne nehri kenarında gezenleri serinletmeye çalışıyor.



Sienne nehri kenarında trafiğe kapalı alanda , bisiklet ve kaykay sürülebiliyor.



Nehir kenarındaki sahaflar



Çok küçük hediyelikler bile gerçekten çok pahalı.



Ucuz bir yer bulup Fransız mutfağını deniyoruz , bütçemiz elverdiği kadar.



İlginç bir ayrıntı olarak, 608 km lik uzunluğu ile hayranlık uyandıran Paris metrosunun lastikli metro vagonları. Hepsi mi böyle bilemiyorum.








Hatta burada ginger kursu yapılıyordu.



Şehrin her yerinde bisiklet görmek mümkün.

İşte pek sportif olmayan kıyafeti ve bebeği ile bir anne.



Baba oğul bisikletliler.



Bisiklet süren yaşlı insanlar,










Pariste bisikletli polisler






Paris’in atlı polisleri










Paris tren garlarından kuzey garı.



Dönüşte tren garında karşılaştığımız alman bisikletçi. Emekli olduğundan bu yana geziyor. Onbinlerce km yapmış.




İşte döndüğümüz trendeki bisikletlerimiz.





Ne oldu neden döndük, neden yarım kaldı ?

İşte toparlanıyoruz





Turumuzun daha yarısındaydık aslında. İtalya ve Avusturya üzerinden Almanya ya geri dönmeyi düşünmüştük. Böylelikle vize nedeni ile giremediğimiz İsviçre etrafında bir tur atmış olacaktık.

Peki ne oldu ?
Aslında çok güzel bir şey oldu. Yıllardır gitmek istediğimiz Bursa dan İznik e tayinimiz çıktı. Fakat sadece birimizin tayini gerçekleşti ilk anda. Diğerimizin de tayininin çıkması için , ilk tayini çıkanın göreve başlamış olması gerekiyordu(muş) . Bunun için yapılacak tek şey bir kağıdı imzalamak. Sonra o kağıt ile giden diğer eşin de tayini yapılacak tı iznik’e. İşte aylarca maddi manevi ciddi yüklere maruz kalarak hazırlanılan bu tur, bu kadar basit bir bürokratik işlem için yarım kaldı maalesef. Apar topar , trenle Berlin’e ( uçağımız oradan olduğu için ) döndük. Oradan da İstanbul'a. Sonra ev arama, taşınma vs işler.




Boşverin bürokrasiyi,
Paris in güzellikleri ile bitirelim ;

Zafer anıtı :



Zafer anıtı önünde zafere ulaşmış edasıyla duran Sarıhan çifti.



Bu turu gerçekleştirmemize katkı sağlayan ayni sponsorlarımızdan bazıları.



Louvre müzesinin girişindeki ünlü piramit



Sacre de Court kilisesi :



Yukarıdaki kilise yakınlarındaki turistik iş yerleri. Bize gelen hepsi dahilci turistler ile burada gerçekten para harcayan turistlerin harcamaları arasında dağlar kadar fark olduğu açık.



Yukarıdaki iş yerlerinden birinde bulduğum Türk Bayrağı. İlginç bir tesadüf.



Biraz göz yanılması yaratalım.



Kubbeleri etkileyici görünüyor



Bizim forumun şaşkın işaretine ne çok benziyor . İşte şuna :



Özgürlük heykelinin orijinal olanı. ( daha ufak ama olsun )




Notre de dame katedrali



Notre Dame dan kapı süslemeleri





Notre Dame'ın içi;



Sienne nehri karşısında görünüşü



Fransız ihtilalinin sloganı. Özgürlük, eşitlik , adalet.




Aynı yerde, pek eşit olmadığı görülen bir kişi. Muhtemelen ayyaş ve ben çektiğimde de sızmış durumda.
Ayaklarında ayakkabı yok.





Eiffel kulesi


Eiffel kulesi önünde birbirine yaslanmış bisikletlerimiz. Onlarda bir çift bu kadar kilometreden sonra, onlarda sevgili.





Eiffel kulesi ve biz





Sponsorlarımıza tekrar teşekkürler.:all_right :all_right :all_right










Aşkın başkentinde Sarıhan çifti;



Bir de bu açıdan bakalım.



Başka açılardan başka bir gün,





Kuşuni ve Forklift ( bisikletlerimizin isimleri ) ile Eiffel kulesi






Eiffel kulesinin arkasındaki parktan çekilen görüntüler








Gece görünüşü her şeyden daha güzel.




Binlerce flaş patlıyormuş gibi yanıp sönüyor.



Bizimde kafamızda yeni yeni turların ışıkları yanıp sönüyor.
Hem bundan sonra oğlumuz ile birlikte 3 kişi olarak turlayacağız.

Takip eden tüm dostlara teşekkür ederim.:all_right :winken457 :winken457
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

vay vay soner abimde buradaymış abi avrupadaki bisiklet kültürü çok farklı yani insan görünce onları ah keşke buradada öyle olsa diyor senin fikrin nedir soner abi bu konuda?
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Arkadaşlar mükemmel ötesi mükemmel çok teşekkür ederim,inanınki defalarca eşimle bakmaya doyamadık sağolun yeni resimlerinizi beklerim.
 



Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Böyle gezi yazıları okuyunca koltuklarım kabarıyor.Bravo arkadaşlar,bravo size cesur Türkler.Gururla okudum.Çok teşekkürler ))
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

çok başarılı bir gezi ve yazısı olmuş. tebrikler
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Çok güzel bir gezi olmuş arkadaşlar.. Umarım en kısa zamanda planlanan turun geri kalanını
tamamlama fırsatını bulursunuz..
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Çok güzel bir tur.İmrenerek tebrik ediyorum.Diğer ülkeler özellikle almanya ve belçika fotoğraflarını da sabırsızlıkla bekliyorum.
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Çooook güzel.
 



Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

tek kelime ile harika bir gezi olmuş tebrikler
 

Ynt: Bisikletle Almanya- Hollanda- Belçika-Fransa turu. (Fransa)

Çok güzel bir gezi olmuş arkadaşlar..