Bilim Tarihinde Bu Ay

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan SDC Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 10
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,813

SDC

Zirve
Mesajlar
2,513
Tepkime Puanı
5
Yer
İstanbul
4 Ekim 1957 : “Yoldaş” Uzayda!

4 Ekim 1957’de Sovyetler Birliği, ilk insan yapımı uydu olan Sputnik I’i Dünya yörüngesine yerleştirmeyi başardı ve bu tarih Uzay Çağı’nın başlangıcı olarak kabul edildi. Yerden 800 km yukarıda dönen, küçük uydu Dünya’nın çevresindeki bir turunu 96 dakikada tamamlarken saatteki hızı yaklaşık 28.500 km’ydi. Sputnik yani Yoldaş adını taşıyan uydu Sovyetler Birliği’nin Kazakistan’daki uzay üssünden yolculuğuna başlamış ve yaklaşık üç ay yörüngede kalmıştı. 4 Ocak 1958’de Dünyaya düşen Sputnik I, tarihte ilk kez Dünya dışından topladığı bilgileri radyo sinyalleriyle uzay üssüne ulaştırmış ve bazı sıcaklık ölçümleri yapmıştı.

7 ekim 1959 : Ay’ın Karanlık Yüzü

Ay’ın kendi eksenindeki dönüş hızıyla Dünya çevresindeki dönüş hızı aynı olduğundan, Ay’ın yeryüzünden hep aynı yüzü gözleniyor. 7 Ekim 1959’daysa Ay’ın karanlık yüzü ilk kez Rus uzay aracı Luna 3 sayesinde fotoğraflanarak Dünya’ya ulaştırılmıştı. Ay’ı geçişinin ardından, Ay’ın öteki yüzüne 63.500 km uzakta konumlanan Luna 3, Ay’ın bu yüzüne Güneş ışığının en çok ulaştığı bir zamanda 29 fotoğraf çekmeyi başardı. Yaklaşık 40 dakika arayla çekilen bu fotoğraflar bu insansız uzay aracında işlenerek radyo dalgaları yardımıyla Dünya’ya gönderildi. Bu çalışma sırasında Ay’ın öteki yüzünün yaklaşık %70’i fotoğraflandı. Fotoğraflar çok düşük çözünürlükte olmasına ve net olmamasına karşın Ay yüzeyindeki birçok topoğrafik yapı tanımlanabiliyordu. Tüm aksaklık ve olumsuzluklar bir yana elde edilen görüntülerin niteliği teknik olarak düşük de olsa, bu görüntüler Ay’ın öteki yüzünü insanlığa gösteren ilk görüntülerdi.

13 Ekim 1884 : Greenwich Başlangıç Meridyeni

13 Ekim 1884’te Greenwich meridyeni yerin başlangıç yani 0. boylamı ve uluslararası zaman kuşakları için başlangıç noktası olarak kabul edildi. Ondokuzuncu yüzyıl sonlarında, o dönemde yaygın olarak kullanılan güneş zamanının yol açtığı karışıklıkları önlemek amacıyla standart bir zaman kavramı ortaya atıldı. Demiryolu taşımacılığının yaygın olarak kullanılmaya başlanması ve bunun sonucunda değişik toplumlarda kullanılan yerel zamanların (boylama bağlı olarak değişen saat) bazı karışıklıklara neden olması bu tür bir standart üzerinde düşünülmesine neden oldu. Standart zaman gereksinimine özellikle Kanada ve ABD gibi, sınırları içinde bile farklı yerel zaman dilimlerinden geçen çok uzun demiryolu hatları bulunan ülkelerde duyuldu. 1870’li yılların sonlarında Kanadalı demiryolu mühendisi Sir Sanford Fleming, bütün dünyada kullanılabilecek bir standart zaman planı geliştirdi. Bunun üzerine 13 Ekim 1884’te ABD’nin başkenti Washington DC’de Uluslararası Meridyen Konferansı düzenlendi.Yirmi yedi ülkenin katıldığı konferansta günümüzde kullanılana benzer bir sistem tüm dünya için kabul edildi. Greenwich’ten geçen ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan başlangıç meridyeni, öteki boylamları doğu ya da batı olarak tanımlanması için referans çizgisi olarak kullanılır. Standart zaman, Greenwich’ten başlayarak birbirini izleyen her 15 derece batı boylamı için 1 saat geri, her 15 derece doğu boylamı için 1 saat ileridir.

16 Ekim 1927 : Pekin Adamı

Pekin Adamı’ndan kalan iyi korunmuş ilk kalıntılar, 16 Ekim 1927’de Pekin yakınlarındaki Zhoukoudian mağarasında sürdürülen büyük ölçekli bir kazı sırasında İsveçli paleontolog Birgir Bohlin tarafından gün ışığına çıkarıldı. Daha sonra Davidson Black’in yaptığı çalışmalar kalıntıların yeni bir insan türüne ait olabileceği savıyla sonuçlandı. Black bu bireye yeni bir tür olarak Pekin İnsanı (Sinathropus pekinensis) adını verse de daha sonraki çalışmalar kalıntıların daha öncede bilinen, en eski insangillerden Homo erectus türünden olduğu görüşünde birleşti. 1941’de Japon işgali olasılığı ortaya çıkınca bu tarihe değin Pekin Birleşik Tıp Yüksekokulu’nda incelenen fosiller gizlice ABD’ye götürülmek istendi. Bu sırada kaybolan kemiklerden geriye yalnızca inceleme amacıyla çıkarılmış alçı kopyaları kaldı.

23 Ekim 1977 Dünyanın En Yaşlı Fosili

23 Ekim 1977’de Harvard Üniversitesi’nden paleontolog Elso S. Barghoorn eobacterium adını verdiği tek hücreli bir algin 3,4 milyar yıl önce Prekambriyen devirde yaşamış olduğunu ortaya koydu. Bu, yeryüzünde izine rastlanan en eski yaşam biçimiydi. Barghoorn, çalışma arkadaşı J. William Schopf’la birlikte Güney Afrika’daki Transvaal bölgesinde bulunan 3,2 milyar yıllık silisleşmiş tortul kayalardaki prokaryot fosil örnekleri üzerinde çalışıyordu. Rubidyum/stronsiyum tarihlendirme yöntemiyle üzerinde çalıştıkları kayaların üç milyar yıldan daha yaşlı olduğunu belirlemişlerdi. Barghoorn’un bu kayaçların içinde rastladığı ecobacterium fosiliyse, yeryüzünde varlığı saptanan en eski canlıya aitti. Günümüzde de birçok türü bulunan, basit hücre duvarı olan tek hücreli canlılar, Prekambriyen’den bu yana ürettikleri oksijenle, atmoferdeki oksijenin kaynağı olarak görülüyor.

24 Ekim 1882 : Verem Mikrobunun Keşfi

Bugün bakteriyolojinin babası olarak kabul edilen Alman bilim insanı Robert Koch, 24 Ekim 1882’de verem mikrobunu buldu. Bu alandaki çalışmalarıyla 1905’te Nobel ödülünü kazanan Koch veba, sıtma, dizanteri gibi salgın hastalıklar alanında da önemli çalışmalara imza attı. Koch ilk kez belirli bir bakteri türüyle belirli bir hastalık arasındaki neden-sonuç ilişkisini kuran araştırmacıydı. Hastalık mikrobunun su, besin ya da giyisi yoluyla da bulaşabileceğini kanıtladı ve İngiliz bakteriyolog Roland Ross’la aynı dönemde sıtmanın sivrisinekler aracılığıyla bulaştığını keşfetti.

25 Ekim 1955 : Mikrodalga Fırın

Bugün evlerde kullanılan mikrodalga fırınların ilk örneği, 25 Ekim 1955’te Tappan şirketi tarafından satışa çıkarılmıştı. Ticari amaçla üretilen ilk mikrodalga fırın 1947’de başka bir mutfak eşyaları üreticisi olan Raytheon şirketince Radarange adıyla kamuoyuna duyurulmuş olsa da gerek fiyatının çok yüksek oluşu gerekse büyükçe bir buzdolabı boyutlarında olması nedeniyle ticari olarak pek ilgi görmemiş, yaralı bir buluş olarak kalmıştı. Bu girişimden yaklaşık beş yıl sonra Tappan dağıtım ve pazarlama şirketiyle Raythoen bir lisans sözleşmesi imzaladı. Bu ürünün geliştirilerek satılabilir duruma getirilmesi için çalışmalara başlandı. Üç yıl sonra 1955’te hem boyutu hem de fiyatıyla ilk mikrodalga fırın mutfaklara girmeye hazırdı. Ürün 220 V ile çalışıyordu. Dışı çelik olan mikrodalga fırın normal bir fırın boyutlarındaydı ve 1300 dolara satışa çıkarılmıştı.

27 Ekim 1447 : Uluğ Bey Öldü

27 Ekim 1447’de ünlü matematikçi ve gökbilimci Uluğ Bey (Muhammed Turagay) yaşama veda etti. 1447-49 yılları arasında Timurlu Hükümdarlığıda yapmış olan Uluğ Bey, Semerkand’ı İslam kültürünün merkezlerinden biri haline getirmişti. Döneminin en büyük gökbilimcisi olan Uluğ Bey, 1428’de Semerkand’da bir gözlemevi inşa ettirdi. Yaptığı gözlemlerle, ikinci yüzyılda yaşamış Batlamyus’un çalışmalarında çok sayıda hesap hatasını düzelterek, eksiklerini tamamladı. Kendi hazırladığı yıldız haritasında öncekilerden farklı olarak 994 yeni yıldız tanımlanıyordu. Onun gözlemleri ve çalışmaları iki yüz yıl sonra Latince’ye çevrildi ve ancak teleskoplu gözlemlerin başlamasıyla aşılabildi.

31 Ekim 1951 : Yaya Geçidi

Bugün bütün dünyada kullanılan yaya geçidi çizgileri ilk kez 31 Ekim 1951’de İngiltere’nin Berkshire kentinde kullanılmaya başlandı. Karşıdan karşıya geçişlerde yaya ölümlerini azaltmak amacıyla yapılan bu uygulamadan önce yola döşenen başlığı yassı metal çivilerle bu geçişler belirlenmeye çalışılıyordu. Ancak bu çiviler yayalar için açıkça görülse de araçtayken pek fark edilmiyordu. Kuşkusuz bugün kullanılan yaya geçidi çizgileri bu çivilere göre çok daha belirgindir.

Ekim 2008 91 BiLiMveTEKNiK
Kaynaklar:
http://inventors.about.com
http://www.todayinsci.com
http://www.historytoday.com
 

Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

4 Kasım 1939 : Klimanın Keşfi

İlk klimalı otomobili Packard Motor şirketi 4 kasım 1939’daki 40. Chicago Otomobil Fuarı’nda halka sundu. Aracın içine yerleştirilen klima düzeneği sayesinde içerideki hava nemden arındırılarak soğutulabiliyor ve yeniden süzülerek aracın içinde dolaşımı sağlanabiliyordu. Düzenek kış ayları için benzer biçimde sıcak hava da üretiyordu. Isıtmayı ve soğutmayı sağlayan bu iki parçalı düzenek arka koltukların altına saklanmıştı. Klima yaklaşık 24 saat boyunca, otomobil saatte 90 km hızla ilerlerken 1,5 ton buzun sağlayabileceği bir serinliğe eşdeğer bir serinlik üretebiliyordu.

4 Kasım 1922 : Tutank Amon’un Kayıp Mezarı

Çocuk firavun Tutank Amon’a ait olduğu düşünülen mezarın girişi İngiliz arkeolog Howard Carter’ın çok uzun süre yürüttüğü arkeolojik araştırmaların sonunda 1922’de Krallar Vadisi’inde bulundu. Kazıda çalışan işçilerden birinin yerin içine doğru uzanan taştan bir merdivenin ilk basamağına rastlamasıyla bu bölgedeki araştırma çalışmaları yoğunlaştırıldı. Bu çalışmaların sonucunda da dokuz yaşında tahta çıkan ve 19 yaşında öldüğü düşünülen çocuk firavun Tutank Amon’un daha önce bilinmeyen mezar girişi ortaya çıkarıldı. Onbir basamağın sonunda sıvanmış ve mühürlenmiş bir kapıdan oluşan mezar girişinin üzerindeki mühür sayesinde çocuk firavun Tutank Amon’a ait oluğu anlaşıldı.

5 Kasım 1963 : Vikingler Amerika’da

1963’te Kanada’nın doğu kıyılarında yer alan Newfoundland’da, Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını keşinden yaklaşık 500 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen bazı kalıntılara rastlandı. Daha önceki bazı araştırmalar da tarihçilere Amerika’ya ulaşan ilk Avrupalı’ların Vikingler olabileceğini düşündürmeye başlamıştı. Arkeologların bu kalıntılar üzerindeki çalışmalarının ardından bunların Vikinglere ait bir yerleşmenin kalıntıları olduğunu ortaya koydu. Kalıntıların yayıldığı yaklaşık 10 km2lik bu bölge Vinland adıyla anılmaya başlandı.

9 Kasım 1991 : İlk Nükleer Füzyon Deneyi

1991’de ilk nükleer füzyon deneyi İngiltere’de gerçekleştirildi. Deney sırasında yalnızca iki saniyeliğine de olsa yaklaşık 1,7 MW gibi yüksek bir elektrik gücüne ulaşılabildi. Bu ilk kontrollü füzyon deneyi kısa adı JET (Joint European Torus) olan bir bilim insanı grubunca gerçekleştirilmişti. Füzyon, bugün nükleer santrallerde kullanılan atomun parçalanarak enerj elde edilmesi yönteminden farklı bir yöntem. Bu yöntem radyoaktif atık çıkarmadan enerji elde etme olanağı sağlıyor.

10 Kasım 1885 : Motosiklet Yollarda

İlk motosiklet 1885’te Gottlieb Daimler tarafından tasarlandı. İskeleti ve tekerlekleri ahşaptan üretilmişti ve motordaki gücü deri bir kayışla arka tekerleğe aktarıyordu. Tekerleklerin monte edildiği yerlerde günümüzdeki gibi bir süspansiyon düzeneği olmadığından pek de rahat bir yolculuk sunmuyordu. Tek silindirli motorun 265 cc’lik bir hacmi vardı ve araç en çok saatte 12 km’lik bir hıza ulaşabiliyordu. Bu motosiklet daha sonra dünyanın en büyük motor üretici şirketi olacak Daimler’in deneysel olarak tasarladığı modellerden yalnızca biriydi.

15 Kasım 1630 : Johannes Kepler Öldü

Ünlü Alman gökbilimci Johannes Kepler 1630’da yaşama veda etti. Dünya’nın ve öteki gezegenlerin Güneş’in çevresinde elips biçimindeki yörüngelerde dolandığını ilk kez ortaya koyan Kepler modern gökbilimin temelini oluşturan ve kendi adıyla anılan gökbilim yasalarını bulmuştu. İyi bir matematikçi olan Kepler bir süre yardımcısı olduğu ünlü Danimarkalı gökbilimci Tycho Brahe’nin gözlem sonuçlarından yararlanarak bu yasalara ulaşmıştı. Daha sonraları Newton’un kütle çekim yasasını bulmasında çok önemli bir rol oynayan Kepler’in çalışmalarından, doğal ve yapay uyduların ve uzay araçlarının devinimlerinin incelenmesinde ve hesaplanmasında da yararlanılmıştı.

21 Kasım 1783 : İlk Balon Yolcusu

1783’te fizik profesörü Jean Francois Pilatre de Rozier bir sıcak hava balonuyla yolculuk eden ilk insan olarak tarihe geçti. De Rozier bir sıcak hava balonuyla Paris’teki Bois de Boulogne Sarayı’ndan havalanarak yaklaşık 9km.lik bir yolu kat etmeyi başarmıştı. De Rozier’i taşıyan balon 25 dakika havada kalmış ve yaklaşık 100 m yüksekliğe ulaşmıştı. İzleyiciler arasında Fransa Kralı XVI. Louis de bulunuyordu. Uçuştan önce Kral balona iki mahkumun bindirilmesini önermişti. Buna karşın De Rozier balonla uçan ilk insan olma şerefine kendisinin ulaşmak istediğini belirterek Kral’ı ikna etmeyi başarmıştı. Bu uçuştan birkaç ay önce de sıcak hava balonunun mucidi Montgolfier Kardeşler benzer bir denemeyi, birkaç evcil hayvan kullanarak başarıyla gerçekleştirmişti.

24 Kasım 1859 : Türlerin Kökeni Kitapçılarda

Ünlü doğa bilimci Charles Darwin’in büyük yankı uyandıran Türlerin Kökeni adlı kitabı 1859’da İngiltere’de basıldı. Darwin’in 1830’lu yıllarda HMS Beagle adlı gemiyle yaptığı dünya gezisi sırasında topladığı canlı türlerinden ve yaptığı gözlemlerden yararlanarak yazdığı bu kitap bütün canlı türlerinin geçişli bir biyolojik evrim süreci yaşadığını ortaya koyuyordu. Daha sonra evrim kuramı adını alan bu bilimsel düşüncenin temelinde yaşamını sürdürebilen türün çevre koşullarına en iyi uyum sağlayan tür olduğu biçiminde özetlenebilecek doğal seçilim yasası yer alıyordu. Darwin, bu çalışması sırasında dönemin ünlü doğa bilimcileri Charles Lyell ve Alfred Wallace tarafından büyük destek görmüştü.

Kasım 2008 89 BiLiMveTEKNiK

Kaynaklar
http://inventors.about.com
http://www.todayinsci.com
http://www.historytoday.com
 

Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

4 Aralık 1131: Ömer Hayyam Öldü

4 Aralık 1131’de Ömer Hayyam yaşama veda etti.
Daha çok rubaileriyle tanıdığımız Ömer Hayyam aslında döneminin önemli matematikçi ve gökbilimcilerinden biriydi.
11. yüzyılın sonları ve 12. yüzyılın başlarında İslam dünyasında matematiğin en büyük temsilcisi olan Hayyam’ın özellikle sayılar kuramı ve cebir alanında önemli çalışmaları vardı. Öklit’in yapıtı üzerine olan yorumlarında, irrasyonel sayıların da tıpkı rasyonel sayılar gibi kullanılabileceğini kanıtlaması matematik tarihindeki dönüm noktalarından biri olmuştur. Paralellik kuramına ilişkin çalışmalarıysa etkisini yüzyıllar boyunca sürdürmüştür. 1074’te Büyük Selçuklu Sultanı Melik Şah tarafından Isfahan’da bir gözlemevi kurmak ve dönemin takvim sistemini düzenlemekle görevlendirildi. Onun bugün daha çok tanınmasını sağlayan rubaileriyse ölümünden yaklaşık iki yüz yıl sonra ortaya çıkmıştı.

11 Aralık 2006: Yangtze Tatlısu Yunusu Artık Yok

Altı hafta süren ve 11 Aralık 2006’da sona eren araştırmaların sonucunda, Çin’deki Yangtze ırmağında yaşayan ve yeryüzündeki tek tatlısu yunus türü olan "Yangtze tatlısu yunusu"nun soyunun tükendiği açıklandı. Altı ülkeden çok sayıda bilim insanının katıldığı ve iki araştırma gemisiyle yürütülen araştırmalar, Yangtze ırmağının neredeyse tamamında ve ırmak deltasında yapılmıştı. Yüksek teknolojili optik ve sualtı ses tarayıcılarıyla yapılan araştırmada ne yazık ki bu tatlı su memelisinin izine rastlanamadı. Talısu yunusu, kendi habitatında insan etkisiyle soyu tükenen en büyük memeli türü olarak tarihe geçti. Çünkü bugün dünya nüfusunun % 12’si Yangtze ırmağının kıyılarında yaşıyor ve ırmaktaki kirlilik çok yüksek düzeylerde. 1980’li yılların başlarında sayılarının 400 kadar olduğu bilinen bu hayvanların 1997’de yalnızca 13’ü gözlenebilmişti.

15 Aralık 2000: Çernobil Kapatıldı!

15 Aralık 2000’de Çernobil nükleer santralının çalışması durduruldu. Ukrayna’da bulunan Çernobil santralında 26 Nisan 1986’da dünyanın en büyük nükleer kazası olmuştu. 15 Aralık 2000’den bir hafta önce santralin sağlam kalan son reaktörü olan üç numaralı reaktör de teknik sorunlar nedeniyle durduruldu. Daha sonra yeniden çalıştırılsa da ulusal enerji ağının dışına çıkarıldı ve en düşük güçte tutuldu. Ancak simgesel öneminden ötürü tüm dünyaya kapatıldığı duyuruldu. Çernobil’in çalışan bu son reaktörü Ukrayna’nın elektrik gereksiniminin yaklaşık % 5’ini karşılıyordu.

16 Aralık 1474: Ali Kuşçu Öldü

Ünlü Türk gökbilimci ve matematikçi Ali Kuşçu 16 Aralık 1474’te yaşama veda etti. Babası Mehmet Bey aynı zamanda Timurlu hükümdarı olan ünlü gökbilimci Uluğ Bey’in doğancısıydı. Bu nedenle Kuşçu adıyla anılan Ali Alaeddin, Semerkand'da doğmuş ve burada yetişmişti. Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey, Kadızâde-i Rûmî ve Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşî gibi dönemin önemli bilim insanlarından matematik ve gökbilim dersleri almıştı. Uluğ Bey’in en gözde öğrencilerinden olan Ali Kuşçu bir dönem Semerkand Gözlemevi’nin başına getirildi. Uluğ Bey’in ölümünün ardından Fatih Sultan Mehmet’in davetiyle İstanbul’a yerleşti ve Ayasofya Medresesi’nde gökbilim dersleri verdi.

17 Aralık 1790: Aztek Takvimi Bulundu

Meksika’daki Aztek uygarlığına ait en önemli kalıntılardan biri olan Aztek takvimi, 17 Aralık 1790’da Meksiko City yakınlarında gün ışığına
çıkarıldı. 24 tonluk bir kaya kütlesine işlenmiş gökbilim simgelerinin oluşturduğu takvim Güneş Taşı adıyla anılıyordu. Yıldızların hareketine göre tasarlandığı tahmin edilen Aztek takvimi, Azteklerin matematik ve gökbilim alanındaki bilgi birikimini göstermesi nedeniyle büyük önem taşıyordu. Mevsimlerin ve bazı doğa olaylarının önceden kestirilmesinde kullanıldığı tahmin edilen takvimin, Aztek toplumunun bazı ekonomik ve toplumsal etkinliklerinin düzenlenmesinde ve bazı dinsel törenlerin planlanmasında da kullanıldığı sanılıyor. 1427-1479 yılları arasındaki 52 yıllık bir dönemi gösterdiği saptanan Güneş Taşı, bugün birçok kültürde kullanılan Gregoryan takviminden yaklaşık 100 yıl önce hazırlanmıştı. Bu dev anıt İspanyol istilası sırasında, bugün Meksico City kent merkezinde yükselen Metropolitan Katedrali’nin bulunduğu alana gömülmüştü. Güneş Taşı, kayboluşundan yaklaşık 250 yıl sonra, 1790’da katedralin onarım çalışmaları sırasında rastlantı sonucu yeniden gün ışığına çıktı.

22 Aralık 1938: Selakant Yaşıyor!

Yaklaşık 400 milyon yıl önce Devoniyen devrinde yaşadığı bilinen ve soyunun tükendiği sanılan selakantlara, Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’un kuzeydoğusunda rastlandı. Cape Town yakınlarındaki bir doğa tarihi müzesinin yöneticisi olan Marjorie Courtenay-Latimer sıradışı canlı türlerine ilgi duyan bir müze küratörüydü. Cape Town yakınlarındaki Chalumna ırmağında gemi kaptanlığı yapan Hendrik Goosen, ırmağın okyanusa döküldüğü bölgede yaklaşık 70 m derinlikte yakalanan ilginç bir balığı görmesi için Marjorie Courtenay-Latimer’le haberleşti. Courtenay-Latimer yaklaşık 1,5 m boyundaki bu alaca benekli mavimsi balığı tanımlanması için Grahamstown’daki Rhodes Üniversitesi’ne göderdi. Sonuçlar gerçekten şaşırtıcıydı. Yüzyılın zooloji keşfi sayılabilecek bu balık sanki yaşayan bir dinozordu.

23 Aralık 1970: İkiz Kuleler Tamamlandı

23 Aralık 1970’te, 11 Eylül 2001 saldırılarında yıkılan Dünya Ticaret Merkezi’nin kaba inşaatı tamamlanarak en yüksek noktası olan 411 m’ye ulaşıldı. İçinde 110 katlı İkiz Kuleler’inde bulunduğu yedi ayrı yapıdan oluşan kompleks, yaklaşık 840.000 m2lik bir ofis alanı sunuyordu. Kuleler mimar Minoru Yamasaki tarafından, çelik konstruksiyon ve camdan perde duvarlar biçiminde tasarlanmıştı. Kulelerin tepesindeki görüş mesafesi yaklaşık 80 km’ydi. Dünyanın en yüksek yapılarından biri olan İkiz Kuleler, 11 Eylül 2001’deki terörist saldırılarda yıkıldı.

29 Aralık 1987: Uzayda 326 Gün

29 Aralık 1987’de kozmonot Yuri Romanenko uzayda 326 gün kalarak daha önce de kendisine ait olan uzayda kalma rekorunu geliştirdi. Bu süre ABD’li astronotların 87 günlük rekoruyla karşılaştırılamayacak kadar uzun bir süreydi. Romanenko, Rusya’nın dünya yörüngesindeki Mir
uzay istasyonuna görev arkadaşı Alexander Laveikin’le birlikte 6 Nisan 1987’de ulaşmıştı. Laveikin istasyondaki beşinci ayını doldururken bazı solunum ve kalp sorunlarıyla karşılaştı ve yerini Alexander Alexandrov’a bıraktı. Ekip bu 326 günlük süre içinde biyoloji, tıp, malzemebilimi
ve jeolojiyle ilgili 1000’in üzerinde deney gerçekleştirdi. Bunun yanında Romanenko ve Alexandrov ikilisi Kvant adlı astrofizik laboratuvar modülünüde Mir uzay istasyonuna eklemiş ve güneş sisteminin uzak bölümleriyle ilgili veri toplanmasını sağlamıştı.

30 Aralık 1924: Evrende Yalnız Değiliz

30 Aralık 1924’te ünlü gökbilimci Edwin Hubble Güneş sisteminin de içinde bulunduğu Samanyolu gökadasının evrendeki tek gökada olmadığını, buna benzer daha birçok gökadanın bulunduğunu bilim dünyasına duyurdu. Hubble yaptığı ölçümlerle uzaydaki kimi bulutsuların
Samanyolu gökadasının dışında olduğunu ve onların aslında Samanyolu’ndan ayrı gökadalar olduğunu belirledi. Bu buluş evrenin yapısına ilişkin görüşlerin tümüyle değişmesine yol açtı. Hubble 1927’de de devrim niteliği taşıyan ikinci büyük keşfini gerçekleştirdi. Buna göre evrendeki bütün gökadalar birbirinden uzaklaşıyor, başka bir deyişle evren sürekli genişliyordu.

Kaynaklar
http://inventors.about.com
http://www.todayinsci.com
http://www.historytoday.com
 

Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

1 Ocak 1896 : X ışınları

1 Ocak 1896’da Alman bilim insanı Wilhelm Röntgen, X ışınlarını keşfettiğini dünyaya duyurdu. Röntgen konuyla ilgili makalesinin kopyalarını ve çektiği bazı X ışını fotoğraflarını birkaç ünlü fizikçiye ve arkadaşlarına göndermişti. Bunların arasında Glasgow’da yaşayan Lord Kelvin ve Paris’teki Henri Poincaré de vardı. Dört gün sonra, 5 Ocak’ta Die Press gazetesinin baş sayfasında yayımlanan bir haberde, Röntgen’in bu keşfi yeni bir tıbbi tanı yöntemi olarak duyuruluyordu. Bir gün sonra London Standart gazetesi dünyanın birçok ülkesine ulaşan baskısında bu keşfi “tüm organik maddelerden, ağaçtan, kastan, giysilerden geçebilen ışığın fotoğrafı” olarak duyurmuştu.

3 Ocak 1888: Pipetin İcadı

3 Ocak 1888’de kâğıt sigara kutusu üreticisi Marvin C. Stone ilk kâğıt pipetin patentini aldı. Bu kâğıt pipet buluşu o güne değin çavdar bitkisinin sapından üretilen ve aynı amaçla kullanılan kamışların yerini alacaktı. Stone ilk prototipi şerit halindeki bir kâğıt parçasını bir kurşun kalemin çevresine sarmal olarak sarıp yapıştırarak elde etmişti. Kullandığı kâğıt parafinle kaplanmış kahverengi bir ambalaj kâğıdıydı. Parafinle kaplı olmasının nedeni sıvı içinden geçerken pipetin sıvıyı çekerek ıslanmasını önlemekti. Böyle üretilen ilk pipetler elle yapılıyordu. İki yıl sonra Stone’un fabrikası sigara kutusundan çok pipet üretir olmuştu. Yaklaşık 10 yıl sonra Stone bir kâğıt dürme makinesi icat ederek işleri büyük ölçüde kolaylaştırdı.

5 Ocak 1892 : Auroraların Fotoğrafı

Auroraları ilk kez Alman fizikçi Martin Brendel 5 Ocak 1892’de fotoğrafladı. Brendel’in fotoğrafı biraz bulanık ve puslu bir fotoğraf olmasına karşın bu gök olayını belgeleyen ilk fotoğraftı. Bir aurorayı belgelemek sanıldığı kadar kolay bir iş değildi; çünkü gökyüzündeki bu ışıklar o günlerin fotoğraf teknolojisini zorlayacak ölçüde zayıf ve titrekti. Fotoğraf daha yeni yeni gelişen bir teknolojiydi. Bu nedenle filmin çok uzun süre pozlanması gerekiyordu ve filmler auroraların koyu kırmızı ışığını algılamakta güçlük çekiyordu. Brendel’in bu tarihlerde çektiği fotoğraflardan biri Century Magazine’nin Ekim 1897 tarihli sayısında yayımlandı. Brendel bu fotoğrafları Dünya’nın manyetik alanının salınımıyla ilgili birkaç aylık çalışması sırasında Alten fiyordunda çekmişti. İlk renkli Aurora fotoğraflarıysa 1953’te Life Magazine’de yayımlandı.

15 Ocak 1969 : Uzayda İlk Kenetlenme

İki uzay aracı 15 Ocak 1969’da uzayda ilk kez kenetlendi. Sovyet uzay araçları Soyuz 4’ün ve Soyuz 5’in birleşip kenetlenmesinin sonucunda ilk uzay istasyonu da kurulmuş oldu. Kenetlenme Dünya’nın yörüngesindeki üç tur boyunca, yaklaşık 4,5 saat sürdü. Bu süre içinde iki kozmonot uzay yürüyüşüyle Soyuz 4’ten Soyuz 5’e geçti. Böylece uzaya çıktıkları araçtan farklı bir araçla Dünya’ya dönen ilk uzay adamları onlar oldu.

20 Ocak 1994 : Osteoporozda Erken Teşhis

Osteoporoz hastalığının erken yaşlarda belirlenmesine yönelik yeni bir yöntem bilim dünyasına duyuruldu. Nature dergisinin 20 Ocak 1994 tarihli sayısında yayımlanan haberde, özellikle ileri yaştaki kadınlarda sık görülen bu hastalığı erken yaşlarda saptayabilen bir genetik test
yönteminden söz ediliyordu. Avustralyalı araştırmacıların ulaştığı sonuçlara göre kemik direncini büyük ölçüde azaltan bu hastalık daha ortaya çıkmadan, çok erken yaşlarda genetik olarak belirlenebiliyordu

23 Ocak 1988 : Voyager En Sonunda Döndü

23 Ocak 1988’de deneme amaçlı bir hava taşıtı olarak üretilen Voyager, Dünya çevresini hiç durmadan ve yakıt almadan dolaşmayı başardı. Pilotlar Dick Rutan ve Jeana Yeager’in kullandığı Voyager, dokuz günlük turunun ardından California’daki Edwards Hava Üssü’ne sorunsuz bir şekilde indi.

25 Ocak 2006 : Yeryüzünün En Küçük Omurgalısı

25 Ocak 2006’da bir tür sazan balığı olduğu belirlenen en küçük omurgalı hayvan Paedocypris progenetica bilim dünyasına tanıtıldı. Endonezya adalarından Sumatra’daki asit oranı çok yüksek turba bataklıklarında yaşayan bu saydam ve minik balık türünün dişi bireylerinin boyu yalnızca 7,9 mm idi, erkek bireylerinin boyuysa en çok 8,6 mm’ye ulaşıyordu. Balığın yaşadığı suyun pH değeri 3’tü. Yani yağmur suyundan 100 kat daha asitliydi ve koyu çay rengindeydi.

26 Ocak 1905 : Dünyanın En Büyük Elması

Dünyanın en büyük elması 26 Ocak 1905’te, o tarihlerde İngiliz sömürgesi olan Güney Afrikada’ki en büyük madenlerden biri olan Transvaal’de gün ışığına çıkarıldı. 3106 karat yani yaklaşık 700 g olan bu dev elmasa, madeni işleten şirketin sahibi Sir Thomas Cullinan’ın onuruna Cullinan elması adı verilmişti. Transvaal özerk yönetimi elması satın alıp dönemin İngiltere Kralı VII. Edward’a 66. doğum gününde sundu. Bu devasa elmas kesilerek 9 büyük ve yaklaşık 100 küçük elmas üretildi.
 

Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

1 Şubat 1972 : HP-35 Mucizesi
Bilimsel hesaplarda kullanılabilecek yeterlilikteki ilk el hesap makinesi HP-35, Hewlet Packard şirketince piyasaya sürüldü. Model numarası olan 35, makinenin tuş sayısından esinlenilerek seçilmişti. Makine tek tuşla logaritmik ve trigonometrik işlemler yapabilen ilk el hesap makinesiydi. Kırmızı ledlerin kullanıldığı 10 basamaklı ekranında, iki basamağa kadar üslü ifadeler de gösterilebiliyordu. Üretimine son verildiği 1975 yılına kadar HP-35’ten 300.000 adet satıldı.

2 Şubat 1892 : ABD’de teneke gazoz kapağının patenti alındı.

3 Şubat 1907 : Periyodik tabloyu hazırlayan Rus kimyacı Dmitri Mendeleyev öldü.

4 Şubat 1941 : Kısaca teflon olarak bilinen tetrafloretil polimerleri bulan Roy Plunkett buluşuna patent aldı.

5 Şubat 1974 : Venüs’ü Yakından Görmek
ABD’nin uzay aracı Mariner 10, Venüs’ün yapısını gösteren ilk yakın çekim fotoğraflarla Dünya’ya döndü. Venüs’ün yaklaşık 6000 km’lik bir mesafeden fotoğraflarını çeken Mariner 10, aynı zamanda başka bir gezegenin (Merkür’ün) çekim alanından yararlanarak uzayda yer değiştiren ilk uzay aracıydı. Karbondioksit ve sülfürük asitten oluşan Venüs atmosferinin yol açtığı sera etkisi nedeniyle, gezegen yüzeyindeki sıcaklık 485ºC’a ulaşıyordu ve atmosfer basıncı Dünya’nınkinin yaklaşık 90 katıydı. Bir yıl kadar sonra Sovyet uzay aracı Venera 9, gezegenin yüzeyine inmeyi başararak
gezegen yüzeyinden fotoğrafl ar göndermeyi başarmıştı.

6 Şubat 1991 : ABD’nin uzay mekiği Discovery, Rusya’nın yörüngedeki uzay istasyonu Mir’e kenetlendi.

7 Şubat 1935 : Parker Brothers oyuncak şirketi Monopoly oyununu piyasaya sürdü.

8 Şubat 1883 : Louis Waterman yeni buluşu dolmakalemi halka tanıttı.

9 Şubat 1991 : Japonya’daki Mihama nükleer santralında insan hatasından kaynaklı nükleer bir kaza gerçekleşti.

10 Şubat 1923 : Wilhelm Konrad von Röntgen öldü.

11 Şubat 1997 : Hubble Uzay Teleskopu onarıma alındı.

12 Şubat 1941 : Penisilinin İlk Kez Denenmesi
12 Şubat 1941’de penisilin ilk kez bir insan üzerinde denendi. 1928’de İskoç bilim insanı Alexander Fleming rastlantı eseri Penicilim notatum adlı bir küf türünün bakterileri öldürdüğünü keşfetti. Ne var ki Fleming bu küften sızan ve bakterilerin ölümüne neden olan etken maddenin ne olduğunu belirleyemedi. Daha sonra 1939’da, Oxford Üniversitesi’nden Howard Florey ve Ernst Chain bu maddeyi ayrıştırmayı başardılar ve buna “penisilin” adını verdiler. Bu madde öldürücü bakteri hastalıklarına karşı kullanılan ilk antibiyotik olarak tarihe geçti. Milyonlarca insanın yaşamını kurtaran bu buluş sayesinde Fleming, Florey ve Chain, 1945’te Nobel Ödülü aldılar.

13 Şubat 1990 : Voyager 1 Güneş Sistemi’nin ilk fotoğrafl arını dünyaya gönderdi.

14 Şubat 2003 : Dünyanın en ünlü koyunu Dolly bir akciğer rahatsızlığı nedeniyle öldü.

15 Şubat 1953 : İsveçli biliminsanları ilk yapay elması üretti.

16 Şubat 1995 : ABD’deki Yale Üniversitesi’ndeki bir grup araştırmacı, erkek ve kadınların konuşurken beyinlerinin farklı bölgelerini kullandığını ortaya koydu.

17 Şubat 1996 : Dünya satranç şampiyonu Gary Kasparov, Deep Blue adlı satranç bilgisayarını 4-2 yenmeyi başardı.

18 Şubat 1913 : İzotop
İngiliz kimyacı Frederick Soddy “izotop” terimini bilim dünyasına duyurdu. 1921’de radyoaktif maddelerle ilgili çalışmalarından dolayı Nobel Ödülü’ne değer bulunan Soddy, periyodik tabloda aynı yerde bulunmasına karşın elementlerin farklı radyoaktif dönüşümler geçirebildiğini ileri sürmüştü. Başka bir deyişle bir elementin, atom numarası ve periyodik tablodaki yeri aynı olan ve hemen hemen aynı kimyasal davranışları gösteren buna karşın atom kütlesi ve fiziksel özellikleri farklı, iki ya da daha çok sayıda atom çekirdeği türü olabildiğini ortaya koymuştu. Soddy periyodik tablodaki
aynı yerde bulunan farklı maddelere Yunancada “aynı” anlamındaki “isos” ve “yer” anlamındaki “topos” sözcüklerini birleştirerek izotop adını vermişti.

19 Şubat 1863 : Dünyanın ilk petrol boru hattı Kuzey Amerika’daki bir petrol sahasında inşa edildi.

20 Şubat 1986 : Sovyetler Birliği’ne ait uzay istasyonu Mir, dünya çevresindeki yörüngesine oturdu.

21 Şubat 1947 Anında Görüntü, Poloroid
Edwin H. Land kendi buluşu olan Poloroid fotoğraf makinesini halka tanıttı. Bu fotoğraf düzeneği 60 saniyede siyah-beyaz fotoğraf üretebiliyordu. Bu yeni makinede fotografik görüntünün oluşmasını sağlayan geliştirici ve sabitleyici kimyasal maddeler, fotoğraf filmi ve kâğıdıyla birlikte aynı zarfın içine yerleştirilmişti. Fotoğraf çekildikten hemen sonra kâğıt, merdaneli bir düzenek yardımıyla zarftan çıkarılıyor, böylece kimyasal maddelerin pozlanmış yüzeye sıvanması sağlanıyor ve kâğıt üzerinde görüntü belirmeye başlıyordu.

22 Şubat 1512 : İtalyan kâşif Amerigo Vespucci öldü.

23 Şubat 1855 : Gauss Öldü
Alman bilim insanı, matematikçi Carl Friedrich Gauss 23 Şubat 1855’te yaşama veda etti. Gauss’un katkıda bulunduğu alanlardan bazıları sayılar kuramı, analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, manyetizma, gökbilim ve optiktir. “Matematikçilerin prensi” ve “eskiçağdan beri yaşamış en büyük matematikçi” diye de anılan Gauss, bilimin özellikle de matematiğin birçok alanına etki eden bir bilim insanı olarak tarihin en saygın matematikçilerinden biri olarak kabul edilir. Gauss, sayılar kuramının önemli sonuçlarını derleyip kendi katkılarını da ekleyerek yazdığı büyük eseri Disquisitiones Arithmeticae’yi 21 yaşında bitirmiş ancak kitap birkaç yıl sonra, 1801’de basılmıştır.

24 Şubat 1938 : Naylon Kıllı Diş Fırçası
DuPond şirketi ilk naylon kıllı diş fırçasını “Mucize Tutam” adıyla 24 Şubat 1938’de piyasaya sürdü. O güne değin diş fırçalarının kılları, Sibirya, Polonya ve Çin’de yaşayan kısa tüylü bir yaban domuzunun yelesinden üretiliyordu. DuPond şirketinin naylonu ticari olarak ilk kullandığı ürünlerden biri de diş fırçası oldu. Naylon, diş fırçası üretiminde maliyet açısından büyük avantaj
sağlamasının yanı sıra, kolay biçim verilebildiğinden üretim kolaylığı da sağlıyordu. Buna karşın bu fırçaların kılları biraz sert olduğundan tüketicilerin pek tercih ettiği bir ürün olmadı.

25 Şubat 1616 : Kilise’nin baskısı nedeniyle Galileo Galilei Dünya’nın Güneş çevresinde döndüğü savından vazgeçmek zorunda kaldı.

26 Şubat 1935 : Yaklaşan Tehlikeyi Görmek, Radar
İskoç fizikçi Robert Watson-Watt ilk radarı (RAdio Detection And Ranging -radyo belirleme ve uzaklık ölçme) geliştirdi. Watson-Watt, önceleri radyo dalgaları yardımıyla fırtınaların yerini belirlemeye ve bir erken uyarı sistemi oluşturmaya yönelik çalışıyordu. Sonra çalışmaları sırasında, radyo dalgalarının düşman uçaklarının yerini saptamak için de kullanılabileceğini fark etti. Radar 1939’da 2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine İngiltere’nin doğu ve güney kıyıları boyunca kurulan istasyonlarla yeni bir savunma teknolojisi olarak kullanılmaya başlandı.

27 Şubat 1879 : ABD’li kimyacılar Ira Remsen ve Constantine Fahlberg sakarin maddesini keşfettiğini bilim dünyasına duyurdu.

28 Şubat 1951 : Linus Pauling ve Robert Corey yaptıkları bilimsel bir yayınla proteinlerin yapısını bilim dünyasına duyurdu.
 



Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

Merhaba, üniversite anasayfamıza hergün bir bilim olayını eklemek istiyoruz ancak bu olayların türkçe tam bir listesi gerekli. Sizde böyle bir liste varmı acaba teşekkürler...
 

Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

Selam Final...
Size yardımcı olmak isterdim mutlaka ama böyle bir listem yok, akademik bir kişiliğim de yok. Sadece bilimin dünü, bugünü ve geleceği ile ilgileniyorum...
Okuduklarımı da burada, aynı konulara ilgi duyan arkadaşlarımla paylaşmaya çalışıyorum.
Tübitak yayınlarını izlemenizi öneririm..
Ayrıca benim mesajlarımı da kullanabilirsiniz :smiley:
 

Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

Merhaba, yanıtınız için teşekkür ederim. Sizin mesajları kullanmak isteriz sağolun, mart ayına giriyoruz yazdıklarınız geçen aylarda olduğu için veritabanımıza ekleyeceğiz, önümüzdeki ayların listesini önceden çevirmemiz gerekecek verdiğiniz linklerden çevirmen arkadaşlar çevirecek artık size zahmet vermemek adına söyledim. Teşekkür ederiz bu linkler bile yeterli sağolun.
 


Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

1 Mart 1966 : Venüs gezegeninin keşfi için gönderilen Sovyet uzay aracı Venera 3, Venüs yüzeyine düştü.

2 Mart 1969 : Sesten hızlı ilk yolcu uçağı Concorde ilk test uçuşunu başarıyla tamamladı.

3 Mart 1703 : İngiliz fizikçi Robert Hook öldü.

4 Mart 1967 : Kuzey Denizi doğalgazı boru hattıyla İngiltere’ye ulaştırıldı.

M.Ö. 5 Mart 1223 : Bilinen En Eski Güneş Tutulması
Suriye’deki Ugarit antik kentinde bulunan bazı kil tabletler bilinen en eski güneş tutulması kaydının MÖ 1223’e ait olduğunu gösteriyor. Bazı uzmanlar bu kaydın 3 Mayıs 1375 tarihli olduğunu savunsalar da birçok uzmanın görüş birliğinde olduğu tarih 5 Mart 1223. Babilliler güneş tutulmalarının kayıtlarını M.Ö. 8. yüzyıldan itibaren düzenli olarak tutmuşlar. Daha eski tarihli kayıtlara çok ender rastlanıyor. Babillilerin bu kayıtları bir sonraki güneş tutulmasını tahmin etmek amacıyla tuttukları sanılıyor. Bilinen ilk “tam güneş tutulması” kaydını da M.Ö. 4 Haziran 180’de Çinliler tuttu.

6 Mart 1930 : İlk dondurulmuş yiyecek satışa sunuldu.

7 Mart 1876 : Alexander Graham Bell telefonun patentini aldı.

8 Mart 1917 : Zeplin’in mucidi Alman mühendis Ferdinand Count von Zeppelin öldü.

9 Mart 1611 : Güneş lekeleri ilk kez Danimarkalı gökbilimci Johannes Fabricius tarafından tanımlandı.

10 Mart 1948 : Pilot Herbert H. Hoover ses hızını aştı.

11 Mart 1955 : Penisilini keşfeden Sir Alexander Fleming yaşama veda etti.

12 Mart 1923 : İlk sesli film halka gösterildi.

13 Mart 1781 : Alman asıllı İngiliz gökbilimci William Herschel Uranüs gezegenini keşfetti.

14 Mart 1879 : Albert Einstein doğdu.

15 Mart 1892 : Yürüyen Merdiven
Yürüyen merdivenin mucidi Jesse W. Reno, 15 Mart 1892’de buluşu için patent aldı. Bu taşıma aracının ilk örneği patent tarihinden üç yıl sonra Eylül 1895’te ABD’deki Coney Island eğlence merkezinde, 25 derecelik eğimli bir düzenekle kullanıma sunuldu. Yaklaşık altı yıl sonra Otis asansör şirketi Reno’yla yaptığı bir anlaşmayla ticari bir ürün olarak yürüyen merdiveni de ürün yelpazesine kattı. Şirket ilk yürüyen merdivenini 1900’de Fransa’da düzenlenen Paris Dünya Fuarı’nda sergiledi ve ardından ilk kez Philadelphia’daki çok katlı bir mağazaya kurdu.

16 Mart 1819 : Saman Nezlesi
Saman nezlesi bugün yaygın alerji türlerinden biridir. Saman nezlesinin klinik tanımlaması ilk kez Dr. John Bostock tarafından 16 Haziran 1819’da Londra’daki Kraliyet Tıp ve Cerrahi Derneği’nin bir toplantısında yapıldı. Bu tarihten sonra uzun yıllar “Bostock nezlesi” olarak anılan hastalığın ana nedeni bitki polenleri ve mantar sporlarıdır. Alerji burun içi dokusunun şişmesine, burun akıntısına, aksırığa, boğaz-damak kaşıntısına ve gözlerde sulanmaya neden olur.

17 Mart 1950 : Radyoaktif element kaliforniyum keşfedildi.

18 Mart 1987 : Süperiletkenlik
Amerikan Fizik Derneği’nin 18 Mart 1987’de New York’ta gerçekleştirdiği toplantısında yüksek sıcaklıklarda elde edilen süperiletkenlik bilim dünyasına duyuruldu. Süperiletkenlik bir olgu olarak ilk kez 1911’de dile getirilmiş ve yalnızca mutlak sıfırın 4ºC üzerinde elde edilebilmişti. Bu sıcaklıkta hiçbir metal elektrik akımına karşı direnç göstermiyordu. Ancak bu keşfin günlük yaşamda kullanım alanı çok sınırlıydı. 1986’da Johannes Georg Bednorz ve Karl Alexander Müller 30ºC’ta süperiletkenlik özelliği gösteren seramik bir madde elde etmeyi başardılar. İkilinin aynı yılın Eylül ayında yayımlanan konuyla ilgili çalışması, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı ve birçok fizikçiye esin kaynağı oldu.

19 Mart 1861 : D. Elias Howe dikiş makinesinin patentini aldı.

20 Mart 1727 : İngiliz matematikçi ve fizikçi Isaac Newton öldü.

21 Mart 1684 :İtalyan gökbilimci Giovanni Domenico Cassini, Satürn’ün iki uydusu Tethys and Dione’yi keşfetti.

22 Mart 1981 : İlk videokaset oynatıcı piyasaya sürüldü.

23 Mart 2001 : Mir Uzay İstasyonu
23 Mart 2001’de Rusya’nın uzay istasyonu Mir, Dünya yörüngesindeki 15 yıllık görevini tamamladı. Uzay istasyonuna yörüngede kalmasını sağlayacak yakıt götürülemediğinden istasyon düşmeye başladı; Dünya atmosferine girişi sırasında da parçalandı. Mir 1986’da beş yıllık bir görev için yörüngeye yerleştirilmişti. Ekim 2000’de Rus hükümeti istasyon için yapılan harcamaları bundan böyle karşılayamayacağını açıkladı. İstasyon eklenen bazı roketler yardımıyla Dünya’ya düşüşünü kolaylaştıracak, yere daha yakın bir yörüngeye kaydırıldı. Buradan Şili ve Yeni Zelanda açıklarındaki bir noktaya kimseye zarar vermeden düşürülmesi planlanıyordu. Ancak atmosfere girişi sırasında yanmaktan kurtulamadı.

24 Mart 1882 : Robert Koch verem hastalığına neden olan mikrobu bilim dünyasına duyurdu.

25 Mart 1655 : Christiaan Huygens, Satürn’ün en büyük uydusu Titan’ı keşfetti.

26 Mart 1923 : BBC’de ilk günlük hava tahmin raporu verilmeye başlandı.

27 Mart 1965 : Büyük Alaska Depremi
Bugüne değin bilinen en büyük depremlerden biri 27 Mart 1965’te Alaska’nın merkezinde gerçekleşti. Richter ölçeğine göre 8,3-8,5 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 1.300.000 km2lik bir alanı etkiledi. Bölgede nüfus yoğunluğunun az olması nedeniyle yalnızca 131 kişinin yaşamını yitirdiği depremde maddi zarar çok büyüktü. Deprem 120.000 km2lik bir alanı çok büyük bir şiddetle sarstı. Bazı yerlerde derinliği 25 m’ye varan çöküntü alanları ve 2,5 m’ye varan fay atımları oluştu. Bunun yanı sıra fayın açık denizdeki parçası denizaltı heyelanlarına ve tsunamiye neden oldu. California Crescent kenti tsunamiden büyük zarar gördü, depremi izleyen on binlerce artçı sarsıntı bölgeyi uzun süre etkiledi.

28 Mart 1979 : İlk büyük nükleer kazalardan biri ABD’nin Pennsylvania eyaletindeki Three Mile Island santralında gerçekleşti.

29 Mart 1910 : Ünlü Monaco okyanusbilim müzesi ve akvaryumu açıldı.

30 Mart 1842 : Cerrahide Bir Devrim - Anestezi
Anestezik bir madde olarak eteri ilk kez 30 Mart 1842’de, Dr. Crawford W. Long küçük bir operasyon sırasında kullandı. Long bir hastasının boynundaki tümörü almak için eterle ıslattığı bir havluyu hastanın yüzüne sermiş ve tümörü acısız bir şekilde çıkarmıştı. Daha önce de diş hekimi William Thomas Green Morton’un diş çekimleri sırasında kullandığı eter, 1949’da Southern Medical Journal adlı dergide bilim dünyasına duyurulana kadar yaygın olarak kullanılmıyordu. Long’un bu başarısı cerrahi anestezinin de başlangıcı oldu.

31 Mart 1889 : Eiffel Kulesi Ziyarete Açıldı
1930’lu yıllara kadar dünyanın en yüksek yapısı olan Eiffel Kulesi, 31 Mart 1889’da ziyarete açıldı. Fransız Devrimi’nin 100. yılı nedeniyle düzenlenen bir sergi için sergiyi simgeleyecek bir anıt
yarışması düzenlenmiş, bir köprü mühendisi olan Gustav Eiffel de bu yarışmaya katılmıştı. Yarışmayı 700 rakibini geride bırakarak kazanan Eiff el’in 300 m yüksekliğindeki bu demir kulesi, önceleri şaşkınlık ve kuşkuyla karşılanmış, estetik açıdan da beğenilmemişti. O güne değin yapılmış hiçbir yapıya benzemeyen kulenin yüksekliği Keops piramidinin iki katıydı. 300 işçinin çalıştığı yapım aşaması bir yıldan kısa sürdü.
 



Ynt: Bilim Tarihinde Bu Ay

Sevtap Hanım çok teşekkür ederiz. Mart ayını sayenizde kurtardık. Çevirileriniz için çok teşekkür ederiz.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,821
Mesajlar
1,531,107
Kayıtlı Üye Sayımız
166,932
Kaydolan Son Üyemiz
gezenadams

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst