Avrupa'da Motokaravanla Sorun Yaşamadan...

dinozor izci' Alıntı:

Bugünlerde, çekme karavandan motokaravana terfi etmek gibi bir niyet besler oldum. Ciddi ciddi 2. el sitelerine daldım, gittim.

Motokaravana geçme niyetimin bir kısmı da, Avrupa'ya karavanla gitme fikrinden kaynaklanıyor. Hem gezeriz, hem kızımızı ziyaret ederiz, yediğimiz içtiğimiz de yanımıza kâr kalır.

Ancak, ilanları karıştırdıkça, aslında plan olarak hepsi birbirinin aynı gibi görünen araçların çok büyük detay farkları var. Kiminde maceratörlü, kiminde kasetli, kiminde portatif tuvaletler. Kiminde tüpler bagajda, kiminde tezgâh altında. Elektrik tesisatları çok basitten oldukça komplike marifetleri olanlara kadar çeşit, çeşit. Kiminin şofben bacası yandan çıkmış, kiminin tavandan. Kiminin tepesinde ilave bir profil çerçeve var, balkon gibi. Kiminin su deposu bagajda, kimininki araç altında...

Uzun sözün kısası, Avrupa'da yaşayan motokaravancılardan veya gidip gelen, tecrübesi olanlardan ricam; motokaravanla herhangi bir kuralı çiğnemeden, bu konuda başıma dert getirmeden ve B sınıfı ehliyetimle nasıl bir karavanla yol almalıyım? Avrupa'da olması gereken ve olmaması gereken motokaravan donanım ve aksesuarları nelerdir?

Genişletmek için tıkla ...

janberkaydemir' Alıntı:

3500 kg 'kadar olan her türlü aracı kullanabilirsiniz.
Yerleşim konusunda hepimiz farklı şeyler söyleriz. Hepimizin gezme alışkanlıkları ve ihtiyaçların çözümünde ki beklentileri farklı.
Beğendiğiniz ve isteklerinizi karşılar bir modeli kendinize göre geliştirebilirsiniz.
Avrupa da gezmek ile ilgili zaten bir sorun yaşamazsınız.
Türkiye de olan gerekirse satarım gibi bir düşünceniz yoksa , gösterişi olmayan , basit çözümlere sahip bir karavan bizim seçimimiz oldu.
Keyifli geziler...

Genişletmek için tıkla ...

dinozor izci' Alıntı:

Teşekkür ederim. O zaman yetkililerin (polis veya gümrük yetkilileri) tuvaletin cinsiyle, gaz sisteminin cinsiyle falan ilgilendikleri yok. Ağırlık haricinde kontrol edilen başka bir şey yok diye anlıyorum.

Genişletmek için tıkla ...

dinozor izci' Alıntı:

Tercihlerim konusunda netim tabii ki... de, işte benim tercihlerim elin polisini, sonra da beni germesin diye sordum. Bu işler Türkiye'de daha kolay. Kimse, polis dahil gerçek kuralları bilmiyor, hasbel kader elimize ne gelirse artık...
Geçen sene 1700 km. karavan çektim, onlarca kontrol noktasından geçtim, sadece bir kere durduruldum, onda da ehliyetime bakıp "geç" dediler. Polisler karavana bulaşmıyor.
Avrupa'nın bu konularda daha kuralcı ve bilinçli olduğu gerçeği insanı ürkütüyor biraz... Teşekkürler.

Genişletmek için tıkla ...

Doğrucu Davut' Alıntı:

.
* Karavanımızla 11 senede yollarda olduğumuz toplamda 2 yıllık bir zaman aralığında, %90 ı Avrupa’da olmak üzere 100.000 km den fazla yol yaptık. Sadece bir kere, o da Türkiye’de Denizli’nin ıssız dağlarında, aslında sıkıntıdan muhabbet aradığı belli olan iki ahşap çavuş memur tarafından durdurulduk.

* Trafik kontrolünün Türkiye’deki gibi memurlarla sık yapıldığı bir başka Avrupa ülkesi olmamalı ? Avrupa’da polisin, göreceli de olsa zaten bizden düzenli olan trafikten başka uğraşacağı konular var. Avrupa’da trafik polisi diye özel görevli bir polis yok. En azından ben daha görmedim.

* Almanya’da sadece okulların tatile başladığı günlerde bazı otoban park yerlerinde yapılan ağırlık kontrollerine rastlanabilmekte. Tahminim diğer bazı ülkelerde de belki benzerinin olabileceği. Herkezce duyulsun diye de polisin kontrollere özellikle basını davet ettiğinden bile şüpheleniyorum. Çünkü nedense sadece bu dönemde haberleri çıkmakta.

İçiniz rahat olsun sevgili @dinozor izci , bence konuya “yavrukurt” gözüyle bakmanıza gerek yok.


Karavan yapımına gelince:
Karavan bence, kendi içinde tam bir paradoks. Gereksinim sorunlarınızı ne kadar karşılayan bir karavan isterseniz, o kadar çok yeni sorunla karşılaşıyorsunuz. Düşünün en donanımlı karavanlar; manevrası zor yani daha büyük, daha pahalı, düzeni daha zaman alıcı ve arıza olasılığı da daha fazla olanlar değil mi ? İşin en traji komik tarafı ise sonuçta hala dışarıya bağımlı kalmanız, üstelik yine daha fazla olarak.
Şu anda etrafımdaki tam teşekküllü benzeri karavanlar, bulaşık, duş tuvalet için yine de bulunduğumuz kampingin olanaklarını kullanıyorlar. Yola çıkacaklar dünden toplanıp temizliğe başladılar bile. Yerleşmeleri de zaten güneşin batışını izlemelerini kaçırtmıştı..
Bence gereksinimleri ama özellikle tüketimi azaltmak, gezinin keyfini de arttırıyor. Herşeyin evdeki gibi olmasını isteseydim zaten evde kalırdım diye düşünüyorum. Sonuçta karavanla yapılan, bir uzlaşı antlaşması olmakta.

Bence satın almayın. Kendiniz yapamıyorsanız mobilyasını, elektriğini, diğer donanımlarını tek bir ele vermeden ayrı ayrı yaptırtıp harcamalarınızı kontrolünüzde bulundurun derim. Sistemlerinizin yollarda kendinizin tamir edebileceği kadar basit olmasının faydası var. Alaturka yola girmeyip, ev veya yat amaçlı alet kullanmamak da karavana en şık yakışanı olmalı ?

Aşağıda imzamda karavan ile ilgili bölük pörçük naçizane bir yazı var. Belki işinize yarar bir tarafı çıkardı ?..



…
Gereksinim üstü tüketimin bir de çevre sorunu var. Konu üzerinde konuşmak için tüketim toplumuna henüz giren bizlerin, galiba daha zamanı olduğu düşünülüyor olmalı ?
Gerçi Avrupada’da aklı selim yaklaşımlar parmakla sayılacak kadar az.
Sanırım çağdaşlığı yeniden tarif etmek gerekiyor..

Genişletmek için tıkla ...

Doğrucu Davut' Alıntı:

.
* Karavanımızla 11 senede yollarda olduğumuz toplamda 2 yıllık bir zaman aralığında, %90 ı Avrupa’da olmak üzere 100.000 km den fazla yol yaptık. Sadece bir kere, o da Türkiye’de Denizli’nin ıssız dağlarında, aslında sıkıntıdan muhabbet aradığı belli olan iki ahşap çavuş memur tarafından durdurulduk.

* Trafik kontrolünün Türkiye’deki gibi memurlarla sık yapıldığı bir başka Avrupa ülkesi olmamalı ? Avrupa’da polisin, göreceli de olsa zaten bizden düzenli olan trafikten başka uğraşacağı konular var. Avrupa’da trafik polisi diye özel görevli bir polis yok. En azından ben daha görmedim.

* Almanya’da sadece okulların tatile başladığı günlerde bazı otoban park yerlerinde yapılan ağırlık kontrollerine rastlanabilmekte. Tahminim diğer bazı ülkelerde de belki benzerinin olabileceği. Herkezce duyulsun diye de polisin kontrollere özellikle basını davet ettiğinden bile şüpheleniyorum. Çünkü nedense sadece bu dönemde haberleri çıkmakta.

İçiniz rahat olsun sevgili @dinozor izci , bence konuya “yavrukurt” gözüyle bakmanıza gerek yok.


Karavan yapımına gelince:
Karavan bence, kendi içinde tam bir paradoks. Gereksinim sorunlarınızı ne kadar karşılayan bir karavan isterseniz, o kadar çok yeni sorunla karşılaşıyorsunuz. Düşünün en donanımlı karavanlar; manevrası zor yani daha büyük, daha pahalı, düzeni daha zaman alıcı ve arıza olasılığı da daha fazla olanlar değil mi ? İşin en traji komik tarafı ise sonuçta hala dışarıya bağımlı kalmanız, üstelik yine daha fazla olarak.
Şu anda etrafımdaki tam teşekküllü benzeri karavanlar, bulaşık, duş tuvalet için yine de bulunduğumuz kampingin olanaklarını kullanıyorlar. Yola çıkacaklar dünden toplanıp temizliğe başladılar bile. Yerleşmeleri de zaten güneşin batışını izlemelerini kaçırtmıştı..
Bence gereksinimleri ama özellikle tüketimi azaltmak, gezinin keyfini de arttırıyor. Herşeyin evdeki gibi olmasını isteseydim zaten evde kalırdım diye düşünüyorum. Sonuçta karavanla yapılan, bir uzlaşı antlaşması olmakta.

Bence satın almayın. Kendiniz yapamıyorsanız mobilyasını, elektriğini, diğer donanımlarını tek bir ele vermeden ayrı ayrı yaptırtıp harcamalarınızı kontrolünüzde bulundurun derim. Sistemlerinizin yollarda kendinizin tamir edebileceği kadar basit olmasının faydası var. Alaturka yola girmeyip, ev veya yat amaçlı alet kullanmamak da karavana en şık yakışanı olmalı ?

Aşağıda imzamda karavan ile ilgili bölük pörçük naçizane bir yazı var. Belki işinize yarar bir tarafı çıkardı ?..



…
Gereksinim üstü tüketimin bir de çevre sorunu var. Konu üzerinde konuşmak için tüketim toplumuna henüz giren bizlerin, galiba daha zamanı olduğu düşünülüyor olmalı ?
Gerçi Avrupada’da aklı selim yaklaşımlar parmakla sayılacak kadar az.
Sanırım çağdaşlığı yeniden tarif etmek gerekiyor..

Genişletmek için tıkla ...

Akdeniz45' Alıntı:

Ekli dosyayı görüntüle 641944

Aracın arkasında bisiklet veya dısarı taṣan bir yük taṣıyorsanız resimde görüldüğü gibi kırmızı ṣeritli bir levha takmak lazım.

Avrupa’da durdurlma ihtimali mobil bir radara yakalanırsanız oldukça büyük. Durdurlunca aracın kağıtları ve dıṣ kısmı gözeden geçirilebilir. Süratinize dikkat ettiğiniz sürece durdurulma ihtimali çok zayıf.

Avrupa ülkelerinde atık boṣaltacak çok karavan park var. Bazılarında wc deposu boṣaltmak sorun olabilir. En kolay boṣalma kasetli wc ve mobil wc ile olur.

Güzel yolculuklar.

Genişletmek için tıkla ...

dinozor izci' Alıntı:

Teşekkürler. Bunlar yeni bilgi. Kırmızı levha ve hız konusunu not ettim.
Hız konusu Türkiyedeki gibi mi, yoksa karavanlar için belirlenmiş net bir sınır var mı?

Genişletmek için tıkla ...

Doğrucu Davut' Alıntı:

.
Avrupa’da sabit radar sayısı mütahariklerin en az 10-15 misli olmalı. Ben Fransa ve İtalya’da yakalanmıştım. Cezayı adresinize gönderiyorlar. Sizin avantajınız Türkiye’nin AB ülkesi olmaması.
Navigasyon aletiniz varsa hız limitlerini oradan takip edebilirsiniz..

Genişletmek için tıkla ...

janberkaydemir' Alıntı:

Ücretli yollar gerekmefikçe kullanmazsanız güzel yerler ve sürprizler karsınıza gider. Daha yavas ve gezerek gidersiniz. Otoyollarda dadece koşturursunuz.
Yakıt ihtiyacını otoyol dışından alırsanız fiyatların fark ettigini görürsünüz. Bazı saatlerde promosyon da uygulanıyor.
Alışverişler Lidl ve Aldi benzeri karavan sever marketlerde uygundur.

Genişletmek için tıkla ...

dinozor izci' Alıntı:

Güzel tiyolar. Teşekkürler.

Genişletmek için tıkla ...