Ynt: Africa Twin
Bende daha önce başka bir yerde yayınladığım bir yazımı buraya eklemek isterim, umarım sıkılmadan okursunuz...
Honda XRV750 Africa Twin:
Bunu yapmak için uzun süre bekledim; çünkü daha tam anlamıyla bu inceleme yazısını yazacak kadar hazır değildim. AT ile 25,000 km den sonra hazır mıyım? Hayır. Ama benden sonrakilere ufak bir görüş olarak bu inceleme yazısını yazmaya karar verdim. Format daha çok benim hikayem…, inceleme yazısı bu hikayenin içinde.
Onu ilk gördüğüm anı hatırlıyorum…Twister’ım bana yetmemeye başlamıştı ve biraz büyütme arayışına girmiştim.(her motorcu gibi). Her sağduyulu motorcu gibi çok fazla uçmadan (bütçede kısıtlı) 400cc lik falcon, KLE 500 tarzı motorlara bakıyordum. Tarzımı belirlemiştim enduro alacaktım. Bir gün bir abimiz satılık Africa Twin var bakmak istermisin dedi, ben pek alacağıma ihtimal vermediğim için yarım ağız bakalım dedim. Ve bakmaya gittik, brandası kapalı şekilde duruyordu. Bakmak için brandasını kaldırdım, önce farlarını gördüm, ikiz farlarını, sonra iri deposunu, çift silindirini, rahatsız koltuğunu v.s. işte ben o motoru, o an almıştım geriye sadece bürokratik işlemleri kalmıştı. Fiyat bütçemin çok üstündeydi, cc’si düşündüğümden çok yüksekti ben 650 cc lere olması çok zor diyerek bakıyordum, ama bunlar teferruat.
Borçlar alındı, ödünler verildi işin teferruat kısmı halledildi. Sonra anahtarı elime aldım, kontağı açınca tripmaster (bir tür yol bilgisayarı) kendini sıfırlayıp normale döndü. Starter a basınca beni klasik Honda çalışma sesi Fıyy Fıyy Fıyy karşıladı, sonra tabiî ki 750cc 62 Hp nin gücünü gösteren bir ses. Aslında sesi bir pegaso yada F650GS e göre zayıf ama bu benim için bir artı. Çok gürültülü çalışmıyor, sesi ne kadarsa gücü o kadar, zaten ses olayı bir takıntıdır, kendini büyük gösterme ihtiyacıdır bu yüzden etrafta bir sürü egzoz kapağı açılmış mobilet dolaşıyor.
Orta ayağı açıkken üstüne oturdum işte o zaman korktum, yer çok uzak görünüyordu. Orta ayaktan indirince ayaklarım yere değdi ve rahatladım.(boyum 1.85). Hafifçe gazı verdim ve işte gidiyorduk. İlk izlenimim bir enduroya yakışır vites aralıklarıydı, twister da 6 vites vardı ve durmadan vites değiştiriyordum. AT’deki aralıkları iyi ayarlanmış 5 vites oldukça güzel. Bu konuda keşke 6 vites olsaydı diyenleri duydum (otoban sürüşleri için) ama bana yeterli geldi, illa beğenmiyorum derseniz dişli oranlarıyla oynayarak bu sorunu çözebilirsiniz. (orijinal dişli sayısı ön 16-arka 45). Daha hızlı olsun diyorsanız arka dişli küçült, ön dişli büyüt, yok ben hız istemem konforlu otoban yolculuğu güzeldir diyorsanız tam tersi.
Vites konusunda çok takıldık gelelim sürüş izlenimlerine. Akan trafiğe yukardan bakmak (gerçekten yukardan bakmak, DL V-Strom gibi Turing yüksekliğinden bakmak değil) gerçekten güven ve hakimiyet duygusu veriyor. Böyle bir durumda kralların, devlet adamlarının neden yüksek yerlerden halka hitap ettiğini anladım, hem herkes tarafından görülebiliyorsun ve içinde herkese karşı bir üstünlük duygusunun yarattığı tatmin var. Aynı durum trafikte de geçerli herkes tarafından görülebilmek. Diğer üstünlük duygusu sizin egonuza kalmış . Burada hemen şu düşünce aklınıza gelecektir “o kadar yüksekse, viraj kabiliyeti çok kötüdür”, yanlış! AT nin şöyle bir özelliği vardır: canınız o gün hangi motora binmek istiyorsa AT odur. Şöyle açayım konuyu; racing mi istiyorsanız çıkarın çantaları, indirin ön camı tamam (viraj kabiliyeti hiçbir zaman bir racing kadar olmaz ama inanın yatırmak istediğiniz kadar yatırın sorun olmadığını göreceksiniz), kros mu yapacaksınız zaten hazır, dünyayımı dolaşacaksınız, takın çantaları yükleyebildiğiniz kadar yükleyin işte yine hazır.
Gelelim son hız konusuna, ibredeki son rakam 200 km ve AT yazanı gidenlerden, bizzat denedim.(her ne kadar hız merakım olmasa da insan limitlerini bilmek istiyor).
Sürüş izlenimlerine devam edecek olursak AT nin hata affeden özelliği (tahminim bu enduro tarzı motorların ortak özelliği) sizi birçok yerde sıkıntıdan kurtarıyor. Yolda gidiyorsunuz yavaşladınız ama vites düşürmediniz, sonra hızlanmak için gazı verdiniz AT sizin için teklemeden biraz nazlanarak alt devirlerden toplayıp gelecektir. Viraj dönerken birden hızlanmak istediniz ve gaza yüklendiniz AT sizin için arka tarafı kaydırmadan istediğiniz şekilde hızlanacaktır.Bu arada önemli bir şeyi not olarak düşmek istiyorum bütün hataları affedeceği anlamına gelmesin, bilinçli bir sürücünün basit hatalarını affeder olarak düşünebilirsiniz. Ayrıca virajda gaza yüklenince arka tarafı kaydırmadan hızlanma özelliği bireysel bir özellik değildir, çoğu enduro bu şekildedir diye düşünüyorum. Torklu makinelerdir, gücü yavaş yavaş gerektiği kadar verirler(hız motorları gibi elcik ayarı çok hassas değildir), bu arazi sürüşlerinde de çok işinize yarar. Zaten bu torku hissedersiniz, gazı verince hafif önü havaya kalkar ve alttan alttan bir şeylerin canlandığını ve çalıştığını, o devinimi hissedersiniz, o gücün orada olduğunu ve gerektiğinde kullanmanız için hazır olduğunu bilmek gerçekten harika bir duygu.
Gelelim koltuk sorununa, birçok AT sahibinin ortak şikayeti. Koltuk biraz rahatsız, biraz ince o yüzden basınç dağılımı dar bir alanda oluyor bu da çabuk rahatsızlık yaratıyor. Bu sorunun çeşitli çözümleri var, kaplatabilirsiniz, corbin den rahatını alabilirsiniz ya da hava yastıklarından kullanabilirsiniz. Ya da benim gibi zamanla alışırsınız. Artçılı bir yolculuk da rahat olmuyor koltuk düz olduğu için artçınız her frende üstünüze doğru kayıyor, bunun çözümü içinde araya kaplamacılardan bir tümsek koydurabilirsiniz, Ya da benim gibi mümkün olduğunca yalnız binersiniz.
Diğer sorunu da benzin pompası. Evet çoğu AT cinin ortak sorunu bozulan benzin pompası, bunun nedeni benzin bitince boşa çalışan pompanın sapıtıp devreleri yakması. Bunun çözümü fahiş fiyattan servisten yenisini almak, Mitsubishi panelvanın benzin pompasını almak (kodu: Mitsubishi part No. VC-Z-916), ya da yurtdışı sitelerden facet pump almak (kodu:40105) ve tabi ki benim çözüm seçeneğim olan son seçenek, benim gibi tripmaster’ı (bir deponun gideceği km belli) kullanarak pompayı benzinsiz bırakmamak.(56000 km de orijinal pompa).
Gelelim yakıt tüketimi olayına, herkesin “750 cc mi acayip yakar, benzini su gibi içer” düşünceleri yanlış. Yaklaşık sekiz aydır her benzin fişini saklıyorum ve her seferinde depoyu doldurarak kaç lt. yaktığını hesaplıyorum. Bu fişlere göre 100 km’de en düşük 4,3 lt en yüksek 5,6 lt tüketim oldu. Burada şunu not düşmeliyim çoook nadir şehir içi kullandım, 5,6 da bu kullanımlardan birine ait. Bence tüketimi bu güce bu motora göre oldukça iyi.
Bakım maliyetleri de herkesin merak ettiği bir sorudur. İlk aldığımda iki sefer servise götürdüm bu da biraz maliyetli oldu. Maliyetli derken işçilik ücretininde hatırı sayılır bir miktarda olması önemli. Ama zamanla bakım maliyetlerini minimuma indirebiliyorsunuz. Bu size bağlı. Yağ ve yağ filtresi değişimini, hava filtresi değişimini rahatlıkla kendiniz yapabilirsiniz. AT nin iyi yanlarından biri mekanik olması, eliniz biraz anahtar tutuyorsa ve biraz da okuyup araştırmayı seviyorsanız çoğu şeyi kendiniz yapabilirsiniz. Okuyup araştırarak çoğu ustadan daha çok şey bilebilirsiniz. Mesela çoğu usta AT de kullanılacak bujinin tırnak aralığının 0,8-0,9 mm aralığında olması gerektiğini bilmez. Yeri gelmişken birkaç ufak bilgi vereyim bari; yağ ve yağ filtresini değiştirecekseniz 2,6 lt yağa ihtiyacınız var, sadece yağ değiştirecekseniz 2,4 lt gerekli. Ben güney egede yaşayan biri olarak motorumda 10-40 yarı sentetik yağ kullanıyorum. Buji kodu (NGK için geçerli) DPR8EA-9 dir. Lastik ölçüleri ön : 90/90-21 arka: 140/80-17. Aküsü 12V 12A dir, marka tercihi size bağlı.
Birazda AT nin off-road (yoldışı-arazi) kabiliyetinden bahsetsek iyi olur sanırım. Öncelikle şunu söylemek isterim 205 kg ağırlığıyla AT biraz insanın gözünü korkutuyor. Tabi ki bir cross motor gibi şu keçileri takip edeyim diyemiyorsunuz. Arazi sürüşü daha çok sizin sürüş yeteneğinize ve doğru lastik seçimine bağlı. Benim gibi Metzeller tourance’lara asfalta uygun hava basıp (ön:29 arka:32, eğer yolcu varsa ön:29 arka:36 bu değerler motorun üstünde yazıyor ) araziye girerseniz, düşmeseniz bile motorla dans ederken baya bi ter atarsınız. Kısacası uygun şartları sağlarsanız araziye girmekten çekinmeyin.
Muhakkak daha yazılacak çok şey vardır ama şu anda benim aklıma gelenler bunlar, daha öncede belirttiğim gibi ben AT ile ilgili önbilgi niteliğinde olması için yazıyorum. Sormak istediğiniz şeyler olursa bana buradan yada
http://lntoftheotherworld.blogspot.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.