Ynt: 255/60/18 Yerine 265/65/18 Olurmu?????
Merhaba, dün itibari ile TD5 ile yaklaşık 20 gün içinde 4000 km yaptıktan sonra istanbul'a döndük. Öncelikle söyleyeyim Pirelli Scorpion ATR lastiklerden çok memnun kaldım. Uzun yolda hiç yormadı. Çamurlu kumda, asfaltta, taşlık arazide ve yağmurda test etme imkanım oldu. Lastikler ayrıca sağlamda. Yanakta veya dişlerde herhangi bir aşınma, parçalanma gözlemlemedim.
TD5 yol boyunca bizi hiç yormadı. Gayet rahat gittik, geldik. Eşim ve 7 yaşındaki kızım ekibi oluşturdu. Bagaj ise tam doluydu. Güneyden geldiğimiz için deniz malzemeleri, Doğu Karadeniz'in yüksek yaylalarında gerekli olacağından kışlık giysiler ve kamp malzemeleri yüklüydü. Rotamız İstanbul - İzmir - Kuşadası - Marmaris - Kaş - Olimpos - Antalya - Alanya - Akseki - Konya - Kayseri - Nevşehir - Sivas - Su Şehri - Şebinkarahisar - Giresun - Trabzon - Ardeşen - Kaçkar Yaylaları - Hopa - Borçka - Macahel Vadisi - Sarp - Batum - Sahilde istanbul'a dönüş şeklinde oldu.
Öncelikle şunu söyleyeyim, uzun yolda şehir içinden pek farklı yakıt tüketimi olmuyor yani bende olmadı. Ortalama hızım 110-120 km olmasına rağmen (ilk başlarda 100-110 km) bir depoyla en fazla 750 km gidebildim. istanbul'da ağır trafikte 650 km gidiyordum zaten. Ne yalan söyleyeyim bir depoyla 850 km yapmayı bekliyordum

aracım standart bir TD5, lastiklerim 255/60/18 ölçülerinde AT. Ekstra bir modifikasyon veya aksesuar yok. Klima çoğu zaman açıktı. Araç yol boyunca gerçekten tık demedi. Sadece sağ ön cam bozuldu o da sayılmaz herhalde. Seyahatin %70'i asfaltta geçmesine rağmen girdiğim yayla yollarında çoğu kez hah şimdi alt takımı elimize aldık diye düşündüm. Yayla yolu derken artık Bodrum'a benzemiş Ayder aklınıza gelmesin lütfen. Saatler süren dik tırmanışlarda çamur, yağmur, çukurlar, iri taşlar hepsi vardı. Macahel’de asfalt yol bile tehlikeliydi, mıcır ve virajlar yüzünden. Birde yolculuk sırasında, araç o kadar yüklü olmasına rağmen, aracın çekişten düştüğünü hiç hissetmedim, ağırlaşmadı yani araç. Titiz bir binici olduğumu belirtmeliyim. Yolculuktan önce aracın bütün gerekli bakımları yapılmıştı.
Sevmediğim durumlarda oldu tabii; cam açma düğmelerinin yerleri hiç uygun değil, bir türlü alışamadım ben, elim hep sol kapının üstüne gitti. Klima açmak istemediğiniz zamanlarda, camları biraz bile açınca insanın yüzüne, kafasına çok fena rüzgar vuruyor. Şapka ile yolculuk yaptım. Ön konsolda ıvır zıvır koymak için yeterli alan yok. Vitesin kenarlarındaki boşluklar, çakmaktan çıkan 2 tane şarj kablosu ve 2 telefon ile limitini doldurdu. Oraya ekstra birşeyler düşünmek lazım.
Ha birde Sivas’ın Zara ilçesine yakın Tödürge Gölü’nde batağa saplandım. Üstteki kuru toprak, beyaz ve kuru görüntüsüyle beni yanılttı. Kıyıya fazla yanaşınca macun gibi balçığa gömüldüm. Çıkmaya çalışınca tam oturduk, bu arada etrafta hiçbir canlı yok, Mars yüzeyi gibi bir arazi. Hava kararmak üzereyken yürüyerek gölün karşı tarafındaki restorana gittik. Onlar sağolsunlar köye telefon açıp bir traktör çağırarak yardımcı oldular. New Holland kurtardı bizi (Ekteki resim).
Döndükten sonra ise hemen haftaiçi işe başlayacağım için dinlenmeden soluğu Maslak sanayide aldım. Cam arızası giderildi. Rot-balans yapıldı, aracın altı ve motoru yıkandı.
Bugün ise sarı ACE ışığı yandı. Rot yapılırken, rot pas tuttuğundan rot sökülüp, yağlanıp tekrar yerine takılmıştı. Acaba bu işlem sırasında oradaki ACE elemanları bir zarar mı gördü? Motor ehlil olmayan bir şekilde yıkandı, sonradan pişman oldum. Tazyikli su bazı kabloları yerinden çıkarttı. Suya karşı herhangi bir koruma uygulanmadı. Sadece ABS ünitesinin üzerine bir bez örtüldü? Bu yüzden ACE ışığı (sarı) yanmış olabilir mi?
Teşekkürler
Haydar