penguen
Zirve
- Mesajlar
- 1,599
- Tepkime Puanı
- 11
Elektronik posta kutunuza tanımadığınız birinden "Haftasonu Seçtiklerim" başlığını taşıyan bir e-mail gelirse, virüslü mesaj sanıp silmeyin. Çünkü içinde o haftanın tiyatro, sinema, konser ya da açılışlarıyla ilgili her türlü malzemeyi bulabileceğiniz bu e-mailler, kendini haftalık kültürel aktivitelere adamış Caner Ural’dan geliyor.
Caner Ural 40 yaşında, bir tavukçuluk şirketinde yönetici. Herkes gibi o da 8.30-18.00 saatleri arasında işe gidip gelerek rutin yaşamına devam ediyor. Ama her akşam ya bir tiyatroya ya bir sinemaya ya da bir konsere gidiyor. Sonra bilgisayarının başına oturuyor, yaşadıklarını arkadaşlarıyla paylaşmak için mesajlar yazıyor.
Caner Ural, artık ikinci hayatı denilebilecek yaşamına Şubat 2002’de iki arkadaşı sayesinde başladı. ABD’ye yerleşmek üzere giden bu iki arkadaş, akılları hep İstanbul’da kalacağı için Ural’dan şehirde neler olup bittiğini anlatan bir şeyler yazıp göndermesini istediler. "Arkadaşlarımın baskısı üzerine beş yıl önce bir pazar günü o hafta hangi filmlere ve konsere gittiğimi anlatan bir şeyler karaladım. İçimden geldiği gibi yazıyor, düzeltmeden gönderiyordum. Gittiğim film kötü olsa bile kesinlikle gitmeyin demiyordum, önyargılı davranmamaya çalışıyordum. Amerika’dakiler aldıkları e-maillerden çok memnundu."
O yıl sadece iki kişiyle başlayan elektronik posta hizmeti kısa zamanda genişledi. Ural, kültürle ilgileneceğini düşündüğü kişileri teker teker listesine alıyordu. 20 kişi 40 oldu, 40 kişi 500. Bazıları kızıyor "Sen kimsin ki böyle şeyler yazıyorsun" diyordu. Ama çoğunluk memnundu. Elektronik bültenlerin ulaştığı kişilerin sayısı bu yolla dört bin kişiyi buldu. "Birkaç yıl önce bir arkadaşımla yürürken onun bir tanıdığıyla karşılaştık. Arkadaşım beni Caner Ural diye tanıştırınca karşıdaki kişi şaşırdı. Sizi yazılarınızdan tanıyorum dedi. O an bu e-mail işinin artık beni ve Amerika’daki arkadaşlarımı çoktan aştığının farkına vardım."
Artık etkinliklerini duyurmak isteyenler de onun kapısını çalıyordu. Haberler, basın bültenleri, davetiyeler gönderiliyordu. Ural, bütçesi zorlanmaya başlayınca yeni bir çözüm buldu:
"Çözüm internetteydi. Türkiye’de gösterime girecek filmin birkaç hafta önceden sitesini inceleyip yapımcı şirketi bulmaya, kendimi bir gazeteci olarak tanıtıp, basın tanıtımlarını öğrenmeye başladım. Kapıda kimlik sorulmayınca, sorun çıkmıyordu. Sorun çıkacağını tahmin edince telefonla konuşuyormuş gibi yaparak kapıdan geçiyordum. Filmin yapımcısı, sponsoru ya da oyuncularını çok iyi çalıştığım için bana bir şey sorsalar bile kimin davetlisiyim diyeceğimi hep biliyordum. İşlerin nasıl yürüdüğünü kimseye sormadan bu tür yöntemlerle öğrendim."
Ural, gece etkinlikleri için işe çantasında özel kıyafetlerle gidiyor. Hazırladığı "Haftasonu Seçtiklerim" yazısında tiyatro, konser, açılış, sinema, ödül töreni ve restoranlara yer veriyor. Sinema öncesi gittiği büfe ya da restoranlar da bu yazıdan payına düşeni alıyor. Ancak Ural’ın dört bin kişilik okurunun en çok ilgi gösterdiği alan sinema.
Caner Ural artık mail yollamayacak, www.kulisdergisi.com sitesinde yazılarına devam edecek.
Deniz İNCEOĞLU - Hürriyet
Caner Ural 40 yaşında, bir tavukçuluk şirketinde yönetici. Herkes gibi o da 8.30-18.00 saatleri arasında işe gidip gelerek rutin yaşamına devam ediyor. Ama her akşam ya bir tiyatroya ya bir sinemaya ya da bir konsere gidiyor. Sonra bilgisayarının başına oturuyor, yaşadıklarını arkadaşlarıyla paylaşmak için mesajlar yazıyor.
Caner Ural, artık ikinci hayatı denilebilecek yaşamına Şubat 2002’de iki arkadaşı sayesinde başladı. ABD’ye yerleşmek üzere giden bu iki arkadaş, akılları hep İstanbul’da kalacağı için Ural’dan şehirde neler olup bittiğini anlatan bir şeyler yazıp göndermesini istediler. "Arkadaşlarımın baskısı üzerine beş yıl önce bir pazar günü o hafta hangi filmlere ve konsere gittiğimi anlatan bir şeyler karaladım. İçimden geldiği gibi yazıyor, düzeltmeden gönderiyordum. Gittiğim film kötü olsa bile kesinlikle gitmeyin demiyordum, önyargılı davranmamaya çalışıyordum. Amerika’dakiler aldıkları e-maillerden çok memnundu."
O yıl sadece iki kişiyle başlayan elektronik posta hizmeti kısa zamanda genişledi. Ural, kültürle ilgileneceğini düşündüğü kişileri teker teker listesine alıyordu. 20 kişi 40 oldu, 40 kişi 500. Bazıları kızıyor "Sen kimsin ki böyle şeyler yazıyorsun" diyordu. Ama çoğunluk memnundu. Elektronik bültenlerin ulaştığı kişilerin sayısı bu yolla dört bin kişiyi buldu. "Birkaç yıl önce bir arkadaşımla yürürken onun bir tanıdığıyla karşılaştık. Arkadaşım beni Caner Ural diye tanıştırınca karşıdaki kişi şaşırdı. Sizi yazılarınızdan tanıyorum dedi. O an bu e-mail işinin artık beni ve Amerika’daki arkadaşlarımı çoktan aştığının farkına vardım."
Artık etkinliklerini duyurmak isteyenler de onun kapısını çalıyordu. Haberler, basın bültenleri, davetiyeler gönderiliyordu. Ural, bütçesi zorlanmaya başlayınca yeni bir çözüm buldu:
"Çözüm internetteydi. Türkiye’de gösterime girecek filmin birkaç hafta önceden sitesini inceleyip yapımcı şirketi bulmaya, kendimi bir gazeteci olarak tanıtıp, basın tanıtımlarını öğrenmeye başladım. Kapıda kimlik sorulmayınca, sorun çıkmıyordu. Sorun çıkacağını tahmin edince telefonla konuşuyormuş gibi yaparak kapıdan geçiyordum. Filmin yapımcısı, sponsoru ya da oyuncularını çok iyi çalıştığım için bana bir şey sorsalar bile kimin davetlisiyim diyeceğimi hep biliyordum. İşlerin nasıl yürüdüğünü kimseye sormadan bu tür yöntemlerle öğrendim."
Ural, gece etkinlikleri için işe çantasında özel kıyafetlerle gidiyor. Hazırladığı "Haftasonu Seçtiklerim" yazısında tiyatro, konser, açılış, sinema, ödül töreni ve restoranlara yer veriyor. Sinema öncesi gittiği büfe ya da restoranlar da bu yazıdan payına düşeni alıyor. Ancak Ural’ın dört bin kişilik okurunun en çok ilgi gösterdiği alan sinema.
Caner Ural artık mail yollamayacak, www.kulisdergisi.com sitesinde yazılarına devam edecek.
Deniz İNCEOĞLU - Hürriyet