Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan AYDURAN Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 40
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 148,556
Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Has ada yı tek geçerim..ayvalık zeytinleri yağlık zeytinlerdir,dolayısıyla en lezzetli yağlar ayvalık zeytinlerinlerinden üretilir.Hele yeşil zeytinden olursa keyfinden yenmez..
 

Etiketler
Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Vatan'dan alıntıdır.
http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Zeytinyagi_ulkesinde_dogru_bildigimiz_yanlislar&Newsid=254243&Categoryid=4&wid=156
Cavid Sezen
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Mutlu Tönbekici
Yazara ulaşmak için : mutlu.tonbekici@gmail.com

[attachment=1]

ZEYTİNYAĞI ÜLKESİNDE DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

İki gündür önce zeytinyağcılar, sonra şarapçılarla beraberdim. Zeytin ve üzüm ülkesinin sevdiğim iki kardeş ürünü..

Yeni bir marka çıktı piyasaya. “Zeytinyağı İskelesi”. Dolum tesisleri İzmir’in ilçesi Tire’de. Lansman toplantısı da haliyle Tire’de yapıldı. Hem Tire’yi sevdiğim için hem zeytinyağını sevdiğim için hem de basındaki bütün arkadaşlarım geziye katıldığı ve onları da görmek istediğim için Bodrum’dan kalkıp Tire’ye gittim.

Bir zeytin ve zeytinyağı ülkesinde yaşadığım için ciddi mutluluk duyuyorum. Lıkır lıkır için her tarafıma sürecek kadar seviyorum zeytinyağını.

Ama zeytinyağı denilen o altın tadın zevkine varmak için biraz bilmek lazım. Zeytinyağı da şarap gibi bir ürün. Üzerinde her zeytinyağı yazan yağ, iyi bir zeytinyağı olamayabileceği gibi zeytinyağı bile olmayabilir. İyi bir zeytinyağı olsa bile o sizin ağız tadınız olmayabilir. Salatada iyi sonuç veren yemekte vermeyebilir. Çeşit çeşit zeytinyağı var. Şarap gibi tatmak ve seçim yapmak gerek.

O nedenle zeytinyağı ile ilgi bilgi vermek istiyorum bugün. Doğru bildiğiniz bir çok şey yanlış olabilir, aman dikkat!

***


- Zeytinyağı doğada bulunduğu haliyle, zeytin meyvelerinin sıkılmasıyla elde edilen ve hiçbir kimyasal işlem gerektirmeden tüketilebilen yegane yağ.

- Üretim tekniğine göre iki ana sınıfa ayrılıyor. Naturel ve rafine (veya riviera).

- Naturel olanlar zeytinin sıkılmasından elde edilen ve süzme dışında hiçbir işleme tabi tutulmamış olan zeytinyağları. Asidi 0.8’e kadar olanlara “sızma”, 0.8 ile 2 arasında olanlara “birinci” deniyor.

- Rafine (veya riviera) denilen zeytinyağları ise çeşitli nedenlerden dolayı yenemeyecek kadar asitli olan zeytinyağlarının kimyasal ve fiziksel bir takım işlemlerden geçirilip yenebilir hale getirilmişi. Ancak yağ yağlıktan çıktığı ve içinde hiçbir lezzet ve vitamin kalmadığı için içinde tadı olsun diye yüzde 15 oranında naturel sızma katılır. Fiyatı uygun olabilir ama gerçek zeytinyağı “naturel sızma” (uluslararası deyimle extra virgin) veya “naturel birinci”lerdir. (virgin) Uzak durmanızı öneriyorum.

- Asidi en düşük olan daima en iyisidir denilemez belki ama genel olarak makbul kabul edilen düşük asitli naturel zeytinyağları. Asit oranı azaldıkça yağdaki zeytin tadı hafifliyor. Zeytinyağı bana ağır geliyor diyenlerdenseniz “sızma”yı tercih edin. Asidi yükseldikçe tadı ve aroması yoğunlaşıyor. Salatada mesela, buram buram kokan bir zeytinyağı isteyenler sızma yerine naturel birinciyi tercih etmeli. Bu bir kalite değil zevk meselesi. (Yeter ki naturel olsun)

- Zeytinyağı aslında çok hassas bir ürün. Işıktan, ısıdan, oksijenden ve zamandan etkilenen bir yağ. Alayım 100 litre koyayım bir kenara diyemeyeceğiniz bir şey. Bilhassa oksijen en büyük düşmanı. Oksijenle temas ettikçe (yani okside oldukça) lezzeti veren tatlar ve sağlık veren vitaminler kayboluyor. Yediğiniz şey zeytinyağlıktan çıkıyor, menteşe yağına dönüyor. Ve bu tahmin ettiğinizden çok ama çok daha kısa bir sürede oluyor.

- Köyden, Mehmet Amca’dan, Hasibe Teyze’den alınan zeytinyağı en iyi zeytinyağıdır düşüncesi ne yazık ki bir balon. “Ah mis gibi toprak kokuyor” diye seviyor olabilirsiniz ama bu büyük ihtimalle içinde gerçekten toprak ve başka şeyler olduğu içindir. Analizini yaptırmak gibi bir zahmete katlanırsanız nahoş sürprizlerle karşılaşabilirsiniz. (Adını şimdi vermeyeyim ama pek iddialı ve pek tanıdığınız bir lokantacı arkadaş, üç yıl boyunca “bilmem ne amcanın zeytinyağı” diye övüne övüne kullandığı yağın analizini yaptırmaya karar verince yağın yüzde 30’unun ayçiçek, susam ve başka yağlardan oluştuğunu öğreniyor.)

Yarın devam..

156
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Devamı:
http://haber.gazetevatan.com/haber.vatan?detay=Zeytinyagi_parfum_gibi&Newsid=254489&Categoryid=4&wid=156
Cavid Sezen
----------------------------------------------------------------------

Mutlu Tönbekici
Yazara ulaşmak için : mutlu.tonbekici@gmail.com

[attachment=1]

ZEYTİNYAĞI PARFÜM GİBİ

Dün zeytinyağı konusuna girmiştim. “Zeytin İskelesi” markası, bir grup gazeteciyi Tire’deki dolum tesislerine götürdü. Bugün konuya devam edelim zira gelen mektuplardan anladım ki zeytinyağı sevilmesine rağmen hem detayları bilinmeyen hem de üzerine çok büyük oyunlar oynanan bir ürün. Bilmekte yarar var.

Dediğim özetle şu idi: Sadece sıkılarak elde edilip o vaziyette kullanılabilen tek yağ zeytinyağı. Diğer bütün yağlar, soframıza gelene kadar ağır işlemlerden geçiyor.

Buna karşın zeytinyağı, parfüm gibi çok hassas bir ürün. Isıdan, ışıktan, ambalajından ve oksijenden çok etkileniyor. Renksiz şişede 2 gün boyunca güneşte bırakın, o yağ ölüyor. En iyi koşullarda bile tutulsa oksijenle temas ettiği sürece 6 ay içinde özelliklerini yitiriyor. Tadı, kokusu, vitaminleri kalmıyor.

Tam bu cümleyi bitirmişken bir arkadaşım şöyle bir mesaj attı: “Cunda’dayız. Dükkanın birinde musluktan zeytinyağı dolduruluyor, 1 teneke aldım. Sen de ister misin?”

Güldüm kendi kendime...

Şimdi kızcağızın “Cunda’dan yağ aldım, çok güzel!” zevkini “ama ışık... ama ısı... ama oksijen\’85” deyip nasıl bozabilirsin ki? Küçücük dükkanda o tankın deli gibi ısındığını, musluktan akarken yağın bol bol oksijenlenmesini geçtim (iyi bir şey değil zeytinyağı için) insan 20 - 30 litreyi 6 ayda nasıl tüketebilir ki? Üstelik söz konusu yağ geçen senenin yağı. 2009 yağı henüz çıkmadı. Yani Aralık’ta sıkılmış olsa zaten en az 9 aylık bir yağ. Bir de sende kalacak en az bir 9 ay... Bir buçuk yıl sonra sen ne yemiş olacaksın? Has menteşe yağı! Yıllar önce bir başka zeytinyağı markasının düzenlediği bir zeytinyağı gezisine katılmıştık. Ayvalık’a gidip bizzat zeytin toplayıp önce geleneksel sonra modern kontinü yağhanelerde zeytinin nasıl sıkıldığını görmüş, sonra da fabrikaya gidip zeytinyağı testi yapmıştık.

Önüne aynı tip beş bardakta beş ayrı marka zeytinyağı koyuyorlar. Her biri ayrı bir marka. Hangisi hangisidir bilmiyorsun. Her birini tadıp fikrini yazıyorsun. İçlerinden sadece biri gezdiğimiz fabrikanın yağı. Grubun yarısından çoğu en iyi zeytinyağı diye 5 numaralı bardaktaki yağı yazdı. Ohh mis gibi toprak, mis gibi zeytin, mis gibi yaprak kokuyor diye..

5 numaralı bardaktaki yağ, fabrikadaki zeytinyağı uzmanlarının analizlerine ve tadımına göre en kötü yağ idi. Bilhassa koymuşlardı o beşli içine. Peki biz neden o yağı en iyi yağ diye seçmiştik? Çünkü İstanbullu o yağa alışık demişti fabrikanın müdürü. İstanbullu, Ayvalık’tan İstanbul’a kadar at arabası üzerinde sallana sallana, ısına ısına, okside ola ola gelen aslında bozulmuş zeytinyağına alışık. Oh mis dediğin asit, toz ve toprak.. Ve bu yüzyıllardır devam eden bir alışkanlık. Ama taze zeytinyağın tadını bir kere bilince işler değişiyor.

Çok şükür zeytinyağı meraklıları giderek artıyor memlekette. Üreticiler de her ağız tadına göre zeytinyağı üretmeye başladı. İyi marketlerde yüzlerce yağ görüyoruz raflarda. İnsanın aklı karışıyor. Tamam öğrendik, sızmacıyız ama hangisi? Bazıları üstelik deli pahalı. Litresi 40 liraya yağ gördüm ben. Zeytinyağı bu ise, tenekede litresini 8 liraya satan ne satıyor o zaman?

Peki ne yapmalı? Zeytinyağının ekimin ortasından aralık sonuna kadar sıkıldığını bilelim mesela. Bugün ne alırsak alalım en genci 8 aylık. O zaman ambalajı önemli oluyor. Işıktan koruyacak. Şeffaf malzeme iyi değil. Pet veya PVC de önerilmiyor. Renkli cam veya teneke doğrusu. Sıcak ortamda kalmamış olacak ancak üretilirken oksijenden de korunmuş olmalı ürün. Bu nasıl yapılıyormuş peki? En yeni yöntem şu: Havası alınmış şişelere veya tenekelere dolum yaparak imiş. Hava yerine azot sıkılıyor, böylece zeytinyağının okside olması önleniyor. Kapağı açılıncaya kadar oksijenle teması kalmıyor ürünün. Böylece 2 buçuk yıl gibi çok uzun bir süre tazeliği korunuyormuş yağın. Bunu şimdilik tek yapan marka Zeytin İskelesi. Piyasaya iddialı girdiler bakalım ne olacak.

156
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Milliyet'ten alıntıdır.
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1132518&AuthorID=57&Date=27.08.2009&ver=10
Cavid Sezen
Not: Zeytin İskelesi adlı ticari kuruluşu da içeren bu üçüncü alıntı. Adı geçen kuruluşla hiçbir bağım yoktur. Yalnızca beni "kaliteli zeytinyağı" konusu ilgilendirmektedir, bilginize...
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


* Metin Münir mmunir@milliyet.com.tr

Zeytin İskelesi

[attachment=1]

27 Ağustos Perşembe 2009

Tanrı’nın sevgili kulları olduğu gibi, sevgili ağaçları da var. Bunlar zeytin, incir ve üzümdür.
Zeytin, incir ve üzüm bitkiler âleminin Âdem ile Havva’larıdır ve hepsi Tanrı’nın yeryüzünde en sevdiği yer olan Akdeniz’e aittir.
Bu üçlü arasında zeytin eşitler arasında birincidir. Zeytin hem meyvedir, hem sebze. Hem ehlidir, hem yabani. Hem olgunlaşmadan yenir, hem olgunlaştıktan sonra. Hem sıvıdır, hem katı.
Ömrü uzundur. Bin yıldan fazla yaşayan zeytin ağaçları var.
Dayanıklıdır. Orman yangınından bile sağ çıkar. Gövdesi tükense bile köklerinden yeni fidancıklar fışkırtır.
İnsan gibidir. Küser ve barışır. Onu sevmeniz gerekir. Ona iyi bakarsanız size iyi bakar.
Zeytin Anadolu’ya eski Yunanlılar tarafından getirildi ve daha çok Ege bölgesinde bulunur.
Onunla neredeyse 700 yıldır tanışıyoruz ama hâlâ yabancısıyız.

Toplama ve sıkma yöntemleri
Toplama ve sıkma yöntemlerimiz ilkel ve yanlış. Tesislerimiz çoğunlukla sağlık ve teknoloji açısından geri. Üretilen zeytinyağının yüzde 65’i markasız tenekelerde satılıyor ve gıda kodeksine uygun değil. Kontrolsüz ve içinde ne olduğu belli değil.
Geçen yıl dünyada 2.9 milyon ton, Türkiye’de yaklaşık 160 bin ton zeytinyağı üretildi. Üretimde İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve son yıllarda bizi geçen Suriye’nin ardından, beşinci sıradayız. İhracatta dördüncüyüz ama adımız bilinmiyor bile çünkü satışlar toptan ve yağımız çoğu zaman başka ülkelerin markaları altında pazarlanıyor.
Her yerde örneklerine rastladığımız özensizlik, plansızlık ve kaş yapayım derken göz çıkarmacılık burada da geçerli. Hükümet üretimi özendirmek için zeytin ağacı dikenlere prim verdi. Milyonlarca fidan dikildi.
Ama seçici olunmadığı için hemen hemen herkes kolay yetişen Gemlik veya Trilye tipi zeytin dikti. Bu tip çok ama kalitesi düşük yağ veriyor. Kaliteli Ayvalık zeytiniyle karıştırılacak ve zaten pek fazla yüksek olmayan kalitenin daha aşağı inmesine neden olacak.
Gerçi Gemlik tipine verilen prim azaltıldı ama artık çok geç. Dikilecek kadar fidan dikildi.
“İç pazarda kalite tesadüfi. Dış pazarda yokuz” diye özetliyor Zeytin İskelesi Genel Müdürü Fatih Cenikli.

Pazarlamada atılım
Zeytin İskelesi son birkaç yılda zeytinyağı şişeleme ve pazarlama dalında görülen atılımların en büyük, ciddi ve iddialısıdır. Şirketin sahibi, tekstilci Kuloğlu ailesidir. Tire’de kurdukları yıllık 15.000 ton kapasiteli fabrika Avrupa’nın en gelişmiş zeytinyağı tesislerinden biridir.
Bu girişim “Dünyada mümkün olanlar Türkiye’de de mümkün olabilir mi?” sorusuna bulunan cevaptır, diyor eski Tariş genel müdürlerinden Cenikli.
Ayvalık ve Edremit bölgesinin sızma zeytinyağlarından ambalajlanan Zeytin İskelesi Naturel Sızma, Organik Natürel Sızma ve Natürel Birinci isimleriyle CarrefourSA ve Real mağazalarında satılıyor. Bir litrelik şişeleri 14-15 lira civarında.
Üçünü de denedim. Özen gösterince dünyada mümkün olanlar Türkiye’de de oluyormuş.
Umarım çok para kazanırlar ve böyle girişimler çoğalır.

Fft6 mf2152
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

aslen k.denizliyim k.denizde zeytin yetişen tek yer olan yusufeli ilçesinden doğma büyüme izmirliyim yazlığımız dikili-ayvalık arasında ve eşimin ailesi z.yağı işi yapıyorseferihisarda anlıcağınız bu ülkede yetişen tüm bölge yağlarından tattım gibi ama kozak yaylası akhisar kaz dağları arasındakiler kraldır ayvalık edremit dikili akçay tartışılmaz bence..
 



Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

(Adını şimdi vermeyeyim ama pek iddialı ve pek tanıdığınız bir lokantacı arkadaş, üç yıl boyunca “bilmem ne amcanın zeytinyağı” diye övüne övüne kullandığı yağın analizini yaptırmaya karar verince yağın yüzde 30’unun ayçiçek, susam ve başka yağlardan oluştuğunu öğreniyor.)


Böyle köşe yazarları hem ağız tadımızı bozuyor,hemde ağız tadını bilmiyor diyorum...zeytinyağ tadını bilmeyen kullanmayacak...
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Merhaba
94 ile 95 yılında ayvalıkda yaşadım,o zamanlardan bildiğim kasap engin abi vardı yanlış hatırlamıyorsam.Şehir merkezinde ev yemekleri yapan nihat lokantasının bitişiğindeydi,hemen yapıkredi bankası sokağından girince ilk solda az ilerdeydi.Adamın sattığı zeytin yağı gibi ben z.yağı ne yedim nede duydum.Gerçekten övgüye değer bence dünyadaki en lezzetli yağıydı.(ki ben z.yağınıda fazla sevmeyen biriyim)biriydim ;D
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

konunun takibi azalmış ama ciddi anlamda kaliteli sızma zeytinyağı ile profesyonel/amatör olarak ilgilenen insanlarla ticari anlamda görüşmek isterim...
 





Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

ben istemiyorum... ;D ;D

japonya seyahatimde japonların ciddi anlamda zeytinyağı ile ilgilenmeye başladıklarını gördüm ve gelirken bu iş için izmir'e gelen bir kontrolör ile uzun uzun konuştum...

doğal olarak ben de ilgilenmeye başladım... 8) 8)

ilgi alanınızda ise japon yen'inin tarihi yüksek seviyelerinde olduğu malum...yüksek kaliteli ürünlere ihtiyaçları ve özel istekleri de var...ithalatı pek sevmiyor ve hemen kendileri yetiştirmeye çalışıyorlar ama malum zeytin ağacı hemen 2-3 senede yetişip ürün vermeyeceğinden burada büyük bir fırsat yattığını düşünüyorum...

bayramdan sonra zeytinyağı üretimi ya da satışı yapan firmalarla görüşmek için ege bölgesi'ne gelmeyi düşünüyorum...ilk başta konu hakkında genel bilgileri öğrenip çok hızlı bir şekilde de icraate geçmeyi düşünüyorum...mart ayında 2 japonya gezim daha olacak o zamana kadar öğrenebildiğim kadar bilgiye sahip olmalıyım...

en kaliteli zeytinyağlarından oluşan bir butik ile başlayabilirim ardından da ihracata yönelik hamleler yapabilirim...japonlar türkleri ciddi anlamda seviyor ama sunabildiğimiz pek bir şey yok gördüğüm kadarıyla...narenciye ihracatı bile 2011'de başlayacakmış...yuhhh...
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Evet Japon alim heyeti Dis ticeret mustesarligi yardimlariyla getirildi . Ylnizca Japon degil Cin ve Guney Koreden de getirilecek. Yeni bir pazar olusturuluyor dogru . Be Cunda Adasinda yasiyorum ve su anda 1946 kurulan sulu sistem zeytinyagi fabrikasini revizyondan gecirip uretime baslayacagiz . :smiley: 02663272775 Abdullah Yurut yardimci olabilirim .
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

çok memnun olurum işbirliği yapabilirsek...

şu an ankara'da ve istanbul'da bazı görüşmeler ayarlıyorum...olumlu gelişme sağladığım an o tarafa geleceğim...mart'ta 2 görüşme olacak japonya'da o zamana kadar ne kadar ileri gidebilirsek o kadar iyi...

lakin bu işi sadece kendim yaparsam klasik türk hatasına düşmüş olurum...bilirsiniz dünyanın nerdeyse her yerinde türk imajı oldukça kötü...tokyo'daki türk restoranlarının yeri bile o kadar kötü ki buna bir düzenleme getirilmesi lazım...en azından türkiye tanıtım vakfı ya da ilgili bakanlıklar ile ortak projeler üretilmeli bu işin ticari boyutu kadar marka, ülke tanıtımı ve imajı boyutu da düşünülerek işyerleri açılmalı diye düşünüyorum...

fransız, italyan, japon restoranlarını geçtim, thai, hint hatta endonezya mutfaklarını sunan restoranlara gittiğinizde yemekten önce etki bırakan o kadar çok şey var ki (bölge, bina, dekorasyon, ambianstan tutun da servisin ve servis yapılan malzemelerin kalitesine kadar) önümüze bok koysalar bokun bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmemiştim deriz... :smiley::smiley:

bir de türk lokantalarına gidin bölge kötü bina kötü dekorasyon kötü çalışanlar servis malzemeleri vasat...yemeği istediğiniz kadar iyi yapın hikaye bir gelen bir daha zor gelir...o yüzden de milletin beşe sattığını bire satmak için kırk takla atıyoruz...bu gezdiğim kadarıyla tüm dünyada aynı...

işte aynı hatalara bir yenisini de ben eklemek istemediğimden işin bu tarafını da düşünüp hareket etmeye çalışıyorum...hele ki japonya'da ne sattığınız kadar nasıl sattığınız önemliyse...

havaalanında loungeda beklerken japon somelier ile uzun uzun konuştum japonya'da neden iş yapamadığımızı çok daha iyi anladım...japon piyasası üretemediği üründe dünyanın en kolay piyasası araştırmalarıma ve gözlemlerime göre...uzun uzun anlatırım da yeri değil...

o yüzden kısa keseyim istediğim rüzgarı arkama alır almaz yelken açıyorum...
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Anladim evet cok dogru sozler bunlar vizyon dogustan geliyor sonradan eklenmiyor insanlara :smiley: siz buyuk bir ihtimalle onumuzdeki yil harekete gecebilirsiniz bu sene kacti gibi hasat bir ay kadar daha surer :smiley: kolay gelsin iyi calismalar
 

Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

Şöyle bir düzeltme ile başlamak isterim yorumuma..
Cennete bilindiği kadarıyla bulunan 3 ağaç vardır;
Bunlar: "zeytin, hurma ve incir" dir... (Bilmedikelrimizde vardır elbetteki...) ama sadece zeytin ve incir demek yanlış olur...
Ben sağlık açısından pek falza yağ tüketmeyen daha doğrusu tüketmemeye özen gösteren biriyim...
Her şeye zeytin yağı kullanamazsınız ağır olur... örneğin zeytin yağı ile kızartma yapamazsınız ağır olur...
Bu dururmda diğer bitkilerin yağları giriyor ayçiçeği, mısır özü, fındık... vs.
Ama şüphesiz ki en faydalı yağ zeytin yağıdır... Yıllardır spor yaparım sağlığıma özen gösterir beslenme ve diyet uzmanlarının sözünü müutlaka dikkate alırım... Her ne kadar çoğuna katılmasamda... :smiley: Bu durumad a örnek vermek gerekirse, hergün şundan şu kadar, bundan bu kadar mutlaka yenmeli dediklerinde kesinlikle kulak arkası ederim..
Çünkü o kadar çok şey sayıyorlar ki hepsini yemeniz imkansız... :smiley: :smiley: Bir besinde bulunan sanki diğer besinlerde bulunmuyor...
Biri daha zengin olabilir diğerlerine göre besin değeri açsından ayrı bir konu...
Bu gibi şeyleri kulak arkası ediyorum; Çünkü vücudunuz, neye ihtiyacı olduğunu o uzmanlardan çok daha iyi bilir... Sizi vücudunuz yönlendiriyor aslında neye ihtiyacınız olduğunu... Biraz kulak verin sadece...
Ama vücudunuzun neye ihtiyacı olduğununun yanında, hangi besinlerin kaliteli olduğuda daha önemli bir konudur...
Yağ her ne kadar faydalı bir besin olmasada, vücudumuz yağ olmadan çalışamaz.. Aynı bir makinenin, yağsız çalışamayacağı gibi...
Ben zeytin yağının haricinde yağ kullanmamaya çalışıyorum, ama bunu da kararında almak gerekir. "Azı karar, çoğu zarar" demişler...
Ben tükettiğim besinlerin çoğunu köy yerlerinde köylülerin kendi yetiştirdiği ürünleri tercih ediyorum...
Zeytin yağınıda...
Ben anne tarafından çanakkaleliyim. Malum trakya yöreside zeytin yetiştiriciliğinde önde gelen bir yerdir...
Burada köylülerin topladıkları zeyitinleri taş adını verdikleri ocaklara götürüp, zeytine hiç bir kimyasal değmeden doğal olarak sıkılıp, dinlendirilen zeytin yağlarını kullanıyorum...
Hatta evimde kullandığım sabun bile buradaki köylülerin yaptığı zeytin yağı sabunu...
Hormon ve çeşitli kimyasalların kullanımı o kadar çok arttı ki, organik pazar denen yerler ortaya çıktı...
Keşke bu durumlara düşmeseydik... Ama organik ürinlerin kullanımı o kadar çok yaygınlaştıki diğer hormonel ürünlerin kullanımını oldukça indirgedi... Bunuda bir avantaj olarak düşünmek lazım hornmonel pazarlara göre...
Ben piyasada iyi marka olarak bilinen pek çok zeyitn yağı markalsının yeterince doğal olmadıklarını düşünüyorum.
Sonuç olarak adamlar bir işletme kurmuş ve amaçları doğal organik ürün sağlamaktan öte, para kazanmak... Ve bu yolda harşey mübah...
Şahsım olarak yolunuz düşerse çanakkale yöresinin köylülerin kendi üretimi olan zeytinini, zeytin yağını, zeytin yağlı sabununu denemenizi tavsiye ederim...
Saygılarımla,
 



Ynt: Türkiye’nin En İyi 10 Zeytinyağı

merhabalar,
yazlığımızın yaklaşık 30 senedir Çanakkalede olması ve eşimin ailesininde yazlığının geyiklide olması sonucu amatör olarak zeytinyağı ile ilgileniyorum hatta profesyönel olarak yapma planım bile var.
yöreyi dolaşıp ufak tadımlar ve alımlar yapmayı seviyorum ama bunları yaparken bazı kriterlerim var.Yağhanenin hasırları temiz ve küfsüz olacak,etrafta dam,ağıl tarzı yerler olmayacak,saklama ve ambalajlar mümkünse direkt güneş almayacak gibi.
bende bir kaç üründen bahsetmek istiyorum kurumlarla ve kişilerle müşteri olmak ve yağ almak dışında bir bağım yoktur sadece beğenimi kazanmışlardır.
Çanakkale Ezine Dündar zeytinyağlarından gündelik kullanımda vazgeçmiyoruz hem tadı güzel hemde yemeklerde koku yapmıyor,Küçükkuyu Zahit Sözen yağlarının sahipleri 6 kuşaktır yani midillide bile yağ işi yapıyorlarmış kahvaltı ve çiğ yeme için bence çok güzel,yağda çeşit çeşit doğa kokusu alıyorsunuz.Edremitte Ertürlerin yağları çok güzel özellikle HACI KABAKÇI zeytinliğinin ürünlerini isteyin.
güneye inerken; daha önce bir dostumuzun dediği gibi kozak yöresinin yağları...genelde çam kokusu alırsınız.Bodruma giderken bafa kasabasındaki Bafayağ fabrikası, hiç kötü ürün almadım.Güvercinlikten mumcular tarafına sapıp mazı tarafına giderken birkaç üretici var genelde kontinü üretim yapıyorlar ancak sohbet esnasındaki samimiyetinize göre size özel olarak yaptıkları kendi yağlarından da verebiliyorlar.
Kilisten ve Antakyadan da çok güzel yağlar aldım,genelde o yörenin yağları daha kokulu ve keskin tada sahip oluyor.
tabii en önemlisi bu yağlar tamamen benim ağız tadıma göre güzel muhakkak denemek lazım.
Orhun
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,440
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst