fosilbulent
defnder 110
TC tarım ve köy işleri bakanlığı Tavukçuluk araştırma enstitüsü atabey atak ve atak s isminde et yumurta ve damızlık Türk tavuk ırkı geliştirdi 1930 dan beri faal olan enstitü emeklerinin karşılığını aldı.
bkn. http://www.tae.gov.tr/index.php
Damızlık tavuk ırkı geliştirdik
Türkiye bundan böyle yumurtayı kendi damızlık tavuklarıyla üretecek. Dünyada 5-6 ülkenin tekelinde olan ve asla satılmayan damızlık tavuklar, 11 yılık bir çalışmanın sonucunda Atatürk tarafından 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE) tarafından geliştirildi. ATAE, dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi.
KAŞIKÇI ELMASI GİBİ
0'ATABEY, ATAK ve ATAK-S' adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi. ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal eden ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiçbir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen 'Kaşıkçı Elması' kadar iyi korunuyor ve saklanıyor.
Akşam Gazetesi 14/11/2005
Türkiye'nin paha biçilemeyen tavukları
Türkiye'yi yumurta damızlığı ithal etmekten kurtaran ATAE'nin geliştirdiği üç tavuk ırkı için değer biçilemiyor. Tavuklar 'Kaşıkçı elması' gibi korunuyor
AA - ANKARA - Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece altı ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde ticari değeri çok yüksek üç tavuk ırkı geliştirdi.
Atabey, Atak ve Atak-S adlarıyla Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuklar, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları özelliği taşıyor. Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, 1930'da kurulan ATAE sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı. 11 yıllık ıslah çalışması sonucu geliştirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, üç yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
Yumurta tavuğu damızlığında Türkiye tüm ihtiyacını karşılayacak duruma geldi.
Sadece altı ülkede var
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için 400-500 bin damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, 'pureline' denilen 'safhat' ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada sadece altı ülkede 'safhat' ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan 'safhat' tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen 'Kaşıkçı Elması' kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve ticarete konu edilmiyor.
Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu. Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, altısı kahverengi, dört tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Safhat yumurtadan 'grand grandparent'lar, bunlardan da 'grandparent'lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan 'parent'lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor.
'Hepsini alırız' teklifi
Araştırma enstitüsünün 11 yıl süren çalışmaları sonucunda, 'Türk Tavuğu' olarak nitelendirilebilecek üç damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye tescil ettirilen damızlıklara ait hibritler, geçen yıl deneme amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarıyla geçen damızlıklar, 2006 Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak. Geçen yıl 1 milyon hibrit civcivin satıldığı, piyasanın tepkisinin çok iyi olduğu, Türkiye yanında yurtdışından da talep geldiği, Azerbaycan'dan bir firmanın enstitünün üretiminin tamamını istediği dile getirildi.
Öte yandan Mızrak, Türkiye'nin etçi tavuk damızlığında yüzde 100 dışa bağımlılığının hâlâ devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de etçi tavuk konusunda safhata sahip olmadığı, bu nedenle bu alanda hiçbir araştırma ve çalışmanın bulunmadığını belirten Mızrak, "Safhata sahip olan firmalar ve ülkelerin bunu satmaya yanaşmaması nedeniyle bundan sonra da çalışma başlatmak, bağımlılığı kırmak çok zor. Safhat bulunup çalışma başlatılsa bile, sonuç almak en az 10 yıl sürer" dedi.
Radikal Gazetesi 14/11/2005
BASIN BÜLTENİ
Nisan 2005
VIV TÜRKİYE 2005 Uluslar arası Tavukçuluk Kongresi Fuarı satış çalışmaları hızla devam ediyor.
Tavukçuluk Sektörü, VIV Türkiye 2005 Dünya Veteriner Tavukçuluk Kongresi Fuarı'na yoğun ilgi gösteriyor… VIV Türkiye 2005, 25-27 Ağustos 2005 tarihlerinde HKF Fuarcılık A.Ş tarafından VNU Exhibitions Europe lisansı ile, aynen geçen yıl olduğu gibi Yeşilköy - CNR Expo Fuar Merkezin'de HALL 1 'de düzenlenecektir.
Dünyada toplam 8 ülkede organize edilen, Hollanda kökenli VNU Exhibitions Europe Şirketine ait Dünya Markası ULUSLARARASI TAVUKÇULUK FUARI VIV; ülkemizde şirketimiz tarafından lisanlı olarak 10-13 Haziran 2004 tarihlerinde VIV Türkiye 2004: 22. Dünya Tavukçuluk Kongresi Fuarı adı ile organize edilmiş olup, tüm katılımcıları profesyonel bir ortamda ulusal ve uluslararası ziyaretçilerle bir araya getirmiş ve hedeflerin çok üstünde siparişlerin, iş ilişkilerinin, talep artmalarının ve diğer bağlantıların sağlandığı "verimli" bir ticari ve bilimsel ortama evsahipliği yapmıştır.
Bu başarının sayesinde VIV TÜRKİYE Fuarı, yapılan denetimler neticesi, uluslararası fuarcılıkta en yüksek kalitenin sembolü olan ve Dünya Fuar Organizasyonları Birliği UFİ tarafından verilen, UFİ ONAYLI FUAR simgesini taşımaya layık görülmüştür.
14.WVPC Dünya Veteriner Tavukçuluk Kongresi'nin de etkisiyle, VIV Türkiye 2005 çok farklı bir boyut kazanarak, katılımcı firma sayısını ve net stand alanını ikiye katlayacaktır. VIV Türkiye 2005 Fuarı katılımcısı, bugün itibariyle, 20 ülkeden gelen 124 yabancı ve 80 yerli olmak üzere toplam 215 firmaya ulaşmıştır. Fuar tarihine kadar katılımcı sayısının 350'ü aşması beklenmektedir.
Kongre delegeleri de dahil olmak üzere, 15.000 profesyonelin ziyaret edeceği fuar, dünya tavukçuluk sektörüne, en son teknolojileri sergilemek, yeni bağlantılar kurmak, yeni temsilcilikler almak ve vermek için kaçırılmaz bir fırsat olacaktır.
Satış çalışmalarının tamamlanmasından sonra detaylı bir organizasyon ve fuar sırasında yer alacak yeni etkinlikler için çalışacak olan VIV Ekibi, çalışmalarının her aşamasında katılımcılarımızı bilgilendirmeye devam edecektir.
Geleneksel olarak Tarım Bakanlığı'nın himayesinde ve Türkiye Bilimsel Tavukçuluk Derneği, BESD-BİR, Türkiye Yumurta Üreticileri ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği'nin sponsorluğunda düzenlenecek olan VIV Türkiye 2005 Fuarı; sektördeki en yeni ürün ve hizmetleri Türkiye'den ve çevre ülkelerden gelen üreticilerle buluşturarak, Tavukçuluk sektörümüzün dünyaya açılan kapısı olacaktır.
VIV Türkiye 2005 Fuarı ilgili detaylı bilgi için tulin@hkf-fairs.com adresinden ve 0212 216 40 10 no'lu telefondan VIV Türkiye 2005 Fuar Müdürü Tülin Yeşilgonca ile irtibat kurabilirsiniz.
Türkiye'nin altın yumurtlayan devleri
ANKARA - Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, Atatürk'ün kurduğu araştırma enstitüsü sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı. Atatürk tarafından 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE) dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu "safhat" tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi. Yaklaşık 11 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve "ATABEY, ATAK ve ATAK-S" adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
Kaşıkçı Elması gibi korunuyor
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, "pureline" denilen "safhat" ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkede "safhat" ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan "safhat" tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen "Kaşıkçı Elması" kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
Ankara-Haymana yolu 30. km'de bulunan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı ATAE'nin Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Dr. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu.
Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, 6'sı kahverengi, 4 tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
10 yılda geliştirildi
Safhatlardan "grandgrandparent"lar, bunlardan "grandparent"lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan "parent"lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor. Araştırma enstitüsünün 10 yıl süren ıslah çalışmaları sonucunda, "Türk tavuğu" olarak nitelendirilebilecek 3 damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye bu yılbaşında tescil ettirilen damızlık ırklara ait hibritler, geçen yıl deneme ve test amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarı ile geçen damızlıklar, 2006 yılı Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak.
Yumurta tavukçuluğu sektöründe kullanılan bir günlük damızlık civcivlerin tanesi 6 dolara ithal edilirken, ATAE, damızlık civcivleri 3 dolara satıyor.
Her gün 18 bin tavuk test ediliyor
ATAE, Türkiye şartlarına uygun ve ticari önemi olan damızlık tavuk ırkı ıslahı çalışmalarında, Ankara, Selçuk, 19 Mayıs ve Ege üniversitelerinin ziraat ve veteriner fakülteleri ile işbirliği yapıyor. Enstitüde, halen 10 safhata ait 40 bin tavuk bulunuyor. Islah çalışmaları devam ettiği için, her dönem 18 bin tavuğa suni tohumlama yapılıyor ve teste tabi tutuluyor. Yem tüketimleri, ağırlıkları, yumurtaya başlama dönemleri izleniyor, her yumurtası teker teker tartılıyor. Bu nedenle enstitüdeki her yumurtanın hangi tavuk tarafından hangi tarihte yumurtladığı, kaç gram olduğuna ilişkin kayıtları var.
Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, "secerelerinin tam" olduğunu söyledi.
Dev Türkiye 14/11/2005
Türkiye'nin 10 "Kaşıkçı Elması" daha var
Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, Atatürk'ün kurduğu araştırma enstitüsü sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı.
A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Atatürk tarafından 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu ''safhat'' tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi.
Yaklaşık 11 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve ''ATABEY, ATAK ve ATAK-S'' adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor.
Damızlıklar, ''pureline'' denilen ''safhat'' ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünya'da biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkede ''safhat'' ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan ''safhat'' tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen ''Kaşıkçı Elması'' kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
Türkiye, Prof. Akbay sayesinde safhat sahibi oldu
Ankara-Haymana yolu 30. km'de bulunan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı ATAE'nin Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Dr. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu.
Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, 6'sı kahverengi, 4 tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Türkiye, ancak 3. Nesil damızlıkları ithal edebiliyor
Safhatlardan ''grand grandparent''lar, bunlardan ''grandparent''lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan ''parent''lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor.
Araştırma enstitüsünün 10 yıl süren ıslah çalışmaları sonucunda, ''Türk Tavuğu'' olarak nitelendirilebilecek 3 damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye bu yılbaşında tescil ettirilen damızlık ırklara ait hibritler, geçen yıl deneme ve test amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarı ile geçen damızlıklar, 2006 yılı Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak. Geçen yıl bir milyon hibrit civcivin satıldığı, piyasanın tepkisinin çok iyi olduğu, Türkiye yanında yurtdışından da talep geldiği, Azerbaycan'dan bir firmanın enstitünün üretiminin tamamını istediği bildirildi.
ATAE'nin ıslah ile Türkiye şartlarına uyumlu getirdiği tavukların yaşama gücünün, ithal damızlıklara göre çok yüksek olduğu vurgulandı.
Yumurta tavukçuluğu sektöründe kullanılan bir günlük damızlık civcivlerin tanesi 6 dolara ithal edilirken, ATAE, damızlık civcivleri 3 dolara satıyor. Hibrit yumurta tavuklarının, 72 hafta olan ekonomik üretim dönemlerinde yılda 300-320 yumurta verdikleri, ATAE'nin tavuklarının da aynı düzeyi yakaladığı, hatta bazı çiftliklerde geçtiği belirtildi.
Etçi Tavukta Hala Dışa Bağımlı
Öte yandan, Cengizhan Mızrak Türkiye'nin etçi tavuk damızlığında yüzde 100 dışa bağımlılığının hala devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de etçi tavuk konusunda safhata sahip olmadığı, bu nedenle bu alanda hiç bir araştırma ve çalışmanın bulunmadığını belirten Mızrak, ''Safhata sahip olan firmalar ve ülkelerin bunu satmaya yanaşmaması nedeniyle, bundan sonra da bu alanda çalışma başlatmak, bağımlılığı kırmak çok zor. Safhat bulunup çalışma başlatılsa bile, sonuç almak en az 10 yıl sürer'' dedi.
Mızrak'ın açıklamasına göre, bir ülkenin kendi safhatlarına sahip olması, hem ticari rekabet açısından hem de özellikle salgın hastalıklar açısından önem taşıyor. Safhatlara sahip ülke ya da firmalar, çok iyi özelliklere sahip damızlıkları, rekabette üstünlüğü kaybetmemek için satmıyor. Dolayısıyla, ithal edilen damızlıklar, ithal edilen ülkede kullanılandan daha büyük verim ve kalitede oluyor. Ayrıca, yalancı veba, kuş gribi gibi hastalıklar nedeniyle gelişmiş ülkelerden ithalat yasaklanınca, teknolojisi ve hayvancılığı daha az gelişmiş ülkelerden damızlık ithal etmek durumunda kalınıyor. Bu durumda da sektöre hastalık bulaşması riski artıyor.
Mızrak, ATAE'de 2001 yılından beri gerçekleştirilen ve 2.5 milyon YTL'ye ulaşan yatırımlar sayesinde, Türkiye'nin yıllık 400-500 bin adet yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılayacak hale geldiklerini belirtirken, ''Hastalık nedeniyle Türkiye damızlık ithalatını tamamen yasaklasa, 6 ay sonra Türkiye'de yenecek et, yumurta kalmaz. Ama, bizim vereceğimiz damızlıklar sayesinde yumurtacılık sektörü tekrar üretmeye devam edebilir. Etçi tavukta ise büyük sorun yaşanır'' dedi.
Her Gün 18 Bin Tavuk Teste Tabi Tutuluyor, Yumurtalar Tek Tek Tartılıyor
ATAE, Türkiye şartlarına uygun ve ticari önemi olan damızlık tavuk ırkı ıslahı çalışmalarında, Ankara, Selçuk, 19 Mayıs ve Ege üniversitelerinin ziraat ve veteriner fakülteleri ile işbirliği yapıyor.
Enstitüde, halen 10 safhata ait 40 bin tavuk bulunuyor. Islah çalışmaları devam ettiği için, her dönem 18 bin tavuğa suni tohumlama yapılıyor ve teste tabi tutuluyor. Yem tüketimleri, ağırlıkları, yumurtaya başlama dönemleri izleniyor, her yumurtası teker teker tartılıyor. Bu nedenle enstitüdeki her yumurtanın hangi tavuk tarafından hangi tarihte yumurtladığı, kaç gram olduğuna ilişkin kayıtları var.
Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, ''secerelerinin tam'' olduğunu söyledi.
Edinilen bilgiye göre, Türkiye'de gen kaynağı olarak Gerze ve Denizli tavukları da TPE tarafından tescil edilmesine karşın, bunların gen kaynağı olması dışında ticari bir önemi yok. Denizli tavuğu ötücü, Gerze tavuğu da dövüşçü nitelikleri ile öne çıkıyor. Bu tavukların 72 haftalık ekonomik verim dönemlerindeki yumurta sayısı ise 120-150'yi geçmiyor.
Fatma Orhan, Jurnaltürk 13.11.2005
İnekten sonra Türk tipi tavuk geliyor
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türk tipi olarak bilinen Anadolu esmeri projesinden sonra şimdi de Türk tipi tavuk projesini geliştirdi. Bakanlık, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nde geliştirilen Atabey, Atak ve Atak-s olarak isimlendirilen tavuklar için Türk Patent Enstitüsü'ne marka tescili için başvuru yaptı. Teste alınan onlarca kombinasyon içerisinden 10 yıl süren çalışmalar sonucunda en iyi verimi veren 2'si kahverengi, biri de beyaz yumurtacı tavuk üzerinden 3 adet 'Türk tipi tavuk' geliştirilerek piyasaya sunulmaya hazır hale getirildi.
19.07.2004 Güneş Gazetesi
TRİLYONLUK GIDAK!
Türkiye'nin yumurta tavuklarına paha biçilemiyor. "Safhat" tavuklardan üretilen ticari değeri yüksek 3 ırk, Kaşıkçı Elması kadar değerli
1930 yılında Atatürk tarafından kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), Türkiye'nin sahip olduğu "safhat" tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi. Yaklaşık 11 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve "ATABEY, ATAK ve ATAK-S" adları ile tescil ettirilen tavuk ırkları, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan "safhat" tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen "Kaşıkçı Elması" kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
ANKARA (AA)
Adları horozu andırıyor ama...
Atabey, Atak ve Atak-S isimleriyle tescillenen tavuklar isimleri nedeniyle horoz zannediliyor. Benzerleri sadece 6 ülkede bulunan "safhat" tavuklar satılmıyor
14.11.2005 Yeni Şafak Gazetesi
Bu da verimli Türk tavuğu Atabey
1995'ten bu yana üzerinde çalışılan ve 72 haftada 300 yumurta veren Atabey, ithal tavuklara göre %50 ucuza mal oluyor. Verimli Türk Boğası Anadolu Esmeri'nden sonra şimdi de yüksek yumurta ve et verimine sahip Türk tavuğu Atabey geliştirildi..
Türk tipi damızlık tavuk ırkı geliştirildi. Yeni Türk tavukları ile ithalat kesilecek hatta damızlık ihracatına başlanacak. İthal tavuklara göre yüzde 50 daha ucuza mal edilen Atabey, Atak ve Atak S serisinin yumurta verimleri çok yüksek. Türkiye'de tavukçuluk alanında çalışmalar yapan tek kurum olan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, 1995 yılından beri sürdürdüğü ıslah çalışmalarının meyvesini topluyor. Kanada'dan getirdikleri saf tavuk ırklarından, melezleme yolu ile yerli "Atabey" "Atak", "Atak-S" serisini ortaya çıkaran Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, "bu şekilde, ebeveyn temininde dışa bağımlılıktan kurtulacağız" diyor. Yumurta tavukçuluğu için geliştirdikleri bu türlerin, bugüne kadar yurt dışından getirilen tavuk ırklarından yüzde 50 daha ucuza mal olduğunu hatırlatan yetkililer, "Bu sayede üreticinin yüzü daha çok gülecek" şeklinde konuşuyor.
YUMURTLAMAYA HAZIR
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde 1995 yılında başlatılan ıslah çalışmalarının sonlandığını, yumurtacı damızlık Atak, Atabey ve Atak-S"nin üretime hazır olduğunu söyleyen Enstitü Müdürü Cengizhan Mızrak, "Haymana'da kurulan tesislerimizde Türkiye'nin yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaşmış durumdayız. Selçuk ve Ankara üniversitelerinde yapılan çalışmalar çok olumlu sonuçlar verdi. Ortaya çıkardığımız bu üç tür, verimlilik bakımından yurt dışından gelen tavuk ırklarını aratmıyor" diye konuştu.
İTHALAT KESİLECEK
Türkiye'nin yıllık "yumurtacı" damızlık tavuk ihtiyacının, 500 bin civarında olduğunu vurgulayan Mızrak, bu miktarın tamamının ithal edildiğine değinerek şunları söyledi: "Türkiye'de ıslah edilmiş bir tavuk ırkı olmadığı için bu anlamda tamamen dışarı bağımlıyız. Üretici, damızlık olarak Amerika, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerden gelen tavukları kullanıyorduk. Atak, Atabey ve Atak-S, yapılan ıslah çalışmaları sonucu, verimlilik bakımından dışarıdan gelen tavuk ırklarından bir farkı olmadığını ortaya koymuş durumda. Verimliliğin yanı sıra fiyat açısından baktığımızda, yerli damızlığımızın, ithal damızlıklardan yüzde 50 oranında daha ekonomik olduğunu görüyoruz."
HASTA OLMUYORLAR
Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde yapılan ıslah çalışmaları sonucu ortaya çıkan ve Türkiye'nin ilk yerli yumurtacı tavuğu olma özelliğini taşıyan Atak, Atabey ve Atak-S'lerin, yaşam gücü bakımından ithal damızlıklardan daha iyi durumda olduğuna değinen Mızrak, "Yerli damızlıkların yaşam gücü daha yüksek olduğu gibi hastalıktan da ari durumdalar. Şu anda hastalık taşıma riskleri yok. Bu nedenle kuş gribi gibi salgın hastalıklar nedeni ile, dışarıdan tavuk alımı durdurulduğunda kendi ırklarımızla krizleri de atlatabileceğiz" dedi.
M.Pınar MERCAN /MERKEZ
Sabah Gazetesi 11/10/2004
Türkmenistan’a Türk tipi tavuk ihraç ediliyor
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından ıslah edilen Atabey, Atak ve Atak S adı verilen Türk tipi yumurtacı damızlık tavuk ırkları, Türkmenistan’a ihraç edilmeye başlandı.
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nün Genel Müdürü Cengizhan Mızrak, Türkiye tarihinde ilk kez yurtdışına damızlık civciv satıldığını belirterek, bir Türk firması aracılığıyla Türmenistan’a yaklaşık 400 bin dişi civciv üretebilecek miktarda damızlık verildiğini ve tavukların şimdi yumurtlamaya başladığını söyledi. Türkmenistan’ın yanı sıra Azerbaycan dışındaki tüm Türk cumhuriyetlerinden, Kuveyt ve İran başta olmak üzere bazı Ortadoğu ülkelerinden talep aldıklarını belirten Mızrak, “Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Türk cumhuriyetlerinde tavukçuluk sektörünün geliştirilmesine yönelik ortak bir projemiz var, kasımda başlıyoruz. Pilot birkaç ülkede deneyip, tamamına yaygınlaştıracağız.’’ dedi. 1995 yılından beri üzerinde çalışılan ve bu yılın başında üretimine başlanan Atabey, Atak ve Atak S adı verilen tavukların Türk özel sektörü tarafından da denenmeye başlandığını anlatan Mızrak, Çorum’da bulunan 2 ticari işletmeye yaklaşık 40 bin adet tavuk verdiklerini kaydetti. Ankara, aa
Zaman Gazetesi 11/10/2004
Türk tipi tavuk Türkiye'yi aştı
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen projeyle, yeni ırk olarak ıslah edilen Atabey, Atak ve Atak S adlı Türk tipi yumurtacı damızlık tavukların ihracatına başlandı.
Türkiye'den ilk kez yurt dışına damızlık civciv satılmaya başlandı. Bunu gerçekleştiren kurum ise 3 yeni tavuk ırkı üreten Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü.
Türkmenistan'a 400 bin dişi civciv üretebilecek damızlık sattıklarını söyleyen Enstitü Genel Müdürü Cengizhan Mızrak, Kuveyt ve İran başta olmak üzere bazı Ortadoğu ülkeleri ile Azerbaycan dışındaki tüm Türk cumhuriyetlerinden talep aldıklarını belirtti. Mızrak "Türkiye'den Atabey, Atak ve Atak S damızlıklarını göndererek oralarda yaygınlaştırıp bir süre sonra işi özel sektöre devretmek için proje hazırladık. Kasım'da projeye başlıyoruz" dedi. Yeni ırkı, özel sektörün de denemeye başladığını belirten Mızrak, Çorum'daki 2 işletmeye 40 bin tavuk verdiklerini söyledi. İthal damızlıklarda yumurta performansının yıllık 300 adet olduğunu kaydeden Mızrak, "Biz de bunu yakaladık. Bizimkilerin bir avantajı da yaşam güçlerinin çok yüksek olması" diye konuştu. Mızrak, yeni yerli damızlıkların, 3-5 euroluk fiyatlara getirilen ithallerden yüzde 50 daha ucuz olduğunu vurguladı..
Vatan Gazetesi 11/10/2004
İlk Türk tipi tavuk
Tarım Bakanlığı, Türkiye'ye özgü olarak bilinen Anadolu esmeri projesinden sonra, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nde geliştirilen Atabey, Atak ve Atak-s olarak isimlendirilen Türk tipi tavuklar için Türk Patent Enstitüsü'ne marka tescili için başvurdu.
ATABEY, ATAK VE ATAK-S
ANKA'nın haberine göre, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü 1995 yılında Kanada'dan getirdiği 6'sı kahverengi yumurtacı, 4'ü de beyaz olmak üzere toplam 10 yüksek verimli tavuk üzerinde ıslah çalışması başlattı. Teste alınan onlarca kombinasyon içerisinden 10 yıl süren çalışmalar sonucunda en iyi verimi veren ikisi kahverengi, biri de beyaz yumurtacı tavuk üzerinden 3 adet 'Türk tipi tavuk' geliştirilerek piyasaya sunulmaya hazır hale getirildi. Yüksek verimli gelişmiş tavuklara Atabey, Atak ve Atak-s isimleri verildi. Bakanlık, bu hayvanlar için ayrıca Türk Patent Enstitüsü'ne de marka tescili başvurusunda bulundu.
Elde edilen bu yüksek verimli hayvanlar üniversite ve araştırma enstitüsü koşullarında test edilerek yüksek verim alındı. Bu yıl içinde iki tavukçuluk firması tarafından üretici şartlarında da test edilecek olan hayvanlardan şu ana kadar alınan sonuçlara göre yumurta verimleri 72'nci haftada 300 adete kadar ulaşıyor. Hayvanların yem tüketimleri ise kahverengilerde günde 125 gram, beyazlarda 110 gram civarında bulunuyor. Farklı coğrafi koşullara da uyum sağlayabilecek olan hayvanların dayanıklılığının da yüzde 95 düzeyinde bulunduğu belirtildi.
Ulusal bağımsızlığı yakından ilgilendiriyor
Tavukçuluk sektörü Türkiye'nin dışa bağımlılık oranı en yüksek sektörlerinden biri. Türkiye tavukçulukta teknoloji satın alan ülkeler grubunda yer alıyor. Üretim materyali olan etçi hibritlerin anaçları civciv olarak yurtdışından ithal ediliyor. İthal edilen bu ebeveyn civcivlerden üretim yapılıyor. Bakanlık kayıtlarına göre olası bir ambargo veya karantina uygulamasında Türkiye üretim yapamaz bir durumda kalacak. Ankara Tavukçuluk Enstitüsü bu projeyle, ithal edilen damızlık sürülerinin yerine, geliştirilen yeni hayvanları özel sektör aracılığıyla üreticiye dağıtmayı ve sektörü dışa bağımlılıktan kurtarmak amaçlıyor. Enstitü son yıllarda yaptığı yatırımlarla 50 bin tavuk kapasitesine ulaştı. Türkiye'nin yıllık ortalama 450 bin damızlık ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye geldi. Bu yıl ilk defa Türkmenistan'a damızlık civciv ihraç edildi. İran, Kuveyt, Hindistan ve diğer Türki cumhuriyetlerden de talep geliyor.
Akşam Gazetesi 19/07/2004
Tavukçuluk sektörüne katkı..
İyi bir gazeteci tavukçuluktan, arıcılıktan ve çiçek bakımından anlamalıdır.. Hatta öyle iyi anlamalıdır ki bu konuda istendiğinde kitap yazabilecek düzeyde olmalıdır.. Benim gibi, derken övünmüyorum.. Bu sektörlere yaptığım katkılar aklıma geldi de..
Bizim gazetede gördüm haberini.. "Türk tavukları Türkiye'yi aştı.." diye başlık atmışlardı..
Tavukçuluk, sizin bilmediğiniz bir sebepten ilgi ve uzmanlık alanıma girdiği için haberi bir solukta okudum.. Atabey, Atak ve Atak S adını verdiğimiz üç tıp yerli tavuk tipi yaratmışız..
Bunların tamamı yumurtacı..
Öyle yem eşeleyip, bir şey vermeden horozun kaprislerine boyun eğen tavuklardan değil.. Sadece Türkmenistan'a bunlardan dört yüz bin adet civciv satmışız..
Ne mutlu bize.. Ayrıca ne mutlu bana..
Selahattin Duman
Vatan Gazetesi 12.10.2004
Bu da verimli Türk tavuğu Atabey
1995'ten bu yana üzerinde çalışılan ve 72 haftada 300 yumurta veren Atabey, ithal tavuklara göre %50 ucuza mal oluyor. Verimli Türk Boğası Anadolu Esmeri'nden sonra şimdi de yüksek yumurta ve et verimine sahip Türk tavuğu Atabey geliştirildi.. Türk tipi damızlık tavuk ırkı geliştirildi. Yeni Türk tavukları ile ithalat kesilecek hatta damızlık ihracatına başlanacak. İthal tavuklara göre yüzde 50 daha ucuza mal edilen Atabey, Atak ve Atak S serisinin yumurta verimleri çok yüksek. Türkiye'de tavukçuluk alanında çalışmalar yapan tek kurum olan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, 1995 yılından beri sürdürdüğü ıslah çalışmalarının meyvesini topluyor.
Kanada'dan getirdikleri saf tavuk ırklarından, melezleme yolu ile yerli "Atabey" "Atak", "Atak-S" serisini ortaya çıkaran Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, "bu şekilde, ebeveyn temininde dışa bağımlılıktan kurtulacağız" diyor. Yumurta tavukçuluğu için geliştirdikleri bu türlerin, bugüne kadar yurt dışından getirilen tavuk ırklarından yüzde 50 daha ucuza mal olduğunu hatırlatan yetkililer, "Bu sayede üreticinin yüzü daha çok gülecek" şeklinde konuşuyor.
Yumurtlamaya Hazır
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde 1995 yılında başlatılan ıslah çalışmalarının sonlandığını, yumurtacı damızlık Atak, Atabey ve Atak-S"nin üretime hazır olduğunu söyleyen Enstitü Müdürü Cengizhan Mızrak, "Haymana'da kurulan tesislerimizde Türkiye'nin yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaşmış durumdayız. Selçuk ve Ankara üniversitelerinde yapılan çalışmalar çok olumlu sonuçlar verdi. Ortaya çıkardığımız bu üç tür, verimlilik bakımından yurt dışından gelen tavuk ırklarını aratmıyor" diye konuştu.
İthalat Kesilecek
Türkiye'nin yıllık "yumurtacı" damızlık tavuk ihtiyacının, 500 bin civarında olduğunu vurgulayan Mızrak, bu miktarın tamamının ithal edildiğine değinerek şunları söyledi: "Türkiye'de ıslah edilmiş bir tavuk ırkı olmadığı için bu anlamda tamamen dışarı bağımlıyız. Üretici, damızlık olarak Amerika, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerden gelen tavukları kullanıyorduk. Atak, Atabey ve Atak-S, yapılan ıslah çalışmaları sonucu, verimlilik bakımından dışarıdan gelen tavuk ırklarından bir farkı olmadığını ortaya koymuş durumda. Verimliliğin yanı sıra fiyat açısından baktığımızda, yerli damızlığımızın, ithal damızlıklardan yüzde 50 oranında daha ekonomik olduğunu görüyoruz."
Hasta Olmuyorlar
Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde yapılan ıslah çalışmaları sonucu ortaya çıkan ve Türkiye'nin ilk yerli yumurtacı tavuğu olma özelliğini taşıyan Atak, Atabey ve Atak-S'lerin, yaşam gücü bakımından ithal damızlıklardan daha iyi durumda olduğuna değinen Mızrak, "Yerli damızlıkların yaşam gücü daha yüksek olduğu gibi hastalıktan da ari durumdalar. Şu anda hastalık taşıma riskleri yok. Bu nedenle kuş gribi gibi salgın hastalıklar nedeni ile, dışarıdan tavuk alımı durdurulduğunda kendi ırklarımızla krizleri de atlatabileceğiz" dedi.
12.07.2004 Gıda Sanayii Dergisi
Sakin mizaçlı Atak ile Ürkek Atabey'e tescil
Türkiye'de bir ilk gerçekleşti. Tavukçuluk Enstitüsü'nün geliştirdiği verimli melez tavuklar Atabey, Atak ve Atak-S tescil ettirildi. Kangal ve Van kedisi için de 'Irk Tescili' yapıldı
Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nün yeni geliştirdiği "Atabey, Atak ve Atak-S" adlı yumurtacı hibritler (melez) ile "Kıvırcık, Akkaraman, Karayaka" koyun türleri, Kilis keçisi, Kangal köpeği ve Van kedisinin tescili yapıldı. Atabey, Atak ve Atak-S adları ile tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde.
Tarım Bakanlığı'nın "Atabey, Atak ve Atak-S" adlarında 3 yumurtacı hibritin tescili hakkında tebliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nün geliştirdiği yumurtacı hibritlerin tesciliyle sınai mülkiyet haklarına sahip olunması amacıyla hazırlanan tebliğ, Hayvan Irkı Tescil Komitesi'nin onaylı kararıyla tescil edildi.
Tebliğ'e göre yeni melezlerin genel tanımları şöyle:
Atak: Sakin mizaçlı, kötü çevre şartlarına dayanıklı, yemi değerlendirme yeteneği iyi, kahverengi tüylü,
Atak-S: Sakin mizaçlı, kötü çevre şartlarına dayanıklı, yemi değerlendirme yeteneği iyi, siyah tüylü, kahverengi göğüs ve gerdanlı.
Atabey: Ürkek mizaçlı, gürültüye karşı biraz hassas, kötü çevre koşullarına dayanıklı, yemi değerlendirme yeteneği iyi, beyaz tüylü, hızlı tüylenme gösteren, hibrit yumurta tavuğu genotipi.
ANKARA AA. 23.04.2006 Milliyet Gazetesi
Türkiye'nin Paha Biçilemeyen Tavukları
Yumurta tavuğu damızlığında Türkiye tüm ihtiyacını karşılayacak duruma geldi.
Türkiye'yi yumurta damızlığı ithal etmekten kurtaran ATAE'nin geliştirdiği üç tavuk ırkı için değer biçilemiyor. Tavuklar 'Kaşıkçı elması' gibi korunuyor
AA - ANKARA - Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece altı ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde ticari değeri çok yüksek üç tavuk ırkı geliştirdi.
Atabey, Atak ve Atak-S adlarıyla Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuklar, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları özelliği taşıyor. Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, 1930'da kurulan ATAE sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı. 11 yıllık ıslah çalışması sonucu geliştirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, üç yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
Sadece altı ülkede var
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için 400-500 bin damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, 'pureline' denilen 'safhat' ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada sadece altı ülkede 'safhat' ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan 'safhat' tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen 'Kaşıkçı Elması' kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve ticarete konu edilmiyor.
Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu. Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, altısı kahverengi, dört tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Safhat yumurtadan 'grand grandparent'lar, bunlardan da 'grandparent'lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan 'parent'lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor.
'Hepsini alırız' teklifi
Araştırma enstitüsünün 11 yıl süren çalışmaları sonucunda, 'Türk Tavuğu' olarak nitelendirilebilecek üç damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye tescil ettirilen damızlıklara ait hibritler, geçen yıl deneme amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarıyla geçen damızlıklar, 2006 Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak. Geçen yıl 1 milyon hibrit civcivin satıldığı, piyasanın tepkisinin çok iyi olduğu, Türkiye yanında yurtdışından da talep geldiği, Azerbaycan'dan bir firmanın enstitünün üretiminin tamamını istediği dile getirildi.
Öte yandan Mızrak, Türkiye'nin etçi tavuk damızlığında yüzde 100 dışa bağımlılığının hâlâ devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de etçi tavuk konusunda safhata sahip olmadığı, bu nedenle bu alanda hiçbir araştırma ve çalışmanın bulunmadığını belirten Mızrak, "Safhata sahip olan firmalar ve ülkelerin bunu satmaya yanaşmaması nedeniyle bundan sonra da çalışma başlatmak, bağımlılığı kırmak çok zor. Safhat bulunup çalışma başlatılsa bile, sonuç almak en az 10 yıl sürer" dedi.
14/11/2005 Radikal Gazetesi
Altın Yumurtlayan Tavuklar!..
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu "safhat" tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi.Yaklaşık 10 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve "ATABEY, ATAK ve ATAK-S" adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. Enstitü, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi. Enstitü Müdürü Cengizhan Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, "secerelerinin tam" olduğunu söyledi.
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde yüz dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, "pureline" denilen "safhat" ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkede "safhat" ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan "safhat" tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen "Kaşıkçı Elması" kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
Ankara-Haymana yolu 30. km'de bulunan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı ATAE'nin Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Dr. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu.
Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, 6'sı kahverengi, 4 tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Safhatlardan "grandgrandparent"lar, bunlardan "grandparent"lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan "parent"lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor. Araştırma enstitüsünün 10 yıl süren ıslah çalışmaları sonucunda, "Türk tavuğu" olarak nitelendirilebilecek 3 damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye bu yılbaşında tescil ettirilen damızlık ırklara ait hibritler, geçen yıl deneme ve test amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarı ile geçen damızlıklar, 2006 yılı Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak.
Yumurta tavukçuluğu sektöründe kullanılan bir günlük damızlık civcivlerin tanesi 6 dolara ithal edilirken, ATAE, damızlık civcivleri 3 dolara satıyor.
ATAE, Türkiye şartlarına uygun ve ticari önemi olan damızlık tavuk ırkı ıslahı çalışmalarında, Ankara, Selçuk, 19 Mayıs ve Ege üniversitelerinin ziraat ve veteriner fakülteleri ile işbirliği yapıyor. Enstitüde, halen 10 safhata ait 40 bin tavuk bulunuyor. Islah çalışmaları devam ettiği için, her dönem 18 bin tavuğa suni tohumlama yapılıyor ve teste tabi tutuluyor. Yem tüketimleri, ağırlıkları, yumurtaya başlama dönemleri izleniyor, her yumurtası teker teker tartılıyor. Bu nedenle enstitüdeki her yumurtanın hangi tavuk tarafından hangi tarihte yumurtladığı, kaç gram olduğuna ilişkin kayıtları var.
Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, "secerelerinin tam" olduğunu söyledi.
16.11.2005 Tarım Kredi Kooperatifleri Web Portalı
bkn. http://www.tae.gov.tr/index.php
Damızlık tavuk ırkı geliştirdik
Türkiye bundan böyle yumurtayı kendi damızlık tavuklarıyla üretecek. Dünyada 5-6 ülkenin tekelinde olan ve asla satılmayan damızlık tavuklar, 11 yılık bir çalışmanın sonucunda Atatürk tarafından 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE) tarafından geliştirildi. ATAE, dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi.
KAŞIKÇI ELMASI GİBİ
0'ATABEY, ATAK ve ATAK-S' adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi. ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal eden ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiçbir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen 'Kaşıkçı Elması' kadar iyi korunuyor ve saklanıyor.
Akşam Gazetesi 14/11/2005
Türkiye'nin paha biçilemeyen tavukları
Türkiye'yi yumurta damızlığı ithal etmekten kurtaran ATAE'nin geliştirdiği üç tavuk ırkı için değer biçilemiyor. Tavuklar 'Kaşıkçı elması' gibi korunuyor
AA - ANKARA - Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece altı ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde ticari değeri çok yüksek üç tavuk ırkı geliştirdi.
Atabey, Atak ve Atak-S adlarıyla Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuklar, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları özelliği taşıyor. Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, 1930'da kurulan ATAE sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı. 11 yıllık ıslah çalışması sonucu geliştirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, üç yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
Yumurta tavuğu damızlığında Türkiye tüm ihtiyacını karşılayacak duruma geldi.
Sadece altı ülkede var
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için 400-500 bin damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, 'pureline' denilen 'safhat' ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada sadece altı ülkede 'safhat' ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan 'safhat' tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen 'Kaşıkçı Elması' kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve ticarete konu edilmiyor.
Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu. Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, altısı kahverengi, dört tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Safhat yumurtadan 'grand grandparent'lar, bunlardan da 'grandparent'lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan 'parent'lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor.
'Hepsini alırız' teklifi
Araştırma enstitüsünün 11 yıl süren çalışmaları sonucunda, 'Türk Tavuğu' olarak nitelendirilebilecek üç damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye tescil ettirilen damızlıklara ait hibritler, geçen yıl deneme amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarıyla geçen damızlıklar, 2006 Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak. Geçen yıl 1 milyon hibrit civcivin satıldığı, piyasanın tepkisinin çok iyi olduğu, Türkiye yanında yurtdışından da talep geldiği, Azerbaycan'dan bir firmanın enstitünün üretiminin tamamını istediği dile getirildi.
Öte yandan Mızrak, Türkiye'nin etçi tavuk damızlığında yüzde 100 dışa bağımlılığının hâlâ devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de etçi tavuk konusunda safhata sahip olmadığı, bu nedenle bu alanda hiçbir araştırma ve çalışmanın bulunmadığını belirten Mızrak, "Safhata sahip olan firmalar ve ülkelerin bunu satmaya yanaşmaması nedeniyle bundan sonra da çalışma başlatmak, bağımlılığı kırmak çok zor. Safhat bulunup çalışma başlatılsa bile, sonuç almak en az 10 yıl sürer" dedi.
Radikal Gazetesi 14/11/2005
BASIN BÜLTENİ
Nisan 2005
VIV TÜRKİYE 2005 Uluslar arası Tavukçuluk Kongresi Fuarı satış çalışmaları hızla devam ediyor.
Tavukçuluk Sektörü, VIV Türkiye 2005 Dünya Veteriner Tavukçuluk Kongresi Fuarı'na yoğun ilgi gösteriyor… VIV Türkiye 2005, 25-27 Ağustos 2005 tarihlerinde HKF Fuarcılık A.Ş tarafından VNU Exhibitions Europe lisansı ile, aynen geçen yıl olduğu gibi Yeşilköy - CNR Expo Fuar Merkezin'de HALL 1 'de düzenlenecektir.
Dünyada toplam 8 ülkede organize edilen, Hollanda kökenli VNU Exhibitions Europe Şirketine ait Dünya Markası ULUSLARARASI TAVUKÇULUK FUARI VIV; ülkemizde şirketimiz tarafından lisanlı olarak 10-13 Haziran 2004 tarihlerinde VIV Türkiye 2004: 22. Dünya Tavukçuluk Kongresi Fuarı adı ile organize edilmiş olup, tüm katılımcıları profesyonel bir ortamda ulusal ve uluslararası ziyaretçilerle bir araya getirmiş ve hedeflerin çok üstünde siparişlerin, iş ilişkilerinin, talep artmalarının ve diğer bağlantıların sağlandığı "verimli" bir ticari ve bilimsel ortama evsahipliği yapmıştır.
Bu başarının sayesinde VIV TÜRKİYE Fuarı, yapılan denetimler neticesi, uluslararası fuarcılıkta en yüksek kalitenin sembolü olan ve Dünya Fuar Organizasyonları Birliği UFİ tarafından verilen, UFİ ONAYLI FUAR simgesini taşımaya layık görülmüştür.
14.WVPC Dünya Veteriner Tavukçuluk Kongresi'nin de etkisiyle, VIV Türkiye 2005 çok farklı bir boyut kazanarak, katılımcı firma sayısını ve net stand alanını ikiye katlayacaktır. VIV Türkiye 2005 Fuarı katılımcısı, bugün itibariyle, 20 ülkeden gelen 124 yabancı ve 80 yerli olmak üzere toplam 215 firmaya ulaşmıştır. Fuar tarihine kadar katılımcı sayısının 350'ü aşması beklenmektedir.
Kongre delegeleri de dahil olmak üzere, 15.000 profesyonelin ziyaret edeceği fuar, dünya tavukçuluk sektörüne, en son teknolojileri sergilemek, yeni bağlantılar kurmak, yeni temsilcilikler almak ve vermek için kaçırılmaz bir fırsat olacaktır.
Satış çalışmalarının tamamlanmasından sonra detaylı bir organizasyon ve fuar sırasında yer alacak yeni etkinlikler için çalışacak olan VIV Ekibi, çalışmalarının her aşamasında katılımcılarımızı bilgilendirmeye devam edecektir.
Geleneksel olarak Tarım Bakanlığı'nın himayesinde ve Türkiye Bilimsel Tavukçuluk Derneği, BESD-BİR, Türkiye Yumurta Üreticileri ve Türkiye Yem Sanayicileri Birliği'nin sponsorluğunda düzenlenecek olan VIV Türkiye 2005 Fuarı; sektördeki en yeni ürün ve hizmetleri Türkiye'den ve çevre ülkelerden gelen üreticilerle buluşturarak, Tavukçuluk sektörümüzün dünyaya açılan kapısı olacaktır.
VIV Türkiye 2005 Fuarı ilgili detaylı bilgi için tulin@hkf-fairs.com adresinden ve 0212 216 40 10 no'lu telefondan VIV Türkiye 2005 Fuar Müdürü Tülin Yeşilgonca ile irtibat kurabilirsiniz.
Türkiye'nin altın yumurtlayan devleri
ANKARA - Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, Atatürk'ün kurduğu araştırma enstitüsü sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı. Atatürk tarafından 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE) dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu "safhat" tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi. Yaklaşık 11 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve "ATABEY, ATAK ve ATAK-S" adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
Kaşıkçı Elması gibi korunuyor
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, "pureline" denilen "safhat" ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkede "safhat" ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan "safhat" tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen "Kaşıkçı Elması" kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
Ankara-Haymana yolu 30. km'de bulunan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı ATAE'nin Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Dr. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu.
Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, 6'sı kahverengi, 4 tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
10 yılda geliştirildi
Safhatlardan "grandgrandparent"lar, bunlardan "grandparent"lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan "parent"lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor. Araştırma enstitüsünün 10 yıl süren ıslah çalışmaları sonucunda, "Türk tavuğu" olarak nitelendirilebilecek 3 damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye bu yılbaşında tescil ettirilen damızlık ırklara ait hibritler, geçen yıl deneme ve test amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarı ile geçen damızlıklar, 2006 yılı Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak.
Yumurta tavukçuluğu sektöründe kullanılan bir günlük damızlık civcivlerin tanesi 6 dolara ithal edilirken, ATAE, damızlık civcivleri 3 dolara satıyor.
Her gün 18 bin tavuk test ediliyor
ATAE, Türkiye şartlarına uygun ve ticari önemi olan damızlık tavuk ırkı ıslahı çalışmalarında, Ankara, Selçuk, 19 Mayıs ve Ege üniversitelerinin ziraat ve veteriner fakülteleri ile işbirliği yapıyor. Enstitüde, halen 10 safhata ait 40 bin tavuk bulunuyor. Islah çalışmaları devam ettiği için, her dönem 18 bin tavuğa suni tohumlama yapılıyor ve teste tabi tutuluyor. Yem tüketimleri, ağırlıkları, yumurtaya başlama dönemleri izleniyor, her yumurtası teker teker tartılıyor. Bu nedenle enstitüdeki her yumurtanın hangi tavuk tarafından hangi tarihte yumurtladığı, kaç gram olduğuna ilişkin kayıtları var.
Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, "secerelerinin tam" olduğunu söyledi.
Dev Türkiye 14/11/2005
Türkiye'nin 10 "Kaşıkçı Elması" daha var
Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, Atatürk'ün kurduğu araştırma enstitüsü sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı.
A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Atatürk tarafından 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu ''safhat'' tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi.
Yaklaşık 11 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve ''ATABEY, ATAK ve ATAK-S'' adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor.
Damızlıklar, ''pureline'' denilen ''safhat'' ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünya'da biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkede ''safhat'' ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan ''safhat'' tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen ''Kaşıkçı Elması'' kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
Türkiye, Prof. Akbay sayesinde safhat sahibi oldu
Ankara-Haymana yolu 30. km'de bulunan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı ATAE'nin Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Dr. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu.
Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, 6'sı kahverengi, 4 tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Türkiye, ancak 3. Nesil damızlıkları ithal edebiliyor
Safhatlardan ''grand grandparent''lar, bunlardan ''grandparent''lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan ''parent''lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor.
Araştırma enstitüsünün 10 yıl süren ıslah çalışmaları sonucunda, ''Türk Tavuğu'' olarak nitelendirilebilecek 3 damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye bu yılbaşında tescil ettirilen damızlık ırklara ait hibritler, geçen yıl deneme ve test amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarı ile geçen damızlıklar, 2006 yılı Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak. Geçen yıl bir milyon hibrit civcivin satıldığı, piyasanın tepkisinin çok iyi olduğu, Türkiye yanında yurtdışından da talep geldiği, Azerbaycan'dan bir firmanın enstitünün üretiminin tamamını istediği bildirildi.
ATAE'nin ıslah ile Türkiye şartlarına uyumlu getirdiği tavukların yaşama gücünün, ithal damızlıklara göre çok yüksek olduğu vurgulandı.
Yumurta tavukçuluğu sektöründe kullanılan bir günlük damızlık civcivlerin tanesi 6 dolara ithal edilirken, ATAE, damızlık civcivleri 3 dolara satıyor. Hibrit yumurta tavuklarının, 72 hafta olan ekonomik üretim dönemlerinde yılda 300-320 yumurta verdikleri, ATAE'nin tavuklarının da aynı düzeyi yakaladığı, hatta bazı çiftliklerde geçtiği belirtildi.
Etçi Tavukta Hala Dışa Bağımlı
Öte yandan, Cengizhan Mızrak Türkiye'nin etçi tavuk damızlığında yüzde 100 dışa bağımlılığının hala devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de etçi tavuk konusunda safhata sahip olmadığı, bu nedenle bu alanda hiç bir araştırma ve çalışmanın bulunmadığını belirten Mızrak, ''Safhata sahip olan firmalar ve ülkelerin bunu satmaya yanaşmaması nedeniyle, bundan sonra da bu alanda çalışma başlatmak, bağımlılığı kırmak çok zor. Safhat bulunup çalışma başlatılsa bile, sonuç almak en az 10 yıl sürer'' dedi.
Mızrak'ın açıklamasına göre, bir ülkenin kendi safhatlarına sahip olması, hem ticari rekabet açısından hem de özellikle salgın hastalıklar açısından önem taşıyor. Safhatlara sahip ülke ya da firmalar, çok iyi özelliklere sahip damızlıkları, rekabette üstünlüğü kaybetmemek için satmıyor. Dolayısıyla, ithal edilen damızlıklar, ithal edilen ülkede kullanılandan daha büyük verim ve kalitede oluyor. Ayrıca, yalancı veba, kuş gribi gibi hastalıklar nedeniyle gelişmiş ülkelerden ithalat yasaklanınca, teknolojisi ve hayvancılığı daha az gelişmiş ülkelerden damızlık ithal etmek durumunda kalınıyor. Bu durumda da sektöre hastalık bulaşması riski artıyor.
Mızrak, ATAE'de 2001 yılından beri gerçekleştirilen ve 2.5 milyon YTL'ye ulaşan yatırımlar sayesinde, Türkiye'nin yıllık 400-500 bin adet yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılayacak hale geldiklerini belirtirken, ''Hastalık nedeniyle Türkiye damızlık ithalatını tamamen yasaklasa, 6 ay sonra Türkiye'de yenecek et, yumurta kalmaz. Ama, bizim vereceğimiz damızlıklar sayesinde yumurtacılık sektörü tekrar üretmeye devam edebilir. Etçi tavukta ise büyük sorun yaşanır'' dedi.
Her Gün 18 Bin Tavuk Teste Tabi Tutuluyor, Yumurtalar Tek Tek Tartılıyor
ATAE, Türkiye şartlarına uygun ve ticari önemi olan damızlık tavuk ırkı ıslahı çalışmalarında, Ankara, Selçuk, 19 Mayıs ve Ege üniversitelerinin ziraat ve veteriner fakülteleri ile işbirliği yapıyor.
Enstitüde, halen 10 safhata ait 40 bin tavuk bulunuyor. Islah çalışmaları devam ettiği için, her dönem 18 bin tavuğa suni tohumlama yapılıyor ve teste tabi tutuluyor. Yem tüketimleri, ağırlıkları, yumurtaya başlama dönemleri izleniyor, her yumurtası teker teker tartılıyor. Bu nedenle enstitüdeki her yumurtanın hangi tavuk tarafından hangi tarihte yumurtladığı, kaç gram olduğuna ilişkin kayıtları var.
Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, ''secerelerinin tam'' olduğunu söyledi.
Edinilen bilgiye göre, Türkiye'de gen kaynağı olarak Gerze ve Denizli tavukları da TPE tarafından tescil edilmesine karşın, bunların gen kaynağı olması dışında ticari bir önemi yok. Denizli tavuğu ötücü, Gerze tavuğu da dövüşçü nitelikleri ile öne çıkıyor. Bu tavukların 72 haftalık ekonomik verim dönemlerindeki yumurta sayısı ise 120-150'yi geçmiyor.
Fatma Orhan, Jurnaltürk 13.11.2005
İnekten sonra Türk tipi tavuk geliyor
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türk tipi olarak bilinen Anadolu esmeri projesinden sonra şimdi de Türk tipi tavuk projesini geliştirdi. Bakanlık, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nde geliştirilen Atabey, Atak ve Atak-s olarak isimlendirilen tavuklar için Türk Patent Enstitüsü'ne marka tescili için başvuru yaptı. Teste alınan onlarca kombinasyon içerisinden 10 yıl süren çalışmalar sonucunda en iyi verimi veren 2'si kahverengi, biri de beyaz yumurtacı tavuk üzerinden 3 adet 'Türk tipi tavuk' geliştirilerek piyasaya sunulmaya hazır hale getirildi.
19.07.2004 Güneş Gazetesi
TRİLYONLUK GIDAK!
Türkiye'nin yumurta tavuklarına paha biçilemiyor. "Safhat" tavuklardan üretilen ticari değeri yüksek 3 ırk, Kaşıkçı Elması kadar değerli
1930 yılında Atatürk tarafından kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), Türkiye'nin sahip olduğu "safhat" tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi. Yaklaşık 11 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve "ATABEY, ATAK ve ATAK-S" adları ile tescil ettirilen tavuk ırkları, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan "safhat" tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen "Kaşıkçı Elması" kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
ANKARA (AA)
Adları horozu andırıyor ama...
Atabey, Atak ve Atak-S isimleriyle tescillenen tavuklar isimleri nedeniyle horoz zannediliyor. Benzerleri sadece 6 ülkede bulunan "safhat" tavuklar satılmıyor
14.11.2005 Yeni Şafak Gazetesi
Bu da verimli Türk tavuğu Atabey
1995'ten bu yana üzerinde çalışılan ve 72 haftada 300 yumurta veren Atabey, ithal tavuklara göre %50 ucuza mal oluyor. Verimli Türk Boğası Anadolu Esmeri'nden sonra şimdi de yüksek yumurta ve et verimine sahip Türk tavuğu Atabey geliştirildi..
Türk tipi damızlık tavuk ırkı geliştirildi. Yeni Türk tavukları ile ithalat kesilecek hatta damızlık ihracatına başlanacak. İthal tavuklara göre yüzde 50 daha ucuza mal edilen Atabey, Atak ve Atak S serisinin yumurta verimleri çok yüksek. Türkiye'de tavukçuluk alanında çalışmalar yapan tek kurum olan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, 1995 yılından beri sürdürdüğü ıslah çalışmalarının meyvesini topluyor. Kanada'dan getirdikleri saf tavuk ırklarından, melezleme yolu ile yerli "Atabey" "Atak", "Atak-S" serisini ortaya çıkaran Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, "bu şekilde, ebeveyn temininde dışa bağımlılıktan kurtulacağız" diyor. Yumurta tavukçuluğu için geliştirdikleri bu türlerin, bugüne kadar yurt dışından getirilen tavuk ırklarından yüzde 50 daha ucuza mal olduğunu hatırlatan yetkililer, "Bu sayede üreticinin yüzü daha çok gülecek" şeklinde konuşuyor.
YUMURTLAMAYA HAZIR
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde 1995 yılında başlatılan ıslah çalışmalarının sonlandığını, yumurtacı damızlık Atak, Atabey ve Atak-S"nin üretime hazır olduğunu söyleyen Enstitü Müdürü Cengizhan Mızrak, "Haymana'da kurulan tesislerimizde Türkiye'nin yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaşmış durumdayız. Selçuk ve Ankara üniversitelerinde yapılan çalışmalar çok olumlu sonuçlar verdi. Ortaya çıkardığımız bu üç tür, verimlilik bakımından yurt dışından gelen tavuk ırklarını aratmıyor" diye konuştu.
İTHALAT KESİLECEK
Türkiye'nin yıllık "yumurtacı" damızlık tavuk ihtiyacının, 500 bin civarında olduğunu vurgulayan Mızrak, bu miktarın tamamının ithal edildiğine değinerek şunları söyledi: "Türkiye'de ıslah edilmiş bir tavuk ırkı olmadığı için bu anlamda tamamen dışarı bağımlıyız. Üretici, damızlık olarak Amerika, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerden gelen tavukları kullanıyorduk. Atak, Atabey ve Atak-S, yapılan ıslah çalışmaları sonucu, verimlilik bakımından dışarıdan gelen tavuk ırklarından bir farkı olmadığını ortaya koymuş durumda. Verimliliğin yanı sıra fiyat açısından baktığımızda, yerli damızlığımızın, ithal damızlıklardan yüzde 50 oranında daha ekonomik olduğunu görüyoruz."
HASTA OLMUYORLAR
Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde yapılan ıslah çalışmaları sonucu ortaya çıkan ve Türkiye'nin ilk yerli yumurtacı tavuğu olma özelliğini taşıyan Atak, Atabey ve Atak-S'lerin, yaşam gücü bakımından ithal damızlıklardan daha iyi durumda olduğuna değinen Mızrak, "Yerli damızlıkların yaşam gücü daha yüksek olduğu gibi hastalıktan da ari durumdalar. Şu anda hastalık taşıma riskleri yok. Bu nedenle kuş gribi gibi salgın hastalıklar nedeni ile, dışarıdan tavuk alımı durdurulduğunda kendi ırklarımızla krizleri de atlatabileceğiz" dedi.
M.Pınar MERCAN /MERKEZ
Sabah Gazetesi 11/10/2004
Türkmenistan’a Türk tipi tavuk ihraç ediliyor
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından ıslah edilen Atabey, Atak ve Atak S adı verilen Türk tipi yumurtacı damızlık tavuk ırkları, Türkmenistan’a ihraç edilmeye başlandı.
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nün Genel Müdürü Cengizhan Mızrak, Türkiye tarihinde ilk kez yurtdışına damızlık civciv satıldığını belirterek, bir Türk firması aracılığıyla Türmenistan’a yaklaşık 400 bin dişi civciv üretebilecek miktarda damızlık verildiğini ve tavukların şimdi yumurtlamaya başladığını söyledi. Türkmenistan’ın yanı sıra Azerbaycan dışındaki tüm Türk cumhuriyetlerinden, Kuveyt ve İran başta olmak üzere bazı Ortadoğu ülkelerinden talep aldıklarını belirten Mızrak, “Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Türk cumhuriyetlerinde tavukçuluk sektörünün geliştirilmesine yönelik ortak bir projemiz var, kasımda başlıyoruz. Pilot birkaç ülkede deneyip, tamamına yaygınlaştıracağız.’’ dedi. 1995 yılından beri üzerinde çalışılan ve bu yılın başında üretimine başlanan Atabey, Atak ve Atak S adı verilen tavukların Türk özel sektörü tarafından da denenmeye başlandığını anlatan Mızrak, Çorum’da bulunan 2 ticari işletmeye yaklaşık 40 bin adet tavuk verdiklerini kaydetti. Ankara, aa
Zaman Gazetesi 11/10/2004
Türk tipi tavuk Türkiye'yi aştı
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen projeyle, yeni ırk olarak ıslah edilen Atabey, Atak ve Atak S adlı Türk tipi yumurtacı damızlık tavukların ihracatına başlandı.
Türkiye'den ilk kez yurt dışına damızlık civciv satılmaya başlandı. Bunu gerçekleştiren kurum ise 3 yeni tavuk ırkı üreten Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü.
Türkmenistan'a 400 bin dişi civciv üretebilecek damızlık sattıklarını söyleyen Enstitü Genel Müdürü Cengizhan Mızrak, Kuveyt ve İran başta olmak üzere bazı Ortadoğu ülkeleri ile Azerbaycan dışındaki tüm Türk cumhuriyetlerinden talep aldıklarını belirtti. Mızrak "Türkiye'den Atabey, Atak ve Atak S damızlıklarını göndererek oralarda yaygınlaştırıp bir süre sonra işi özel sektöre devretmek için proje hazırladık. Kasım'da projeye başlıyoruz" dedi. Yeni ırkı, özel sektörün de denemeye başladığını belirten Mızrak, Çorum'daki 2 işletmeye 40 bin tavuk verdiklerini söyledi. İthal damızlıklarda yumurta performansının yıllık 300 adet olduğunu kaydeden Mızrak, "Biz de bunu yakaladık. Bizimkilerin bir avantajı da yaşam güçlerinin çok yüksek olması" diye konuştu. Mızrak, yeni yerli damızlıkların, 3-5 euroluk fiyatlara getirilen ithallerden yüzde 50 daha ucuz olduğunu vurguladı..
Vatan Gazetesi 11/10/2004
İlk Türk tipi tavuk
Tarım Bakanlığı, Türkiye'ye özgü olarak bilinen Anadolu esmeri projesinden sonra, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nde geliştirilen Atabey, Atak ve Atak-s olarak isimlendirilen Türk tipi tavuklar için Türk Patent Enstitüsü'ne marka tescili için başvurdu.
ATABEY, ATAK VE ATAK-S
ANKA'nın haberine göre, Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü 1995 yılında Kanada'dan getirdiği 6'sı kahverengi yumurtacı, 4'ü de beyaz olmak üzere toplam 10 yüksek verimli tavuk üzerinde ıslah çalışması başlattı. Teste alınan onlarca kombinasyon içerisinden 10 yıl süren çalışmalar sonucunda en iyi verimi veren ikisi kahverengi, biri de beyaz yumurtacı tavuk üzerinden 3 adet 'Türk tipi tavuk' geliştirilerek piyasaya sunulmaya hazır hale getirildi. Yüksek verimli gelişmiş tavuklara Atabey, Atak ve Atak-s isimleri verildi. Bakanlık, bu hayvanlar için ayrıca Türk Patent Enstitüsü'ne de marka tescili başvurusunda bulundu.
Elde edilen bu yüksek verimli hayvanlar üniversite ve araştırma enstitüsü koşullarında test edilerek yüksek verim alındı. Bu yıl içinde iki tavukçuluk firması tarafından üretici şartlarında da test edilecek olan hayvanlardan şu ana kadar alınan sonuçlara göre yumurta verimleri 72'nci haftada 300 adete kadar ulaşıyor. Hayvanların yem tüketimleri ise kahverengilerde günde 125 gram, beyazlarda 110 gram civarında bulunuyor. Farklı coğrafi koşullara da uyum sağlayabilecek olan hayvanların dayanıklılığının da yüzde 95 düzeyinde bulunduğu belirtildi.
Ulusal bağımsızlığı yakından ilgilendiriyor
Tavukçuluk sektörü Türkiye'nin dışa bağımlılık oranı en yüksek sektörlerinden biri. Türkiye tavukçulukta teknoloji satın alan ülkeler grubunda yer alıyor. Üretim materyali olan etçi hibritlerin anaçları civciv olarak yurtdışından ithal ediliyor. İthal edilen bu ebeveyn civcivlerden üretim yapılıyor. Bakanlık kayıtlarına göre olası bir ambargo veya karantina uygulamasında Türkiye üretim yapamaz bir durumda kalacak. Ankara Tavukçuluk Enstitüsü bu projeyle, ithal edilen damızlık sürülerinin yerine, geliştirilen yeni hayvanları özel sektör aracılığıyla üreticiye dağıtmayı ve sektörü dışa bağımlılıktan kurtarmak amaçlıyor. Enstitü son yıllarda yaptığı yatırımlarla 50 bin tavuk kapasitesine ulaştı. Türkiye'nin yıllık ortalama 450 bin damızlık ihtiyacını karşılayabilecek kapasiteye geldi. Bu yıl ilk defa Türkmenistan'a damızlık civciv ihraç edildi. İran, Kuveyt, Hindistan ve diğer Türki cumhuriyetlerden de talep geliyor.
Akşam Gazetesi 19/07/2004
Tavukçuluk sektörüne katkı..
İyi bir gazeteci tavukçuluktan, arıcılıktan ve çiçek bakımından anlamalıdır.. Hatta öyle iyi anlamalıdır ki bu konuda istendiğinde kitap yazabilecek düzeyde olmalıdır.. Benim gibi, derken övünmüyorum.. Bu sektörlere yaptığım katkılar aklıma geldi de..
Bizim gazetede gördüm haberini.. "Türk tavukları Türkiye'yi aştı.." diye başlık atmışlardı..
Tavukçuluk, sizin bilmediğiniz bir sebepten ilgi ve uzmanlık alanıma girdiği için haberi bir solukta okudum.. Atabey, Atak ve Atak S adını verdiğimiz üç tıp yerli tavuk tipi yaratmışız..
Bunların tamamı yumurtacı..
Öyle yem eşeleyip, bir şey vermeden horozun kaprislerine boyun eğen tavuklardan değil.. Sadece Türkmenistan'a bunlardan dört yüz bin adet civciv satmışız..
Ne mutlu bize.. Ayrıca ne mutlu bana..
Selahattin Duman
Vatan Gazetesi 12.10.2004
Bu da verimli Türk tavuğu Atabey
1995'ten bu yana üzerinde çalışılan ve 72 haftada 300 yumurta veren Atabey, ithal tavuklara göre %50 ucuza mal oluyor. Verimli Türk Boğası Anadolu Esmeri'nden sonra şimdi de yüksek yumurta ve et verimine sahip Türk tavuğu Atabey geliştirildi.. Türk tipi damızlık tavuk ırkı geliştirildi. Yeni Türk tavukları ile ithalat kesilecek hatta damızlık ihracatına başlanacak. İthal tavuklara göre yüzde 50 daha ucuza mal edilen Atabey, Atak ve Atak S serisinin yumurta verimleri çok yüksek. Türkiye'de tavukçuluk alanında çalışmalar yapan tek kurum olan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, 1995 yılından beri sürdürdüğü ıslah çalışmalarının meyvesini topluyor.
Kanada'dan getirdikleri saf tavuk ırklarından, melezleme yolu ile yerli "Atabey" "Atak", "Atak-S" serisini ortaya çıkaran Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü, "bu şekilde, ebeveyn temininde dışa bağımlılıktan kurtulacağız" diyor. Yumurta tavukçuluğu için geliştirdikleri bu türlerin, bugüne kadar yurt dışından getirilen tavuk ırklarından yüzde 50 daha ucuza mal olduğunu hatırlatan yetkililer, "Bu sayede üreticinin yüzü daha çok gülecek" şeklinde konuşuyor.
Yumurtlamaya Hazır
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde 1995 yılında başlatılan ıslah çalışmalarının sonlandığını, yumurtacı damızlık Atak, Atabey ve Atak-S"nin üretime hazır olduğunu söyleyen Enstitü Müdürü Cengizhan Mızrak, "Haymana'da kurulan tesislerimizde Türkiye'nin yumurtacı damızlık ihtiyacını karşılayacak kapasiteye ulaşmış durumdayız. Selçuk ve Ankara üniversitelerinde yapılan çalışmalar çok olumlu sonuçlar verdi. Ortaya çıkardığımız bu üç tür, verimlilik bakımından yurt dışından gelen tavuk ırklarını aratmıyor" diye konuştu.
İthalat Kesilecek
Türkiye'nin yıllık "yumurtacı" damızlık tavuk ihtiyacının, 500 bin civarında olduğunu vurgulayan Mızrak, bu miktarın tamamının ithal edildiğine değinerek şunları söyledi: "Türkiye'de ıslah edilmiş bir tavuk ırkı olmadığı için bu anlamda tamamen dışarı bağımlıyız. Üretici, damızlık olarak Amerika, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerden gelen tavukları kullanıyorduk. Atak, Atabey ve Atak-S, yapılan ıslah çalışmaları sonucu, verimlilik bakımından dışarıdan gelen tavuk ırklarından bir farkı olmadığını ortaya koymuş durumda. Verimliliğin yanı sıra fiyat açısından baktığımızda, yerli damızlığımızın, ithal damızlıklardan yüzde 50 oranında daha ekonomik olduğunu görüyoruz."
Hasta Olmuyorlar
Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde yapılan ıslah çalışmaları sonucu ortaya çıkan ve Türkiye'nin ilk yerli yumurtacı tavuğu olma özelliğini taşıyan Atak, Atabey ve Atak-S'lerin, yaşam gücü bakımından ithal damızlıklardan daha iyi durumda olduğuna değinen Mızrak, "Yerli damızlıkların yaşam gücü daha yüksek olduğu gibi hastalıktan da ari durumdalar. Şu anda hastalık taşıma riskleri yok. Bu nedenle kuş gribi gibi salgın hastalıklar nedeni ile, dışarıdan tavuk alımı durdurulduğunda kendi ırklarımızla krizleri de atlatabileceğiz" dedi.
12.07.2004 Gıda Sanayii Dergisi
Sakin mizaçlı Atak ile Ürkek Atabey'e tescil
Türkiye'de bir ilk gerçekleşti. Tavukçuluk Enstitüsü'nün geliştirdiği verimli melez tavuklar Atabey, Atak ve Atak-S tescil ettirildi. Kangal ve Van kedisi için de 'Irk Tescili' yapıldı
Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nün yeni geliştirdiği "Atabey, Atak ve Atak-S" adlı yumurtacı hibritler (melez) ile "Kıvırcık, Akkaraman, Karayaka" koyun türleri, Kilis keçisi, Kangal köpeği ve Van kedisinin tescili yapıldı. Atabey, Atak ve Atak-S adları ile tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde.
Tarım Bakanlığı'nın "Atabey, Atak ve Atak-S" adlarında 3 yumurtacı hibritin tescili hakkında tebliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nün geliştirdiği yumurtacı hibritlerin tesciliyle sınai mülkiyet haklarına sahip olunması amacıyla hazırlanan tebliğ, Hayvan Irkı Tescil Komitesi'nin onaylı kararıyla tescil edildi.
Tebliğ'e göre yeni melezlerin genel tanımları şöyle:
Atak: Sakin mizaçlı, kötü çevre şartlarına dayanıklı, yemi değerlendirme yeteneği iyi, kahverengi tüylü,
Atak-S: Sakin mizaçlı, kötü çevre şartlarına dayanıklı, yemi değerlendirme yeteneği iyi, siyah tüylü, kahverengi göğüs ve gerdanlı.
Atabey: Ürkek mizaçlı, gürültüye karşı biraz hassas, kötü çevre koşullarına dayanıklı, yemi değerlendirme yeteneği iyi, beyaz tüylü, hızlı tüylenme gösteren, hibrit yumurta tavuğu genotipi.
ANKARA AA. 23.04.2006 Milliyet Gazetesi
Türkiye'nin Paha Biçilemeyen Tavukları
Yumurta tavuğu damızlığında Türkiye tüm ihtiyacını karşılayacak duruma geldi.
Türkiye'yi yumurta damızlığı ithal etmekten kurtaran ATAE'nin geliştirdiği üç tavuk ırkı için değer biçilemiyor. Tavuklar 'Kaşıkçı elması' gibi korunuyor
AA - ANKARA - Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü (ATAE), dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece altı ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde ticari değeri çok yüksek üç tavuk ırkı geliştirdi.
Atabey, Atak ve Atak-S adlarıyla Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuklar, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları özelliği taşıyor. Etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, 1930'da kurulan ATAE sayesinde, yumurta tavuğunda bağımlılık zincirini kırdı. 11 yıllık ıslah çalışması sonucu geliştirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. ATAE, üç yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi.
Sadece altı ülkede var
ATAE Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde 100 dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için 400-500 bin damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, 'pureline' denilen 'safhat' ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada sadece altı ülkede 'safhat' ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan 'safhat' tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen 'Kaşıkçı Elması' kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve ticarete konu edilmiyor.
Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu. Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, altısı kahverengi, dört tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Safhat yumurtadan 'grand grandparent'lar, bunlardan da 'grandparent'lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan 'parent'lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor.
'Hepsini alırız' teklifi
Araştırma enstitüsünün 11 yıl süren çalışmaları sonucunda, 'Türk Tavuğu' olarak nitelendirilebilecek üç damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye tescil ettirilen damızlıklara ait hibritler, geçen yıl deneme amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarıyla geçen damızlıklar, 2006 Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak. Geçen yıl 1 milyon hibrit civcivin satıldığı, piyasanın tepkisinin çok iyi olduğu, Türkiye yanında yurtdışından da talep geldiği, Azerbaycan'dan bir firmanın enstitünün üretiminin tamamını istediği dile getirildi.
Öte yandan Mızrak, Türkiye'nin etçi tavuk damızlığında yüzde 100 dışa bağımlılığının hâlâ devam ettiğini kaydetti. Türkiye'de etçi tavuk konusunda safhata sahip olmadığı, bu nedenle bu alanda hiçbir araştırma ve çalışmanın bulunmadığını belirten Mızrak, "Safhata sahip olan firmalar ve ülkelerin bunu satmaya yanaşmaması nedeniyle bundan sonra da çalışma başlatmak, bağımlılığı kırmak çok zor. Safhat bulunup çalışma başlatılsa bile, sonuç almak en az 10 yıl sürer" dedi.
14/11/2005 Radikal Gazetesi
Altın Yumurtlayan Tavuklar!..
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü dünyada, biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkenin sahip olduğu "safhat" tavuklar sayesinde, 3 cins ticari değeri çok yüksek tavuk ırkı geliştirdi.Yaklaşık 10 yıllık ıslah çalışması sonucunda geliştirilen ve "ATABEY, ATAK ve ATAK-S" adları ile Türk Patent Enstitüsü'ne tescil ettirilen tavuk ırkları, halen Türkiye'de tescil edilen ve ticari önemi olan ilk hayvan ırkları niteliğinde. Enstitü, 3 yılda gerçekleştirdiği 2.5 milyon YTL'lik yatırım ile yumurta tavuğu damızlığında Türkiye'nin tüm ihtiyacını karşılayacak hale geldi. Enstitü Müdürü Cengizhan Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, "secerelerinin tam" olduğunu söyledi.
Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, etçi ve yumurta tavuğu damızlığında yüzde yüz dışa bağımlı. Etçi tavuk için yıllık 5 milyon adet, yumurta tavuğu için de 400-500 bin adet damızlık yumurta-civciv ithal ediliyor. Damızlıklar, "pureline" denilen "safhat" ırklar üzerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde ediliyor. Dünyada biri Türkiye'de olmak üzere sadece 6 ülkede "safhat" ırk tavuk bulunuyor. Çok önemli ticari gen kaynağı olan "safhat" tavuklar, alınıp satılmıyor ve ticari değerleri ölçülemiyor. ABD, İngiltere, Çek Cumhuriyeti gibi rekabet gücünü elinde tutmak isteyen ülkeler, 40-50 yıla varan ıslah çalışmaları ile safhatlardan damızlıklar elde ettiği için, bu ırkları hiç bir şekilde satmıyor. Safhat tavuklar, halen Topkapı Müzesi'nde sergilenen "Kaşıkçı Elması" kadar iyi korunuyor, saklanıyor ve asla ticarete konu edilmiyor.
Ankara-Haymana yolu 30. km'de bulunan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı ATAE'nin Müdürü Cengizhan Mızrak'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye, halen Bilimsel Tavukçuluk Derneği Başkanı ve Türkiye'de tavukçuluk konusunda en önemli otorite olan Prof. Dr. Rüveyda Akbay sayesinde safhat sahibi oldu.
Prof. Dr. Rüveyda Akbay'ın kişisel ilişkileri sayesinde, 1995 yılında, Kanada'dan düşük bir ücret karşılığında, 6'sı kahverengi, 4 tanesi beyaz 10 değişik safhata ait damızlık yumurtalar alınarak, araştırma enstitüsünün Haymana'daki çiftliğinde ıslah çalışmaları başlatıldı.
Safhatlardan "grandgrandparent"lar, bunlardan "grandparent"lar, bunlardan da damızlık olarak kullanılan "parent"lar elde ediliyor. Yani etçi ve yumurtacı tavukta damızlık konusunda yüzde 100 dışa bağımlı olan Türkiye, ancak 3. nesil damızlıkları ithal edebiliyor. Araştırma enstitüsünün 10 yıl süren ıslah çalışmaları sonucunda, "Türk tavuğu" olarak nitelendirilebilecek 3 damızlık ırkı geliştirildi. ATABEY, ATAK ve ATAK-S adları ile TPE'ye bu yılbaşında tescil ettirilen damızlık ırklara ait hibritler, geçen yıl deneme ve test amacıyla ticari firmalara verildi. Piyasa testi sonuçlarından başarı ile geçen damızlıklar, 2006 yılı Şubat ayından itibaren de genel satışa sunulacak.
Yumurta tavukçuluğu sektöründe kullanılan bir günlük damızlık civcivlerin tanesi 6 dolara ithal edilirken, ATAE, damızlık civcivleri 3 dolara satıyor.
ATAE, Türkiye şartlarına uygun ve ticari önemi olan damızlık tavuk ırkı ıslahı çalışmalarında, Ankara, Selçuk, 19 Mayıs ve Ege üniversitelerinin ziraat ve veteriner fakülteleri ile işbirliği yapıyor. Enstitüde, halen 10 safhata ait 40 bin tavuk bulunuyor. Islah çalışmaları devam ettiği için, her dönem 18 bin tavuğa suni tohumlama yapılıyor ve teste tabi tutuluyor. Yem tüketimleri, ağırlıkları, yumurtaya başlama dönemleri izleniyor, her yumurtası teker teker tartılıyor. Bu nedenle enstitüdeki her yumurtanın hangi tavuk tarafından hangi tarihte yumurtladığı, kaç gram olduğuna ilişkin kayıtları var.
Mızrak, enstitüdeki her bir tavuğun 11 yıl geriye kadar bütün ebeveynine, akrabalarına, kardeşlerine ve bunların yumurta verimlerine ilişkin kayıtların bulunduğunu, bu tavukların nüfus kayıtlarının, pek çok vatandaşa göre çok daha sağlıklı, "secerelerinin tam" olduğunu söyledi.
16.11.2005 Tarım Kredi Kooperatifleri Web Portalı