Trafik Sorunu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan baymineral Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 10
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 7,331

baymineral

Kamp III
Mesajlar
522
Tepkime Puanı
1
Yer
İzmit
Web
blog.milliyet.com.tr
İstanbul’da maşallah öyle bir trafik sorunu var ki; öyle yol yapmayla filan aşılacak gibi değil.
Zira kentin büyük bölümü eski, yeni yerlerde belki ama eski yerleşim alanlarında yeni yollar yapmak çözüm olamıyor maalesef.
Köprülü kavşaklar, üst geçitler filan da yine aynı...

Trafikte sorun olan unsurlara bakalım şimdi...

1. Personel servisleri... Dünyanın hiçbir yerinde personel servisi diye bir şey yok. Belediyelerin görevi olan toplu ulaşım için otobüsler, metrolar, banliyö trenleri işler; o kadar... Oysa Türkiye’de yatırım yapanların boğazına bir de servisçiler sarılır. Okul servisleri bir nebze de personel servisleri parazitlikten başka bir şey değil...
2. Özel Halk Otobüsü-Minibüsler ... Taksiler dışındaki hatlı minibüs ve özel halk otobüsleri yine trafik karmaşasının başlıca sorumlularıdır...
3. Dağıtım kamyonları... Günün en işlek saatleri trafikte bir de colasından bisküvisine kadar pek çok değişik ürünün dağıtımını yapan kamyonlar dolaşır. En işlek caddelerde mal verirken yolu kapatır...
4. Trafik Kuralları .... Polis sayısının yetersizliği, eldekilerin de “ben mi kurtaracam bu memleketi” anlayışı nedeniyle artık kimse kırmızı ışıkta durmuyor. Trafik kurallarına uymanın sağlanması.
5. İki tekere geçiş... Dört tekerlekli araçları ulaşımda kullanan vatandaşlarımızın, trafiği hem genel anlamda hem de kendileri açısından rahatlatacak; yakıt tüketimi ve çevre kirliliğini de azaltacak motosiklet-bisiklet kullanması da ciddi bir rahatlama getirecektir.

Şimdi öncelikle Belediye’nin metro sistemini ne yapıp edip birincil konu olarak ele alıp genişletmesi; olanakları yetmiyorsa da genişletilmesi için yap-işlet-devret modelini devreye sokması gerekir.

Ancak bu yeterli değildir. İşyerlerinden adeta haraç toplayan personel servisleri kaldırılmalıdır. Peki nasıl olacak bu?
İşyerlerinin belli bölgelerde ikamet eden personeli istihdam etmesi teşvik edilmelidir. İnanın bu durumda servis için ödediği paranın yarısını personeline zam olarak ödemek patronlar için zevk olur... Ya da mesela devlet, işyeri ile gerçek ikametgahı yakın yerlerde (aynı ilçe olabilir) olan personelin istihdam vergilerinde bazı teşvikler getirebilir.
İki tekerlekli ulaştırma araçları da (motosiklet-bisiklet) bu durumda zaten tercih edilmeye başlanacaktır.

Özel halk otobüsü ve minibüslerin kaldırılmasına umarım devletin gücü yeter... Bu mafyanın ortadan kaldırılması halinde zaten alternatif çözümler uygulanmaya başlanacaktır, başta metro olmak üzere...

Dağıtım kamyonları... Toptancı firmaların dağıtım işlerini gündüz değil gece yapmaları sağlanmalı. Özellikle belediyelere bu anlamda büyük görev düşüyor. En işlek caddelerde en işlek saatlerde asla bu tip kasalı araçların bekleme yapmasına izin verilmemesi gerekiyor. Bu sayede hem trafikteki yoğunluğun bir bölümü geceye kayacak hem de geceleri bu dükkanlarda çalışacak kişiler (mesela öğrenciler-part time ek iş arayan yetişkinler için) için de istihdam olanakları doğacaktır.

Türkiye’de devlet ne yazık ki motosiklet kullanımını adeta cezalandırmaktadır. Oysa hem trafik yükünü azaltan hem de yakıt tüketimi ve çevre kirliliğini en aza indiren motosiklet-bisiklet kullanımının teşvik edilmesi halinde yine önemli bir gelişme kaydedilecektir.

Dikkat ederseniz tüm bu modellerin her biri tek başına bile küçük ferahlamalar yaratacaktır. Ama toplu olarak uygulanması halinde (ki başka uygulamalar da mutlaka olacaktır) başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerimizde hem trafik rahatlayacak hem de kaynak kullanımında optimum verim sağlanacaktır.

Ekonomi kıt kaynakların optimum kullanımı sanatıdır. Para kadar insan da kıt kaynaktır. Dolayısıyla trafik sorununun çözümünde atılacak adımlar hem kaynak sarfiyatını engelleyecek, zamandan ve insan emeğinden kazandıracaktır.

Ne dersiniz? Böyle bir amaç için devletin mesela bazı vergilerden vazgeçmesine değmez mi?

Kaynak: www.haberciler.com
 

Etiketler
Ynt: Trafik Sorunu

Buna ek olarak van, panelvan vb. şirket arabalarını kullanarak trafikte terör estirenlere de mutlaka bir sınır getirilmeli, mümkünse aracın kaskosu yapılmayıp her tür masraf kullanana bindirilmeli. Mesela ben bir Doblo gördüğümde, kullanan kişinin mutlaka bir denyoluk yaptığına şahidim, tesadüf olmadığını düşünüyorum.
 

Ynt: Trafik Sorunu

Kendi adıma çözümü buldum.
İstanbuldan taşınarak... ;D
 

Ynt: Trafik Sorunu

eşimin de bir çözüm önerisi vardı geçenlerde :D bayan şoförlerin belli saatlerde trafiğe çıkması gerektiğini düşünüyordu :D mesela öğleden önce 10-12, öğleden sonra da 3-5 arası bir de gece :D böylece trafiğin çok rahatlayacağını düşünüyordu :smiley:
bir bayan şoför olarak da bnm şöyle bir önerim var, bütün ehliyet sahiplerini toplayıp bir daha ehliyet sınavına sokmak gerek :smiley: hem de sahada ::smiley: sınav gözcüleri de ss subayı gibi arkadaşlar olmalı ki, insan hayatı için tehlike arz eden tavırlarda bulunanların ehliyetlerine bir daha alamamak üzerine el koymalılar :p ::smiley:
 




Ynt: Trafik Sorunu

ben de iki katli yol onereyim :smiley: boylece daha fazla alan harcanmasina gerek kalmadan daha fazla yol ihtiyaci
karsilanmis olacak. ust kat ozel araclarin, alt katsa sadece otobus minibus gibi toplu ulasim araclarinin
hizmetinde olacak. her yerde olmasa bile en azindan sabah ve aksam kalabalik olan ana arterlerde uygulanmasi
bile trafigi rahatlatir diye dusunuyorum.

bu da mi utopik oldu acep :smiley:
 



Ynt: Trafik Sorunu

İzmit küçük bir çarşı merkezine sahip bir kent. Geniş olan çok fazla cadde yok. Tam şehir merkezinde kullanılabilecek alternatif yol sayısı çok az. Çalışan insanların çoğu yürüyüş mesafesindeki iş yerlerine özel araçlarıyla gitmeyi tercih ediyor. Motorlu araç üreticileri de insanları sürekli yeni taşıtlar almaya zorluyor. Böyle oluncada trafiği rahatlatmak için yapılan her yeni yol ilk başlarda trafiği gerçekten rahatlatsa da sürekli artan araç sayısı yüzünden yine tıkanıyor. İzmit' te yol yapılacak kısıtlı bir alan olmasına rağmen, kısıtlı alanlarda yol düzenlemeleri yapılmaya çalışılmasına rağmen trafik, haftanın önemli bir zamanı içinden çıkılmaz bir halde oluyor. İnsanlar toplu taşımaya gereken önemi vermiyor. Göç sürekli artıyor. Asfalttaki toplu taşıma aracı çok fazla. Yollar kaldırmıyor ve hemen bozulmaya başlıyor. İnsanlar basit işlerine bile özel araçlarıyla gidiyorlar ama trafik sıkışıklığına laf ediyorlar. Hal buki sıkışıklığın nedeni kendileri yada kendileri gibileri. Özellikle İzmit gibi bir kentin toplu taşımasında motorlu karayolu taşıtlarının değil, çevreci olan monorail gibi çözümlerin kullanılması gerekiyor. Çünkü toplu taşıma araçları şehir içi trafiğimizin büyük kısmını oluşturuyor. Monorail, ayaklar üzerindeki tek ray üstünde giden güzel görünümlü bir toplu taşıma sistemi.

İzmit kimi saatlerde o kadar yoğun oluyor ki, değil özel aracınızla gezmek, yürümeyi bile zor hale getiriyor. İzmit' te toplu taşıma monorail olarak uygulansa, toplu taşıma özendirilse caddeler çocuklara ve bisikletlilere ve tabiki yayalara kalır.
 

Ynt: Trafik Sorunu

Üstad döktürmüş gine :smiley:

Bekir COŞKUN
bcoskun@hurriyet.com.tr

Trafiğimiz biz gibidir...


TRAFİK düzenleri, toplumların aynasıdır.

Kadınlar yüksek topuklu ayakkabılarla ciplere biniyorlarsa yoğun görgüsüzlük ifadesidir.

Sol şeritten dalıp en öne geçmek yoğun yüzsüzlük, arabalardan yükselen dım-tıs sesleri yoğun ipsizlik, lüks arabaların önde gitme hakkı öküzlük işaretidir.

Tankların yola çıkma olasılığı varsa; hah... Demek ki militarizm orada egemendir.

Başbakan ve bakanların arabaları kırmızı ışıkta durmuyorsa ve onlar geçerken tali yollar kapatılıyorsa; demokrasi yok, varsa bile göstermelik demektir.

Siyah araba çokluğu devletçiliği, tamponlara yazılan yazılar kederciliği, kaldırımlara park beleşçiliği gösterir.

Trafik düzeni aynasıdır toplumun.

*

Ben trafik polisini görünce, ona biraz káğıt çıkartıp gösterme duygusuna kapılırım.

Zaten o da araçtan, sürücüden, yoldan, gidişten, gelişten çok káğıtlara bakmayı sever.

Kırtasiyeci devletin belirtisidir bu.

Çıkartırım káğıtlarımı:

Ruhsat, ehliyet, sigorta, vergi káğıtları...

Yetmedi park makbuzu, krikonun faturası, yangın söndürücünün garanti káğıdı, akü kullanma talimatnamesi, su-elektrik ödemeleri, evin tapusu, yatırılmamış möble taksitinin ihbarnamesi...

Yetmezse eklerim:

"Bakmak isterseniz, bu da var memur bey..."

"Bu ne?.."

"Eniştemden mektup..."

*

İşte tüm bunların toplamıdır bizim trafik...

Yollardaki kalitesizlik asfaltın çalındığını, emniyet kemeri takmamak "bize bir şey olmaz" inadını, ilk virajda 180 ile uçmak Osman’ın kendini kuş sandığını gösterir.

Dönüp bakın trafiğe; yeryüzünün en kötü, en düzensiz, en keşmekeş, en curcuna trafik düzenlerinden birisidir bizimkisi...

Tıpkı hukukumuz, tıpkı güvenliğimiz, tıpkı eğitimimiz, tıpkı gelir dağılımımız, tıpkı sağlık sistemimiz, tıpkı siyasetimiz, tıpkı demokrasimiz gibi...

Biz gibidir trafiğimiz.

Aynamız...
 



Ynt: Trafik Sorunu

Plüton...



Yolunuz Dalaman'a düşerse, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bir uğrayın lütfen...
Orada bir bina var.
Gar binası.
Pencereleri gişe...
Ama tren miren yok.
En yakın tren yolu, kilometrelerce uzakta.

***
Çünkü, Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa, ava çok meraklıymış... Dalaman, o zamanlar ideal av yeri... Tapusu da, o zamanlar Paşa'nın.
İki tane bina ısmarlamış 1903 yılında...
Demiş ki, "Dalaman'a Av Köşkü yapın, İskenderiye'ye de Gar Binası..."
Yapmış arkadaşlar.
Ama planları karıştırarak...
Gar'ı Dalaman'a.
Av Köşkü'nü İskenderiye'ye dikmişler.
Tren yoluna Köşk'ü oturtmuşlar...
Geyiklerin arasına Gar'ı.

***
Gülüyorsunuz ama... Bu işi yapan arkadaşların torunları, yıllardır İstanbul'da faaliyette.

***
Olimpiyat yok, stadı var.
Stad var, yolu yok.

***
Üstelik, belki de işin en matrak tarafı...
Stadın bulunduğu kuş uçmaz kervan geçmez, mezraya benzeyen yerin adı, Altın şehir.

***
Ve, diyor ki Başkan...
"42 ay sonra metro gelecek."
Bizim Hakan, jübile yapıp, Hac'ca bile gitmiş olur 42 ay sonra... Kim öle, kim kala... Ama benim takıldığım, zaman değil, "sıfat..."
Çünkü benim bildiğim metro, alttan gider.
Üstten gidene, neden metro deniyor?
Üstten giden metroysa eğer...
O zaman bizim Haydarpaşa'dan Adana'ya kadar metromuz var.

***
Bakın, üstten giden trene "metro" diyen Başkan, İstanbul'un her yerine tünel kazdırıyor.
Neden?
Otomobiller alttan gitsin diye...
Siz dünyanın başka bir yerinde gördünüz mü, metroyu yukarı çıkarıp, otomobilleri aşağı sokan bir Başkan?
İstanbul'da var.
Zaten onun için, İstanbul'daki metrocuları alıp, THY'nin başına koydular.
Uçaklar üstten gidiyor diye.

***
Neyse... Say say bitmez bu işler.
Mesela, İstanbul'dan çıkan şehirlerarası otobüslerin yüzde 99.9'u Anadolu'ya gider...
Otogar nerede?
Avrupa'da.
Başka?
Bütün fabrikalar Anadolu'da.
Bu fabrikaların mallarını önce Anadolu'dan alıp, sonra tekrar Anadolu'ya dağıtan Toptancı Çarşıları nerede?
Avrupa'da.
E sıkışır tabii trafik. Sağ kulağını, sol elinle tutmaya çalışırsan, olacağı bu.

***
Uzattım, biliyorum..
Ama bu kadar basit işleri, bu kadar karmaşık hale getirmeyi başaran zihniyeti anlatabilmek için, Dalaman'dan İskenderiye'ye, 1903'ten 2006'ya, yeraltından gökyüzüne, Anadolu'dan Avrupa'ya gitmem gerekiyordu.
Daha kısa anlatamadım.
Hadi, oldu olacak, Plüton'a da gideyim...

***
Malum, geçenlerde bilimadamları toplandı ve açıkladı...
Ey dünyalılar!
Evet.
Hani güneş sistemindeki 9 gezegenden biri olarak bildiğiniz, Plüton var ya...
Evet.
Sizi yemişler... Gezegen değilmiş o.

***
Eminim böyle olacak...
O "bilim" bir gün bu ülkeye de gelecek...
Diyecek ki...
Ey İstanbullular!
Evet.
Hani İstanbul'u 50 yıldır yöneten ve sizin çok başarılı bulduğunuz belediye başkanları, valiler falan var ya...
Evet.
Onlar muhtemelen Plütonlu
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,434
Mesajlar
1,517,912
Kayıtlı Üye Sayımız
172,080
Kaydolan Son Üyemiz
yusuf75

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst