Tayyarecilik Alfabesi; Uçuyoruuuuum...!

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan cculsuzz Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,439

cculsuzz

Kamp I
Mesajlar
147
Tepkime Puanı
1
Yer
İzmir
1927 yılında Türk Hava Kurumu genç Cumhuriyetimizin geleceğini gördüğü gökleri halka anlatmak için bu kitapçığı yayınlar.Aslı Osmanlıca olan kitabı yeni harflere çevirilmiş olarak aşağıya alıyorum.Resimleri ayrıca koymadım.Bu broşürle birlikte halk uçuşları Ankara da başlamış binlerce vatandaşımız ilk defa uçmuştur.Ancak o günlerin teknolojisini,geleceğe dönük beklentilerini,heyecanlarını bu broşürde görebilirsiniz.Ayrıca tayyare ismi bizzat Atatürk tarafından dil devrimi ile uçak kelimesine çevrilmiştir.

TAYYARECİLİK ALFABESİ
Bütün hasılatı ve hukuku Türk Tayyare Cemiyetine aittir.
1927
Hakimiyet-i Milliye Matbaası

Mukaddime

Bu ufacık eserimizi, cihanın en kıymetli silahı ve mükemmel
nakliyat vasıtası olan; “Tayyare”yi karie’lerin dimağından bir kaç çizgi ile canlandırmak gayesiyle hazırladık. Memleketimizde “Tayyare”nin cihan-şümul ehemmiyetini kavramayan bir fert kalmadığı için şu birkaç sayfanın alaka ile okunacağını ve halka müfid olacağını ümit ediyoruz. Bu ümidin tahakkuku “Türk Tayyare Cemiyeti”ne derin bir memnuniyet ve inşirah bahş edecektir.

SEMALARIN HÜKÜMDARI TAYYARE

1. Tayyare Nedir?
Tayyare şöyle tarif edilebilir; motora merbut pervanenin devriyle husule gelen cerr kuvvetinden ve hareket istikametine mail bir vaziyette devran kanat satıhlarının havaya karşı gösterdiği mukavemetten istifade ederek yükselen ve uçan alettir.
Tayyarenin ecdadı çocukların eski zamanlardan beri rüzgarın süratinden ve ellerindeki cismin mukavemetinden istifade suretiyle havaya kaldırdığı uçurtmalardır. Rüzgarın sürati kendisini karşılayan eğri satıh üzerine tesir ederek ağırlığın yaptığı tesire karşı gelir ve uçurtmayı kaldırır. Uçurtmanın ağırlığı ile rüzgarın sürati muayyen bir nisbette kaldıkça muvazenet değişmez. Rüzgarın sürati azalır azalmaz uçurtma da alçalmaya başlar. Fakat çocuklar o kadarcık bir güçlük karşısında tatlı eğlenceden vaz geçmez. Kafi rüzgar bulamayınca bacaklarının var kuvvetiyle koşarak onu yaratırlar ve uçurtmalarını her şeye rağmen yükseltmeye muvaffak olurlar. İşte tayyare de rüzgarını kendi kendine vücuda getiren bir uçurtmadan başka bir şey değildir. Burada uçurtmanın sicimi yerinde bulunan motor ve pervane tayyareye düşmek üzere olan uçurtmayı havada tutacak rüzgara muadil bir sürat verirler. Yani sicimin gerginliği yerine motor kuvveti kaim olmuştur.
Şu hale nazaran tayyarenin kendi kendine harekete geçen bir uçurtmadan başka bir şey olmadığı pek haklı olarak iddia edilebilir.

2. Tayyare Kaç Parçaya Ayrılır.
Bir tayyareyi vücuda getiren başlıca parçaların nelerden ibaret olduğu yukarıdaki tariften de anlaşılabilir.
Kanatlar havanın mukavemetinden doğan kuvveti karşılamaya ve tayyareyi havada tutmaya yarayan taşıyıcı satıhlardır. Bu satıhlar yani kanatlar, eğik biçiminde gövde ismi verilen bir tekneye takılıdır. Teknenin içinde motorla pervane ve aynı zamanda pilotla yolcular bulunur. Gövdeye bunlardan başka tayyareyi havada
pilotun keyfine göre yönetecek istikamet verici ve manevra yaptırıcı dümenler bulunur. Gövdenin altına elastiki tertibatlarla yerleştirilmiş tekerleklerden mürekkep “iniş takımı” vardır. Taşıyıcı satıh; bazı hafif ve dayanıklı çerçeveler üzerine gerilmiş boyalı kumaşlardan, bazı madeni bir iskelet üzerine hafif madeni halitadan levhalarla yapılmış sert satıhlardan teşekkül eder. Bu satıhlar tayyarenin kanatlarından ibarettir. Kanatlar düz değildir, havanın mukavemet kanunlarına göre hesaplanmıştır. Gövdeye tespitte daima mütenazır olurlar. İki tarafta birer kanadı olan tayyareye “tek satıhlı” (şekil 4), iki çift kanadı olanlara “çift satıhlı” (şekil 5), üç veya daha ziyade olursa “üç veya çok satıhlı” (şekil 6) tayyare denilir.
Kuşların şekline en ziyade yaklaşan tek satıhlı tayyaredir. Tayyarecilik de bu biçime doğru gidiyor. Umumi Harp esnasında kullanılan tayyareler hemen hemen çift satıhlılardan ibaret idi.
Kanatların arka uçlarında tayyarenin yan tarafa yatışını düzelten muvazaneye getiren müteharrik kanatçıklar takılmıştır.
İrtifa ve istikamet satıhları; eğik biçimindeki bölgeye tespit edilen bu aletler iki dümene havidir .
1.Gemideki dümen gibi işleyen istikamet dümeni,
2.Bu ki amuden hareket eden bu suretle yukarı aşağı hareket imkanı veren irtifa dümeni (Şekil 8)Kanatlar daima gövdeye tutturulur. Gövdenin içinde dümen ve kanatçıklara kumanda eden manevra manivelası (lövye), motor ve teferruatı, tenvir ve telsiz cihazları, pilot ve yolcu mevkileri bulunur. Tayyare yalnız karada yükselip inmeye yaramaz, denizde de kullanılır. Denizden kalkıp denize inmek için yapılmış olanlar ki gövdenin altında ya bir tekne, yahut yine eğik biçiminde iki yüzücü parça bulunur. Bunlar tayyareyi su üzerinde tutmaya ve sivri şekilde bulunduklarından hareket esnasında su tarafından fazla mukavemet gerekmeksizin lazım gelen sürati kazanmaya hizmet ederler. Bu şekilde yapılmış olan tayyarelere “Deniz Tayyareleri” (Şekil 10 ve 11) denilir. Bazı tayyareler hem karada hemde denize konmaya müsait biçimde yapılmışlardır.
Motor ve pervane: Otomobil motorlarında olduğu gibi daima “infilaklı” olan tayyare motorları azami hafiflik gözetilmek suretiyle yapılır. Tayyare motorları bu nokta-i nazardan mükemmeldir. Zira sıkletleri bir beygir kuvveti başına bir kiloya yakındır. Hatta bazı Amerikan fabrikaları, beygir başına 600 gramı geçmeyen motorlar
yapmaya muvaffak olmuşlardır. Tayyare motorları madeni
yağlarla, benzinle işler, madeni ve benzinli
yağlarla yağlanır. Hintyağı tayyarenin yüksek irtifalarda tesadüf edeceği alçak hararet derecelerinde dahi mayi halinde kaldığı için bu işe pek elverişlidir.
Tayyare motorları müteaddit silindirlidir. Silindirler bir ana mil etrafında yıldız şeklinde toplanır. Bazen de yek diğerine iki sıra halinde V harfi şeklinde birleştirilir (Şekil 12, 13, 14, 15, 16, 17). Resimlerden anlaşılacağı vehicle eşkal-i muhlifede vücuda getirildikleri görülmektedir. Silindirlerin soğuması havaya geniş bir temas arz eden kanatçıklar vasıtasıyla temin edilir. Fakat bir takım motorlarda soğutma; otomobillerde olduğu gibi su cereyanıyla yapılır ki bu suretle su ile, hava ile soğuyan motorlar namıyla motorların iki esasi kısma tefrikleri mümkün olur. Hava ve benzin mahlutunu silindirlerde yakan manyetolara merbut bujilerdir.
Pervane: Umumiyetle iki kanatlı olup ekseriya ağaçtan yapılmıştır. Dört kanatlılar da vardır. Son zamanlarda madeni pervanelerin kabulüne de temayül ediliyor.
Kumanda Hareketleri: Pilot kendisine tahsis edilen mevkiye (Şekil 33) oturduğu zaman bütün dümenlerin elini
ayağını uzatabileceği bir mesafede bulunduğunu görür.
Fi-l-hakika ayaklarının altında istikamet dümenine kumanda
eden bir kol vardır. Sola dönmek isterse sol ayağını ileriye sürer, dümen bu hareket için lazım gelen vaziyeti alır. Sağa dönmek için de sağ ayağı ileriye sürmesi icab eder.
Pilot irtifa dümenine kumanda eden manevra manivelasını eliyle tutar. İnmek için manivelayı öne doğru iter. İrtifa dümeni satıha iner ve tayyare burnunu yere çevirerek alçalır. Yükselmek için pilot bilakis manivelayı kendine doğru çeker. Kumanda lövyesi mafsallıdır. Kırk sağa, kırk sola doğru itilebilir. Pilot manivelayı sağa sola doğru iteklese sağdaki muvazene kanatçığı indirmiş olur. Bu hareket neticesinde sağ muvazene kanadı alçalmaya ve soldaki makus harekete mecbur edilir ve tayyare heyet-i umumiyyesiyle sağa doğru eğilir. Manivela sola doğru itilecek olursa bu hareketin aksi husule gelir.Tarif edildiği zaman muğlak gibi görünen bütün bu hareketler hakikatte basit, hatta gayri iradidir denebilir. Nasıl bir bisikletçi bisikletini sürmek, istikamet ve manevrasını bulmak için düşünmeksizin hareket ederse aynı bu hareketlerde sevk-i tabii ile cereyan eder. Bütün bu hareketleri maharetle terkip etmek suretiyledir ki; meslekten olmayanların ağzını açık bırakan lupingler (taklalar) ve hava cambazlıkları yapılır
3. Tayyare Nasıl Yapılır?
Tayyareciliğin ilk zamanlarında bilhassa tayyareleri “hafif yapma” çareleri aranıyordu. Ağacın, çelik telden halatların, gerilmiş boyalı kumaşlar, düz kanatların tayyare inşasında kullanılması o zamandan kalmadır. Bu gün bilhassa “sağlam yapmaya” itina ediliyor. Kullanılan malzemenin mukavemeti azami dikkat ve sıhhatle hesap olunur. Kafi bir emniyet emsali bulmak için elde edilen en aşağı beşle darp edildiği gibi tamamen inşa edilmiş olan tayyarenin mukavemeti tecrübe maksadıyla ağır ve mütevazin yükler altında bırakılır.
Şimdi ise gitgide ağaçtan vaz geçilerek tamamı madeni inşaata doğru gidiliyor.
Her birisi muayyen bir vazife gören muhtelif unsurlar yerine yeni inşaat usulleri aranılmakta ve bilhassa kanatlarda, bütün anasır-ı umumi mukavemete yardım edecek surette mütecanis bir kitle vücuda getirilmeye çalışılmaktadır. Mesela yedi sekiz bölme hem sert bir kafes hem kuvvetli bir örtü ile tahkim edilir ve bütün bunları içtimai bozulması imkansız bir kol teşkil edilir (Şekil 18). Bundan mâ-adâ kanatlardan her biri sandık şeklinde iki üç parçadan mürekkebdir. Bu sandıklar katlı saç cidarlarla çevrilidir. Bu usule “Sandık Usulü” denilir.
FAALİYET HALİNDE TAYYARE
1. Tayyarenin Uçuşu
Tayyare nasıl hareket eder? Tayran – Pilot tayyaresiyle rüzgara karşı durur; zira uçuş için lazım olan ilk sürat bu suretle daha çabuk elde edilir. Motor ve pervane harekete getirilince tayyare toprak üzerinde ilerlemeye başlar. Sür’at kafi bir hale geldiği zaman havaya mailen çarpan kanatların altından gelen tazyik tayyarenin sıkletiyle tevazün eder; tayyare yerden ayrılmaya müheyyadır . O esnada pilot manevra manivelasını hafifçe kendisine doğru çeker. Tayyare topraktan ayrılır ve yükselir. Bu suretle uçuş başlamıştır. Pilot manivelayı muayyen bir hat dahilinde kalmak şartıyla, tedricen kendisine doğru çekerek yükselme süratini yavaş yavaş fazlalaştırır.
Tayyare havada hudutsuz yükselemez. Tayyarecilerin “Tavan” dedikleri mahdut bir irtifaya kadar çıkabilir. Elde bulunan tayyarelerin büyük bir kısmı için bu irtifa 5,000 ile 7,000 metredir. Bu rakam Tayyarenin sıkletine, motorunun kuvvetine ve taşıyıcı satıhların şekil ve vüsatine göre değişir.
Niçin böyle bir tavan mevcuttur? Çünki yükseldikçe hava azalır. Yani her piston darbesi için motora verilen oksijen (müvellid-ül humuda) azalır. Bil netice motor kuvvetinden kaybeder. Toprak seviyesinde 200 beygir kuvvetinde bulunan bir motor, 3,000 metre irtifaında ancak 100 beygirlik iş görür. Şu halde nihayet öyle bir irtifa gelir ki motor; tayyareyi ancak ufki bir uçuş halinde tutabilir; daha yukarıya çıkaramaz o zaman tayyare “mümas vaziyetindedir” denilir. Bugün motora, kaçan gaz ile hareket eder. Bir küçük türbin vasıtasıyla tazyik edilmiş hava göndererek tavanın hududunu yükseltmek imkanı hasıl olmuştur. Bu suretle motorun tabii kuvveti için ihtiyacı olduğun miktarda oksijen yetiştirilir. Bu işi sıkıştırıcı türbinler (turbo kompresörler, şekil 19) görür.
Çarpışma Zaviyesi ve Dönüşleri: pilot yukarıya çıkmak için manevra kolunu (tayyareci dilinde şudur ki sapı) kendisine doğru çeker, bu suretle kanatların ufukla teşkil ettiği zaviye değişmiş olur. Bu zaviyeye “Çarpış zaviyesi” ismi verilir. Şu halde yukarı çıkmak için çarpış zaviyesini büyütmek lazımdır. Bu zaviyenin büyümesi havanın Kanatların altından yaptığı tazyik çoğalır ve tayyare yükselir. Her tayyare için diğer vaziyetlerden daha faydalı ve daha süratli yükselmeye bir çarpış zaviyesi vardır. Elde dolaşan tayyare tipleriyle 5,000 metre irtifaya çıkmak için takribi kırk dakika zaman geçer, fakat tayyarecilik şampiyonları 2,000 metre irtifaya yirmi dakikadan az zamanda çıkarlar.
Sakin bir havada ufki uçuş vaziyetinde kalmak için iyi bir pilota yapacak iş yoktur denebilir. Sevk-i tabi doğru uçuşu idare eder. İstikameti değiştirmek bir kelime ile dönmek lazım gelirse pilot ayakları altında bulunan kol üzerine tesir yaparak istikamet dümenini sağa veya sola iter. Ne kadar süratli veya kısa dönmek istenirse tayyareyi o kadar dönüşün iç tarafına doğru meyil ettirmek icab eder. Bu meyil, manivelanın yanlama hareketiyle kumanda edilen muvazene kanatçıkları vasıtasıyla elde edilir. Tabii bir dönüş yapmak için tayyareyi hafifçe yere eğitmek tercih edilir. Bu suretle süratten kayıp edilmenin önüne geçilmiş olur (Şekil 23).
Uçuşun İrtifası: yüksek bir irtifada uçmanın tehlikeli olduğu fikri insanın düşüncesinde kolay bir yer tutar. Fakat hakikatte yüksek uçuş emniyetli bir uçuştur. Toprağın yakınlarında hava kitlelerinin yeryüzünü arızalandıran manialarla karşılaşarak yukarıya atılması neticesinde husule gelen dalgalara tesadüf edilir (Şekil 21). 3,000 veya 4,000 metre irtifada tayyare bir tehlikeye maruz değildir. Tam manasıyla hava içindedir. Yalnız rüzgarın sürati, estiği istikamete göre tayyarenin süratini çoğaltmak veya azaltmak suretiyle hesaba girer. Arada şunu da söyleyelim ki; 10,000 metre irtifa bir çok defalar geçilmiş, tayyareci Kalliz 1924 senesinde 12,000 metre irtifaya çıkmıştır. Bu kadar yükseklerde uçabilmek için sıkıştırıcı türbinler motorun imdadına yetiştiği gibi pilotlarda kendilerine lazım olan müvellid-ül humudayı verecek cihazlar kullanırlar.
Tayyareciler soğuğa karşı mücadele etmek mecburiyetindedir. Vasati olarak hararet her 150 metre irtifada bir derece azalır. Bu hesaba göre 2,000 metre irtifada kırk derece tenezzül vardır. Bu şiddetli soğuk dokuması arasında elektrik cereyanı merbut madeni tel örgüsü bulunan ısıtıcı bir elbise ile ber-taraf edilir.
Tayyare Nasıl Seyrüsefer eder? : Uçak havada istikametini bulmak için pilotun gözleri önünde üzerinde uçtuğu memleketlerin yol, demiryolu, kanallar gibi başlıca noktaları işaret edilmiş bir harita bulunur. Kapalı havada veya açık denizde yalnız pusula (Şekil 25) yardımıyla cihet tayin edilir. Fakat matlub istikamet edilmekle birebir tayyare
bu istikamete (ve kendisine) muvazi bir inhiraf yapabilir. Bu sebepten haya-i seyir ve sefir için tayyareci tarafından malum muhtelif mevkilerden alınacak ve harita üzerinde mevkinin tespitine yarayacak telsiz işaretlerinin yardımına ihtiyacı vardır. Geceleri bu istasyonlar elzemdir. Bundan başka çok kuvvetli ve ziyadar fenerler başlıca hava yollarının imdadına sıralanır ve tayyarelerin tayyare limanlarını kolaylıkla bulabilmelerini temin ederler (Şekil 23, 24, 25).

2. Tayyarenin İnişi
Motorsuz uçuş : Bir tayyare pilotu yere indiği zaman o ana kadar mukavemet edeceği bir kuvvet haline geçerek motorun tersine inzimam edeceğini hesaba katmak mecburiyetindedir. Şu halde motorun faaliyetini azaltmak ve manivelayı öne doğru iterek iniş hareketini tanzim etmek lazım gelir.
Bazen herhangi bir sebeple, mesela motor durması neticesinde sürücü tesirini icra edemez. O zaman tayyare havanın mukavemetinden istifade ederek yalnız kendi takatiyle yere inmek mecburiyetinde kalır. İşte bu şekilde inişe (mecburi iniş) denir.Bu hareketi yapabilmek için tayyareci manivelayı öne doğru iter , tayyarenin burnu yere döner ve sıkletin tesiriyle sürati muhafaza eder. Bu sürat kafi gelecek olursa tevcih aletleri de vazifelerini görürler. Sakin havada motoru 1,000 metre irtifada işlemeyerek kalan bir tayyare motorun amelden sakit olduğu noktanın üzerinden itibaren dört ile sekiz kilometre ileride yere inebilir.
Yere iniş : Tayyarenin yere inmesi, hareket esnasında olduğu gibi rüzgara karşı kalmak suretiyle icra edilir. Fakat motorsuz uçuşla yere yaklaşır. Toprağın yakınına gelince sürati azaltmak üzere tayyareyi doğrultur. O zaman tayyare, ön tarafındaki elastiki tekerleklerle (Aynı tertibatı, şekil 23, 26) toprağa temas eder. Arka taraftaki yaylı kuyruk mahmuzu ise darbenin tesirine ve tayyarenin fazla ilerlemesine mani olur.
Yere inme, tayyarecinin azami soğukkanlılık ile hareket etmesine lüzum gösteren nazik, bazen de tehlikeli bir iştir.

1. Havai Hatlar ve Hava Limanları

Başlıca Havai Hatlar: Paris ile Londra arası muntazam havai seferlerle bağlıdır. Krodion ve Borj hava limanları arasındaki mesafe bir saat yirmi sekiz dakika kat ediyor. Ayrıca Paris-Brüksel-Amsterdam, Paris-Strasburg-Prag, Varşova, Paris-İstanbul hatları vardır. Toluz-Kazablanka hattı, Fas’a 24 saatte gitmeyi temin eder.Almanya, İsveç ve Amerika hatları ayrıca muntazam seyirler yapar.
Hava Limanları: Paris yakınlarında Burj hava limanı mükemmel bir eserdir. 20,000 metre murabbadan geniş bir saha dahilinde dört Fransız ve iki ecnebi şirketine ait seksenden fazla tayyare barınır. Takribi 100 kişi kadar tutan müdüriyet, kalem, telsiz, gümrük ve hava rasadı daireleri hesaba katılmak şartı ile kırk pilot olmak üzere 350 kişi burada mütemadiyen çalışır. Her gün saat sekizle on dokuz arasında muntazam hatlara ait 17 hareket ve 18 muvasalat vuku bulur. Şahıslara aid olan veya ayrıca kiralanan tayyareler bu hesaptan hariçtir. Bu faaliyet hakiki bir arı kovanını andırır. Tayyare meydanları hakkında herkese bir fikir verebilmek için Almanya’daki Tempelhof tayyare meydanının resmini derc ettik. (Şekil 29, 30).Bu meydan da tayyareciliğin bir şaheseridir.
Tayyarelerin Dahili Tertibatı: Büyük Paris-Londra seferini yapan tayyareler yolcu taşıyabilir. Hava seferlerinde öyle büyük tayyareler kullanılmaya başlanmıştır ki bunların taşıdıkları yolcu adedi ve nakil ettikleri eşya miktarı akıllara hayret verir.
Yolcu tayyareleri son derece rahattır. Tayyarenin sürati neticesinde husule gelen müthiş rüzgardan masun kapalı bir kamarada mükemmel koltuklara yerleşen yolcular camların arkasından üzerinde uçtukları memleketi seyrederler. Büyük tayyarelerin hepsi koridorlar, lavabolar vesaire ile mücehhezdir (Şekil 31 ve 32).
Bazılarında yataklar, bazılarında elektrik sobasıyla ısıtılmış helalar vardır. Tayyarelerin ebadı büyüdükçe kamaralarda o nisbette geniş olacaktır.
Tayyareler nakliyat sahasında durmadan terakki ediyor. Hakiki nakliye tayyarelerinin diğer eski tertip vasıtların yerine kaim olacağı ve havai seyahatin diğer bi-l cümle nakliye vasıtalarına tercih edileceği günler pek yakındır. Şimdiden yolcu adedi günden güne çoğalıyor. Kadınlar bile vaktinde yetişmek için tayyareye binmekte tereddüt göstermiyor. Ticaret emtiasına gelince, şimdilik en ziyade nakil edilebilir mücevherat, elbise, kürk gibi yükte hafif pahada ağır eşyadır.

2. Tayyareciliğin İstikbali
1925 senesi teşrini sanisinin on sekizinde tayyareci Busutru 6,000 kiloluk kaideli bir yükle 3,500 metre irtifaya çıktı. Bu muaffakiyet tayyarelerin müstakbel faaliyetine yeni ufuklar açan bir hadisedir. Altı bin kilo kaldırılması atmış yolcunun eşyalarıyla birlikte 3,000 metreden fazla irtifaya çıkarılması ve saatte (150) kilometreden fazla bir sütratle nakil edilmesi demektir.Palatya Duvazi’nin altı günde Pekin’e, Binbaşı Franko’nun İspanya’dan Arjantin’e, Arraşar Biraderlerin bir hamlede Basra’ya, Kobham’ın Londra’dan Kop’a ve Melburn’e, Belçikalı tayyarecilerin ve bunları takip eden Amerikalı Lined Birguv ve Chamberlain’in ve daha diğerlerinin yaptığı yeni ve büyük hava seyahatları gösteriyor ki tayyareden herşey beklenebilir ve beklenmelidir. Tayyareciliğin ileri gelen simalarından Mahandas Lui Brafa’nın şayan-ı dikka bir konferansında izah ettiği terakkiyata nazaran, beş bin kilometrelik merhalelerin yere inmeksizin kolaylıkla kat edilmesi istikbal için işten bile olmayacaktır. Palatya Duvazi Çin’e götüren neviden bir
tayyare ile pek yakında süratten %20 kazanmak suretiyle 1,600 kilometrelik merhaleler yapılacak ve bu tayyareler Avrupa ile aksâ şark arasında muntazam hava hatları tesisini kolaylaştıracaktır.
Tayyarenin dünya ufuklarına hakim olacağı seksen gün yerine nihayet seksen saatte devri alem yapıldığının görüleceği günler uzak değildir.
Projektörler:projektör gece karanlığında gayet kuvvetli ışıklar yakmak için kullanılan alete denir. Bunun bir çok muhtelif cinsleri ve kullanılacak hizmete göre de büyük ve küçükleri vardır. Bir zamanlar yalnız askeri maksatlarda ve denizcilikte kullanılan projektörler, tayyareler için de gayet faydalı birer unsur olmuştur. Bunlar vasıtasıyla geceleri tayyareler yere inebilirler, bunlar vasıtasıyla gece uçmak zorunda kalan tayyareler istikametlerini düzeltirler, nerelerde bulunduklarını anlarlar ve ona göre hareket ederler. Hala Almanya Tampelhauf, İngiltere Kroviden, Fransa’da Burj tayyare meydanlarında en son tekamülata havi gayet kuvvetli projektörler vardır.
Bunların 200 milyon mum kuvvetinde olanları ve 300 kilometre uzaklığında bir yerden görülenleri bulunduğu zikir edilirse kuvvetleri hakkında bir fikir vermiş olabiliriz. Gerçi üstünde yaşadığımız arzın yuvarlak olması böyle 300 kilometrelik mesafenin aydınlatılmasına mani ise de bunlar yükseklerde bulunan tayyareleri tenvir ve bunlara işaret verebilirler (Şekil 23, 24,25)
Paraşüt (Siper-i Sukut):
Hava-yi nesimi içinde uçan insanların hayatlarını seyanat için düşündükleri en son emniyet tertibatı paraşüttür. Herhangi bir sebeple tayyarenin gayr-i kabil tamir ve tashih bir sakatlık göstermesi halinde tayyarenin râkibleri paraşütlerinden istifade ile salimen yere inmeye tevessül ederler. Paraşüt vapurlarda gördüğümüz tahlisiyyelerin vazifesini ifa eder. Paraşütler takribi kırk beş ile atmış metre murabba bir satıh arz eden gayet mukavim bir (bez) ile bu bezin etrafında mevcut yirmi kadar iplerle insanın bağlanmasına hizmet eden rabt tertibatından teşekkül eder. Kitabımızdaki resimlerden de anlaşılacağı veçhile (Şekil 30, 34) tayyarenin râkibi paraşütü ihtiva eden torbayı arkasına bağlar ve kullanmak istediği zaman kendini tayyareden atar. Tayyareden üç dört metre ayrıldığı zaman bir ucu tayyareye merbut bulunan kuvvetli bir tel torbanın ağzındaki ince ipleri kopararak paraşütü çıkarıp uzatır ve bundan sonra da paraşüt açılarak sahibinin yavaş yavaş yere inmesini temin eder. İyi bir paraşüt yavaş yavaş hava ile dolarak açılmalı ve bu suretle tayyareciyi sarsmamalıdır. İniş sürati saniyede üç dört metreye tecavüz etmemek lazımdır. ,
Muhtelif memleketler; tayyare ile uçacakların paraşüte hamil olmaları mecburi tutmaktadır.
Askeri Tayyarecilik
Tayyarenin ve tayyareciliğin terakkisinde görülen baş döndürücü sürat askerliğin gösterdiği ihtiyaçtan doğmuştur da denebilir. Bir insanda göz ne ise tayyarede odur.
Tayyareler ilk icat edildiği zaman bu hava aletinin yalnız havadan yere bakarak düşmanı keşif etmeye yarayacakları zannediliyordu. Halbuki, zamanla pek çok terakki eden tayyareler ordu için yalnız göz olmak derecesinde kalmamışlar bu hizmetlerden başka bombaları, torpilleri, makinalı tüfekleri, zehirli gazlarıyla ordunun çok kıymetli, çok faydalı, çok kahhar bir lazımgir mefâriki olmuşlardır.Tasavvur edelim; kilometrelerce uzaktaki düşman karargahlarının, ordugahlarının ve hatta mıntıka-i harp haricinde düşman ordusuna top, tüfek, cephane malzeme-yi harbiye ... İlh yetiştirmeye çalışan imalathanelerin saatle ölçülebilecek kadar kısa bir zamanda hâk ile yeksan olması düşman aleyhinde az zarar mıdır? İşte bu ihtiyaca binaen derki tayyareler çok yük yani bomba taşımaya başladılar ve bu suretle de düşman ordugahlarının, şehirlerini, demiryollarını, büyük köprülerini, düşman sefain-i ticariyye ve harbiyesini bombardıman etmekte kullanıldılar. Tayyarelerin büyük bombalarla ika ettikleri tahribat ve zararların pek büyük olduğu görüldüğü zaman düşman tayyarelerinin ıskatı ve dost memleket üzerine gelmemeleri esbabı düşünüldü. Tayyareler yükseklerden uçtukları için top ve makineli tüfeklerin ve piyade tüfeklerinin tesiri hiç denecek kadar az oluyordu. Nihayet en son tedbir olarak düşman tayyarelere dost tayyarelerle taarruz edilmesi mavafık görüldü ve böyle hareket edildi. Bu maksatta kullanılan ve avcı tayyaresi denilen seri tayyareler çok büyük hizmetler ifa ettiler ve bu suretle bir çok düşman taarruzları körletildi.
Tayyarelerin yalız başına yaptıkları taarruz ve müdafaalarda bazı tehlikeler görüldü ve bunlara karşı tedbir düşünüldü ki; o da tayyarelerin toplu uçarak birbirlerine yardım etmesi keyfiyetidir. Tayyarelerin toplu uçuşuna filo nizamı (filo uçuşu) denilir (Şekil 36). Filo nizamı avcı tayyarelere karşı yegane müdafaa silahıdır. Zamanla filo uçuşlarının bu bombardımanlar esnasında da nafi olacağı görülmüş ve birbirlerine yanaşık halde uçan tayyarelerin hep birden atacakları bombaların hedefi daha katiyetle bulacağı sabit olmuştur.
Görülüyor ki askeri tayyarecilik kendiliğinden, başka başka vazifelerle karşılaşmış ve tekamül eden vasaiti sayesinde bu vazifeleri Hakkıyla ifada muvaffakiyet arz etmiştir. Bu gün ki askeri tayyarecilik esaslı olarak ber-vech ati şubelerden terkip etmektedir.

Bombardıman Tayyareciliği:
Bombardıman tayyareciliği isminden de anlaşılacağı veçhile düşman mevazı ve mevaki’ini muhtelif sikletlerde bulunan tayyare bombalarıyla bombardıman etmeye hizmet ederler.
Bu tayyareler suret-i umumiyede iki, üç, dört motorlu olurlar. Süratleri saatte yüz elli kilometreden iki yüz kilometreye kadardır. Beş bin kilodan yedi bin kiloya kadar bomba taşıyabilirler (Şekil 37). Kendilerini müdafaa için ön, arka ve yan tarafa müteveccih olmak üzere müteaddid silahlara maliktir. Bu silahlar ikişer ikişer tabiye edilmiş makineli tüfek yahud otuz yedi ve yetmiş beş milimetrelik top da olabilir. Her bombardıman tayyaresinde bir telsiz telgraf ve telefon makinesinin bulunması usuldendir.
Bu bombardıman tayyarelerinin içinde tayyareyi uçuran bir tayyareci, alt, ön, arka silahları ayrı ayrı kullanan birer kişi
(yani üç kişi) bir de tayyarenin uçuş istikametini tayin ve tayyare mürettebatına kumanda etmek ve bi-l hesap bombaların atılması işini idare etmek üzere bir rasıt zabiti bulunur, ki cem’an beş kişi eder. Mamafih birçok tayyarelerde bu muhtelif vazifelerin deha mahdut eşhas tarafından idaresine lüzum hasıl olmakta ve bu suretle mürettebat üçe kadar tenezzül edilmektedir.
Bir bombardıman tayyaresinin en mühim kabiliyeti taşıyacağı bomba hamulesidir . Fakat iyi bir bomba tayyaresi o suretle tertip edilmiş olmak lazımdır ki hiç bir tarafında düşman tayyaresinin taarruzuna mukabele edemeyecek bir zaviye-i meyyite bulunmasın. Böyle bir tayyarenin içinde bulunan alet ve edevat arasında en kıymetlisini (Bombardıman Nişan Aleti) teşkil eder. Tayyarenin rasıdı olan zat bu alet sayesinde hedefine nazaran bombaları atacağı zaman ve mesafeyi tayin eder.
Bombardıman tayyarelerinde büyük büyük bombalar, tayyarenin altına asılır; küçük bombalar hususi çengellerle asılı oldukları halde gövdenin içinde bulundurulur ve bütün bombalar hiç kimsenin yardımı olmasızın küçük bir kolun rasıd tarafından harekete geçirilmesiyle kendiliğinden sukut ederler.
Şimdiye kadar vücuda getirilen en ağır tayyare bombası iki tondan fazladır ki derununda bin sekiz yüz kilo mevadd-ı infilakiye vardır.
Bombardıman tayyareciliği düşmanın menabi-i hayatiyesini imhaya yaramak itibariyle tayyarecilik esasını teşkil eder.
Keşif Tayyareciliği:
Keşif tayyareciliği (Şekil 38) isminden anlaşılacağı gibi yalnız keşif hidmeti ifasında kullanılmaz. Bu tayyareler kara ordusunun bütün harekat-ı taarruziye ve tedafiyesine iştirak eder. Taarruz eden düşman tanklarına hücum ederek onları hareketten ıskat etmek; harekatta kaçan düşman kıtalarını imha ve harekatlarını takip etmek; topçu endahtlarını tanzim etmek; düşman topçularını arayıp ..... bulmak, bütün mevazilerin fotoğraf ve sinema makineleriyle resimlerini çıkarmak ve bunlar sayesinde haritalarını yapmak... ilk vazifelerini teşkil eder.
Keşif tayyareleri düşman memleket üzerinde uçarak düşman ordusunun faaliyet ve harekatının derecesini tespit ve suret-i umumiyede taşıdıkları bir kaç yüz kadar bombalarla münasib ve müsaid hedeflere taarruz ederler. Hal-i hazırdaki tayyarelerini sürati iki yüz yirmi kilometre kadar olup önde iki arkada iki ve bazen de
altta bir olmak üzere beş makineli tüfeğe ve iki rakibe malik olurlar., geride oturan ve keşif vazifesini ifa mesuliyeti taşıyan rasıd zabiti arka ve alt tüfekleri aynı zamanda kullanmak mecburiyetindedir.
Bu tayyarelerde suret-i umumiyette küçük bir telsiz telgraf ve telefon makinesi bulunur. Her keşif tayyaresinde taşıdığı bombaların muntazaman endahtını temin için bombardıman tayyarelerinde olduğu gibi (Bombardıman nişan ve endaht aleti) vardır. Keşif tayyarelerinde küçük veya büyük bir fotoğraf (Şekil 39) ve bazı hususi ahvalde sinema makinesinin bulunması usuldendir. Bu makineler sühuletle kullanılabilecek halde ve devamlı resimler almak kabiliyetindedir.
Avcı Tayyareciliği :
Düşman tayyarelerine hücum ederek ıskat etmek, bu sınıf tayyarelerin vazifesidir. Muharebenin en ağır işi olan bu vazife avcı tayyarelerinin süratle tekamül etmesine sebep olmuştur (Şekil 40). Bu tayyareler suret-i umumiyette bir kişilik olurlar ve tayyareci tarafından kullanılan sabit dört makineli tüfeğe malik bulunurlar
(Şekil 41). Tayyareci bu yek diğerine müvazi istikamette bulunan sabit tüfekleri, tayyareci hedefine çevirerek nişan alıp endaht eder ki tayyarenin mühur tavlasını nişan hattını teşkil eder.
Zamanın avcı tayyarelerinin sürati saatte iki yüz seksen, üç yüz kilometreye baliğ olmaktadır.
Memleket havalarını düşman tayyarelerinin taarruzlarından vikaye etmek itibariyle avcı tayyarelerinin ehemmiyeti de fevkaladedir.
 

Etiketler
Ynt: Uçuyoruuuuum...!

Havacılık tarihimizle ilgili güzel bir belge.
Emek verip bize sunduğunuz için teşekkür ederiz Selçuk bey
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,790
Kayıtlı Üye Sayımız
172,071
Kaydolan Son Üyemiz
kalenbuk

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst