Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan hiç Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 21
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 24,919

hiç

Kamp II
Mesajlar
463
Tepkime Puanı
106
Yaş
70
Yer
İstanbul
Aslında ta yılbaşından beri kafamda Sinop' a gidip Diojen'le iki çift laf edip sonra Amasya, Tokat filan deyip bir tur atmak vardı ama, olmadı gitti vesselam.

Fakat kaşıntı da artık rahatsız etmeye başladı. Bizim buralarda Dalyan'dı, Bostancı'ydı, Tuzla'ydı diye kendimi kandırmaya çalıştım ama nafile. Neticede yaşantımın geçtiği yerlerde gecelemek biraz çocuk kandırmak gibi oluyor.

Sonra " gezenbilir " de şu kış kampı fikri çıkınca ortaya " hah!... işte bu fırsat kaçmaz..." dedim ve üç gün öncesinden direksiyona geçip yönümü o tarafa yani Bolu Aladağlar'a çevirdim.

Ama tabii öyle çık yola, bas gaza değil. Vur dağlara, karlara, kal oralarda mahsur şeklinde... Görüp yaşayacaklarım varmış.

İlk akşam İzmit şehir içinde üniversite gençliğinin, gençliklerini ve özgürlüklerini yaşadığı merkezde bir otoparkta geçirdim. Canım öyle çekti çünkü yıllardan beri İzmit'ten geçip dururum ama içine girmişliğim yoktu. Yıllaaar sonra ben mi yaşlandım İzmit' mi gençleşmiş bilmem, biraz anason, biraz duman eşliğinde keyif yaparken karlar düşmeye başladı.


Adamo'nun " tombe la neige " isimli parçasının romantizmi bugünkü flash bellek gençliğine fazla ağır ve ağdalı gelse de, benim gibi gramofonun son deminden 33 lüğe, derken 45 liğe geçiş yapmış olanlar için müziğin dışında çok başka şeyler ifade eder.
Kar yağıyor, aracın derecesi -3 ü gösteriyor.
Umurumda değil, nasıl olsa daha önce Dereköy'de ailecek eksi 17,5 derecede tecrübemizi yapmışız. 45-50 santimlik hiç bozulmamış karda aracı denemişiz. Güvenim tam, içim rahat.

Eh uyumuşum tabii.

Sabahleyin 2-3 cm lik bir kar vardı, ben de truma kombinin konforuyla gece uykumun üzerine keyifli bir kahvaltı yaptım sonra şöyle bir haritaya göz gezdirdim. Baktım, yakınlarda Yuvacık barajı var hem gittiğimi de hatırlamıyorum. Tamam o zaman dedim, ilk hedef Yuvacık barajı. Yalnız hava raporu özellikle Kocaeli civarında kuvvetli kardan bahsediyor, bu durumda yollarda kalmak dahil her şeyi düşünmeliyim.

Araç deposu tam dolu,100 litre, truma nın gazı tamam, 33 litre, çeki halatı tamam, zincir de tamam ama kim takacak, nevale tamam ... Eveeet kazasız belasız mahsur kalabilirim.

Yuvacık barajı yakın, ama kar zaman zaman şiddetini arttırıyor, barajı bir yarım tur yapıp karşıma çıkan yol ayrımında, yola köy yollarından devam edip Sapanca taraflarına inip orada gecelemeyi düşünüyorum.

Daha doğrusu düşünüyordum kiiii, tabelasını göremediğim küçük bir köyün içinden geçip yokuş aşağı inerken, üstelik gayet de dikkatli inerken araç birden kaymaya başladı. Birinci viteste, elim el freninde, ayağımın ucuyla frene dokundum, dokunmadım gibi iniyorum. Lastiklerim yepyeni ve hem kış hem çamur lastiği diye geçen cinsten ama politikacıların yalan duaları gibi.

Öyleymiş de değilmiş gibi, varmış da yokmuş gibi...

Yol daha önce temizlenmiş ama yeni yağan kar yine bir on santimlik kar yapmış, kenarlarda ise yarım metreden fazla kümelenmiş durumda.

İyi ki de öyle.

Kaymaya başladım, sağ sol yaparak el frenini biraz daha çekerek yavaşlamaya çalıştım ama nafile, araç altımdan kayıyor. Kontrol etmem mümkün değil ve baktım olacak gibi de değil aracın burnunu yüksek olan yere doğru çevirip el frenini biraz daha çektim ve aşağı yukarı 5 metrelik genişliği kalmış olan yolda olduğum yerde ters yöne dönüp aracın sağ arkasından kenarda birikmiş olan kar kümesine yaslayıp durdum.

İyi güzel durdum da... Şimdi ne olacak ? Zaten 4x4 konumunda olan aracın pek yerinden kımıldamaya niyeti yok. Bu sefer arka diferansiyel kilidini devreye soktum. Biraz biraz bu sefer yokuş yukarı olmak üzere kıpırdamaya başladı. İleri geri derken bir kaç metre ilerledim ve tekrar patinaj başladı ve tekerlekler ileri doğru dönerken geri geri kaymaya başladım.

Hemen karar verip tekrar direksiyonu sertçe kırarak ve yine olduğum yerde dönerek aracın yönünü yokuş aşağı getirdim ve hemen karlara sapladım. Çünkü kontrol edemiyorum.

Buraya gelene kadar kilometrelerce geldim yokuş çıktım, yokuş indim fakat burada durum farklı. İnip yola bakmaya karar verdim.

Sol tarafım kümelenmiş karlara yaslı olduğundan şoför kapısını açamadığım için sağ taraftaki kapıdan aşağıya indim. Daha ikinci adımda kendimi yerde buldum ve sol kolum ve omzum çok kötü oldu.

İki üç dakika kadar yerde kıvrandım. Doğrusu bu canımı sıkmıştı zira kolumu oynatamaz haldeydim ve acı çoktu gerçekten. Zorla ayağa kalktım ve araca tutunmak üzere uzanırken bu sefer ayaklarım tümden yerden kesildi kafa üstü çakıldım.

Neyse, ender olarak kullandığım kafam kalındır zaten fakat sol omzum ve kolum kötü. Üstelik o, şimdi daha çok lazım. Bu sefer yerde sürünerek araca tutunup, ilk önce dizlerimin üstüne, sonra sağ elimle kapı koluna tutunup kendimi içeri attım.

Yahu tamam, biraz heyecan iyi de, bu yaştan sonra bu kadarı fazla.

Hemen bir ağrı kesici alıp bir sigara yaktım ve düşünmeye başladım.

Yerimden hiç kıpırdamamak da vaaar, biraz düzgün bir alan bulmak için şansımı denemek de var. Zira kolumun ve omzumun durumunu bilmesem de acıya katlanabiliyorum şimdilik ve başka büyük bir sorun yok ancak araç hem öne doğru hem de yaslandığım sol tarafa doğru bayağı eğimli. Saatleri böyle geçirmek çok sıkıntılı olur.

Yoklamaya karar verdim, sol elimi sağ elimin yardımıyla direksiyona yerleştirip, sağ elimle vitesi ileri geri yaparak, 4x4 artı diferansiyel kilidinin de yardımıyla, ileri geri aracı sallamaya başladım ki ancak patinajla oyduğum yerde aracın kendi ağırlığından faydalanarak ve yokuş aşağı bulunduğum yerden kurtulabilirim. Zira sol taraftaki kar kümesinin içine araç iyice gömülmüş durumda. Bu arada bir de kıpırdarsam tekrar nasıl duracağımı düşünüyorum.

Yokuşun alt tarafında biraz düzlük filan… Yok, görünmüyor. Zaten görüş mesafesi de yok.

Aracı ileri geri sallaya sallaya bulunduğu yerden çıkarttım ama hemen tekrar kaymaya başladı, tekrar direksiyonu çıktığım sol tarafa kırdım ve birkaç metre sonra yine olduğum yerde ters dönüp bu kez yine sağ arka tekerlek karlara gömüldü ve durdum.

Bu sefer aynı eğim ters yönde olacak şekilde kaldım. Vaziyet kötü, ya böyle kalacağım, ya zincir takıp öyle deneyeceğim. Bu omuz ve kolla zincir takmam mümkün değil.

Çaresiz, kadeh eğimli ama anason nasıl olsa içinde düz duracak hesabını yapmaya başladım.

Bir teknik arıza olmadıktan sonra en az bir hafta rahatça yaşarım, yalnız şu omzum… Kötü anasını satiim, kötü acıyor.

Eeee kendi düşen ağlamaz moruk, hiç sızlanmaya hakkın yok. Tamam laf yok. Böyle.

Derken… İleride yokuşun başında bir araba göründü, hemen selektör yaptım. Bilmeden yokuşa girerse anlayıp dinleyene kadar üstüme çıkıp öyle durabilir.

Yokuşun başında durdu, tam seçemesem de içinden dört kişi indi, bakınmaya başladılar. Birkaç dakika orada öyle kaldıktan sonra aşağı, bana doğru yürümeye başladılar.

Ne yalan söyleyeyim sevindim tabii, zira kolum daha kötü olursa gerçekten yardıma ihtiyacım olabilir.

Bana doğru gelirlerken benim kaymaya başladığım yerde hepsi patır patır düşmeye başladılar. Ve tekrar tekrar düştüler ama onlar kahkaha atıyorlardı.

Geldiler… Pencereyi açtım.

Selamün aleyküm daaa! diye bir neşe patlamasıyla karşılaştım. Yaşımı başımı görünce “ dayı, ne araysun bu havada, buralarda daa ? “ sorusuna ne cevap vereceğimi pek bilemedim.

“ Eeee ben biraz deliyim de, ya siz Karadeniz’den buralara gelmek için bu havayı mı seçtiniz ? “ diye topu üzerimden attım.

“ Yok daa. Biz buralıyız, yani aslen Trabzon’luyuz da, mangal yakıacaaz daa, aşağıda mangala gidiyoruz… “

İçimden, hah dedim oldu şimdi, delinin yanına zır deli yakışır.

“ Arkadaş, şurası çok kayıyor, arabayı indirirken çok dikkat edin, aman haa ! “

“ Uşaklar burada kızak kayii, ondan burası böyle “ der demez, diğer yollarla aradaki buzlanma farkının nedeni ortaya çıktı.

Onların da yardımıyla benim aracı tekrar çevirip, ben önde, onlar arkada yola düştük. Uzun bir süre ben sorun yaşamadım ama onları yokuş sonlarında bekledim. Zira yokuş yukarı dört kişi inip araçlarını iterek yol alabiliyorlardı.

Uzun lafın kısası az gittik uz gittik akşamı ettik ve bir yere varamadık, sonunda muhtara telefon edip kepçe, mepçe ne varsa istediler.

Zira virajlı bir yokuşta ben, benden epey geride onlar kala kaldık yine. Sebep yine buzlanma.

Onların, kendileriyle dalga geçen arkadaşlarıyla telefon görüşmelerini dinleyerek aşağı yukarı iki saat kadar bekledik.
Konuşmalar şu minvalde…
“ Ha bu uşakların aklına uyduk daa… Ben dedum gitmeyelum diye, yok ille mangal yakacaalarmış… Otur evinde, iç çayını zıkkımlan, ha burda geberip gideceğuz… Muhtara filan haber verun… Elli oyumuz var daa… “
Gülüyorum, güldükçe omzum acıyor.

Nihayet koca bir grayder geldi.

IMG 20150218 191434


IMG 20150219 101917


IMG 20150219 101823
 

Ekli dosyalar

  • IMG_20150217_193852.jpg
    IMG_20150217_193852.jpg
    108.6 KB · Görüntüleme: 435

Etiketler
Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Kaybolmayı seven bir kişi olarak, bu macera hoşuma gitti.
Sonuçta keyif aldığınızı hissediyorum, bu eziyete değer.

Yolunuz açık olsun.
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Kol ve omuz ağrılarınız olmasa haketmişsiniz diyecem ama ;D, geçmiş olsun diyeyim. Araç uygun olunca tabi ki böyle gezileri yapma isteği de oluyor. Unutulmayacak, maceralı bir gezi olmuş. Almanya‘ da karlı ve buzlu yollara biraz alışığız. Karlı yolda araç gidemediği yerde kalır ama buzlu yollar çok tehlikeli oluyor. Buzun farkına varınca çok zaman iş işten geçmiş oluyor. Almanya‘ da ilk kazam buz yüzünden oldu. Şehir içinde bir virajdı. Araç kontrolden çıktı ve kaymaya başladı. Çevre park halindeki araçlarla doluydu. Hiç unutman, araç yan yan eski bir otomobile doğru kayarken, ucuz atlatıyorum diye kendimi teselli etmiştim. Halbuki yeni araçta olsa parasını nasıl olsa sigorta ödüyor.
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Haldun abi sen bu arabayı boşuna yapmadın :smiley:

Kamp yapmakta kaybolmakta güzel, eline sağlık. Omuzun iyileşmiştir umarım, Selamlar
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Ben böyle maceralara kalktığımda Rahmetli annem o havada akıl aramayamı gittin derdi.tabi oralarda yaşanan heyecanı bilmezdi.siz o kadar güzel anlatmışınızki okurken benide maceranın içine çektiniz.karadenizli arkadaşları canlandırdım gözümde kaldığınız yolu düşünüp yaslandığınız karın yoğunluğu hesaplamaya kalktım.kolunuzun acısını hissettirdiniz bana.kısaca o kAdar güzel yazmışınızki nerdeyse sık sık mahsur kalın diyeceğim tabi size bir şey olmadan sadece macera boyutunda.geçmiş olsun dileklerimi iletir keyifle okuduğum anılarınızı bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim
 




Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Kolunuz icin gecmis olsun. Yolda kalmaniz icin gecmis olsun diyemiyecegim. Ayni gunlerde ben de mahsur kaldim. İs makinesi gelip yolu actiginda biraz bozuldum acikcasi.
Arka cift tekerlekleein camur ve kar performansini dusuruyor olabilecegini dusundunuz mu? Yanlis hatirlamiyorsam 215 taban genisliginde lastik kullaniyorsunuz. İki lastikte 430 taban genisligi yapar. Birim alana dusen yuk azaldigi icin patinaja dusme ihtimali daha fazla. On ve arka poryalari ve jantlari degistirerek arka dingili tek lastikli yapma yollarini arastirdiniz mi?
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...



İlginize ve geçmiş olsun dileklerinize teşekkürler dostlar.

Evet keyif aldım ve bugün hala yaşadığım ağrılarıma rağmen deydi. Önemli olan hasarın bu kadarla kalması.

Doğaldır ki altımda böyle bir araç olmasa o hava ve yol koşullarında böyle bir deneyimi ne kadar deli fişek olsam da aklımdan geçiririm ama uygulamaya koymam. Aracın donanımı bu cesareti verdi.

Doğru söze nedir. Bu araç bunun için düşünüldü ve hayata geçirildi.

Karavan, hava ve yol şartları bütünlüğünde yaşadıklarım bir yana dışarıda gibi duran ama olayın bir parçası olarak işte ancak böyle bir sahnede işittiğim bir çift söz dikkat çekici bir ayrıntı.

Köylülerin muhtardan kepçe isterken " elli oyumuz var daa " şeklinde ki göndermeleri bu ülkede zihinlerde demokrasi, seçim, oy, şantaj gibi kavramların hangi boyutlarda ve birbiriyle ilintili olduğu konusunda düşündürücü idi.

Ben de zaten anlatım sırasında arkanın çift teker oluşundan dolayı hem iç ve dış tekerin farklı derinlik ve zemine basmasından ve ağırlığın dağılmasından dolayı tutunmada sorun olduğunu düşündüğümü belirtmiştim.

Kumda ve çamurda ise aracın fazlaca gömülmesini engelleyeceğinden belki bazen avantaj bile olabilir gibi geliyor. Ancak değişen koşullara göre, ağırlığın dağılması ve baskının azalması, aracın gömülmesi, daha geniş yüzeyde çekiş gibi denklemlerin dengesini hesaplamak biraz zor gibi.

Bence arkada çift tekerleğin olmasının yaratacağı sorunlar olarak, arazi koşullarında daha çok taşlı kayalı yerleri aşarken, dar bir alan bırakan iki kayanın arasından geçmeye çalışırken gibi veya iki lastiğin arasına taş sıkışıp lastiği yarması gibi sorunları da düşünmek gerek.

Arkaları tek tekerleğe düşürme konusunu şöylesine bir kafamdan geçirdim ama hem aracın orijinalliğini bozmamak, hem karşılaşacağım teknik ve bürokratik sorunların ve masrafın boyutlarını bilemediğimden çok fazla üstünde durmadım.

Zaten böyle koşulları kaç kere yaşayacağım, bütün bunlarla uğraşmak yerine çok zorda kaldığımda zincir takmak ( sevimsiz ve pis bir iş olsa da ) bence şimdilik tercih edilir bir durum.

Ağırlıklı olarak çok büyük oranda düzgün yolda kullanacağımdan asıl sorun fazla sürtünmeden dolayı daha çok yakıt harcamak.

Eh, gülü seven dikenine katlanır gibi bir sözle kendimi avutacağım.

IMG 20150219 084108


IMG 20150219 102031


IMG 20150219 084112
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Öncelikle geçmiş olsun, omuz-kol kırık ve çıkıkları bu tür düşmelerde sıkça rastlanır. Haldun abi kafasının kalınlığından dem vursa da bence kemiklerinin sağlamlığına dua etmeli, anasonun bu konudaki etkileri tıbbi araştırma konusu olabilir :smiley:
Karadeniz'li yoldaşların kepçeyi beklerken orada neden mangalı yakmadıklarını da araştırmak gerek. Ben onlardan bunu beklerdim :D :D :D
Yolda kalmaya gelince bundan keyiflisi her halde yoktur. Oraya sizi kurtarmaya gelenlerin kurulmuş çilingir sofrasını görünce yüz ifadeleri nasıl olurdu ? merak ediyorum :smiley:
Bu güzel yazıyı bizimle paylaştığınız için size teşekkür ediyorum :smiley:
 




Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Boşuna dememişler...
"Hiç yoktan iyidir" ;)
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...

Abi sen daha giderken 1 haftayı göze almışsın. ;) :D :D

Hasan
 

Ynt: Kış Kampına Giderken Mahsur Kalınır...


Teşekkürler dostlar. Sonuç olarak bir anı olarak yaşanmışlara gömüldü.

Bundan yıllar önce hayli yaşlı bir aile büyüğüme sormuştum hayat sence nedir diye, aldığım cevap hatırladığım kadarıyla şöyleydi.

" Gençken hayallerimin gerçekleşeceğini beklediğim bir zamandı, sonra yaşadıklarım oldu, şimdi ise hatırladığım anlardan ibaret." Doğru ya da yanlış, o böyle özetledi.

Hayalleri yavaaaş yavaş geride bırakırken, hatıralara bir kaç an daha sıkıştırabilir miyim derdindeyim henüz.

Omzumun, kolumun acısı geçecek ama " elli oyumuz var daa!.. " sözünün içindeki taşıdığı anlayışı hep düşünecek ve anacağım.
 






Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,440
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst