Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

Herkese selamlar,

Özellikle başta şunu belirtmek isterim, bu gezi en ekonomik ve minimum para harcaması planlanarak yapılmış bir gezidir, bu başlık da az paraya bol gezmeli ve eğlenceli gezi hayali kuranların hayallerine katkı vermek için yazılmıştır

2014 yılının Temmuz ayında dört arkadaş, izmirden uçak ile Münih'e giderek başladığımız bir haftalık gezinin fotoğraflarını ve bilgilerini paylaşacağım. Bu geziyi kiralık araç ile yaptık, dört kişi için hem ekonomik oldu, hem de rotamızı tamamen özgür bir şekilde kendimiz belirledik, istediğimiz yerde istediğimiz kadar vakit geçirmiş olduk. (Yola çıkmadan önce çok ciddi bir rota araştırması yapıp planlama yaptık, zamanı verimli kullanabilmek açısından çok önemli bir husus)

Gezimizde amacımız kültür gezisi veya şehir gezisi olmaktan ziyade, biz dört arkadaş doğa aşığı olduğumuzdan, pek şehirlere uğramayı düşünmüyorduk, o yüzden doğa ağırlıklı bir gezi planladık. Planımız Alp dağlarını, dağ geçitlerinden (Passlardan) kuzey-güney doğrultusunda geçmek, özellikle Stelvio Passı görmek, İtalyan Alplerindeki Türk köyü olarak tabir edilen Moena'ya gitmek, Almanyada bulunan, Disneylandın da logosuna ilham kaynağı olan Neuschwanstein şatosunu görmek ve Slovenyada bulunan Avrupa'nın en büyük mağara yapısı olan Postojna Mağaralarını görmekti... hepsine ulaştık bunların, aralarda da muazzam manzaralar, Alp dağlarının müthiş zirveleri ve göller...gerçekten inanılmazdı... fotoğraflar ile devam edeceğim anlatmaya.

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

2 Temmuz 2014 Çarşamba 13:20 'de Münih hava limanına indikten sonra yaklaşık 1 saate yakın pasaport kontrol noktasında bekletilmemiz moralleri biraz bozsa da Alp dağlarının heyecanı ile gümrükteki işlerimizi bitirdik. Hava Münih de soğuk ve yağmurlu idi. Kiraladığımız aracımızı, gezi ekibinden Ferhan'ın Münih Havalimanında araç kiralama şirketinde çalışan kuzeni Tanzer'den teslim aldıktan sonra ( kuzen sağolsun ) yola çıktık. Tanzer'in burda bize oldukça yardımları oldu, daha ekonomik olması açısından onun yönlendirmesi ile, gitmeden önce internetten rezervasyon yaptırmıştık, oraya vardığımızda da, bizim rezervasyon yaptırdığımız "economy" sınıfı araç ellerinde olmadığından, bize ücretsiz upgrate yaptılar, yani daha pahalı bir arabayı fark ödemeden aldık Aracımız 2014 model 1300 km. de bir Ford Focus SW idi. Çok kahrımızı çekti sağolsun bizleri 1800 km taşıdı.

Havalimanından ayrılışımız neredeysa saat 16:00'yı buldu. Munih içerisinde biraz araba ile dolaşarak, Alians Arena ve Münih olimpiyat statlarını gördük. Sonra da yönümüzü güneye, Bayvera alplerine doğru çevirdik. Starnberger gölünün yanından geçerek Kochelsee ve Walchensee göllerine vardık. Bu göller arasında, neredeyse yanyana olmalarına rağmen yaklaşık 100 m irtifa farkı bulunuyor. Burada hayatımızda ilk kez gölden dışarı doğru akan nehir gördük. Hepimizin ağzı bir karış açık kaldı.. Kochel kasabası da minik ama sevimli bir yer. Bu göllerin çevresi inanılmaz güzel ve doğa harikası muhakkak gezilmesi gereken yerler. Programımız buna musade etmediği için, ilk hedefimiz Neuschwanstein şatosunun bulunduğu Füssen'e doğru yola devam ettik. Araçta araç GPS i var, fakat biz bir iki deneme ile cep telefonuna indirdiğimiz I-Go nun daha iyi çalıştığına karar verdik ve gezi boyunca onu kullandık ve I-Go nun bizi yönlendirdiği yoldan Füssen'e gittik, yani önce Almanyadan Avusturya'ya geçtik, sonra da tekrar Almanyaya girip Füssene ulaştık. Avrupa zaten bir acaip bu konuda, ülkelerin sınırlarında bulunan küçük şehirler arasında, ülkeler arası çalışan belediye otobüsleri var
Fussen'e vardığımızda ise bizi Forggensee gölü karşıladı ki buraya ulaştığımızda artık güneş batıyordu. Ilk konaklama yerimiz bu gölün hemen yanında bulunan Brunnen-Forggensee isimli Camp alanı idi. Dateylı bilgi aşağıda. Buraya 4 kişi 2 çadır toplamda 60 € dolayında bir para ödedik gecelik. Bu kamp yeri gerek sosyal imkanları ile ( market kapansa da bira makinesi ve sıcak içecek otomatı var, duşlar, çamaşırhane mükemmel temizlikte ) gerek göl kıyısındaki yeri ile gerek de şatolara çok yakın mesafede olması ile oldukça güzel bir yer.

http://www.camping-brunnen.de/willkommen-bei-camping-brunnen/

Ve çadırlarımızı kurup dinlenmeye çekildik. Maalesef Almanya havası bizi fena ısırdı gece. Isı neredeyse 10 derecenin altına indi. Malzemelerimiz bizi ısıtmaya pek yetmedi. Gezi boyunca üşüdüğümüz tek gece oldu ilk gece.
Ilk gün sonunda 230Km yol yapıldı.
Detaylı Rotamızı ve konaklama yerlerini aşağıdaki haritadan görebilirsiniz.

https://mapsengine.google.com/map/edit?hl=tr&authuser=0&mid=zHh55cR3UH0A.kPAK1olsrQO4

1.Gün Yol haritası için tıklayın; https://www.google.com/maps/@47.880255,11.223985,9z/data=!3m1!4b1!4m2!6m1!1szHh55cR3UH0A.kPAK1olsrQO4

1.Gün Foto Galeri için tıklayın; https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808650405835214&type=1

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

2. Gün 3 Temmuz 2014 Perşembe

Gece oldukça üşümüşüz, gezimizin diğer hiç bir gününde bu geceki kadar üşümedik aslında. Almanya'da oldukça soğuk bir hava vardı. Sabah erkendan kalkıp Forggensee gölü yanında süper bir kahvaltıya oturduğumuzda saat sabah 8:00 olmuştu. Muhteşem manzara eşliğinde kavhaltımızı bitirerek Neuschwanstein şatosunun yolunu tuttuk. Yılda 1,5 milyon turistin ziyaret ettiği Almanya'nın en ünlü şatosu, Disneyland'ın logosuna ilham olmuş olan şatoya doğru ilerledik.

Şato için detaylı bilgi aşağıda;

http://tr.wikipedia.org/wiki/Neuschwanstein_%C5%9Eatosu
http://blog.milliyet.com.tr/neuschwanstein-satosu--bir-kralin-masal-dunyasi/Blog/?BlogNo=336709


Bu harika şatoya ulaşmak, bir tepe üzerinde olduğu için, 3 farklı yol içeriyor.

1. Otobüs 1,5€ (çok sıra bekleyebilirsiniz)
2. Fayton 6€ gidiş 3€ dönüş
3. Yürümek bedava

Bizler elbette ki yürüdük, tatlı eğimli, orman içinden geçen harika bir yoldan yürüyerek yaklaşık 35 dakika sürüyor. Şatoya giriş kişi başı 12€ Eğer sadece bu şatoyu gezecek iseniz yarım gün size yetecektir. Şatonun gezilmesi yaklaşık 1 saat sürüyor. Aman şatoyu ziyaret ettikten sonra, şatonun karşısındaki vadiye yapılmış Marien Brücke köprüsüne gitmeyi ve oradan şatonun fotoğrafını çekmeyi ihmal etmeyin, yürüyerek köprüye neredeyse 10 dk da ulaşılabiliyor. Bu arada şatoya çıkmadan evvel, aracımızı aşağıdaki otoparka bıraktık, otopark ücreti de 5 €.

Hediyelik eşyaların şato içerisindeki satış yerinden alınmasını da öneririz daha ucuz

Eğer zamanınız çok ise Alpsee gölü çevresinin mükemmel doğası içerisinde de yürümenizi tavsiye ediyoruz. Biz şatoya çıkmadan evvel, biletimizdeki giriş saatine çok zaman olduğundan orada biraz dolaştık, çok güzel bir göl kenarı.

Bizler öğlen yarım civarında şato bölgesi Füssen den ayrılarak Alp dağlarına doğru yolumuza devam ettik. Zira çok uzun bir rotamız vardı bizleri bekleyen. Ayrıca bu yol trafik açısından oldukça yoğun bir yol.

179 numaralı yolu takip ederek Avusturya sınırını aşarak öncelikle Fern Pass'ı araçla geçtik. 1212 mt. irtifa.

http://en.wikipedia.org/wiki/Fern_Pass

Ayrıca bu bölge Avusturya'nın Kuzey Tirol Alpleri olarak da geçiyor.

Tirol bölgesi için genel bilgi;
"Tirol bolgesi Avusturya’nın batı ucunda yer alan ve genelde yuksekte yer alan yuksek daglara sahip bir bolgedir, yani buraya bir nevi Turkiye’nin yuksek platoya sahip Dogu Anadolu bolgesi diyebiliriz. Ancak tek onemli bir farkla; ornegin Turkiye’ye yagıslar batıdan girer ve yağmur bıraka bıraka eksilerek doguya kayar ve neticede elde ne kalmıssa onu da yuksek dogu anadolu platosuna kar olarak bırakır ve giderler, oysa bu Tirol’lerde yagıs ulkeye zaten buradan girer ve ilk bu buyuk yukseltilerle karsılaşınca da buralara bol kar bırakırlar ( basta ve ilk ciddi yukselti Arlberg bolgesi olmak uzere ) ve oylece eksilerek Avusturya’nın dogusuna da kayarlar. Ama neticede bu Tirol Bolgesi, yine de bir nevi Turkiye’nin bir yuksek Dogu Anadolu platosu sayılabilir ve bence Avusturya’nın ( ve hatta İtalya’nın da ) en onemli kayak alanları bu bolgede yer almaktadır. Kısaca Tirol bolgesi; batısı, dogusu, guneyi ve kuzeyi ve daglarıyla, gölleriyle ( Achensee gibi ), koy ve kasabaları ve sehirleriyle de cok guzeldir ve ornegin, ortalama olarak 550 m’lik bir yukseklikte yer alan İnnsbruck’ta zaten cok guzel bir sehirdir ve ustelik ovada sayılır, tamamen duzdur ve o sebeple de tam bir bisiklet sehridir. Ayrıca; İgls 800, Mutters 800, Gotzens 800, Axams 900, Axamer Lizum 1550, Steinach 1050, Seefeld 1200, Kuhtai 2020 m’lik yuksekliklerde yer almaktadır. Shilck 2000 ise 700 m’lik ve Stubai buzulu ise, en alt istasyon 1750 m’de, ara istasyon 2000 m’de ve ust istasyon 2620 m’lik bir yukseklikte yer almakta ve yaklasık 3300 m’lik bir yukseklige kadar da cıkılabilmektedir. "

Fernsteinsee gölü kenarından Inn nehri kıyısına kadar indik. Alp dağlarının arasındaydık artık. Bizleri kör edici bir yeşil karşıladı. Eğer zamanınız olur ise Avrupanın en güzel kamp mekanları arasında gösterilen Fernstein'de kalmanızı öneriz, biz yanından geçerken gözlerimiz arkada kaldı çünkü... zaman öğleden sonra olduğu için durmadan yolumuza devam ettik.

Sonra Landeck sehrini geçerek Serfeus Fiss Ladis kayak merkezi bölgesine ulaştık. 3 ayrı lokasyonda(köy büyüklüğünde) pek çok teleferik ve kayak pistinin olduğu bir yer burası. Tüm köyler, teleferik hatları ile birbirine bağlanmış. Akşam üzeri olmasından dolayı sadece Ladis'e giderek oradaki manzaralı köy mezarlığını ziyaret ettik. Köyün merkezinde bulunan gölün kenarında dinlendik. Ladis'de pist bulunmuyor fakat Fiss'e teleferik ile ulaşım mümkün oradan da pistlere ve 2000 mt. üzerine teleferikle çıkmak mümkün. Şehir içerisinde göl ve kale manzarası görülmeye değer. Buradaki küçük bir gezinin ardından tekrar aşağıda Inn nehrine inerek kamp alanımızda çadırımızı kurduk saat de akşam 19:30 olmuştu. Tam nehir yanında fakat aynı zamanda yola da yakın bir kamp yeri idi. Sosyal imkanları yine harikaydı tesisler süperdi.
Akşam yemeğimizi kampta yiyerek yattık, çünkü yarın oldukça atraksiyonlu bir gün planladık, dinlenmek gerekiyor, bu arada yemeklerimizi kamplarda kendimiz yapıyoruz, çok fazla çeşit yok, makarna ağırlıklı besleniyoruz, enerjiyide çikolatalı barlardan sağlıyoruz, gezi boyunca pek sağlıklı ve düzenli beslenemedik ama yemeğe de çok fazla para harcamak istemiyoruz doğrusu.

http://www.aktiv-camping.at/

2.Gün Yol haritası için tıklayın; https://mapsengine.google.com/map/edit?hl=tr&authuser=0&mid=zHh55cR3UH0A.kgwH0PbEKnYk

2.Gün Foto Galeri için tıklayın; https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808656832501238&type=1

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

Gezimizin 3. gününde Inn nehri yanındaki kamp alanımızda sabah erkenden uyandık. Bu günkü hedefimiz Fiss ve Serfeus'u ziyaret etmek ve aksiyon parkına gitmek. Zippline yapmak ve akabinde yolumuza Heidi'nin de köyünü görmek üzere İsviçreye doğru devam etmek idi. Burada rotamızda bir değişiklik yapmak durumunda kaldık, çünkü bu hızla devam edip İsviçreye geçmemizle, rotamızı planladığımız tarihte Münih'te bitirememe durumu ortaya çıktı, o zaman da dönüş uçağımızı kaçırmış olacaktık, bizde İsviçre planını revize ederek yola devam etme kararı aldık.

Fiss bu kısmın Serfeus ile birlikte merkezi konumunda. Oteller bölgesi de burada bulunuyor. Bu kısmın kışını hayal edemedik doğrusu. Tam bir kayak merkezi.

Burada (Fiss) 4 kişi toplamda 83 euro vererek hem yukarıya (yukarısı aslında kayak merkezi, ama yazın outdoor sporları merkezine çevirmişler, dağ bisiklet parkurları, trekking parkurları, atraksiyon parklar inanılmazdı, uludağdaki otelcilerin görmesi gereken bir merkez) teleferik ile çıktık hem de 2 ayrı aksiyon yapma imkanı bulduk.

Bunların birisi; Fisser Flieger diğer ise Fisser Flitzer idi. Ne olduklarını aşağıdan görebilirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=Ww3wY-F245s (Bu sizi aşağıya indiren, raylı sistem)

http://www.youtube.com/watch?v=WI9odhbFYro (Bu da zirvede bulunan iki ayrı yamaç arasındaki telde hareket eden sistem, teleferik ile yukarı çıkıp önce bunu yapıyorsunuz, sonra yukardaki videodaki sistem ile aşağıya iniyorsunuz, bu paket olarak 4 kişi için 83 euro)

Fiss bu kısmın Serfeus ile birlikte merkezi konumunda. Oteller bölgesi de burada bulunuyor. Bu kısmın kışını hayal edemedik doğrusu. Tam bir kayak merkezi.

Sonra aracımız ile Serfeus'a gittik, aslında bir birlerine çok yakınlar, burasının da arasında ulaşım için telefrerik bulunuyor. Ama biz buradan yola devam edeceğimiz için araçla gittik.

Serfeus'un içerisine araba ile giriş yapmanıza gerek kalmıyor. Bedava çalışan yer altı otobüsü yapılmış Onunla insanları diğer pistlerin altına, teleferik merkezi kısmına taşıyorlar.

Tam Serfeus un girişinde süper bir aksiyon parkı daha bulunuyor. Ağaçların arasına çok güzel bir parkur inşa edilmiş. Bu kısım 24 € idi yaklaşık 2 saat sürdüğü için buna katılamadık. Umuyoruz bir dahaki sefere

http://www.x-trees.at/

Bu kısımda(Serfaus) zipline yapma niyetimiz vardı. 31€ kişi başı ücret verdik ve önce teleferik ile zirveye çıktık, 1850 mt. den aşağıya, çelik halat ile kurulan hatta, özel güvenlik aparatları ile sırtınızdan tele sabitleniyorsunuz ve toplam dört istasyona uğrayarak aşağıya kadar kayarak iniyorsunuz, inanılmaz bir deneyim yaşadık harika adrenalin oldu bizler için. (Youtube dan "zipline" olarak aratırsanız videolarını bulabilirsiniz) Güvenlik önlemleri üst düzey, her istasyonda da sizi bekleyen, hatlardaki bağlantıları değiştiren görevliler var, siz sadece yer çekimine kendinizi bırakarak boşlukta kayıyorsunuz.

Daha sonra yolumuza devam ettik. Sonraki hedefimiz İtalya sınırları içindeki Stelvio Pass oldu. Yani İtalya'ya geçtik artık.

Toplam 25,3 Km tırmanış içeren bu pass bizleri en tepesinde tam olarak 2758 M irtifaya çıkartıyor. Yol olarak da manzara olarak da tek kelime ile harika bir yer. Herkesin hayatında bir kez olsun çıkmasını isterim doğrusu. Burası motorcular ve bisikletçiler için mabed gibi. Yolda gördüğüm motosikletleri (özellikle r1200 gs ler) ve bisikletlileri sayamadım bile. (Motosiklet neyse de bisikletlilere hayran oldum, oraya bisiklet ile çıkan insan olamaz) Stelvio Pass benim için önemli bir noktaydı, çünkü hayatımda, ölmeden önce mutlaka görmem gerekenler kişisel listemin üst sıralarında olan bir yerdi, ve ben zirveden aşağı, o yılan gibi kıvrılan yola bakarken kendimden geçtiğimi hatırlıyorum.

http://en.wikipedia.org/wiki/Stelvio_Pass

Burada bir miktar zaman geçirdik ve bol bol fotoğraf çektik. Biz çıkarken bisikletliler ve motorcular da tırmanıyordu. Bisiklet için gerçekten inanılmaz bir yer.

Daha sonra çok yakınında olan ve bizi İsviçre'ye taşıyan Umbrail Pass'a geçtik ve hemen arkasından İsviçreye doğru inişe geçtik. 2501 mt İnişin hemen ardından İsviçredeki sınır kasabası olan St.Maria Val Mustair kasabasına geldik. Şehre girmeden hemen önce Pè da Munt isimli kamp alanına girdik. Harika yemyeşil bir alan, fakat hava hiç durmadan yağmaya başladı. Neyseki resepsiyondaki amcayı tam çıkmadan 15 dk önce yakalamıştık. Biz apar topar kampa girerken, kayıt falan olalım deyince, "Geceyi geçirin sabah görüşürüz" dedi. Gece yatana kadar yağmur neredeyse hiç durmadı ve zaman zaman da şiddetini çok arttırdı. Yanımızdaki çadırlar 5 mevsim fakat biri oldukça eski. Bu yağmura dayanamayacağını düşünüp bayanları Station Wagon arabamızın arkasında gecelemelerini planladık. Ben de Gürhan ile çadırda kaldık. Sağanak yağmur altında çok güzel bir uyku ve akşam oldu. Bizim çadırda sınıfı geçti, böyle bir yağmura dayandıysa yıkılmaz artık... Böylece bir geceyi de isviçre de geçirmiş olduk.

3.Gün Yol haritası için tıklayın; https://mapsengine.google.com/map/edit?hl=tr&authuser=0&mid=zHh55cR3UH0A.kYSuzAZXAmRg

3.Gün Foto galeri için tıklayın; https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808664909167097&type=1 )

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

4. Gün 5 Temmuz Cumartesi

Gözlerimizi sabah harika bir İşviçre güneşine doğru açtık hep beraber. Tüm gece yağan yağmur doğayı öyle bir yıkamıştı ki heryer mis gibi olmuştu. Bu gün seyahatimizde planın gerisinde kaldığımız için hızlanmalı ve uzun yol yapmalıydık. Ayrıca daha önce karar vererek isviçre Alplerinin tümünü farklı bir seyahate bırakmıştık. 8 günde rotamızın tümünü istediğimiz şekilde gezemeyecektik. Biz de bir karar vererek iyice güneye italyanın adriyatik denizine kadar sürmeye karar verdik. Orada bir gece konaklayarak yönümüzü doğuya Slovenya'ya çevirecektik.

Yola çıkmadan hemen önce bir koyun sürüsü bizleri kucakladı. Kamp alanının ortasından heyecan ve sevinç içerisinde hoplaya zıplaya geçtiler. Kahvaltı ve hazırlık akabinde saat 9:00'da yola çıktık. Sınırda olduğumuz için yaklaşık 15 dk sonra tekrar İtalya topraklarına giriş yaptık.

İlk hedefimiz İtalya'nin Moena kasabası idi. Önce Merano şehrinin içerisinden geçtik sonra yolumuza devam ettik.

Bu köyün biz Türkler için oldukça farklı bir anlamı bulunuyor.

https://www.facebook.com/notes/osmanli-devleti/italyada-bir-t%C3%BCrk-k%C3%B6y%C3%BC-moena-turchia/108225087077

Yukarıdan bu detayları öğrenebilirsiniz.

Köyü ziyaret ve merkezinde birer kahve içtikten sonra bizim sokağı aramaya başladık, köy halkı durumdan biraz bihaber ama, kime sorduysak bilen çıkmadı, biz de kendi kendimize bulduk "Strada Turchia"yı Biz fotoğraf çekerken, yeniçeri heykeli bulunan çeşmeden su doldurmaya gelen italyan kız, bizim türk olduğumuzu öğrenince heyecanla hikayeyi anlattı bize, bizi gördüğüne çok şaşırdı, çünkü pek fazla Türk gelmiyormuş köylerine. Burada biraz vakit geçirip güneye devam ettik. Sonraki hedefimiz ise İtalyan Alpleri Dolomitleri aşmak idi. Gerçekten hemen kasabadan sonra tırmanmaya başladık.

Doğanın yeşili bizleri yine içerisine aldı. İnanılmaz ormanlar ve harika motorcular gördük tekrar. Bisikletçiler de aralarda işin tatlısı idi. Her bisikletçide inip de alnından öpesimiz geliyordu Zaten yokuş aşağıya bizi geçen bile oldu yetişemedik.

Dolomit Alplerindeki SS241 numaralı karayolu üzerinde Lago Di Carezza'ya vardık. Burası yol üzerinde harika bir göl. Dolomit alplerinin eteklerinde inanılmaz bir manzarası olan ve harika bir rengi olan yeşillikler içerisinde bir ufak göl. Burada öğle yemeğinde bir şeyler atıştırdıktan sonra yolumuza devam ettik.(İlk kez dışarda yemek yedik -Pizza tabi ki-)

Hedefimiz Venedik'in tam karşısında yer alan bir yarım ada olan Lido Di Jesolo ya ulaşıp orada bulunan Camping'lerden birinde konaklamaktı. Bu kısma doğru yol alırken İtalya ovalarına ulaştık. Artık Alpleri geride bırakmıştık. Doğa ve hava değişti akdeniz oldu birden.

Bizleri yol üzerinde outdoor ekipmanlarının lider markalarının fabrikaları karşıladı. Görünce heyecanlansak da outlet fiyatları çok da avantajlı değildi malesef

Akşam saat 21:00 gibi yarım adanın tam ucuna ulaştık (Punto Sabbioni). Venedik'e giden vapuru da bulduk. Aracımızı park ettikten sonra (park alanı ücretsiz) kısa bir venedik akşamı turu için Venediğe doğru vapurla yola çıktık. Fakat Vendikte dolaşıp akşam yemeği olarakta pizza yiyerek son vapurla anakaraya döndüğümüzde bizi bir süpriz bekliyordu. (Venediği anlatmıyorum, çok kalabalıktı, bizim gezi amacımızın dışında bir yerdi, çok keyif almadık doğrusu, sadece görmüş olmak için gittik) Kalacak yer bulamıyorduk!! Gittiğimiz hiç bir kamping bizi kabul etmiyordu! Saat 20 en sonra, içerideki misafirlerin rahatı düşünülerek, yeni müşteri kabul edilmiyordu, en az 20 campingten red cevabı aldığımızda saat gece yarısından sonra 3 olmuştu bile, inatla otelde kalmak istemiyorduk da, zaten bu saatten sonra burada kalırsak, planda aksama olacaktı ve biz de Slovenya'ya doğru devam etmeye karar verdik, yeni günün sabahına Slovenyada uyanacaktık...

4.Gün Yol haritası için tıklayın; https://mapsengine.google.com/map/edit?hl=tr&authuser=0&mid=zHh55cR3UH0A.kQk3j-s7FgU0

Bu günün fotoğrafları için aşağıyı tıklayın
https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808673762499545&type=1

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

5.Gün 6 Temmuz 2014

Venedikten gece yarısı döndükten sonra kalacak yer bulamadığımızı önceden yazmıştım, biz de planda geri kalmamak için slovenya'ya doğru devam etme kararı vermiştik, çift şöförle yaklaşık son 24 saatimiz yolda geçti, yorucu ama zevkli bir günün sabahında Slovenya kırsalında bulduk kendimizi. Bugün planımız sabah erken saatte bir kaç saat uyuyup, programı aksatmadan devam edeceğimiz bir yer bulmak, 2-3 saat uyusak yeter bize...
Venedikten yola çıktıktan sonra 3 saatin sonunda Postojna'ya km'ler kala Mali Otok isimli bir köy tabelası gördük. Kalacak yer işareti vardı. Saat sabah 5:30 olmuştu. Normalde o saatte herkesin uyuması lazım iken bulduğumuz köy evinde tüm ev halkı kalkmış 20 kadar ineklerini sağıyorlardı. İnekler sayesinde kalacak yer bulmuştuk. Harika bir yerdi tam anlamıyla. Bize pansiyon tarzı bir yer verdiler. 2 oda ve 2 banyosu bulunan. Sadece 2-3 saat uyuyup, duş alıp kalktık tekrar.
20€ + 5 € kahvaltı için verdik kişi başı ama muhteşemdi. Jana teyze bize kendi elleriyle kahvaltı hazırladı. Ekmek, süt, reçeller, hepsi kendi imalatları idi. O sıcacık gülümseme ve yakınlık aynı dili konuşamasak bile bizleri inanılmaz etkiledi. Pansiyon-ev olarak kullandıkları evlerinde, bir de ziyaretçiler için ziyaretçi defteri vardı, onu da doldurduk, eve gelen ilk Türkler olarak

Mali Otok köyü nerede ?
https://www.google.com/maps/place/6230+Mali+Otok,+Slovenya/@45.7782911,14.1759973,15z/data=!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x477b31d32869aa57:0xa01596ffb0bc943e

Öğlen 12:30'da duygulu anlar yaşayarak Jana teyzeden ve mutlu ineklerinden ayrıldık. Hedefimiz Postojna kasabası ve mağarası ile Predijama Kalesi idi. Akabinde ise Bled gölüne ulaşarak kamp alanımıza kurulmaktı. Dünkü deneyimlerimiz sayesinde kamp alanını telefon ile arayarak en son hangi saatte check in yapılabileceğini hemen sorduk tabi

http://www.postojnska-jama.eu/

Postojnsk Jama için detaylı bilgiyi yukarıdan edinebilirsiniz.

Biz burada 4 aktivite için toplam 39,90 € verdik kişi başı;

Postojna Mağarasını gezme ve bilgi alma ( 1,30 saat )
Bu mağaranın oluşumu ve endemik türleri hakkında müze ( 45 dk )
Predijamski Kalesi ( 1 saat )
Predijamski kalesi altındaki mağarada yürüyüş ( 1 saat )

Postojna mağarası mükemmel bir yer, yaklaşık 5 km. uzunluğa sahip ve içinde tren yolu var evet, bir kısma kadar mini trenler ile gidip kalanını yürüyorsunuz. 10 binlerce yılda oluşmuş, doğanın en büyük sanat eserlerinden biri bence.
Predjamski kalesi de Postojna mağarasında araba ile yarım saat uzakta, manzarası güzel bir ortaçağ kalesi, ama asıl ordaki özellik kalenin altında olan mağara, bu mağara biraz daha az turistik bir yerdi, başımızda kask ve fenerlerle girdik içeri, aydınlatma yoktu, her yer yarasa doluydu, ama çok zevkliydi, mağaraya girdiğimiz yer ile alakasız bir yerden yeryüzüne çıktık sonunda.

Sonra burdan devam ettik yola, Ljublijana'yı pas geçip Bled'e kadar sürdük ve geceyi Bled gölünün kenarındaki Camping Bled'de geçirdik, akşam Bled gölü kenarında yürüyüş yapıp, zevkini çıkardık, yarın sabah sandal ile gölün ortasındaki kaleye gitmeyi planlıyoruz.

Camping Bled:
http://www.sava-hotels-resorts.com/en/accomodations/sava-hoteli-bled/camping-bled/

5. Gün fotoğrafları:
https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808929799140608&type=1

5.Gün Yol haritası için tıklayın; https://mapsengine.google.com/map/edit?hl=tr&authuser=0&mid=zHh55cR3UH0A.kEcNmCSsaASc

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

6. Gün 7 Temmuz Pazartesi

Bled gölü yanındaki kamp alanımızda uyanıp hemen göl kenarında gezintiye çıkmayı istiyorduk. Kahvaltımızı da göl manzarasına karşı yaptık. Harikaydı tek kelime ile. Göl kıyısında yürüyüşe geçtik. Gürhan ve Ferhan gölde yüzdüler, Sonra da bir kayık kiraladık Bled gölü ortasında yer alan Kiliseyi ziyaret etmek için. Oldukça da ucuz oldu. Çünkü Sandal toplamda saati 20 € idi. iki saat kalsanız bile 4 kişi toplamda 40 € veriyorsunuz. Oysa topluca götürülen kayıklar var büyük. Kişi başı 12 € toplamda 48 € ödeyecektik. Bizim için biraz hızlandırılmış tur oldu hızlıca döndük ama zaten zaman da bizim için çok önemli idi. Not: Daha önceden kürek ile sandal kullanmadı iseniz oldukça zorlanabilirsiniz başta biraz senkronize gerekiyormuş Ada çok güzel, içindeki kilise de öyle, hatta küçük bağış kutusuna bir miktar bozukluk atarsanız, kilisenin çanını çalabiliyorsunuz, biz de halat ipini çekerek bolbol çaldık çanı. Zaten kilisenin çanı sabahtan akşama kadar bu şekilde hiç durmuyor, hep çın çın Adada bir de dondurma yedik, lezzetliydi gerçekten, sonra yine sandalımız ile geriye döndük, Bled Gölü gerçekten müthişti.

Öğlen son olarak bir göle girelim dedik. Buz gibi ama çok güzeldi. Ülkelerinde deniz pek olmadığı için avrupa da deniz yerine göle girilmesi de pek moda imiş

12:30 gibi check out yapıp yolumuza devam ettik. Slovenya'nın da ayrıca bir seyahat konusu olduğunu anlamak zor değil. Doğası ve nazik insanları ile harika bir yer gerçekten.

Sonraki yerimiz ise Avusturya üzerinden Almanya Avusturya sınırına ulaşmak ve Konigsee gölü çevresinde bir kamp yeri bulmaktı. Königsee gölü yarın için bir altın vuruş olacaktı bizlere. Almanyadaki En harika ulusal parklardan biri olduğunu biliyorduk.

Yolculuk sırasında bazı cephelerden geçtik. Eski bir tank vardı yol kenarında. Belli ki 2. dünya savaşı sırasında bu bölgede savaşlar olmuştu. Salzburg yakınlarına geldiğimzde hava biraz karardı kocaman kara kara bulutlar çıktı ortaya ve öyle bir dolu başladı ki, arabanın kaportasının zarar görmemesi için, alışveriş merkezinin kapalı otoparkında mola vermek zorunda kaldık. Sonra Almanyaya doğru yola devam ettik ve sınırın çok yakınında, yarın Obersee gölüne gidebileceğimiz yakınlıktaki kampingimize yerleştik, ve dinlenmeye çekildik.


6.Gün Yol haritası için tıklayın; https://mapsengine.google.com/map/edit?hl=tr&authuser=0&mid=zHh55cR3UH0A.knUdteGykOso

6.Gün fotoğrafları
https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808936242473297&type=1

Ynt: Kiralık Araç İle (almanya,avusturya,isviçre,italya,slovenya) 8 Gün

7. Gün 8 Temmuz 2014

Sabah kampımızı topladık ve Berchestgaden şehrine geçtik, aracımızı milli parkın otoparkına bıraktık ve Konigssee gölünü geçeceğimiz tekne biletlerimizi aldık, saati geldiğinde de hareket ettik. Bu gölde yaklaşık 50 yıldır, sadece elektrikli tekneler kullanılıyor, o yüzden inanılmaz bir sesssizlik içinde yol alıyorsunuz suda. Tekne önce, göl üzerindeki bir kilisede bazı yolcuları indirdi, ama biz Obersee gölünde daha fazla zaman geçirmek istediğimiz için inmedik, teknede rehberimiz çevreyi Almanca olarak anlatıyordu, biz de pek bir şey anlayamadık, ama, bölgenin ses yankı özelliğini anlattığını anlayabiliyorduk. Tam o anda, oturduğu koltuğun altından bir trompet çıkardı, ve tekneden dışarı, yamaçlara doğru çalmaya başladı...müthiş bir andı, o çaldıkça, sanki karşıda başka biri daha aynı notaları çalıyor gibiydi. Yolculuk bitti ve biz de indik tekneden. Konigssee gölü ile Obersee arasında 1-2 km.lik toprak bir yol var, orayı yürüyerek geçtik ve Obersee gölünün insanı hipnotize eden manzarası ile karşılaştık, manzara o kadar muhteşemdiki, hiç bir şey yapmadan sadece göle bakıyorduk. Ve bu güzelliği bir de gölün karşı tarafından izlemek için gölün karşı kıyısına kadar, sahilinden yürüdük. Karşı tarafta da manzara mükemmeldi, göl üzerindeki kayıkhaneler, doğa, yeşil tarif edilemez güzellikteydi. Gölün bu tarafına küçük bir ahşap Alman Pubı inşa etmişler, bizde oradaki ahşap masalarda oturup, Elma aromalı bira ve yörenin peynirli kanepelerinden yedik, ve sonun da aynı yoldan yürüyerek yine gölün karşı tarafına geldik.
Tekneyi bıraktığımız Konigssee gölüne doğru yürüyüp teknemiz ile aynı şekilde geri dönüş yolculuğuna başladık, geri dönüş yolunda başlayan yağmur, Obersee'nin arkamızdan döktüğü göz yaşı gibiydi...

Ertesi gün uçak ile izmire dönüş yapacağımız için, Münih'e çok yakın bir noktada ama kırsal bir köyde Guest Hause tarzı bir aile işletmesindeki rahat odalarımızda kaldık, ve bu gece Dünya Kupasında Almanyanın Brezilya'yı 7-1 yenmesini, büyük bir şans eseri Almanya'da Almanlar ile beraber izledik, müthiş bir deneyimdi

Ertesi günün sabahı kahvaltıdan sonra Münih Havaalanı'na doğru yola çıktık ve aracımızı Rent a Car otoparkındaki araç teslim noktasına teslim ederek, yaklaşık 1800 km.lik yolumuzun kazasız belasız sonuna geldik, bu gezi tüm masraflar dahil (araç kira, yakıt, kamping, pansiyon, yemek, müze, gezi, aksiyonlar, küçük hediyelikler, uçak bileti dahil) kişi başı 2600 TL ye mal oldu, ama hala unutamıyoruz, ilk fırsatta yine araba ile farklı bir bölgeye gitmeyi planlıyoruz, imla hataları için özür dilerim...

7.Gün fotoğrafları:
https://www.facebook.com/media/set/?set=oa.808940459139542&type=1

Müthiş göl Obersee:
https://www.youtube.com/watch?v=d5mIYXRmaw8

Merhaba, yazınızı büyük bir keyif alarak okudum. Tam aradığım türden bir gezi olmuş. Eşimi ikna edebilirsem bu yaz kızımıda dahil ederek benzer bir rota üzerinden campinglerde konaklayarak bir gezi yapmak istiyorum.
Aslında soracağım çok soru var size, tecrübelerinizden yararlanmak isterim.

Sinan bey, merhaba bu güzel gezinizi facebook sayfasındaki harika fotoğraflar eşliğinde keyifle okudum Paylaşımınız için teşekkür ediyorum...