Kır Bitkileri

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan alonewolf Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 55
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 62,158
Ynt: Kır Bitkileri

Sarı Kantaron

Sarı Kantaron ya da başka bir adıyla Binbirdelik otu (lat. Hypericum perforatum) üzerinde pek çok sarı çiçeği bulunan çok yıllık bir bitkidir. Dünyada çok geniş bir yayılım gösterir. Türkiye’de de oldukça yaygın olarak bulunur.

Yıllardır toplayıp, harici olarak kullanım için bulunduruyoruz. Hafta içi gittiğim deniz kıyısında, ormanın hemen kenarındaki düzlüklerde bolca toplayıp, bir şişede hazırladım: Güneşli havada topladığınız bitkinin çiçekli kısımları bir şişeye doldurulur. Üzerine bitkiye kaplayacak kadar zeytinyağı ekleyip, güneş alan bir yerde bekletilir. Yağ kırmızı rengi aldığında yaraları iyileştirici olarak kullanılır. Yaraların tedavisinde - özellikle yanık yaraları - gördüğüm en etkili yöntem. Ayrıca bitkiyi kurutarak çay olarak tüketildiğinde mide yaralarını iyileştirici etkisini bir yakınımda da bizzat deneyimledim.

Sarı kantaron ayrıca yaygın bir şekilde anti-depresan olarak da kullanılıyor. Almanya’da hafif depresyon vakalarında reçeteye yazılıyor. En çok ticareti yapılan bitkilerden biri, öyle ki hap/kapsül şeklinde de satılmaktadır.

Ayrıca Amerikan Yerlileri tarafından düşük ilacı olarak ve dıştan kullanımla iltihap kurutucu, kanama durdurucu ve antiseptik olarak kullanılırmış. Fark ettiğiniz gibi dış kullanımda hemen hemen damarotu ile benzer özellikleri var.

“Yapılan araştırmalara göre bitki birçok etken madde içermekte olup; bunlardan en önemlileri hiperisin (hypericin), flavonoidler, taninler, resin ve prosiyanidinler’ dir. Hiperisin beyindeki Teta dalgalarını da arttırmaktadır. Teta dalgaları normalde uyku esnasında meydana gelirler ve derin düşünce veya meditasyon, yüce duygular, memnuniyet ve yaratıcı düşüncenin artması gibi şeylerle ilişkilidirler. Sarı kantaron ile ilgili çalışmalarda; endişe, kayıtsızlık, uyuşukluk, fazla uyuma, uykusuzluk, depresyon ve umursamazlık hissi gibi semptomlarda olumlu gelişmeler görülmüştür.” (Kaynak)

Sarı kantaronun daha pek çok kullanım alanı var. Şimdi gelelim biraz Vikipedia‘dan alıntıya:

-Hafif ve orta şiddete depresyonlarda alternatif bir antidepresan ilaç olarak önerilmektedir. Bu konudaki birçok otorite bu bitkiyi özellikle menapozun oluşturduğu ruhsal bozuklukları önlemek için uygun bir bitki olarak görmektedir. Antidepresan özelliği hayvan deneylerinde ve çeşitli klinik deneylerde kanıtlanmıştır. Ayrıca, alkol, nikotin ve kafein gibi maddelerle oluşan bağımlılıkların tedavisinde yararlı olabileceğini gösteren deneysel kanıtlar bulunmaktadır.
-Bitkinin gece beynin pineal bezinden melatonin salınımını arttırarak uykuyu güçlendirdiği bildirilmiştir
-Bir çalışma bitkinin düşünsel yoğunlaşmayı arttırdığı, kavrama yeteneğini geliştirdiğini rapor etmiştir. Ancak bu etki kuramsaldır.
-Antiviral ve antibakteriyel etkileri vardır. Bileşenlerinden olan hiperisinin AIDS hastalığının etkeni olan HIV virüsünün de aralarında olduğu çeşitli virüslere karşı etkinliği deneysel olarak kanıtlanmıştır.
-Antienflamatuvar etkisi vardır.
Derinin melanin kaybı ile birlikte giden ve kısmi renk bozuklukları ile karakterize vitiligonun tedavisinde yardımcıdır.
-Birçok antienflarnatuvar ilaçtan farklı olarak mide üzerinde olumsuz etkilerinin bulunmadığı, hatta ülser tedavisinde de etkili olduğu rapor edilmiştir.
-Halk arasında ishal tedavisinde, romatizmal ağrıların tedavisinde, çocukların gece işemelerinde, gut hastalığının tedavisinde kullanılmıştır.
-Halk arasında sarılık hastalığına karşı ve yara iyileştirici olarak kullanılmıştır, bu etkileri deneysel olarak da kanıtlanmıştır.
-Kanser tedavisinde de oldukça etkilidir. Özellikle kanserli tümörlerin yok edilmesinde ve kanserin yayılmasında kanser tümörlü hücrelerin damarlanmasını önlemede çok etkilidir. Uyuşturucu, eroin, esrar, morfin bağımlılıklarının tedavisinde çok etkilidir. Hiv virüsleri üzerinde çok etkilidir.
-Bitki hakkındaki yoğun araştırmalar hala sürmektedir.

Bu kadar etkiye karşılık yan etkisi olmazsa şaşardık:

-Hamilelerde kullanılması yeterli klinik çalışma olmadığı için önerilmez.
-Açık tenli kişilerde bitki kullanımı sırasında ışığa karşı hassasiyet oluştuğu için ışıklı ortamlardan sakınmaları önerilir.
-Veterinerlikle ilgili kaynaklar bitkiyi ışığa karşı duyarlılık oluşturduğu için zehirli otlar sınıfına koyarlar.
-Bazı hastalarda sindirim bozukluklarına neden olmuştur.
-Bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara sebep olabilmektedir.
-Çeşitli ilaçlar ile olumlu ya da olumsuz etkileşimleri olabilmektedir. Bu nedenle ilaç tedavisi altındaki hastaların hekimlerine danışmadan bu bitkiyi içeren preparatlar kullanılmamalıdır.
-Yan etki ve/veya etkileşim durumlarında kullanımı kesmek gerekir.
 

Etiketler
Ynt: Kır Bitkileri

İt eriği bizim topladıklarımız maki türü ağaçlardı ama Eftalya'nın dediğine göre büyük ağaç şeklinde olanları da varmış. Özelllikle şeker hastaları için tedavi amaçlı toplanıyormuş iyi geldiğini öğrendim. mayhoş bir tadı var.


Kerpe351



Kerpe350
 

Ynt: Kır Bitkileri

Selam :smiley:

Memleketimizde yetişen bir dağ çiçeği var ama tam adı nedir? Neden yaylalarda yetişir? Uzun yılar hiç bozulmadan nasıl durabildiği hakkında bilgi almak istiyorum. Arama motorundan da bulamadım. Rengi sarı, minik çiçekleri var, kokusu çok güzel, kopardığın zaman hiç solmaz aynı canlılıkta kalır, adı dağ çiçeği olarak geçiyor bizim oralarda.
Teşekkrler:smiley:
 


Ynt: Kır Bitkileri

Sayın Eftelya resmini koyduğunuz kırmızı meyveye Muğla yöresinde Dağ Çileği denmektedir benimde severek yediğim bir meyvadır.
 



Ynt: Kır Bitkileri

Deniz,
Dağ çileği diye sorduğun bitkinin adı (Fragaria vesca L.) 'dır. Buna dağ çileği değil Orman çileği denir. Nisan - Haziran aylarında çiçeklenir ve meyve verir. Türkçe ya da diğer dillerdeki isimlere çok itibar etmeyin. Çünkü bitki bilimi ile uğraşanların ortak dili aynı tıp dili gibi Latince'dir ve dünyanın neresine, hangi şehrine giderseniz gidin, hangi dili konuştuğu önemli değildir. Eğer herhangi bir bitkinin latincesini yani bilimsel adını biliyorsanız bunu söylediğinizde sizi anlayacaktır, bundan emin olun. Yukarıdaki yazıların hepsini okuyorum, "bizim orda şöyle derler","bir yere gittim ona böyle dediler" gibi benzer sözler yazılıyor. Bu çok normal. Yurdumuzda yaklaşık olarak 9000 den fazla bitki olduğu düşünülmekte ve malesef bu araştırmaların pek çoğunu ülkemize gezi bahanesi adı altında gelen yabancı botanikçiler yapmıştır. Şimdi farklı coğrafi bölgelerde, çok farklı bitki birliklerinin oluşması ve gururla üzerinde yaşamımızı sürdürdüğümüz ülkemizin büyüklüğü ve yaşayan insan mozaik yapısı da göz önünde bulundurulursa bitki isimlerinin her yörede çok farklı olması kadar doğal bir şey olamaz. Yazılarımızda eğer bulabilirsek lütfen bitkilerin latince (bilimsel) adlarını kullanmaya gayret edelim. Zor gibi görülsede aslında çok kolay ::smiley: Aslında basit bir soru sormuştun bense içimi döker gibi oldum kusura bakla lütfen ;D
 

Ynt: Kır Bitkileri

http://plants.usda.gov/java/profile?symbol=FRVE&photoID=frve_005_ahp.jpg siz dağ çileğinden bahsediyorsunuz ben dağ çiçeği demiştim yinede teşekkürler
 

Ynt: Kır Bitkileri

DenizSea77' Alıntı:
http://plants.usda.gov/java/profile?symbol=FRVE&photoID=frve_005_ahp.jpg siz dağ çileğinden bahsediyorsunuz ben dağ çiçeği demiştim yinede teşekkürler

Kusuruma bakmayın, bazen yakın gözlüğümü takmadan eski günlerdeki gibi yazıları okumaya çalışıyorum, tabiki harfler birbirinin içine giriyor... Artık yaşımıza verin kusurumuza bakmayın... Ne zamandır burada paylaşım yok oysa büyük bir zevkle yazılanları okuyorduk... Lütfen devamını bekliyoruz....
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,424
Mesajlar
1,517,770
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst