Kır Bitkileri

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan alonewolf Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 55
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 62,107

alonewolf

Ana Kamp
Mesajlar
95
Tepkime Puanı
5
Yer
KOCAELİ
ya arkadaşlar, bitkiler bölümü iyide bizim gibi gezen adamların evdeki saksıdaki çiçeği sulamak için , yok mu bir milletvekili akrabamız.
dağda bayırda ne yiyeceğiz. yaban gülü yapraklarından sade recel mi olur? hadiki iki kilo kaşar ve bir kavanoz bal koyup yola çıktığınız sırt çantanız ana kampta kaldı, ne ekmek var, ne un, eh herhalde düz ot yiyecek değiliz. var mı tarla bitkilerini tanıyan, tarif eden, resimlerini çekip bizi aydınlatacak, özellikle egeliler nerdesiniz efeler? yazın bize zeytinyağlı yemek tariflerini, h,ndiba salatalarını. mantar kavurmaları
 

Etiketler
Güzel ve araştırması keyifli bir konu..

Bulduğum birkaç bitkiyi ekleyeyim..

Kır Teresi :

sifali9lc4.jpg


(Lepidium draba)

Iliman iklimlere dagilmis azotca zengin topraklari seven beyaz çiçekli bir bitkidir. Tohumlarıi acimsi tada sahiptir. Eski zamanlarda karabiber yerine baharat olarak kullanilmistir.Bitki halk arasinda haslanarak yara, sivilce ve çocuklarda isilige karşı kullanilmaktadıir.


----------------

Kaya Koruğu

kayakorugu.gif


Kaya koruğu, kayaların denize bakan kısımlarında yetişen, acı-ekşi karışımı bir tada sahip bir tür bitki. İşte bu küçük yapraklı ot bitkisinin turşusunu yapıyorlar Mersin'de, özellikle Silifke civarlarında. Deniz otu yada Gövelek adları ile de bilinir.C vitamini, iyot ve Brom zenginidir. Hücre yenileyici,sakinleştirici,idrar söktürücü özelliği vardır.

------------------

Ahlat (yaban armudu) :

ahlat.jpg


Gülgillerden; kendi kendine yetişen ve üzerine armut aşılanan bir ağaçtır. Yemişi iyice olgunlaştıktan sonra yenir.
Faydası : Meyveleri, ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarında da filizleri dövülüp, konur
 

Çeşitli coğrafi özellikleri, coğrafi farklılığın getirdiği iklim çeşitliliği, üç kıta arasında doğal bir köprü olması, Anadolu Yarımadası'nı dünyada benzerine az rastlanan bir bitki çeşitliliğine sahip kılmıştır. Avrupa'nın tamamında varolan bitki sayısı toplam 12.000 adet iken bu sayı ülkemizde 9.000 adettir. Ülkemiz bitki çeşitliliği açısından ise Avrupa'dan üstündür. Zira dünyada sadece belli bir bölgede yetişen veya anavatanı belli bir bölge olan (endemik) bitkiler açısından ülkemiz Avrupa'dan üstün olmanın da ötesinde dünyanın birkaç bölgesinden biridir. Avrupa'nın endemik bitki sayısı toplam 2.750 adet iken bu sayı ülkemizde 3.000 adettir. Sadece Antalya ilimizdeki endemik bitki sayısı 600'dür. İngiltere'nin toplam bitki sayısı 2.000 dir (Ülkemizde 9.000). Akdeniz ülkelerinden İspanya ile Eski Yugoslavya'nın 500'er adet endemik bitkiye sahip olduğu bilinmektedir. Toplam bitki sayısı bazında Bulgaristan'ın 3.650, Yunanistan'ın 5.000, Kıbrıs'ın 2.000, Suriye-Lübnan'ın 3.500 Irak'ın 4.000, İran'ın 8.000, Fransa'nın 4.500, Almanya'nın 2.500,İtalya'nın 5.600, İspanya'nın 5.000, Romanya'nın 3.400 İngiltere'nin 2.000, Macaristan'ın 2.214, İzlanda'nın 377, Norveç'in 1715 adet bitkiye sahip oldukları bilinmektedir.

Ülkemizde en çok endemik bitkiye sahip 3 ilimiz 578 bitkiyle Antalya, 478 bitkiyle Konya ve 366 bitkiyle İçel'dir. Görüleceği üzere Antalya ili tek başına İspanya, Eski Yugoslavya gibi ülkelerden daha zengindir. İçel İlimizin de Endemik (ve Endemik olmayan) bitki zenginliği açısından çoğu Avrupa ülkesinden zengin olduğu kolayca tahmin edilebilir. Antalya ve İçel bir arada düşünülürse, bu iki ilimizin bitki potansiyeliyle Avrupa ülkeleri karşısında rakipsiz olacakları kolayca görülür.

Türkiye haricinde Avrupa'nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan 800 endemik bitkiye sahiptir. Rakip ülke olan İtalya'nın endemik bitki sayısı 712'dir. Japonya'nın endemik bitki sayısı 2.000, ABD'nin 4.036, İsviçre'nin ise 1'dir. Dikkat edileceği üzere ülkemizin vilayetleri Avrupa ülkeleri ile karşılaştırılabilmekte, ancak Avrupa kıtası toplamda Türkiye'den daha fakir kalmaktadır.

Türkiye'nin bitki zenginliğinin en önemli nedenlerinden biri, buzul çağlarında Anadolu'nun bitkiler için bir sığınak olmasıdır. Günümüzde de Türkiye hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan bir şekilde 3 farklı bitki alanının kesişme noktasında yer almaktadır.Bu bitki alanları Akdeniz Bitki Alanı(Akdeniz ve Ege bölgelerini kapsamaktadır), Avrupa-Sibirya Bitki Alanıdır. (Karadeniz ve Marmara bölgesini kapsamaktadır), İran-Turan Bitki Alanı (İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesini kapsamaktadır)
Akdeniz Bitki Toplulukları
Akdeniz bitki toplulukları Akdeniz coğrafi bölge sınırlarını aşarak Ege, Marmara, Orta Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu'nun batı kesimlerine dek yayılmıştır. Akdeniz bitki topluluğunun en önemli bitki topluluğu sayılan maki, botanik açıdan "bodur orman",olarak da tanımlanmakladır. Fizyolojik yapısıyla (kalın ve meşin gibi) yaprakları yaz dönemi kuraklığına dayanacak bir su ekonomisine sahip olan maki bitki toplulukları deniz seviyesinden başlayıp 300 - 400 metre yüksekliğe, hatta uygun koşullarda dahayüksek alanlara doğru uzanmaktadır. Maki birliğini oluşturan ağaççık ve çalıların kendine özgü güzel ve kuvvetli kokuları vardır. Menengiç, sakız, kocayemiş, sandal, mersin, pırnal meşesi, akçakesme, lâden, funda, defne, delice, katırtırnağı makitopluluğunun en çok rastlanan üyeleridir. Ağaççıkların alt kısımlarında adaçayı, kekik, ballıbaba, düğünçiçekleri, çançiçekleri, siklamen, glayöl, salep, Manisa lalesi, çiğdem, menekşe, karanfil gibi otsu bitkiler yetişmektedir.

Diğer bir Akdeniz bitki topluluğu üyesi de "sığla" ağacıdır. Diğer ismi günlük olan bu ağaç Muğla ilinin Fethiye, Köyceğiz, Marmaris ve Datça ilçelerinin, taban suyu yüksek olan kıyı kesimlerinde, küçük orman öbekleri halinde bulunur. Kızılçam ağacıdamaki kadar Akdeniz'e özgü bir bitki türüdür. Genellikle makiden sonra başlayarak deniz seviyesinden 800 -1000 metre yüksekliğe, hatta uygun iklim şartlarında 1200 metre yüksekliğe kadar uzanmaktadır. Akdeniz ve Ege kıyılarında yer yer, denize gölgesivuracak kadar kıyıya yakın yerlerde de yaşayan kızılçam, yangına en duyarlı ağaçtır. Kızılçam ormanlarının üst sınırında yer alan, gövdeleri üzerinde 30-35 metre yükselebilen karaçam ağaçları deniz seviyesinden 900-1000 metre yükseklikte başlayıp 1800-1900 metreye yüksekliğe kadar uzanan alanlarda yetişmektedir. Bölgenin bazı kesimlerinde kızılçamdan sonra sedir ve göknar topluluklarına da rastlanmaktadır.

Lübnan sediri olarak tanınan bu ağaç türü, Antalya'nın kuzeybatısında Katranardıcı ile birlikte bulunur. Antalya'nın doğusunda, Köprülü Kanyon Millî parkın Akdenizhavzasındaki yegane servi ormanı (700 hektar) yer almaktadır. Doğu Akdeniz bölgesinde Amanos dağlarında lokal olarak bulunan kayın ormanı bu ağaç türünün güneye yayılan en uç noktasıdır. İç Ege'deki palamut meşesi, Bergama yakınlarında fıstık çamı veEğirdir-Kovada yakınlarındaki endemik bir tür olan kasnak meşesi ve sedirle karışık ormanlar görülmeye değer yerlerdir.
Karadeniz (Avrupa-Sibirya) Bitki Topluluğu
Ilıman bir iklim ve düzenli bir yağış rejiminin etkisi altında bulunan Karadeniz bitki topluluğu, Karadeniz Bölgesinin tamamı ile Marmara ve Trakya'yı kapsamakla beraber yer yer iç ve Doğu Anadolu bölgelerine de sokulmaktadır. Bütün Karadeniz bölgesindehakim bitki örtüsü ormandır. Çayırlar Marmara ve Trakya'da yaygındır. Karadeniz bitki topluluğunda, özellikle doğu kesiminde fındık ve gürgen türlerinin hakim olduğu alanlarda, meşe, dişbudak, kestane, ıhlamur, akçaağaç, kızılağaç, karaağaç, muşmula,tatlan, kızılcık, yabani erik, yabani vişne, yabani kiraz, defne ve mürver ağaçlarıyla zenginleşen bir orman dokusu yer alır. Sahil kesimlerinden itibaren 700 - 900 metre yüksekliğe çıkan bitki dokusu alt seviyelerde ormangülü, böğürtlen, kurtbağrı,ateşdikeni, yabangülü, hanımeli, şimşir gibi ağaççık ve, çalılara dönüşür.

Bu bölgeye has olan bitkiler, Akdeniz'dekilerin aksine, bol su kullanan türlerdir. Yetişkin bir kayın ağacı, terleme yoluyla atmosfere bir günde yarım ton su vermektedir. Bir kayın ormanı için bu miktar milyonlarca tonu ulaşmaktadır. Bu bitkitopluluğunun üst seviyelerinde 600 - 700 metre yükseklikten itibaren kayın ağaçları görülür. Daha yükseklerde 1. 100 - 1. 300 metrelerde kayın-köknar karışımı başlar ve 1. 800 - 2. 000 metrelere kadar yükselir. Bu bitki topluluğu içinde meşe, gürgen,karaçam, porsuk ağaçları da yer alır. Ayrıca Karadeniz'in doğu ucunda köknar ağaçları yerlerini orman içinde 2. 300 - 2. 400 metrelere kadar yükselebilen ve yüksek irtifalarda yaşamayı başarabilen lâdin ağaçlarına bırakır. Yüksek seviyelerin daha aznemli bölgelerinde sarıçam ormanları, güneye bakan yamaçlarda orta seviyelerde meşe ormanları geniş yer kaplamaktadır.
İran-Turan Bitki Alanı (Bozkırlar)
Trakya 'dan İran ve Irak sınırlarımıza kadar uzanan geniş alanlarda görülen ve genellikle kurakçıl bitki türlerinin meydana getirdiği bozkırlar Anadolu'nun en yaygın bitki örtüsüdür. Yağışların bir ağacın ihtiyacını karşılamaya yetmediği yerlerde, birveya birkaç yıl ömürlü bitkilerin varlıklarını sürdürmesiyle oluşan bozkır bitki örtüsü kimi zaman yağışın bol olduğu yerlerde de gelişebilmektedir.

Genellikle ağaçsız topraklarda yetişen bozkır bitkileri Anadolu topraklarını yağmurun ve rüzgarın hışmından yani erozyondan esirger. Bitki çeşitliliği bakımından olağanüstü zengin olan bozkırlar kimi zaman bir tek bitki ailesinin yüzden fazla türünüiçinde barındırabilmektedir. Bu çeşitlilik bozkıra büyük bir renk ve doku zenginliği getirmektedir. Özellikle ilkbaharda Anadolu topraklarını birkaç ay için yeşillendiren, sarı, kırmızı, mavi, mor, pembe renklerle bezendiren papatya, çiğdem, menekşe,gelincik, düğünçiçekleri, kandamlaları, ballıbabalar, sığırkuyrukları, devedikenleri, gevenler, çoban yastıkları, peygamberçiçekleri, hazeranlar ve daha niceleri, kısa süreli ömürleriyle bulundukları coğrafyayı bir renk cümbüşüne dönüştürürler. Bozkırçiçekleri zengin renkleri ve biçimleriyle sanat ürünlerine yansıtılmış, pek çok benzersiz motifleri olan kilimler dokunmuştur.
Alpin Kuşak Bitki Topluluğu
Alpin kuşağı bitki toplulukları orman eko sistemlerinin üst sınırından başlayıp kar örtüsünün devamlı olduğu (ortalama 2. 000 - 3. 500 metreler arasındaki) yüksekliklere kadar uzanırlar. Engebeli ve dağlık bir ülke olan Türkiye'nin, üç bin metreyi aşkın129 adet zirveye sahip olduğu hatırlanırsa Alpin kuşak bitkilerinin ülkede oldukça geniş bir alan kapladığı hatta 'yayla' olarak bilinen otlakların hep bu bitki kuşağı içinde yer aldığı söylenebilir.

Alpin kuşağı bitki topluluklarında ağaç bulunmaz, bozkırlarda olduğu gibi, bir ya da birkaç yıl ömürlü ancak çetin doğa koşularına dayanıklı otsu bitkiler yer alır. Ancak burada ağaçların yetişmesine imkan vermeyen kısıtlayıcı etken yağış azlığı değil,ortam ısısının düşük oluşudur. Ekim ayından mayıs ayına kadar devam eden kar örtüsü, bitkiye yaşaması için, en fazla dört beş aylık bir süre tanımaktadır. Alpin kuşağın yukarı kısımlarında artık ot bile görülmez olur. Sadece kayaların üzerinde renk renkyosun ve mantar birliği olan likenlere rastlamak mümkündür.

Alpin bitki kuşağının alt seviyeleri toprağın kalın olduğu, özlü çayır otlarının bolca bulunduğu yerlerdir. Yukarılarda genellikle toprak tabakası incelir ve bitki örtüsü seyrekleşir. Buralarda genellikle kaya yarıklarının meydana getirdiğikuytuluklarda mine, hercai menekşeler, yıldız çiçekleri, kar çiçekleri, kardelenler, düğünçiçekleri, yalaçiçekleri, damkorukları, taşkıranlar, zambaklar, süsenler, ve ağlayan gelin çiçekleri ile karşılaşabilirsiniz. Doğu Karadeniz yaylalarında sarı vebeyaz çiçekli orman gülü ile büyük çan çiçekleri, sonbahar çiğdemleri de bu bitki topluluğunun üyeleridir.

Endemik (Özgün) Bitki Türlerimiz
Anavatanı Türkiye olan bitki türlerimiz arasında çiçekli bitkilerin yanısıra tarımı yapılan kültür bitkilerimiz de bulunmaktadır. Estetik amaçlı yararlanılabilecek özgün bitki türleriyle ilgili örnekler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.


İlin Adı Bitkinin Latince adı Bitkinin Türkçe adı

Adana Crocus Adanensis, Adana çiğdemi
Ophrys Cilicica, Adana Orkidesi,
Viola Cilicica AdanaMenekşesi


Ağrı Campanula Aghrica, Ağrı çan çiçeği,
Rosa dumalis, Gül
Rosa pisiformis Gül

Ankara Crocus Ancyrensis, AnkaraÇiğdemi
Dianthus Anatolicus, Ankara karanfili
Dianthus Ancyrensis , Ankara karanfili

Antalya Crocus Pamphylicus, Pamfilyaçiğdemi,

Crocus Antalyensis, Antalya Çiğdemi,
İris Pamphylica, Pamfilya Süseni,
Campanula antalyensis, Antalya çan çiçeği,
Fritillaria carica, Karya ters lalesi,
Rosa dum. antalyanus Antalya gülü




Artvin Crocus Artvinensis, Artvin çiğdemi,

Lilium Artvinense, Artvinzambağı,
Dianthus artvinensis Artvin karanfili



Aydın Fritillaria bithynica Bitinya ters lalesi
Bilecik Fritillaria fleisheriana Ters lale
Bolu Crocus Abantensis Abant çiğdemi
Çankırı Crocus Ilgazensis Ilgaz çiğdemi
Elazığ Fritillaria baskilensis Baskil ters lalesi
Gazi Aantep Galanthus antepensis Antep kardeleni
Hakkari CrocusHakkariensis, Hakkari Çiğdemi,
Campanula Hakkarica Hakkari Çançiçeği

Isparta Rosa dumalis Gül
İstanbul Crocus İstanbulensis İstanbulçiğdemi
Kayseri Anthemis argaea, Erciyes papatyası,
Campanula argaea, Erciyes çan çiçeği,
Silene argaea, Erciyes nakılı,
Silene caesarea Kayseri nakılı



Konya Viola İsaurica İsaurya menekşesi
Mardin İris Mardinensis Mardin Süseni
Muş Dianthus Muschianus Muş karanfili
Sivas Campanula Sivasica Sivas Çan çiçeği
Trabzon Anthemis..Trapezuntic Trabzon papatyası
Tunceli Campanula Munzurensis Munzur Çan çiçeği
 

Yemeklik Endemik Bitkiler

İnsanlığın beslenmesinde kilit rol oynayan tarla bitkilerinin % 30'u Anadolu'dan köken almıştır (Örneğin: kiraz, badem, kayısı, buğday, nohut, mercimek, incir, lale, kardelen ve çiğdem).Ülkemiz endemik bitkilerinden bazıları kültür bitkilerini içermekte, kültür bitkileri olmayan bazı yabani bitkiler de kültür bitkileriyle birlikte yemek malzemesi olarak kullanılabilmektedir.

Türk mutfağının zenginleşmesi ve rakipsiz olması açısından bu bitkiler önem arz etmektedir.



Orkide : Ülkemizde endemik orkide çeşitleri vardır. Bunlardan sahlep yapılabilmekte, K. Maraş ilinde ise dondurmalara katılmaktadır. Maraş Dondurmasının meşhur olmasının kaynağında orkidelerden elde edilen sahlep önemli rol oynamaktadır. Nitekim bu ilimizde endemik olarak Cephalanthera kotschyana, Dactylorhiza Osmanica (Osmaniye orkidesi) orkideleri yetişmektedir.

Badem: Ülkemizde endemik badem ağaçları bulunmakta olup, bunlar Elazığ, Hakkari, Mersin, Maraş ve Van'da yetişmektedirler.

Tere: Salatalarda kullanılan terenin ülkemizde birkaç endemik çeşidi olup, bu türler ülkemizin Adana, Bitlis, Hakkari, Kastamonu, Konya, Maraş, Niğde ve Van illerinin endemik bitkilerindendir.

Kuşkonmaz: Önemli bir besin maddesi olan kuşkonmaz sebzesinin ise 3 ilimizde endemik olarak bulunduğu bilinmektedir. Antalya'da Asparagus Lycicus (Likya kuşkonmazı), Konya ve Mersin'de Asparagus Coodei, Yine Konya'da Konya'nın antik dönemdeki ismiyle adlandırılan Asparagus Lycaonicus (Likonya veya Konya Kuşkonmazı)

Pancar: Ülkemize endemik olan iki adet pancar bitkisi vardır ve isimleri bulundukları bölgelerle ilgilidir. Adanada Beta Adanensis (Adana pancarı) ve Çanakkalede Beta Trojana (Troya Pancarı).

Kiraz: Ülkemiz kiraz çeşitleri açısından da endemik bitkilere sahiptir. Örneğin Amasya, Erzurum, Kayseri, Niğde ve Tokat illerinde Cerasus İncana, Erzincanda Cerasus Erzincanica (Erzincan kirazı), Sivas'ta Cerasus hippophaeoides türleri ülkemizin endemik kirazlarını oluşturmaktadırlar.

Nohut: Antalya'da Cicer İsauricum, Mardinde Cicer reticulatum ülkemizin endemik nohutlarıdır.

Keten: Dokumacılık ve yemek sektöründe yararlanılan keten bitkisinin endemik çeşitleri açısından ülkemiz oldukça zengindir. Birçok ilimizde bu bitkinin birkaç tane endemik olanı görülmektedir. Örneğin Adanada Linum Pseudanatolicum, Amasyada (4 adet endemik) Linum ..anatolicum (Anadolu keteni), Ankarada (3 tane), Antalya'da (3 tane) Linum Pamphlyicum (Pamfilya keteni), Denizli (3 adet ) örnekleri verilebilir.

Kekik: Endemikkekik türleri açısından da ülkemiz çok zengindir. Örnek olarak; Adanada Origanum amanum (Amanos kekiği), Afyonda Origanum Sipyleum (Spil kekiği), Tuncelide Origanum munzurensis (Munzur kekiği) sayılabilir.

Madımak: Kırsal kesim insanlarımızda önemli bir yiyecek maddesi olan, hatta türkülerde bile adı geçen madımak bitkisinin ülkemizde zengin endemik türleri olduğu görülmektedir. Örneğin Afyonda Polygonum Afyonicum (Afyon madımağı), Antalyada P. salebrosum, Kayseride Polygonum cappadocicum (Kapadokya madımağı), Muğlada P. Karacae, Samsunda Polygonum Samsunicum, (Samsun madımağı), Sivasda Polygonum Sivasicum (Sivas Madımağı) verilebilecek örneklerdir.

Armut: Ülkemizin endemik armut çeşitleri açısından da zengin olduğu görülmektedir. Örneğin; Antalyada Pyrus boisseriana... crenulata, Bingölde Pyrus yaltirikii, Bitlis, Diyarbakır, Samsun ve Elazığda Pyrus Syriaca, Hakkaride Pyrus Hakkairica ve P. Solicifolia (Hakkari 3 adet armut çeşidi ile en zengin ilimiz), Uşak'ta Pyrus Anatolica örnekleri verilebilir.

Çavdar: Ülkemizde bir tane endemik çavdar bitkisi vardır (Secale cereale ...ancestrale). Bu bitkimiz Ağrı, Bingöl, Gümüşhane, Kars, Kayseri, Mardin, Muş; Nevşehir, Tunceli ve Van illerinde doğal olarak yetişmektedir.

Çemen: Çemenin zengin endemik türleri Anadoluda bulunmaktadır. Örneğin Ankara, Bilecik, Muğla ve Urfada trigonella Cretica, Antalyada Trigonella Lycica (Likya çemeni), Mersin'de Trigonella cilicica (Kilikya çemeni), Muğla ve Bursada T. Sirjaevii örnek gösterilebilir.

Üvez: Türkiyenin tek endemik üvez çeşidi Rize ilinde bulunmaktadır: Sorbus caucasica var. yaltirikii. Ancak bu üvez türünün korunması gerekmekte olup yok olma tehlikesi altındadır.

Adaçayı: Ülkemiz endemik adaçayı türleri açısından çok zengindir. Bir çok ilimizde birden fazla endemik adaçayı türleri bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse; Adanada Salvia cilicica (Kilikya adaçayı), Afyonda Salvia Pisidica (Pisidya adaçayı), Aydın ve İzmirde Salvia Smyrnaea (İzmir adaçayı), Malatyada Salvia... euphratica (Fırat adaçayı), Yozgatta Salvia Yosgadensis (Yozgat adaçayı) ilginç isimli adaçaylarıdır.

Safran: Literatürdeki ismi Crocus(Çiğdem) olan safran bitkisi Safranbolu'da yetişmektedir. Safran, yöresel bir yemek olan Zerde Tatlısı ve pilavlarda kullanılmaktadır. Safranbolu ve çevresi de endemik Çiğdem çeşitleri açısından zengindir (Crocus Ancyrensis, Crocus Biflorus, Crocus Danfordae, Crocus Abantensis, Crocus Pastolazzae).
 

sağolasın behicefe, işte böyle bilgileri dökelim ortaya bu tatlar saklı kalmasın, bu kadar bilgi sadece uzmanında yada hobisi olan da kalmasın paylaşalım.
tekrar teşekkürler, eftalya sanada çok teşekkür ederim.
devam arkadaşlar
 



bunlar internetten indirdiklerim. Serde egelilik varda alındım. üstelik efeyizya hesapta. Doğrusu bizim oralarda bir çok otu tüketiriz. buralarda gözleme diye yediklerinizi bizim oralarda yemelisiniz. Ben yaklaşık 20 gün önce bir cemiyet için gitmiştim bizim oralarda taze börülceden tarator diye ismlendirdiğimiz bir soğuk meze olarakta tükettiğimiz yemeği görünce inanın yanındaki mangalı boşverdim. Sözün özü ot kültürü başka bir şey... ;)
 

Birde bizim oralarda da kekik olur ama genelde ilaç için kullanılan itibar edilen bir türü yetişir. zaten mayıs 15 ten sonrada dalında kurumaya başlar toplanmazsa aslında bu kekik suyu yapılanda bu geçmiş kekiklerden yapılandır. birde yanılmıyorsam Büyükçekmece'de İzmir Torbalı'nın Karakızlar Köyünden bir aile vardı Köyünün adını vermişti marka olarak ve salamura kekik üretiyorlardı. bunu yoğurtlada yiyebilir salata içinde kullanabilirsiniz adresi bulunca haberdar ederim. :smiley:
 

Yine galiba Zeytinburnu'nda botanik bitki labratuarı vardı. geçende de belgeselde izlemiştim. Araştırma labratuarı. yakında da Burgaz adaya gitmiştim. Karayemiş denilen bir yabani bitki var kırmızıları yeniliyor ama fazla yenilirse hafif uyuşturucu etkisi varmış. tekrar gidersem fotoğrafını çekerim.
 

karayemiş i lazlar iyi tanır :smiley:
bende yarı kan laz olarak bilirim. vede severim..

karayemis1.jpg


5-15 cm boyundaki yaprakları; kısa saplı, uzun şerit halinde ve deri gibi serttir. Sivri uçlu, tam kenarlı veya düzensiz seyrek dişlidir. Üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü açık renkli ve tüysüzdür. Şekli ve parlaklığı bakımından manolyaya benzer. Yaprak orta damarı alt yüzde bariz çıkıntı yapar. Açık renkli yeşil renkteki genç sürgünleri tüysüzdür. Bitkiler dünyasının geniş bir ailesi; Rosaceae (gülgiller) familyasından olan karayemişin, Nisan - Mayıs aylarında beyaz açan çiçekleri; 5-10 cm boyundaki dik bir eksen üzerinde sıralanır ve 30-35 tanesi bir arada salkım teşkil ederler.




Zeytin (yuvarlakça) biçimindeki, tek çekirdekli (düzgün, sivri, çarpık yumurta biçimli) az-çok sulu mayhoş-buruk (olgunlaşmış mahlep tadına benzer) meyveleri; 8-10 mm boyunda, önceleri yeşil, olgunlaşınca siyaha yakın (koyu mor) bir renk alır. Sarı kırmızı alacalı olanları da vardır.




Büyüme biçimi, yaprak boyu ve şekli, kışa dayanıklılık açısından farklı 20 bodur türü bulunan karayemişin yabancı literatürde, önemli 9 çeşidi vardır. Bunlar; Angustifolia (yaprakları ince ve şerit biçimli), Caucasica (koyu yeşil yapraklı), Colchica (bol çiçekli), Herbergii (koyu yeşil yapraklı), Otto luyken (yavaş gelişmeli), Pyramidalis (dar tepeli, piramit formlu), Schipkaensis (Bulgaristan kökenli, bol çiçekli, kışa dayanıklı), Schipkaensis Macrophylla (gevşek dokulu), Zabeliana (sarkık formlu, kent iklimine dayanır). Ülkemizde ise meyve biçimi ve meyvenin olgunlaşma mevsimine göre 7 karayemiş çeşidi vardır.




Su -(acı)- (temmuz ortası, acımsı-buruk lezzetli), Vavul (çok etli ve az taneli), Yabani (temmuz ilk haftası, buruk lezzetli), Ağustos -İstavrit- (meyveler geç ve kırmızı renkte olgunlaşır), Orak -(selvi)- (temmuz ortası, tatlı-lezzetli), Ayran -(beyaz)- (haziran ortası, tatlı lezzetli), Kiraz -(Ekmek)- Karayemişleri (haziran ortası, mayhoş-hafif buruk).




Karayemiş nasıl kullanılır?

Sindirimi kolay olup meyveleri yenir ,
Pekmez, reçel ve tuzlaması yapılır,
Şeker hastalığına karşı, fırında kurutularak ya da kavrularak da tüketilir,
Tokluk hissi verdiğinden diyet olarak kullanılır,
Pasta, kek ve özellikle hoşaf ve kompostolara koku ve tat kazandırmak için ilave edilir,
Bazı ilaçlara tat ve koku (kremlerde) verici olarak kullanılır.
Yapraklar; çelenk yapımında, balık tablalarının süslenmesinde, hamsi buğulamasında koku vermek ve iştah açmak için (1-2 adet halinde) kullanılır,
Hayvanlara taze olarak yedirilir
Dış ticarette fidan alımıyla ithal hanemize yazılan ve Türkiye’den başka yerlerde sadece süs bitkisi olarak değerlendirilen Karayemişin; süs bitkisi satan yerlerde ithal ağaççıkları satılmaktadır.

Karayemiş ve Sağlık

Hemoroide iyi gelir,
İdrar söktürür,

Sigaraya karşı isteksizlik doğurur,
Mide ülseri ve barsak tembelliğini giderir,
Özsu’yu egzamaya yarar,
Meyveler çekirdekleri ile toz edildikten sonra balla karıştırılır, bronşite iyi gelir.

Yaprakları çiçek açma döneminde zehirlidir. Gelişmesini tamamlayan taze yaprakları elle toplanır. Destile edilerek eczacılıkta kullanılan Laura Cerasin maddesi elde edilir. Bazı ilaçlara tat ve koku (kremlerde) verici olarak kullanılır.
Yaprağın bileşimi; glikoz, tanen, kalsiyum oksalat, emulsin (enzim), prulaurasin (glikozid), benzoik asit, siyanidrik asittir (zehirlidir, çekirdekte de bulunur, yapraktan elde edilen su fazla kullanılırsa; baş dönmesi, kusma, karın ağrısı yapar)
Taş düşürücüdür,
Spazm çözücüdür (bronş ve sindirim sistemi),
Sakinleştiricidir (astım, sinirsel öksürük),
Uyku vericidir,
Kalp çarpıntısını gidermek ve kan şekerini düşürmek için kullanılır,
Karayemiş, zengin antioksidan bileşenleri sayesinde birçok hastalığın oluşumu ve gelişmesini önlemesinde faydalı. Bu anlamda karayemiş tüketiminin fayda sağlayacağı hastalıkların başında, alzheimer, diyabet, doku ve cilt hastalıkları, kanser, kalp-damar hastalıkları ve romatizmal hastalıklar geliyor. Karayemişin antioksidan özelliğiyle aynı zamanda yaşın ilerlemesiyle vücutta meydana gelen oksidaf zarar azalıyor, yaşlanma da gecikiyor. (Yrd. Doç.Dr. Kolaylı)
 

Esra ev arkadaşlarım sayesinde karadenizde tüketilen karayemişi bende biliyorum. zaten karadenizden gelip buraya yerleşenler sayesinde sık sıkta tüketiyoruz. Çavuşbaşı ve Beykoz taraflarında arkadaşlarımın akrabaları var. orada bu karayemişten bolca var. bana söylenen adının karayemiş olmasını ilk önce garipsemiştim. benim dediğim daha çok çileğe benziyordu. ama daha tüylüydü ve olgunlaştıkça kırmızılaşıyormuş. dediğim gibi Burgaz adada bolca var. Yukarıdaki kiliseden dönüşümü adanın arka tarafına yaptığımda gördüm. ön taraflar maalesef hala 2003 yangınından sonra kendini hala toparlayamamış.
 






çok fazla yememek lazımmış. bizim oralarda da karayemiş var. ama senin karayemişinle alakası yok. ben egeli olduğum için bizde incirin tazesine yemiş derler. haliyle esmer incirede karayemiş. benim ev arkadaşlarım. Samsun'lu, Ordu'lu ve Artvin'li haliyle yöreler ayrı olduğu için tatlarda aynı. birkaç yıl öce arkadaşların birisi bayram dönüşü yiyeceklerle geldi. ben hemen baktım bu üzümvari yiyecekten tattım. olmamışlar diyerek yemekten vazgeçtim. diğerleri karayemiş getirmedinmi diye sordular. ben yok getirmrmiş dedim. halbuki bu mayhoş tatlı üzüm gibi olanlar karayemişmiş. şimdilerde tadına alıştım. ::smiley:
 




bir gün pazarlamacılık yapan bir karadenizlinin yolu bizim egeye düşmüş.
Aylardan ağustos sonu yada eylül başı gibiymiş misafre karayemiş ikram etmişler. (taze incirin esmeri) bu meyve bizin karadenizlinin hoşuna gitmiş. daha sonra tekrar o yöreye yolu düşünce o meyveden istemiş.
bizimkiler meyveyi hatırlayamamış. tarif etmesini istemişler. esmerdi demiş. içi beyazdı. yuvarlaktı. tarife uyan sadece esmer patlıcan varmış. ama onuda vermemiş olmamız gerekir diye düşünmüşler. pazarlamacı ısrarcı oluncada iyi o zaman deyip ikram etmişler.
arkadaş yemiş ama tadı hiçte öyle hatırladığı gibi değil. karışmak gibi olmasın ama siz bunu haddinden fazla büyütmüşsünüz ve böyle oluncada tadını bozmuşsunuz demiş.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,442
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst