Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan RÜZGAR Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 176
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 71,638
Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Torba da yeriniz herzaman hazır, hemde ortadan, sıra başı...Neyse matineler sürekli...Kaçırdım diye bir şey yok yani...Siz gelin yeterki..
Bir ara Yunanistan lafı duydum biryerlerde..Hayırdır..Pelepones e mi yoksa ?



Çok teşekkürler....Yoğunluk okumayı engelliyor diyeceğim ama sonrada kendime kızacağım ... Karagozlers le birlikte bayramdaki 9 gunluk tatili, Yunanistan da değerlendirmek istiyoruz .... Vakit dar rotayı belirledik gibi....Kısa ısınma turları..:smiley: Cuma kaçıp pazar dönmeye Mahir bey alıştı ;D hatta hızını alamayıp 2 hafta önce Bulgaristan dan girdi Yunanistan dan çıktı... Son sürat devam diyoruz...Süreyya bey ve eşi bu turda bizimle olmayı kabul ettiler çok sevindik gün sayıyoruz....
 

Etiketler
Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Hüseyin abi merhaba,
Karadeniz gezinizde 3.bölümün ayrı bir güzelliği dikkatimi çekti. Samsun'da dolu dolu geçen günleriniz gerçekten
çok güzel bu şehir bu kadar güzelmiydi demekten kendimi alamadım.
Parklarıyla ve heykellerle gerçekten keyif aldığım bölüm oldu. Bu kadar güzel gezdiğinden olsa gerek sağlığınında
çok iyi olduğunu görüyorum. Selma hanıma ve size selamlar.
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Hüseyin Abi,

Mavi İveco'yu yine sümüşsünüz mavi-yeşil karadeniz'in yollrına, kentlerine
Muhlamalar, pideler Samsun'un güzellikleri, değerleri.. Bu güzel anlatımınız, akşama ayrı bir renk kattı,
Neşeli ve bol geziler dilerim.. Kontağınız hep dönsün.. Paylaşımlarınızı takipteyiz.

Turgutlu'dan selamlar...
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Samsun'un bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Gerçekten gidilip gezilecek şehir. En yakın zamanda gitmek lazım. Güzel fotoğraflarla süslediğiniz etkileyici anlatımınız teşekkürler Hüseyin Ağabey.
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Bu çok anlamlı ve güzel sunumunuz için sonsuz teşekkürler...
Sağlıklı, huzurlu, keyifli bol geziler diliyoruz.. (Tabii ki paylaşımlar da..) ;D ;D


Ülker&Yavuz
 



Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Karavanla geçen ilk yazımızı oldukça iyi gezerek geçirdik umarım bir ara bende gezi anılarımızı burada dile getiririm.Karadeniz turu bizde yapmayı çok istiyoruz ancak bu sene olmadı önümüzdeki sene sizin ve diğer arkadaşların gezi anılarını referans alarak bir program yapacağız.
Elinize sağlık, gezinizde yazılarınızda çok güzel olmuş. Size ve eşinize sağlıklı güzel günler dilerim.
 


Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Sevgili okuyucularım,
Karadeniz ve İç Anadolu izlenimlerim aslında devam ediyor.Tamamı altı bölüm olarak planlandı ama araya giren yaz gezileri ile 3. bölümden sonra upuzuuun bir ara vermek durumunda kaldım.
Önce bir aya yakın Yunanistan ardından önümüzdeki günlerde çıkacağım Güney gezileri...

Hepinizden bu gereğinden fazla uzayan aradan dolayı özür diliyorum.
Önümüz sonbahar.Kalan üç bölüm ile yağmurlu günlerde hoşça vakit geçirmenize yardımcı olurum sanıyorum.
Şimdi yine bir gezi...Yeni bir gezi..Yeni izlenimler, fotoğraflar...

Rüzgar
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Bu nedenle beklemeye can kurban,her halde bir karavancıya söylenecek en güzel nedendir,''gezmelerdeyim kusura bakmayın''
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Hüseyin abi, sonbaharı keyifle yaşayıp dönmenizi dilerim. Yolunuz açık olsun.

Selamlar.
 




Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Dördüncü Bölüm

Dördüncü Bölümün Rotası:
Samsun-Ünye-Fatsa-Ordu-Giresun- Trabzon- Uzungöl-Fındıklı-Arhavi-Hopa

Samsun dan çıktıktan sonra Terme ye girerken yolun iki tarafında asker nizamı ile dizilmiş ikinci el ticari araç pazarının içinden geçiyoruz. Yol kenarlarındaki sıra sıra galerilerde ne istersen var. Karavan yapmak için araç arayanların müracaat edecekleri önemli bir referans merkezi Terme. Uçağa atlıyorsun Samsun. Bir dolmuşa atlıyorsun doğru Terme. Gidiş geliş son derece kolay. İş aradığınız az yıpranmış aracı bulmakta...
Artık Karadeniz in ortalarındayız. Kulaklarımıza kemençe sesleri, horon tepen uşakların ha ha ha uşak ha sesleri geliyor bir yerlerden..

59-Karadeniz de horon
[attachment=1]

Yol üzerinde Ünye var. İstanbul dan çıkmadan önce konuştuğumuz kişilerin hemen hepsi Ünyeli idi. Hepsinin de ortak önerisi “Ünye ye gidersen Çakırtepe ye çıkmamazlık etme, çıkarsan da pide yememezlik etme” idi ve biz de bu önerilere uyarak Çakırtepe ye çıkıyoruz.
Çakırtepe den Ünye çok güzel görünüyor.

60-Ünye- Çakırtepe den Ünye ye bakış
[attachment=2]

Pide siparişimizi epeyce bekliyoruz. Bizden önce gelen bir “dul- tour” un kocalarından kurtulmuş ! elliye yakın geçkin hanımının binbir soru ile güçlükle verebildikleri siparişleri garsonları bunaltıyor.

61-Ünye- Çakırtepe de pide beklerken
[attachment=3]

Pideler güzel ama “under construction” halindeki dişlerim ile zorlanıyorum. Bir ara ağzıma sert bir şey geliyor.Vay beee...kaşar peynirinin de taşını ayıklamadan yapmışlar !..
Vücudumdan kopan parçayı yıkayıp saklıyorum. Belki müzeme koyarlar
“Rüzgar ın pide yerken kırılan dişi” diye .
Biraz moralim sallanıyor. Daha gezinin başlarındayız. Dönene kadar günde üç öğün çorba ile idare etmek gerekecek mi acaba ?
Dişkıran pidenin rahaveti nin giderilmesinin ardından Ordu ya doğru yola koyuluyoruz.
Ordu da Boztepe ye çıkmamız önerilmişti ve şehre girer girmez Boztepe yazan levhayı izleyip mahalle aralarından dik bir yokuşa sarıyoruz. Çık çık bitmiyor. Bir ara tepemizden bir teleferik vagonu hızla geçiyor. “Vay bee bilemedik...bileydik karavanı bu kadar dik yokuşa sürmez teleferik ile çıkardık” diyoruz ikimiz birden.
Boztepe ye çıkınca bir yere park edip etrafı dolaşıyoruz.

62-Ordu- Boztepe de
[attachment=4]

Hava burada bayağı bir serin. Teleferik istasyonuna gidip bakıyoruz. Vagonlar hep boş gelip boş gidiyor. Görevli bize tesisin henüz deneme aşamasında olduğunu söylüyor. “Eh” diyoruz uyanık karavancı edası ile “ilk insanlı seferi bizimle yapabilirdiniz ama”...
Ordu’yu turalayıp biraz alış veriş ve ardından geceleyecek yer arayışı başlıyor.
Tüm sahil bandını boydan boya turalayıp parkın içinde kurulmuş bulunan sergi çadırının yakınında uygun bir yol kenarı park cebine giriyoruz. Gece biraz yürüyüşle karışık sergi alanını geziyoruz ve karavana dönüyoruz. Sivrisinekler problem yaratıyor ama tedbirimizi alıyoruz. Karavanda her çeşit sivrisinek koruyucu, kovucu, itici, öldürücü, tarzında alet, edevat, krem, sabun, fıs fıs vs. mevcut...Yakınımıza park eden bir kamyoncu da şikayet ediyor durumdan...Gel diyorum “sana da sıkayım biraz,tümden geberip gidersiniz kesin” diyorum gülüşerek...
Orta sakinlikte bir geceden sonra sabah merkezde biraz oyalanıyoruz. Ordu güzel bir şehir,tepeleri kıyı uzunluğu, şehre yükseklik ve uzunluk kazandırmış. Belediye nin ücretsiz İnt.Cafe sinde işlerimizi halledip,teleferik istasyonunu görüyoruz. İlgililer birkaç gün sonra açılış yapacaklarını söylüyorlar.
Yolumuz Giresun a doğru. Piraziz ve Bulancak ı geçip bir çabukta şehre ulaşıyoruz. Bir taksiciye yol sorup Giresun Kale sine çıkıyoruz. Vakit öğle. Kale yi dolaşıp “aman içinde acı bir şey olmasın” tembihatları ile yemek yemeye çalışıyoruz. Garson genç Boğaçhan dan yemin billah ile gelen Akçaabat köftelerinde gerçekten acı yok ve rahat rahat yiyebiliyoruz. Hayret bi şi yaa...

63-Giresun kale de.
[attachment=5]

İnişte kaleye çıkarken rastladığımız bir diş tedavi merkezine uğruyoruz. Bir uzm. dr. beni muayene edip röntgen çektiriyor. Dişimi çekip gönderebileceğini söylüyor ama altı ay geçmeden dişime müdahale etmek yasak. “Böyle idare edin, apse yapmamasına çalışın” diye tembihat da bulunuyor. Ben de “olur, mikroplara söylerim gelmezler” diyorum. Ne diyim ?

59 Karadeniz de Horon


60 nye  akrtepe


61 nye akrtepe


62 Ordu Boztepe de


63 Giresun Kale de
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011



Kaleden inip Trabzon levhasını izleyerek yola koyuluyoruz.
Trabzon da bir şehir turu atmayı düşünüyoruz. Belki kalacak bir yer buluruz. Yıllar önce Trabzon a gelişimizde bir Rus pazarı vardı ve epeyce enteresan gelmişti o Pazar yeri.

64-Yıllar öncesinin Rus pazarı
[attachment=1]

Prestroyka’nın üzerinden henüz 3-4 yıl geçmiş. Rusya dan gelirken bulabildikleri her şeyi getirmişlerdi pazara..
Sonra Atatürk Köşkü’ne çıkmıştık. Gaziye hediye edilen bu köşk büyük bir bakımlı bir bahçe içinde beyaz kocaman bir konak.

65-Atatürk Köşkü
[attachment=2]

Çok beğenmiştik köşkü ve sunumları. İnsan bu yerleri gezerken Gazi için milletin verdiği hediyeleri, müzeleri, köşkleri, evleri, ve de tabii ki Anıtkabir i bir kere daha helal ediyor gönülden.
Trabzonu gezmeye çalışırken Avni Aker in önünden de geçiyoruz ama şehrin içinde kötü bir beton yığını olarak gözümüzü tırmalıyor bu heyhula. Neyse ki şehrin dışına güzel bir stad yapılacağını duymuştuk bir yerlerden de içimize su serpiliyor Trabzonlular adına.
Trabzon da gezecek fazla bir yer bulamıyoruz. Zaten şehir kıyı yolu ile denizden ayrılmış, her hangi bir kara şehri gibi uzanıyor önümüzde.
Şehir de kalacak uygun bir yer gözümüze çarpmayınca ana yola çıkıp Rize yönüne doğru devam ediyoruz. Beş km. kadar gidince solumuza Cevahir Outlet in devasa AVM si geliyor. Ani bir kararla sol yapıp otoparka yöneliyoruz.

66-Trabzon-Cevahir Outlet
[attachment=3]

Biraz mağazaları gezip market den eksiklerimizi tamamlıyoruz. Sonra karavana dönüp Selma nın “kabin amiri usulü kağıtta levrek ve çikolata soslu parfe” sini alıyoruz. Mum ışığında harika bir akşam yemeği yeniyor.
Gece bir yanda Novotel bir yanda Cevahir in ışıkları sabaha kadar otoparkı “kalınabilir güvenli bir yer” kılıyor.
Sabah çalışanların servis araçları gelirken biz de yavaş yavaş toparlanıp kahvaltı için manzaralı bir yer ve gazete ekmek gibi “kapıcısal arayışlara” giriyoruz. Hava güzel ve camı üç çıt açıyoruz.
Bahar sonunun yaz başına devrettiği ve giderek ısınan hava karavanımıza doluyor hemencecik.
Park ettiğimiz yüksekçe bir noktadan Karadeniz in maviliklerine karşı kahvaltı ve gazete faslını sürdürüyoruz. Keyif çaylarının ardından ağır ağır toparlanıyoruz. Kışdan sonra yakaladığımız bu bahar havasının tadını doya doya çıkarmadıkça camı kapatmak gelmiyor içimizden. Kim bilir Karadeniz havası bu. Bakarsın birazdan gümbür gümbür bir hava ve ardından yağmur yağar, seller akar, arap kızı camdan bakar...

Sürmene yi geçtikten sonra Of a girmeden önce Uzungöl levhasından saparak derenin kenarından düzgün bir yolla içerilere doğru giriyoruz.
Dere köpük köpük çağlayarak bazen sağımızdan bazen solumuzdan bize eşlik ediyor.

67-Uzungöl yolunda dere
[attachment=4]

Yolda zaman zaman beldelerden geçiyoruz . Bu beldelerden biri de Çaykara. Beldenin inanılmaz çarpık yapılaşması, hiçbir mimarın eli değmemiş evler sırt sırta yığılmış adeta. İçinden geçen masmavi çay bile bu görüntü kirliliğinin etkisi ile olacak kararmış, olmuş gerçek bir Çaykara...Bir fotoğraf dahi çekmek geçmiyor içimden..
Yol da 3- 4 tane HES yapılaşmasını görüyoruz. İsrail’e satılması düşünülen güzelim derelerin üzerine kurulacak ama sadece birkaç kişiyi zengin edecek bu santralarla halk ısrarla karşı koyuyor, eylem yapıyor. Bakalım sonunda neler olacak.
Bayburt a giden yol az ileride çatal yapıyor ve biz Uzungöl tarafına yöneliyoruz.
Yıllardır duyduğumuz ve bir çok arkadaşın kadrajından gördüğümüz Uzungöl için çeşitli görüşler var. Kimi güzel diyor, kimi hiçbir şey demiyor kimi de beğenmediğini açıkça söylüyor bu yorumlarda.
Denizden 1020 m. yükseklikteki beldeye girişte pansiyonlar ve küçük bir çarşı içinde çeşitli hediyelikçiler, bir iki restaurant göze çarpıyor. Uzungöl ün neredeyse simgesi olarak belleklerde yer eden cami ise hemen girişte yer alıyor. Cami çifte minaresi ve yapısal büyüklüğü ile çevreye adeta mesaj verircesine yükseliyor.

68-Uzungöl
[attachment=5]


Karavanı park ettiğimde sakallı bir arkadaş gelerek “hacı hoş geldin...beş liracık alalım senden” diyor. Uzungöl turizmi adına harika bir karşılama. Hacı olduğumu şipşak çakan bu zeka küpü arkadaşı kutluyorum. Karavancılığın hac yeri Norveç/ Nordkapp olarak kabul edilir. Biz de 1998 yılında orayı tavaf ederek hacı olmuştuk naçizane..

64 Trabzon Rus pazarnda 1994


65 Trabzon Atatrk kk 1994


66 Trabzon Cevahir in otoparknda


67 Uzungl yolunda dere


68 Uzungl
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011


Etraf ise bilinen hacılarla silme dolu. Beyaz elbiselerinin içinde bir sürü arap turist ve en az iki üç sürü çarşaflı kadın ve yanlarında da sürülerle çocuklar Uzungöl ü adeta tavaf ediyorlar.
Hediyelikçilere biraz bakınıyor sonra gölün etrafını turalıyoruz.

69-Karşı kıyı
[attachment=1]

Vakit öğle ve otantik bir yemek arayışımızda oranın en büyük müessesi İnan Kardeşler de karar kılıyoruz. Büyük ve iyi bir işletme Gelen tur otobüslerine hızlı ve düzenli servis yapabiliyorlar.
Güveçte kuru fasulye, pilav ve laz böreğinden oluşan mönünün ardından biraz siesta ve tabiî ki dönüşşş...Hem de kaçarcasına, uçarcasına..

70-Karadeniz’den manzara
[attachment=2]

Karadeniz in genelinde bir garip yapılaşma dikkatimizi çekiyor. İnsanlar dağın başına 6 katlı apartmanlar falan dikiyorlar nedense. Belki çatı masrafından, ekili araziden tasarruf diye düşünüyoruz ama onca boş arazi varken bahçeli ev de oturmak yerine sıkış tepiş apartman dairesi niye ? Niyeee ?
Ofa ulaştığımızda denize de ulaşmış olduk ve yönümüz Rize üzerinden devamla Fındıklı da bir çay molası veriyoruz. Önceki gelişimizde Fındıklı gece saat ikide bir çay bahçesinde oturmuş çay içmiştik. Biraz arayınca o na benzer bir çay bahçesinde yeniden çay ısmarlıyoruz.

71-Fındıklı da çay bahçesi
[attachment=3]

Çayları getiren Sevim hanımla Selma epeyce sohbet ediyorlar. Çaycılık yaparak iki çocuğunu üniversitede okutuyor. Sonra konu HES lere, Kürt sorunlarına, Laz konularına geliyor...

72-Sevim hanımla sohbet
[attachment=4]

Çayların sayısını şaşırıyoruz ama sonunda e-mail adresleri teati ediliyor, kucaklaşılıyor. Bu gezide Selma’nın tek başına bir parti bile kurabileceğine, İP den TKP den fazla oy alabileceğine dair inancım pekişiyor !...
Arhavi ye girdiğimiz de artık akşam olmak üzere ve Hopa nın kalabalığına girmeden burada konaklamayı düşünüyoruz. Sağa sola bakınırken Arhavi Spor tesislerini görüp bahçeye dalıyoruz. Bizi karşılayıp bahçede konaklayabileceğimizi söylüyorlar .

73-Arhavi Spor tesisleri bahçesinde
[attachment=5]

Bahçeden su alıp duşlarımızı alıyoruz. Akşam yemeğinde tesisin içkili lokantasından yararlanabiliyoruz. Bu içki meselesi önemli. Karadeniz de her yerde bu keyfi sürmek zor. Garsonun tavsiyesi üzerine ortaya "dişli tarak" balığının ızgarası geliyor, yanında da kütür kütür tazelerden mevsim salata ve de birkaç meze. Tarih 30.Haziran ve aylardan sonra ilk defa kırmızı şaraba izin çıkıyor bu gece. Rakıdan vazgeçtim balığın yanına beyaz gider ama o ayrıntı bile yasaklar listesinde. Çok güzel bir akşam geçiyor...
Karavan iki adım ötede...Güzel bir uyku bizi bekliyor artık. Rüyamda Uzungöl’ü görmeyeyim de ne görürsem göreyim diye düşünürken dalıyorum.

69 Uzungl kar ky


70 Karadeniz den manzara


71 Fndkl da ay bahes


72 Sevim hanmla sohbet


73 Arhavi Spor kulb bahesinde
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011


Sabah kahvaltısında kulüp başkanı Saadettin bey masamızı şereflendiriyor. Uzun sohbet de Arhavispor un BAL da (bölgesel amatör lig) oynadığını anlatıyor. Batum a geçmeyi düşündüğümüzü söylüyoruz ama Saadettin bey bize birkaç olumsuz hırsızlık hikayeleri anlatıyor ve bizi Batum a geçmekten caydırmaya çalışıyor. Hiç beklemediğimiz bu uyarı karşısında buruluyoruz.

74-Arhavi Spor kulüp başkanı ile.
[attachment=1]

Başkan bize yakınlarda bulunan tarihi Çiftekemer köprüsünü görmemizi salık veriyor. Arhavi içinden geçerken Selma ya Addidas’dan güzel bir spor ayakkabı alıyoruz. Hep de açık ayakkabılar almış yanına nedense...Uzun süren kıştan bıkmanın normal belirtileri bunlar
Çiftekemer köprüsü Arhavi den içeriye doğru Ortacalar yolunda, beş km. kadar uzakta. Düzgün bir yoldan çabucak ulaşıyoruz.

75-Çiftekemer köprüsü
[attachment=2]

Köprü dirsek yapan dereye uygun biçimde iki parça olarak inşa edilmiş ve her birinde bir kemer olmak üzere iki kemerli değişik bir köprü çıkmış ortaya.

76-Birinci kemerli köprü
[attachment=3]

Her iki köprüde de birer hatıra fotoğrafı çekiniyoruz.

77-İkinci kemerli köprü
[attachment=4]

Derenin hemen kenarına bir çay bahçesi açan bir hanımla Selma nın uzun sohbetleri oluyor. Dereden tepeden, HES lerden, İstanbul dan, göçlerden, Bulgaristan dan... konu çok...Sen yeterki konuşmak, rahatlamak iste hanım...Sonunda çaylar müesseseden oldu bütün ısrarlarımıza rağmen.
Sonra karavanda yemek ve siesta. Derelerin şırıltısına hasret kulaklarım göz kapaklarım kapanana dek bu senfoniyi dinliyor.

78-Karavanın camından dere
[attachment=5]

Dönüş yolunda yörenin bir başka güzel parçası Menşina şelalesine gitmek var, ama araba çıkamadığı için yaya gitmek gerekiyormuş. Daha doğrusu gitmekle çıkmak arası bir yol. Bu halde oralara çıkamayacağım kesin. Denemeye bile kalkışmıyorum ama birkaç ay sonra olsa idi, belki.

74 Arhavi Arhavispor bk ile


75 Arhavi  iftekemer kprs


76 Arhavi 1 kemerli kpr


77 Arhavi  kinci kpr


78 Arhavi Karavann camndan dere
 



Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011


Dönüş de klasik bir Karadeniz fotoğrafı çekiyorum. Yol, köpükler içinde hızla akan masmavi dereler ve yemyeşil tepeler...

79-Dönüş yolunda
[attachment=1]

Ana yola çıktığımızda Hopa ya kadar gidip bu gün veya yarın Batum a geçmeye çalışacağız.

80-Batum a doğru
[attachment=2]

Hopa da konuştuğumuz birkaç kişi yarın Cumartesi olduğunu ve gümrükten geçiş için en az iki saat harcamamız gerektiğini söylediler.
Ayrıca Batum dan Rusya ya geçişler de Abhazya- Rusya ilişkilerinin bozulması üzerine kara geçişinin kapandığını söylediler.
Asıl amacımız Gürcistan üzerinden Soçi ye gitmek ve eski S.S.C.B. nin bu görkemli yazlık kentini görebilmek di.
Oraya kadar gidemeyeceğimizi anlayınca bu geziyi bir daha ki sefere erteliyoruz üzülerek. Sonraki rota kısa Türkiye Karadenizi, uzun Rusya Karadenizi iKim bilir koşullar elverirse Stalingrad ı bile yeniden görebiliriz...
Hopa da biraz gezindikten sonra kalacak uygun bir yer bulamadığımız için yeniden Arhavi ye dönüyoruz.
Gece yine kulüpte yemek yiyoruz. Balık, şarap, mezeler. Sofra donatılmış vaziyette. Garsonlar, tesis müdürü herkes bizimle çok ilgili.
Güzel bir bahar yaz karışımı havada kadehlerimizden birer yudum çekiyoruz ve eski tabirle “Yaşasın Karadeniz, yaşasın Rüzgar ve cefakar kabin amiri” diyoruz camları çınlatırken...
Öyle ya daha öteye gidemeyeceğimize göre son durak burası.

81- Arhavi de akşam
[attachment=3]


Müdür masamıza yaklaşıp epeyce anlatıyor, buyur etsek de masaya oturmuyorlar. Bize buranın asıl Lazistan olduğunu, Gürcülerle akraba olsalar da onları sevmediklerini anlattı. Bura halkı üç dil biliyormuş. Türkçe, Lazca, Gürcüce. Ana dilleri Lazca imiş gibi düşünüyorlar ve bu ay Tanura adlı bir Laz dergisi çıkartmaya başlamışlar.Kapağını da
Lazca’nın evrensel şairi Helimişi Xasani ye ayırmışlar.

82 Tanura dergisi kapağı
[attachment=4]

Her ay çıkacakmış. Laz dili ana dil polemiği filan gibi. Onlar da biraz Kürtlere benziyor gibiler. Bize bir nüsha Tanura veriyor müdürümüz.
Yemek sonrası ikramlarda mısır unundan lokma, karışık meyve ve gelsin kahveler.
Kendilerine her şey için çok çok teşekkür ediyoruz.
Anladığımız ve tahmin ettiğimiz üzere açılım maçılım denildiğinde açılmak isteyenleri açıklarda etnik gurupların azgın dalgaları bekliyor.
Boğulman kesin. Böyle büyük laflar ederken ulusal bütünlüğümüzün büyük yara aldığını giderek daha da büyük, kapanmayacak yaralar açılacağını düşünüyoruz.

Dördüncü Bölümün Sonu

79 Arhavi Dn yolunda


80 Batuma doru


81 Arhavi de akam


82 Tanura dergisi
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,424
Mesajlar
1,517,769
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.


Geri
Üst