VitaEsMorte
Zirve
- Mesajlar
- 2,896
- Tepkime Puanı
- 39
Kış dağcılığı denince birçok insanın aklına karda iz açmanın zorluğu, soğuk ve üşüme duygusu gelir. Fakat karla kaplı bu ortamda bulunmak aslında düşündüğümüz kadar kötü bir şey değildir. Çığ olarak tepemize düşse de, kulvarlarda üzerinde kayıp kafamızı, bacağımızı kırsak da, şu fani hayatta her kötü alışkanlığın olduğu gibi karın da bazı güzel yönleri vardır.
Tabii ki burada bol bol ultraviyole yiyip, birkaç günde bronzlaşıp, şehirde nasıl hava attığımızdan bahsetmeyeceğiz. Karın bir başka ‘güzel’ yönü olan kar sığınaklarından bahsedeceğiz. Bu öyle bir güzelliktir ki, bize hiç kimsenin yaşatmadığı sıcak kış gecelerini yaşatabilir. Yine de unutmayın ki her güzelde olduğu gibi bu güzelle de ilişkimizin kontrolü elimizde olmadığı sürece tehlikedeyiz demektir.
Kar sığınakları çok ürkütücü görünseler de, emin olun ki bir çok yönden (mesela North Face V25) çadıra beş basarlar. Yani koruma, yalıtım ve konfor özellikleri ile çok üstündürler (Bkz. İletkenlik Katsayıları).
İnsan vücudu, enerji tüketen bir ısıtıcı olarak düşünülebilir. Bu ısı kaynağının gücü gerçekleştirilen aktivitenin ağırlığı ile doğru orantılıdır. Bu değer ortalama olarak yetişkin bir erkek için uyurken 87W, dinlenme durumunda 115W, lay-lay-lom yürüyüş yaparken 230W, ağır aktiviteler gerçekleştirilirken 440W'dır. Yetişkin bir bayan için bu değerler 15% daha küçüktür (Fakat bunun nedeni vücut ısısı ya da metabolizma hızı değil, vücut boyutlarıdır). Evlerimizde kullandığımız 1000-2000W'lık ısıtıcılar düşünüldüğünde, dağ koşulları nedeniyle metabolizma hızı artmış üç kişinin kaldığı, yalıtımı mükemmel sayılabilecek kar mağarasındaki konfor çok daha iyi anlaşılacaktır.
Çadır içi sıcaklık dışarıdan iyimser bir tahminle 5-6 derece daha fazla olabilir. Bu demektir ki dışarıda rüzgâr 20 km/s hızla esiyor ve hava sıcaklığı -15 C derece ise çadırınız soğuk bir çadırdır (-25+6=-19 C ). Oysa ekip partnerleriniz yan tarafınızda kazdıkları kar mağarasında dışarıdaki hava sıcaklığından, nemden, rüzgar hızından, fırtınadan veya güneşin varlığından bağımsız olarak (sabit) 0-1.5 C derecede mutlu mutlu yemek yiyip muhabbet etmektedir.
Tabii ki bu onların her zaman mutlu olacakları anlamına gelmez. Bu yazıyı okumadıkları için rüzgâr yönünün kar sığınağı yaparken ne kadar dikkat edilmesi gereken bir şey olduğunu bilmemektedirler. Dolayısıyla mağaranın kapısı her 5 dakikada bir fırtına ve rüzgarın lokal olarak tam o noktaya yığdığı metrelerce karla kapanır ve onlarda bu zahmetli ‘kapı önünü süpürme işini’ sabaha kadar sürdürürler. Neyse ki, uygun normlara uymadan yaptıkları kar mağaraları rüzgârın ve yağan yeni karın yaptığı basınçla tepelerine çökmeden az önce dışarı çıkarlar ve hemen şehre dönüp bu yazıyı okurlar.
Kar mağarası yapmak pratik olarak hem kolay, hem de eğlenceli bir iştir. Fakat ‘kısa sürede’, ‘güvenli’ bir kar mağarası yapmak bayağı zordur. Yapım için kap, kask, kazma, deadman ya da ele gelen herhangi bir şey kullanılabilir. Tabii ki bir çift eldivenle 2-3 saat sürebilecek iki kişilik bir kar mağarası kazma işlemini bir çift kürekle yarım saatte bitirmek de mümkündür.
Tecrübe oldukça önemlidir. Bu yüzden başınız sıkışmadan farklı kar koşullarında, farklı türde kar sığınakları yapmanızı (en basitinden Ilgaz’da), bu sığınakları kullanmayıp üzerlerinde zıp zıp zıplayıp ‘benimki daha çok adam taşıyo!!’ oyununu oynamanızı tavsiye ederiz.
Kar sığınaklarının inşası uygun kar derinliğini ve çevresel koşulları gerektirir. Çevresel koşullarla kastedilen potansiyel çığ riski, rüzgârın yönü, eğimin derecesi ya da olası diğer tehlikelerdir. Eğimin durumu ise işimizi kolaylaştırması bakımından oldukça önemlidir. 30-40 derece arasındaki eğim bir kar mağarası; sert kar tabakaları bulunan düz zemin ise iglo yada kar mezarı yaparken işimizi oldukça kolaylaştırır. Sırtta oluşmakta olan bir kar balkonu, rüzgarla bir kayanın ya da ağacın arkasında oluşmuş büyükçe bir kar uzantısı, ya da süpürülerek bir yere biriktirilmiş kar yığını (kapı??) bu iş için oldukça uygundur. Karın derinliği tercihen 1.5-2 metreden az olmamalıdır. Sürpriz kayalarla karşılaşmamak için kazılacak bölge (ördeği çıkarılmış) batonlarla ya da uzunca bir kazma ile (?ne kadar uzun?) kontrol edilmelidir.
Kar sığınağı yaparken o iş için en güzel kıyafetlerimizi giymeliyiz. Kız arkadaşımız sığınağı kazarken dışarıda bekleyip onun dışarı, bize uzattığı karları sağa sola atacaksak kütük gibi kalın; o dışarıdayken biz içeride kazı yapacaksak kuğu gibi ince giyinmeliyiz (yine de kazıcı her türlü durumda terlememeyi başarırsa dönüşte kola ısmarlanır). Tabii ki soluyan bir kumaşın bu tür ortamlardaki faydası tartışılmazdır. Yağmurluğumuzun bileklerinin, şapkasının büzülebilir , boyun kısmının sıkıca kapalı olması şıklığımızı artırır.
Tabii ki burada bol bol ultraviyole yiyip, birkaç günde bronzlaşıp, şehirde nasıl hava attığımızdan bahsetmeyeceğiz. Karın bir başka ‘güzel’ yönü olan kar sığınaklarından bahsedeceğiz. Bu öyle bir güzelliktir ki, bize hiç kimsenin yaşatmadığı sıcak kış gecelerini yaşatabilir. Yine de unutmayın ki her güzelde olduğu gibi bu güzelle de ilişkimizin kontrolü elimizde olmadığı sürece tehlikedeyiz demektir.
Kar sığınakları çok ürkütücü görünseler de, emin olun ki bir çok yönden (mesela North Face V25) çadıra beş basarlar. Yani koruma, yalıtım ve konfor özellikleri ile çok üstündürler (Bkz. İletkenlik Katsayıları).
İnsan vücudu, enerji tüketen bir ısıtıcı olarak düşünülebilir. Bu ısı kaynağının gücü gerçekleştirilen aktivitenin ağırlığı ile doğru orantılıdır. Bu değer ortalama olarak yetişkin bir erkek için uyurken 87W, dinlenme durumunda 115W, lay-lay-lom yürüyüş yaparken 230W, ağır aktiviteler gerçekleştirilirken 440W'dır. Yetişkin bir bayan için bu değerler 15% daha küçüktür (Fakat bunun nedeni vücut ısısı ya da metabolizma hızı değil, vücut boyutlarıdır). Evlerimizde kullandığımız 1000-2000W'lık ısıtıcılar düşünüldüğünde, dağ koşulları nedeniyle metabolizma hızı artmış üç kişinin kaldığı, yalıtımı mükemmel sayılabilecek kar mağarasındaki konfor çok daha iyi anlaşılacaktır.
Çadır içi sıcaklık dışarıdan iyimser bir tahminle 5-6 derece daha fazla olabilir. Bu demektir ki dışarıda rüzgâr 20 km/s hızla esiyor ve hava sıcaklığı -15 C derece ise çadırınız soğuk bir çadırdır (-25+6=-19 C ). Oysa ekip partnerleriniz yan tarafınızda kazdıkları kar mağarasında dışarıdaki hava sıcaklığından, nemden, rüzgar hızından, fırtınadan veya güneşin varlığından bağımsız olarak (sabit) 0-1.5 C derecede mutlu mutlu yemek yiyip muhabbet etmektedir.
Tabii ki bu onların her zaman mutlu olacakları anlamına gelmez. Bu yazıyı okumadıkları için rüzgâr yönünün kar sığınağı yaparken ne kadar dikkat edilmesi gereken bir şey olduğunu bilmemektedirler. Dolayısıyla mağaranın kapısı her 5 dakikada bir fırtına ve rüzgarın lokal olarak tam o noktaya yığdığı metrelerce karla kapanır ve onlarda bu zahmetli ‘kapı önünü süpürme işini’ sabaha kadar sürdürürler. Neyse ki, uygun normlara uymadan yaptıkları kar mağaraları rüzgârın ve yağan yeni karın yaptığı basınçla tepelerine çökmeden az önce dışarı çıkarlar ve hemen şehre dönüp bu yazıyı okurlar.
Kar mağarası yapmak pratik olarak hem kolay, hem de eğlenceli bir iştir. Fakat ‘kısa sürede’, ‘güvenli’ bir kar mağarası yapmak bayağı zordur. Yapım için kap, kask, kazma, deadman ya da ele gelen herhangi bir şey kullanılabilir. Tabii ki bir çift eldivenle 2-3 saat sürebilecek iki kişilik bir kar mağarası kazma işlemini bir çift kürekle yarım saatte bitirmek de mümkündür.
Tecrübe oldukça önemlidir. Bu yüzden başınız sıkışmadan farklı kar koşullarında, farklı türde kar sığınakları yapmanızı (en basitinden Ilgaz’da), bu sığınakları kullanmayıp üzerlerinde zıp zıp zıplayıp ‘benimki daha çok adam taşıyo!!’ oyununu oynamanızı tavsiye ederiz.
Kar sığınaklarının inşası uygun kar derinliğini ve çevresel koşulları gerektirir. Çevresel koşullarla kastedilen potansiyel çığ riski, rüzgârın yönü, eğimin derecesi ya da olası diğer tehlikelerdir. Eğimin durumu ise işimizi kolaylaştırması bakımından oldukça önemlidir. 30-40 derece arasındaki eğim bir kar mağarası; sert kar tabakaları bulunan düz zemin ise iglo yada kar mezarı yaparken işimizi oldukça kolaylaştırır. Sırtta oluşmakta olan bir kar balkonu, rüzgarla bir kayanın ya da ağacın arkasında oluşmuş büyükçe bir kar uzantısı, ya da süpürülerek bir yere biriktirilmiş kar yığını (kapı??) bu iş için oldukça uygundur. Karın derinliği tercihen 1.5-2 metreden az olmamalıdır. Sürpriz kayalarla karşılaşmamak için kazılacak bölge (ördeği çıkarılmış) batonlarla ya da uzunca bir kazma ile (?ne kadar uzun?) kontrol edilmelidir.
Kar sığınağı yaparken o iş için en güzel kıyafetlerimizi giymeliyiz. Kız arkadaşımız sığınağı kazarken dışarıda bekleyip onun dışarı, bize uzattığı karları sağa sola atacaksak kütük gibi kalın; o dışarıdayken biz içeride kazı yapacaksak kuğu gibi ince giyinmeliyiz (yine de kazıcı her türlü durumda terlememeyi başarırsa dönüşte kola ısmarlanır). Tabii ki soluyan bir kumaşın bu tür ortamlardaki faydası tartışılmazdır. Yağmurluğumuzun bileklerinin, şapkasının büzülebilir , boyun kısmının sıkıca kapalı olması şıklığımızı artırır.