İtalya... Herşey Dahil

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Yazkan Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 29
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 12,894
Ynt: İtalya... Herşey Dahil

İtalya... Herşey Dahil

...... Devamı


Siena_Firenze_Pisa_ Ulaşılamayan Portofino

Kezbanı kaybettiğimizden yeni yol göstericimiz artık Giulietta. Giulietta olmasa işimiz zordu gerçekten. Adriyatik gezisinde idare edilirdi ama burada trafik yoğun ve büyük şehirlerde böyle trafikte ve şehir yapısında gerçekten işe yarıyor. Çünkü yollarda on saniye durup soru sorabilmek için yer yok. Roma da normal sedan yada hatcback araba göremiyorsunuz tüm arabalar bu ölçülerden küçük. Herhalde dünyadaki en fazla smart araç burada satılmıştır. Hiç gormediğimiz modeller görüyoruz toyota aygo (IQ) gibi.
Yine Öğle sıcağında yeni bir şehir Siena. Dizel almak gerek yol uzerinden alacağız ama istasyonlarda kimse yok. Kendimiz self servis biryerden alıyoruz. Siena’ya yaklaşıyoruz. Bu Giulietta bizi park yerine götürüyor ama karşımıza gelen belediye otobüsü şöforünün el kol hareketini sonra anladık. Tek yön bir yoldayız ve daha önce bildiğimiz ZTL ( Sınırlı trafik bölgesi ) ye gireceğiz. Gireceğiz ama Camper ( Buralarda karavan demiyorlar) geçmiyor. Otopark yüksekliği 2,20 metre. Allaha sığınıp yaklaşık 500metre ters yöne gidiyoruz. Zaten yapacak birşeyde yok. Sonra Şehirin Surlarının dışına çıkıp yol üzerinde bir park yerine park edip, 3 saatlik fişimizi görünür bir yere koyup, şehre tabanvay.
Tam ortaçağ şehri. Binaların çoğu tuğladan, daracık sokaklar. Koca bir meydana çıkıyor. Burada eskiden at yarışları yapılıyormuş, varlıklı ailelerin atlarını koşturduğu bir alan kase gibi ortası çukur. Etrafında o ailelerin malikaneleri. Meydanda güzel bir çeşme var. Aklıma eski İstanbul geliyor bizimde her mahallemizde çeşmeler vardı elimizi dayar su içerdik. İtalyada bugün bunu yapabildikleri binlerce çeşme var.
Şehirdeki İşkence müzesini görelim dedik ama görmekten vazgeçtik. Girişteki bayan da İstanbulda üç ay yaşamış. Kasvetli bir yere benziyor zaten hemen girişinde dehliz var ben girmem diyorum Nur ve Onur da vazgeçiyor. Kilisede bir düğün töreni var. Bugün kısmet bundan başka üç düğün daha gördük.
Yine Giulietta bizi Michelangelo Camping’e ulaştırıyor. Resepsiyona önce bize Pompei’den gönderilen bir posta varmı onu anlatıyoruz. Çünkü ben kimliğimi Pompei de kampda unutmuştum. Kayıt işlemlerinden sonra ( günlük 48 € ) bize yer gösteriyorlar. Önce yerleşmeye başlıyoruz ama, Nur’un bu arada etrafı kolaçan ederken gördüğü başka bir yere taşınıyoruz. İki gece burdayız. Akşam birşey yapmıyoruz kampdayız. Onurla tavla falan oynadık. Biraz mola.
Camping Roma da gördüğüm bir İngiliz çift hemen arkamıza konuşlanıyorlar, yerleşmelerine yardımcı oluyoruz. Kamp yeri ağaçlı ve eğimli. Camping Roma ile aynı şirketin kampları ama Roma buraya birkaç basar. Ben biraz yazıyorum. Sonra yatıyoruz.

Sabah kahvaltı sonrası, David heykeli ve Michelangelo Seyir yerinde fotoğraf çekiminden sonra şehre doğru yuvarlanıyoruz. Karşımızdan gelenleri görünce ben burayı çıkmam diyorum ama nafile dönüşte SS kuralı ile iki eforlu test karşılığı aynı yolu bizde çıktık. Dönüşte kardiolog arkadaşa bu seneki testi yaptım diyeceğim.
Arno köprüsünden eski şehire dalıyoruz. Yine İnsan seli . Bizde turizm reklamlarından hatırlarız. Roma, Florence, Venedik. İşte milyon insan burada. Nede olsa Ronesans merkezi. Güzel şehir. Her şehirdeki gibi Duamo var. Ufizzi sanatsal bir mekan. Medusa’nın öldürülüş heykeli, Medici ailesine ait eserler. Her yer sıra, bu sıraları beklesek bir hafta Florence kalmamız gerekir. Biz yine İtalya devletinin bize sağladığı eserlerle yetiniyoruz.
Buradan şarap alacağız. Bu il Tuscany bölgesinin önemli şarap üretim yerlerinden. Şehir içinden nehir geçen güzel bir yer eski şehir nehirin doğu tarafında. Yeni yerleşim bölgesinden Pisa ‘ya giderken geçtik, o bölgede çok güzel. Giulietta bu yolları iyi biliyor, artık Kamper ve bize de alıştı. Pisa zaten çok yakın ama neden ödediğimizi anlamadığımız otoban diye bir para ödüyoruz. Yolların bir çoğu otoban özellikleri taşımıyor ama paralı. Bir hatırlayalım bizim ilk otobanımız İstanbul_İzmit, iki şeritli yoldu. Sonra biz bu yolu herhangi bir inşaa faliyetinde bulunmadan sadece yol çizgilerini değiştirerek üç şeritli yaptık. Bilin bakalım bu ilk otobanımızı kimler yapmıştı ? Aynen kendilerinede böyle yollar yapmışlar adı otoban sağdan giden tır’ı geçmek için soluna giremiyorsunuz.
Güzel ve keyifli yollardan geçerek bugünkü hedefimizde olan Pisa ya doğru yollanıyoruz. manzara güzel hani otobanlarda bunlar pek olmaz ama yerleşim yerlerine yakın geçen bizim duble yolların otoban versiyonu. Ama beş bin kilometrelik bu seyahatte zevk aldığım yollardan. 2,3 € otoban parası verdik ama bu otoban bedeli olmamalı geçiş bedeli olmalı.
Öğle saatlerinde Pisa’ya ulaşıyoruz yol kenarlarında uygun olan yere Kamperımızı park ediyoruz. Nehir üzerindeki köprüden geçiyoruz, direk Pisa kulesi hava sıcak yaklaşık yirmi dakikalık yürüyüş sonrası kulenin olduğu meydana ulaştık. Yine milyon kişi. Bizimde içinde bulunduğumuz milyon kişi yüz yıllardır “kardeşim bu kule biz yaptığımızda düzgündü, yaptık eğilmeye başladı ama yıkılmıyor” denmesine rağmen gerçekten böylemidir diye görmeye gelmiş. Yoksa hemen yanındaki kiliseden her yerde var.
Gerçekten şunu söyleyebilirim artık. Bu adamlar bu sistemle para kazanıyorlar. Bizde her camiye bir tarihsel (ki var olan) hikâye anlatabilsek bugünkü turist potansiyelimizle gelirimizi ciddi arttırırız.
Koca bir meydan bir tarafında gerçekten eğik! Kule ve etrafında kilise ve ahalisi. Bunların tam karşısında yüzlerce turistik eşya satan dükkan. bizde geleneksek alış verişimizi yapıyoruz. Şehir yapıştırması, t-shirt, magnet. Artık aç olan karnımızı da doyuralım diye bir pizzeria seçiyoruz. yemek sonrası bir bakkal alışverişi. Burası Toskana bölgesi şarap, permesan peynir ve birazda manav alışverişi yapıyoruz. Bu arada bakkalda bizden başka Türklerde var. İtalya ve turistik şehirler tabi ki bizden birileri olmalı.
Farklı yoldan yürüyerek Kamper’ın yanına ulaşıyoruz. Park ederken, özellikle öğleden sonraki güneşte kalmasın diye, dikkat etmiştim. Her şey yerli yerinde.
Yine yollara. Bu etap da Portofino’yu göreceğiz. Hava sıcak klima yine bozuldu gaz kaçırıyor belli. Ustanın tüm sülalesi ile akraba olmak üzereyiz. Portofino Cinque terre bölgesinin batı ucunda. Amalfi sahillerini gördükten sonra bu bölge karavanla gezilmez. La spezia bu bölgenin doğu tarafı, biz Rapolla’ya kadar gideceğiz. Rapollo, Portofino arası 8-9 km. Zorlanırsak yürüyerek gideriz diye otobana 12 € ödeyerek Rapollo ya giriyoruz.
Rapollo sahil kasabası ama güzel ve lüks bir yerleşim yeri. Portofino yönüne devam ediyoruz, karşımıza bir altgeçit çıkıyor yükseklik üç metre. Geri dönmek için trafiği kapatmak gerek. Tavandaki bir şeyleri parçalamadan geçermiyiz? Onur aşağıya inip bakıyor belki 1-2 cm ile geçebildik. Niyetliyiz bir kere engellere takılmak yok. Daracık tek araçlık yollardan geçiyoruz, hooop yol tıkandı. Bir iki araç karşıdan geliyor. küçücük bir bankete oldukça yanaştık bekliyoruz. “Accident” kaza diyorlar. Onur gidip bakıyor, biz karavandan göremiyoruz. Zaten yol ileriye doğru en fazla 50 mt. görünebiliyor. Bir araç yolun kenarına kayaya çarpmış. Çekici geliyor geçemiyor, ambulans geliyor geçemiyor. Yanımızda bir tabela var portofino yürüyüş yolu işareti üzerinde 900 mt. yazıyor.
Olamaz !!! Karavan kalsın ben gidip göreceğim. Yok. Kaza için gelen araçlar geçemiyor. karavanı bırakabileceğimiz en yakın yer Rapollo. Yolun kenarına park edilmiş motosikletleri yerinden oynatarak zor geri dönüyoruz. Ve Portofino’yu göremiyoruz. Zaten beklerken konuştuğumuz kişiler Portofino’da siz park yeri bulamazsınız görüp dönersiniz dediler buna da razıydık ama olmadı. Genova ya yollanıyoruz.
Rapollo’nun kenar semtlerinden devlet yoluna çıkacağız. Nefis manzara ve görüntülerle köylerin içinden geçerek tırmanıyoruz. Buralar da yemyeşil. Bazı yerlerde ateş yakmışlar köylüler bir şeyler yapıyor herhalde. Odun kokuları geliyor, mis gibi.

P1040169


P1040170


P1040186


P1040214


P1040225
 

Etiketler






Ynt: İtalya... Herşey Dahil

Sayın Yazkan isterseniz resimleri daha da büyük koyabilirsiniz,toplamda 5 fotoğraf 5 mb olabilir.
 



Ynt: İtalya... Herşey Dahil

İtalya... Herşey Dahil

Genova

Genova Doğu Girişi
[attachment=1]

Limanda
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

P1040442


P1040462


P1040482


P1040495


P1040472
 

Ynt: İtalya... Herşey Dahil

Çok güzel bir gezi olmuş.Hele hele Rapallo portofino arasında portofinoya girerken çektiğiniz P1040425 nolu fotodaki koyun güzellği unutulacak gibi değil selamlar.
 




Ynt: İtalya... Herşey Dahil

İtalya... Herşey Dahil

Uzun süredir yoğunlık nedeni ile devam edememiştim. saygılarımla kaldığımız yerden devam

Genova
Genova’da kalacağımız kampın tam adresi yok. Kalınacak yerlerin sorumluluğu Onur’da şehre giriyoruz, Gulietta şaşırdı. Bu Gulietta güneyden, buraları bilmiyor herhalde. Bir ışıkta beklerken yanımdaki araçtaki arkadaşa soruyorum beni takip et diyor. Kalacağımız kamp Pegli’de. Pegli Genova’nın batısında bir semt adı ama sonradan öğreniyoruz ki aynı zamanda bir müze’nin de adıymış. Takip ediyoruz şehrin geldiğimiz yönüne doğru gidiyoruz. Onur yanlış gidiyoruz diyor. Ben adama ayıp diyerek devam ediyorum. Sonunda müzeye geliyoruz. Söylememize rağmen bir daha” campeggio” diyoruz. “Haaa…” sesi anlaşamadığımızı ifade ediyor, ama bizim aradığımız yeri bilmiyor. Neyse Biz yine Guiletta’ya sığınarak tekrar aynı yöne geri dönüyoruz. Kamp mahalle arasında küçücük bir vadinin içinde, ağaçlardan gökyüzü görünmüyor. İçeride 5 karavan, 3 çadır var. Tam teşekküllü içeride cafe ve market de var, tertemiz. Şehir merkezine uzak. Bu nedenle akşam yemeğinde karavanda makarna yiyeceğiz. Ama değişiklik yaparak makarnamızı kendimiz yapacağız, İtalyan stili.
Bugünde biraz yorulduk. Günün de yarının değerlendirmesini yaparken iki kadeh at, yorgunluk için, yoksa pek canım istemiyor. Akşam dışarıda kazakla oturuyoruz. Burada iki gün kalmayı planlamıştık, ama yarın şehri dolaşıp gidebiliriz. Bu nedenle sabah saat 10.00 da kampı terk etmemiz gerek. Buradan Milano 150 km.
Kampa 40€ ödüyoruz. Kahvaltı sonrası “Camper Service” ziyaret edecek ve şehre gideceğiz. Guiletta yardımı ile park yeri seçiyoruz. En iyi yer Karavanı liman çevresine bırakmak olarak görünüyor.Limanın inşaat halindeki bölgesinde, bizim işgalcilere benzeyen bir otoparka Camper’ımızı park ediyoruz. Burayı seçme nedenimiz altı tane daha Camper’ın park etmiş olması. Bu Genova limanı bilindiği gibi tarihi bir liman ama harabeye dönmüş. Kimileri ikinci dünya savaşının zararları diyor. Neyse liman çevresinde yürüyoruz. Onlarca Zenci çakma ürünler satıyor. Ayakkabı, çanta, saat, gözlük, vb.

Avrupa’nın sayılı akvaryumlarından biri burada, girmeye niyetimiz yok ama zaten etrafına yaklaşamıyorsunuz. Çocukları getirmişler. Şehrin merkezine doğru yürüyoruz. Elimizdeki haritayı kullanarak internetten edindiğimiz bilgilere göre gezeceğiz. Şehir Merkezi; İki ana caddenin ve birkaç caddenin ulaştığı bir meydan. Güzel bir fıskiyeli havuz var. Fıskiyeler sanatsal gösteri yapıyor, aynı zamanda meydan’da bir serinlikte veriyor. Rüzgâr altı kalırsanız hafif bir duş da alabilirsiniz.
İnternet vasıtası ile edindiğimiz bilgiye göre daracık sokakları geçip tüm İtalya da olduğu gibi küçük bir piazza da yemek yiyoruz. Burası bizim şehirlerimizde iş yerleri civarında olan yemek bölgeleri gibi bir alan. Zaten kalabalık birden dağılıyor. En ucuz yediğimiz yemek hemen, hemen aynı şeyleri yiyip içiyoruz 32 € ödüyoruz. Farklı bir yoldan Camper’a yönleniyoruz. Çıkartma ve Tişört arıyorum ama buradan tişört alamadık.
Yaklaşık dört saat kaldık, otopark için 12 € ödüyoruz. Gulietta yardımı ile otaban çıkıyoruz.

Devamı....
 

Ynt: İtalya... Herşey Dahil

İtalya... Herşey Dahil

Milano
[attachment=1]
Şimdi yolumuz İtalya’nın ve gezinin en popüler şehri Milano. Kalacağımız kamp Milano’daki “Gardaland Waterpark” yanında ki “Citta di Milano”. Saat 15:00 gibi kampta oluyoruz. Güzel bir kamp. İçeride Almanya’dan gelen bir otobüs var, çocukları “Gardaland’a getirmişler kampta konaklıyorlar. Burası, Genova’dan Yaklaşık yüz elli km.
Kamp girişi ve yerleşme bir saatimizi alıyor (.’ki burada iki gün kalacağız ). Biraz dinlenip şehre ineceğiz. Danışmadan edindiğimiz bilgi ve broşüre güvenerek yola çıkıyoruz. Kampın hemen önünden otobüs geçiyor. Ama biletimiz olmadığı için yerleşim yerinde otobüslerin ilk durağına yürümemiz gerek. On dakika yürüyeceğiz. Otobüsten “De Angeli” durağında ineceğiz. Biletler süreli. Aynı bilet her şehirde olduğu gibi Metroda da geçerli. Duomo’da Metrodan indik. Tam şehrin göbeği. Büyük bir meydan Bir tarafta meşhur alışveriş merkezi “Galleria Vittoria Emanulle II” bir tarafta “Milan Catedral Duomo”, bir tarafta müze.
[attachment=2]
Meydan ve çevresinde bir tur atıp yemek için yer bakınıyoruz. Bu arada Galleria Vittoria Emanulle içerisinden geçiyoruz kapalı bir alan içerisinde aklınıza gelen bütün giyim markalarının mağazaları var. Tüm mağaza ön yüzleri siyah ve altın sarısı renginde bu nedenle çarşıya girdiğinizde bir bütünlük ve lüksün havası hissediliyor. Meydanın tam ters tarafındaki çıkışında Borsalino Şapka mağazası var. Bir şapka almadığıma pişmanım ama oldukça pahalı. Bu kapıdan çıktığınızda küçük bir meydan sizi karşılıyor. Bu meydanın devamında ünlü “Scala” tiyatrosu olduğunu anlıyoruz. Şık insanlar çoğalıyor bayanlar siyah akşam kıyafetleri, erkekler takım elbiseli. Bu kıyafetlerle bisikletle gelenler de var. İkiyüz, üçyüz bin euro’luk araçlarla gelenlerde var.
[attachment=3]
Meydana bakan bir ristorante de yemek yiyoruz. Bu yemek en pahalı yemeklerden biri oluyor; Kola 10 €. Yine aynı güzergâhı kullanarak kampa dönüyoruz. Biletlerimizin süresi dolmadı. Otobüse bindikten iki durak sonra iki metre boyunda siyahi, Milanolu, kocaman elli ayaklı, kendilerine kadın diyenlerden biri, otobüse biniyor. Otobüs boş. Kendi halinde oturan bir adama bulaşıyor, adam rahatsız olup ayağa kalkınca, oda kalkıp adama bağırıp çağırmaya başlıyor. Üç blok öteden ses duyuluyordur. Kimsede çıt yok adamda da. Aman diyorum sakın kafanızı çevirmeyin. Bu modellerden özellikle Milano da çok var.
[attachment=4]
Neyse yaklaşık kırk dakikalık yolculuktan sonra kampa ulaşıyoruz. Ertesi günün programını yapacağız biraz meyve çıkartıp, buz gibi Türkiş Yeni rakı. Onur da bana eşlik ediyor. Kamp güzel sakın. Hemen, hemen her kampta olduğu gibi bungolowlar var ve dolu, çoğunluk Alman. Sanırım “San Siro” stadında konser var. Bu arada San Siro stadı gezi rehberlerinde Milano da yapılacak on şey arasında gezilmesi gereken yerlerin içerisinde. Giriş ücreti 12.5€. Biz gezmiyoruz.
Saat 23:00 civarı bir misafirimiz geliyor, “ Ozan”. Ozan Türkçe konuşulanlara yönelmiş, Bari’nin güneyinde okuyan bir Erasmus(dönüşüm) talebesi. Milano’nun kuzeyindeki bir kasabada ertesi gün olacak bir konsere gelmiş. Sırtında çadırı kamp da konaklayacak. fener almayı unutmuş gece karanlığında çadırını kurmak için fener talep etti. Bizde ona bir kafa lambası hediye ettik. Çadırını kurduktan sonra yanımıza geldi biraz da sohbet ettik. Yarının programı hazır, artık uyku geldi bedene.
Sabah ben biraz erken kalktım. Karavan ile ilgili alışverişi Venedik’e bırakmadan halleder miyim diye; hem internetten aramıştım, hem de kampa sordum yakınlarda bir yer var. Biraz yürürüm diye çıktım yaklaşık kırk, kırkbeş dakika sonra küçük bir sanayi’nin içerisinde bir karavancı buldum ama adamlar tamirat ve tadilat yapıyorlar. Katalogdan seçerseniz getirtiriz dediler. Sağ ol’umu çekip geri döndüm. Biraz köy kılıklı bir alanda dolaşmış oldum.
Sabah kişisel temizlik işleri, arkasından kahvaltı saat oldu 10:00.” Ozan” çadırı sökmüş, karavanın yanına bırakmış bir de not yazmış. Akşam konser dönüşü alıp geri dönecekmiş.
Neyse biz yola koyulduk. Hava sıkıcı nemli durduğumuz yerde terliyoruz. Yine aynı yollardan şehir merkezine doğru yolculuk başladı. Metrodan “ Codorna “ istasyonunda iniyoruz. Ulaşım Milano da çok rahat ve kolay. İki, üç saat sonra artık çok yorgunuz. Almayı planladığımız birkaç bir şeyden sonra artık gezmeyeceğiz. Havanın durumu ve gezinin yorgunluğu, artık bizi yavaş, yavaş zorlamaya başladı. Yemek yiyoruz ve “Corsa Vittoria Emanulle” üzerinden Duomo’ya ulaşıyoruz. Klasik tişort ve çıkartma alıyorum. Bugün gezimizin onuncu günü.
[attachment=5]
Milano güzel bir şehir zaten İtalya gezilerindeki temel şehirlerden biri. Zengin bu zenginlik hayatın içerisinde çok belli oluyor. Temiz, düzenli. İşte burada vitrinde 10.000€ ceket’te var, 9800 €’ya sıfır Opel Corsa CC ‘de var. Sanat da var, moda’da var. Her yerde şıklık da var. Her şey birbiri ile uyumlu, canlılarda cansızlarda.
Sabah saat 10:00 da yine kampı terk ediyoruz. Resepsiyonda tuvalet temizleyiciler satılıyor ucuz geldi( Thetford, kem 7.2 € ) birkaç tane aldım. Toplam kamp ücreti 80 € ödedik. Gulietta yardımı ile otoban ve hedef Como gölü. Yaklaşık 70-80 km yolumuz var.

P1040507


P1040521


P1040533


P1040519


P1040551
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,441
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst