chatlak
Kamp I
grup yorum’un ‘uğurlama’sını ne zaman dinlesem heyecanlanırım. o kemanımsı ses içimi bi tuhaf eder. ismi yolculuk’u, içi aşkları, ezgisi karanlığı hatırlatır. bu şarkı aşkları, karanlıkları, tek tük yanan yol ışıklarını, uzun yol çizgilerini, sevdaları da hatırlatır.
yolculuğa, aynı yere gitsem bile heyecanlanırım. bu sefer öyle uzak, öyle farklı bir yere gidiyoruz ki heyecandan uyku girmiyor gözlerime. hazırlıklar bitsin, vakit gelsin de yola çıkalım istiyorum hemen. ‘yol’ herkesin gerginliğini alır, umut verir, beklenti verir, güzellik verir. bizler cuma akşamı 8’den sonra rotamızı atina semalarını çevirerek marşa basıyoruz…
insanları bir araya getirmenin, ortak paydada buluşturmanın zor olduğunu 5 yıldır bizzat görüyorum. bu benim açımdan çok yorucu olsa da, yeri geldiğinde pes etme noktasına gelsem de masaların, yolların ve kampların ‘gerçekten’ arkadaşlarla, dostlarla, yoldaşlarla güzel olduğunu düşünüyorum. ve tüm ısrarım da bu yüzden. ve elimden gelen de bu kadarı. 11 vw, 35 gezgin ile bir ilki gerçekleştirmeye doğru yola çıkıyoruz. sizi bilmem ama kendi kişisel tarihim için, çocuğuma, torunuma anlatacak nefis bir anım olacağı için de çok heyecanlıyım. bu ısrar, tercih ve azim için hepinize şimdiden teşekkürler arkadaşlarım. arada ekibe katılanlar, ayrılanlar olsa da kemik gibi ilk gününden bu yana inandığımız bu yola çıkmak için omuz verdiniz. ve geldi çattı işte…
zaman içerisinde parasal nedenler, kişisel çekinceler, yaşanabilecek huzursuzluklar, araçla ilgili sorunlar veya işyerinizle ilgili düşüncelerinizden ötürü tereddütte kaldınız. ama hepiniz eminim ki içten içe bu geziyi çok istediniz ve bugün yola çıkmaya hazırsınız. gördük ki gerçekten istemek, başarmaya giden yolu ardına dek açıyormuş. maaşını denkleştirip son gün parası olan da, zor bela öğrenci harçlığını biriktiren de, dünyada ne olup bittiğini henüz bilemeyen de, nüfus kağıdındaki yaşına aldırmadan cesaretle “varım” diyeni de, aşığı da, bekarı da, evlisi de, oğlu hastanede olan da, kendi vosvosuyla gelememenin üzüntüsünü yaşayan da, aklı babasında kalacak olan da, çocuklarını düşünen de, işyerindeki işleri aklından bir türlü atamayan da, bir an evvel yola çıkmak isteyen de bu gezide bizimle… ne güzel ki bizimle! ne güzel ki bu yolu paylaşacağız. büyük olanı görüp, ufak sevimsizliklere, tatsızlıkları görmezden geleceğiz.
“yolda kalırsak da kalırız” cümlesi altında birleşen arkadaşlarım… unutmayın ki biz elimizden geleni yaptık. bakımlarımızı yaptırdık, birçok aracımız tüvturk muayeneden daha yeni geçti, herhangi bir olumsuzluğa karşı 7 koli malzeme ve 1 kutu detaylı alet çantası yanımızda, yunanistan’daki tamircilerin listesini edindik. kendimize ve aracımıza güveniyoruz. eminim ki şans bizimle olacaktır. diyelim ki o şans yanımızda olmadı ve yolda kaldık. ee biz bu derneğin olmayan merkezinin duvarına büyük harflerle yazmadık mı “yolda kalmak da güzeldir” diye? işte bu cümlenin içini doldurma vakti o vakittir arkadaşlar. moral bozmak, keyif kaçırmak yok. buradaki tek şiar titanik’teki gibi ‘önce çocuklar ve kadınlar’dır. onları üzmeyelim, anılarını iyi hatılarlamalarına yardım edelim, destek olalım. yeter. gerisi inanın hallolur. ve sizler yola çıkarken hep kötüsünü aklınızdan, en iyisini dilinizden eksik etmeyin.
eğer planımız, programımız aksamadan gerçekleşirse mahmutbey gişelerden çıkışımız ve girişimiz arasına 3.300 km’lik bir gezi sıkıştıracağız. 17. gün sonra yeniden ülkeye gireceğiz. onlarca kente, iki (belki de üç) ülkeye selam edip gezimize güzellikler katacağız.
ve bizlerle olamayan ama temennilerini eksik etmeyen arkadaşlarımız… sizlerin bu iyi hisleri, duyguları ve temennileri oldukça iyi geliyor bizlere, inanın. çeşitli sebeplerden ötürü bizlerle olamadınız bu sefer, olsun ömür uzun ve gidilecek çok yol var daha. bizler birlikteliğimizi önce vosvoslara, sonra da anatolia vosvos derneği’ne (avd) ve de derneğin forumuna borçluyuz. avd, bir sivil toplum kuruluşu olarak hareket edip insanların sosyal yaşantısına katkı sunmaya, farklı projeler üretmeye, klasik volkswagen ruhunu yaşatmaya, kamp/kamper ve çadır kampçılığına elinden geldiğince destek olmaya, muhalif ruhu yaymaya, yola düşmek için sebepler üretmeye devam edecek. ama birlikteliğimize imkan verdiği ve böyle bir gezinin organizesini sağlayarak önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek olası ‘sınır ötesi’ geziler için bir ışık tuttuğu için, yolu açtığı için avd’ye bir teşekkür etmek gerekiyor.
evet, bizlerle olamayan sevgili arkadaşlar veda vakti geldi. daha önce de yazmıştım, eskiden vedalar “gidip de dönmemek var, gelip de bulmamak” diye başlardı. benim vedam da böyle başlasın, duygusal olsun diye değil, bu nostaljik aygıtlara, nostaljik bir metin olsun diye… iyi dileklerinizi, temennilerinizi de yüklendik, gidiyoruz. bizi www.istanbul-atina-istanbul.com adresinden takip edebilirsiniz. vakit buldukça oraya birşeyler karalayacağız. taleplerinizi aldık ve hepiniz için kadeh kaldıracağız.
sağlıcakla,
md
---
huriye çok alımlıydı. bugün pek daha alımlı oldu
---
dönüşte tüm detayları paylaşmak dileğiyle...
yolculuğa, aynı yere gitsem bile heyecanlanırım. bu sefer öyle uzak, öyle farklı bir yere gidiyoruz ki heyecandan uyku girmiyor gözlerime. hazırlıklar bitsin, vakit gelsin de yola çıkalım istiyorum hemen. ‘yol’ herkesin gerginliğini alır, umut verir, beklenti verir, güzellik verir. bizler cuma akşamı 8’den sonra rotamızı atina semalarını çevirerek marşa basıyoruz…
insanları bir araya getirmenin, ortak paydada buluşturmanın zor olduğunu 5 yıldır bizzat görüyorum. bu benim açımdan çok yorucu olsa da, yeri geldiğinde pes etme noktasına gelsem de masaların, yolların ve kampların ‘gerçekten’ arkadaşlarla, dostlarla, yoldaşlarla güzel olduğunu düşünüyorum. ve tüm ısrarım da bu yüzden. ve elimden gelen de bu kadarı. 11 vw, 35 gezgin ile bir ilki gerçekleştirmeye doğru yola çıkıyoruz. sizi bilmem ama kendi kişisel tarihim için, çocuğuma, torunuma anlatacak nefis bir anım olacağı için de çok heyecanlıyım. bu ısrar, tercih ve azim için hepinize şimdiden teşekkürler arkadaşlarım. arada ekibe katılanlar, ayrılanlar olsa da kemik gibi ilk gününden bu yana inandığımız bu yola çıkmak için omuz verdiniz. ve geldi çattı işte…
zaman içerisinde parasal nedenler, kişisel çekinceler, yaşanabilecek huzursuzluklar, araçla ilgili sorunlar veya işyerinizle ilgili düşüncelerinizden ötürü tereddütte kaldınız. ama hepiniz eminim ki içten içe bu geziyi çok istediniz ve bugün yola çıkmaya hazırsınız. gördük ki gerçekten istemek, başarmaya giden yolu ardına dek açıyormuş. maaşını denkleştirip son gün parası olan da, zor bela öğrenci harçlığını biriktiren de, dünyada ne olup bittiğini henüz bilemeyen de, nüfus kağıdındaki yaşına aldırmadan cesaretle “varım” diyeni de, aşığı da, bekarı da, evlisi de, oğlu hastanede olan da, kendi vosvosuyla gelememenin üzüntüsünü yaşayan da, aklı babasında kalacak olan da, çocuklarını düşünen de, işyerindeki işleri aklından bir türlü atamayan da, bir an evvel yola çıkmak isteyen de bu gezide bizimle… ne güzel ki bizimle! ne güzel ki bu yolu paylaşacağız. büyük olanı görüp, ufak sevimsizliklere, tatsızlıkları görmezden geleceğiz.
“yolda kalırsak da kalırız” cümlesi altında birleşen arkadaşlarım… unutmayın ki biz elimizden geleni yaptık. bakımlarımızı yaptırdık, birçok aracımız tüvturk muayeneden daha yeni geçti, herhangi bir olumsuzluğa karşı 7 koli malzeme ve 1 kutu detaylı alet çantası yanımızda, yunanistan’daki tamircilerin listesini edindik. kendimize ve aracımıza güveniyoruz. eminim ki şans bizimle olacaktır. diyelim ki o şans yanımızda olmadı ve yolda kaldık. ee biz bu derneğin olmayan merkezinin duvarına büyük harflerle yazmadık mı “yolda kalmak da güzeldir” diye? işte bu cümlenin içini doldurma vakti o vakittir arkadaşlar. moral bozmak, keyif kaçırmak yok. buradaki tek şiar titanik’teki gibi ‘önce çocuklar ve kadınlar’dır. onları üzmeyelim, anılarını iyi hatılarlamalarına yardım edelim, destek olalım. yeter. gerisi inanın hallolur. ve sizler yola çıkarken hep kötüsünü aklınızdan, en iyisini dilinizden eksik etmeyin.
eğer planımız, programımız aksamadan gerçekleşirse mahmutbey gişelerden çıkışımız ve girişimiz arasına 3.300 km’lik bir gezi sıkıştıracağız. 17. gün sonra yeniden ülkeye gireceğiz. onlarca kente, iki (belki de üç) ülkeye selam edip gezimize güzellikler katacağız.
ve bizlerle olamayan ama temennilerini eksik etmeyen arkadaşlarımız… sizlerin bu iyi hisleri, duyguları ve temennileri oldukça iyi geliyor bizlere, inanın. çeşitli sebeplerden ötürü bizlerle olamadınız bu sefer, olsun ömür uzun ve gidilecek çok yol var daha. bizler birlikteliğimizi önce vosvoslara, sonra da anatolia vosvos derneği’ne (avd) ve de derneğin forumuna borçluyuz. avd, bir sivil toplum kuruluşu olarak hareket edip insanların sosyal yaşantısına katkı sunmaya, farklı projeler üretmeye, klasik volkswagen ruhunu yaşatmaya, kamp/kamper ve çadır kampçılığına elinden geldiğince destek olmaya, muhalif ruhu yaymaya, yola düşmek için sebepler üretmeye devam edecek. ama birlikteliğimize imkan verdiği ve böyle bir gezinin organizesini sağlayarak önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek olası ‘sınır ötesi’ geziler için bir ışık tuttuğu için, yolu açtığı için avd’ye bir teşekkür etmek gerekiyor.
evet, bizlerle olamayan sevgili arkadaşlar veda vakti geldi. daha önce de yazmıştım, eskiden vedalar “gidip de dönmemek var, gelip de bulmamak” diye başlardı. benim vedam da böyle başlasın, duygusal olsun diye değil, bu nostaljik aygıtlara, nostaljik bir metin olsun diye… iyi dileklerinizi, temennilerinizi de yüklendik, gidiyoruz. bizi www.istanbul-atina-istanbul.com adresinden takip edebilirsiniz. vakit buldukça oraya birşeyler karalayacağız. taleplerinizi aldık ve hepiniz için kadeh kaldıracağız.
sağlıcakla,
md
---
huriye çok alımlıydı. bugün pek daha alımlı oldu
---
dönüşte tüm detayları paylaşmak dileğiyle...