Hem İpek, Hem Huzur Yolu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan pesehodka Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 2
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 3,929

pesehodka

Işık kalbinden eksik olmasın
Mesajlar
616
Tepkime Puanı
1
Yer
Tekirdağ
Tarihî atmosferin yoğun yaşandığı bir güzergâh Taraklı, Mudurnu, Göynük hattı. Geyve boğazının ardından doğuya uzanıyor bu tarihî yol. İpek ya da Bağdat Yolu olarak biliniyor bu güzergâh.



Unutulmaya yüz tutsa da, modern hayatın karmaşasından uzak mı uzak. Sokakları, camileri, evleri, hamamları ve yapılan yöresel yemekleri ile Osmanlı döneminin kültürel birikimini yansıtıyor. Eğer hafta sonunda dinlenmek ve kendinizi dinlemek istiyorsanız, tarih ve el değmemiş bir tabiatsa istediğiniz, bu güzergâh sizin için ideal.

Üsküdar'dan besmeleyle çıkıyoruz yola. Otoyoldayız; sağımızda körfez az sonra solumuzda Sapanca Gölü'nün enfes görüntülerinden sonra Bilecik'e doğru yönleniyoruz. Amacımız 'Huzurun ikinci adresi' olarak bilinen Taraklı, Göynük ve Mudurnu'yu ziyaret etmek.

Önümüzde doyumsuz bir Geyve Boğazı manzarası... Alifuatpaşa'dan sola dönüp II. Beyazıt'ın yaptırttığı tarihî köprüden geçiyoruz; altımızda Bitin Tanrıçası Sangaryus'tan adını alan, munis, sakin, huzura kavuşmuş gibi akan Sakarya Nehri... Altın renkli ayva ağaçları arasından Geyve'yi geçiyoruz; karşımızda bir tabela: "Ahmet Kutsi Tecer, 'Orada bir köy var uzakta' şiirini köyümüzde yazmıştır. - Sarıgazi" Sağımızda yükselen tipik bir Anadolu köyüne bakarken, aklımıza çocukluğumuz, ilkokulda hep bir ağızdan söylediğimiz şarkı geliyor.

Taraklı'ya yaklaşıyoruz. Tarihî ipek yolu güzergahında, İstanbul-Ankara (Osmanlı'daki adı İstanbul-Bağdat) karayolu üzerindeyiz. İpekyolu vadisinden yükselmeye başlıyoruz. Dağlar, vadiler, yeşilin sarardığı, yer yer kahverengileştiği enfes coğrafyalar arasında ilerlerken önümüze "Soğuksu" çıkıyor. Mevlüt'ün çay bahçesinde tavşan kanı çaylarımızla birlikte huzur ve sükuneti yudumladığımızı fark ediyoruz.

On beş dakikalık bir yolculuktan sonra "merhaba" diyen güneşe, solumuzda güzel bir Anadolu kasabası içten bir gülümsemeyle eşlik ediyor; "Merhaba, hoş geldiniz!" Burası Taraklı... Solda kalede Türk bayrağı, hemen önünde Hisarönü Camii, biraz aşağıda 300 yıllık Türk mimarîsinin en güzel örneklerinden Taraklı konakları, sağda ortada 482 yıllık Yunuspaşa Camii, sağda üstte Hıdırlık Tepesi. Sanki tarihin içerisindeyiz. "Hoş bulduk" deyip rotayı Taraklı'ya çeviriyoruz.


Taraklı'da huzur teneffüs ediyoruz
Bizi yüz yıllık ağaçlar arasında şirin bir kasaba parkı karşılıyor. Yol yorgunuyuz ya, kestane ağaçları altında yorgunluk çayıyla nefeslenip karşımızdaki "kültürevi"ni merak ediyoruz. II. Abdülhamit dönemi okul binalarından biri restore edilip mütevazı bir etnografya müzesine dönüştürülmüş. İlk bakışta şimşir ağacından imal edilmiş taraklar dikkatimizi çekiyor. Sonra ahşap, bezirle bezenmiş rengarenk kaşıklar... İki yüz elli yıllık giysiler, gelinlikler, bez dokuma düzenleri arasından bir odaya giriyoruz; ünlü hattatlarımızdan Saim Özel'in eserlerinden oluşan bir sergi var burada. İstanbul camilerinde 43 yıllık görevin sonunda Süleymaniye Camii başimamlığından emekli olan Hafız Hattat Saim Özel'in de Taraklılı olduğunu öğreniyoruz. Adı da burada doğup büyüdüğü sokağa verilmiş.

Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi'ne giderken Sadrazamına emir verip yaptırttığı Yunuspaşa Camii çevresindeki Taraklı sokaklarındayız şimdi. Rüştiye sokağında Haşim Ağa, Abdi İbrahim, Hasan Böcek konaklarına ve diğerlerine hayran, Çakırlar Konağı'na geliyor, oradan da Hisar'a yollanıyoruz. Evliya Çelebi'nin "kalesi virandır" dediği hisara tırmandığımızda tipik Anadolu kasabasının bütünüyle önümüze serildiğini, tarihiyle, doğal güzellikleriyle, rutubetten uzak tertemiz havasıyla "huzur teneffüs" etmenin mutluluğuyla fotoğraf çekiyoruz.

Aşağıya parka doğru inerken, restorasyon ekibiyle karşılaşıyoruz. Başlarında da ince, uzun boylu, temiz ve güleç yüzlü biri var, meğer ilçenin belediye başkanı Tacettin Özkaraman'mış, "hoş geldiniz" faslından sonra "Acıkmışsınızdır, buyurun!" diyor ve bizi parkın bitişiğindeki Han sofrasına konuk ediyor. Taraklı'nın "keşkeği" meşhurmuş. Çay eşliğinde tereyağlı keşkek, kızartılmış keş, üstüne de biraz köpük helva ve uğut tatlısı ikram ediyorlar bize. Başkandan koruma altındaki 138 binadan 45'inin restorasyon işlemlerinin sürdüğünü duymak ayrıca sevindiriyor bizi.
FAHRİ TUNA

Ipekyolu01
 

Etiketler


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,422
Mesajlar
1,517,750
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko


Geri
Üst