Ynt: Havran'daki İnönü mağarası ve Havran Barajı
HAVRAN - İNBOĞAZI VEYA İNÖNÜ MAĞARALARI
Bu mağaraların adı İnboğazı denilen 1,5 km kadar uzunluktaki dar, derin ve kayalık vadinin girişinde
yer almasından dolayıdır.
Havran'ın 8 km Güneydoğusunda yeralan İnönü mağaraları 381 metre rakımlı Kocaçal Tepesinin
kalker yapılı sarp güney yamaçlarında, Havran çayının kuzeyinde İnboğazının batı ağzında yer almaktadır.
Buradaki 4 (dört) ana mağaranın çeşitli boylardaki 7 (yedi) ağzı görülmekle birlikte ağızlarının çok
dar olmasından dolayı 2 (iki) tanesine girmek mümkün değildir.
Bu dört mağaranın isimleri şunlardır.
Devadamı, Karanlık, Aydınlık ve Andık.
Geçmişte gerek amatör gerekse bilimsel olarak yapılan araştırmada en büyük mağara olan Karanlık mağarada
tarih öncesi eserler bulunmuştur.
Karanlık mağarada 5 X 3 metre çapında ve 2.20 derinliğinde bir çukur açılmış.
Yukarıdan aşağıya tespit edilen üç tabakadan ikisinde Grek-Roma malzemesine rastlanmıştır.
Bu seviyelerin bir köşesinde toplu olarak pişmiş topraktan yapılmış içleri boş, eli davullu,
karnında aslan kabartması bulunan; su taşıyan ve çeşitli başlıklı, kadın erkek adak heykelcikleri çıkmıştır.
Kybele Kültünün bu mağarada yaşamış olduğunu göstermesi bakımından heykelcikler birer kanıt niteliği
taşımaktadır.
Bakır devrine ait olduğu tahmin edilen ikinci katta siyah çömlek ve küçük boy değirmen taşları çıkmıştır.
Bunun altındaki tabakanın üst kısımlarında kap kırıkları, seramik parçaları, çakmak taşı ve kemik eşya tespit edilmiştir.
Aşağıya inildikçe malzemenin, kahverengi ve siyah perdahlı, tek ve kazıma çizgi süslü seramiğe döndüğü belirtilmiştir.
Çakmak taşından yapılmışolan ok uçları ve yonga aletler üzerinde Paleolitik devir tekniğinin açık izleri görülmüştür.
Taş devri ve Maden Devrine ait buluntulardan anlaşıldığına göre M.Ö. 50.000 (Elli Bin) yılından itibaren
bu çevrede yerleşim izlerinin olduğu tahmin edilmektedir. ( Bu araştırma İ.Kılıç KÖKTEN tarafından 1949 yılında yapılmıştır.)
1963 yılında yukarıda yer alan bilgiler dayanarak Hasan Ali GÖKSOY ve İnönü köyünün öğretmeleriyle birlikte
(Mağaraların hemen yakınında yer alan köydür.) aynı köyden iki klavuzun katıldığı inceleme çalışması yapılmıştır.
Mağarada beş saat çok zorlu bir yolculuk yaptıktan sonra yeraltı nehriyle karşılaşmaları sonucu geri dönmek zorunda
kalmışlardır. Bu incelemenin izlenimleri o dönemde Hayat mecmuasında yayınlanmıştır.
(Hasan Ali GÖKSOY, Dünyanın Ortasına İnen Yol: İnboğazı, Hayat, Sayı 38, 12 Eylül 1963)
Bunun üzerine 1997 yılında Balıkesir Müzesinin girişimiyle yeni bir araştırma yapılmıştır. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Prehistorya Ana Bilim Dalından Erhan BIÇAKÇI tarafından gerçekleştirilen bu araştırmanın raporu
ve daha kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiği 17.07.1997 tarihli bir yazıyla Balıkesir Müze Md.lüğüne
bildirilmiştir. (Raporun ayrıntısı Balıkesir Müze Md.lüğünde) Bu tarihten sonra geniş bir şekilde
herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Yine bu tarihten sonra tamamen amatörce yapılan yüzey araştırmasında Roma dönemine ait keramik parçalar,
adak heykelcikleri, kap parçaları ve Bizans dönemine ait tabak parçasına rastlanmıştır. (Araştırmayı yapanlar;
Aydın AYHAN, Mehmet Sami AYHAN ve Arif ESER dir. İki mağarada tespitler yapmışlar fakat yeterli donanıma
sahip olmadığımız için mağara içerisinde fazla ilerlemek mümkün olmamıştır diye not düşmüşlerdir. 23.08.1998)
Yine başka bir tespit; baraj inşaatının kuzey doğusunda dereden yaklaşık 100 metre yukarıda olan 1. mağarada
Roma dönemine ait bol miktarda tuğla,keramik ve mezar süsü parçaları görülmüştür. Giriş yüksekliği 2,3 metre,
genişliği ise 3 metredir. Girişten içeriye doğru genişlik ve yükseklik artmaktadır. Daha ileriye gidildiğinde yarasalara
rastlanmaktadır. Kaçak kazılarla oldukça tahribata uğramıştır.