Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan EKARAIS Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 144
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 37,562
Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

VARHUB' Alıntı:
Başta Efe ve Murat hocam olmak üzere bütün gezenbilir ve explorer ekibini tebrik ediyorum. Yaw biz evlenme teleşı içindeyken siz neler yapmışsınız yaw. Tam nikah günü sizin expedisyon başlamış. Yani hem sizin hemde bizim unutamayacağımız bir gün ;D

Tekrar tebrik ediyorum ve daha nice başarılı tırmanışlar diliyorum.

Murat

Teşekkür ederiz Murat bey.Kesinlikle unutulmayacak bir expedisyon oldu.Bu arada sizide tebrik ederim.Bir ömür boyu huzur ve mutluluklar temenni ederim.

Sevgilerimle,
Murat
 

Etiketler
Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

merhaba

yazıya ekibi tebrik ederek başlıyorum.

ben de sizden sonra ağrı yaptım ve hikayemi sizinle paylaşmak istedim.arkadaşlardan bazıları benim,doğubayazıt kaymakamlığı aracılığı ile geçtiğimiz ay düzenlenecek olanve son anda iptal edilen Ağrı dağı hikayemi okumuştur.ben kaymakamlıktan yeni tarih ilan edilmesini beklerken yine son anda faaliyetin tamamen iptal edildiğini öğrendim.Uzun zamandır gözönünde tuttuğum Kartal dağcılık
grubunun Ağrı dağı faaliyetine (26-08-2011-29-08-2011)katılmaya karar verdim.

son anda bilet ayarlamak mümkün olmadığından Bursadan terminale gittim ve bulduğum ilk araba ile doğubayazıta hareket ettim.

yolculuk 24 saat sürdü ve yaklaşık 12 saati ayakta idim.25-08-2011 akşamı ekibin diğer üyeleri ile otelde buluştum.26-08-2011 günü 2000 metre civarına araçla ve devamında 3200 metre kampına yürüdük.eğer ekip lideri onay verseydi 4200e çıkabilecek
durumda idik.hatta ekibin bazıları ile akliimatizasyon için 3800e kadar yürüyüp döndük.ertesi gün 4200 kampına tırmandık
ve yine uyum için 4500 lere kadar tırmanıp indik.

son gün gerçekten olağanüstü rüzgarlı ve soğuktu.çantamızdaki suların bile donduğu,içecek su sorunu yaşadığımız bir günde 4 saatte 16 kişilik ekip olarak toplu zirve yaptık.

daha önce Erciyes faaliyeti sırasında arkadaşlar hatırlarlar,ağrı için erciyesten daha kolay denilmişti.kesinlikle doğru değil.Ağrı çok zor bir dağ ve erciyesle kıyaslanamaz.buna rağmen benim için oldukça kolay geçti.(son bir ayımı spor salonunda edriıın edriııın acı yok diye bağırarak geçirdiğim için istim üzerinde idim ve bu bana tırmanışta büyük avantaj sağladı. )
şimdi Efe ve Murat gibi hedefimde PEAK LENİN var . görüşmek üzere arkadaşlar.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

yokozuna' Alıntı:
merhaba

yazıya ekibi tebrik ederek başlıyorum.

ben de sizden sonra ağrı yaptım ve hikayemi sizinle paylaşmak istedim.arkadaşlardan bazıları benim,doğubayazıt kaymakamlığı aracılığı ile geçtiğimiz ay düzenlenecek olanve son anda iptal edilen Ağrı dağı hikayemi okumuştur.ben kaymakamlıktan yeni tarih ilan edilmesini beklerken yine son anda faaliyetin tamamen iptal edildiğini öğrendim.Uzun zamandır gözönünde tuttuğum Kartal dağcılık
grubunun Ağrı dağı faaliyetine (26-08-2011-29-08-2011)katılmaya karar verdim.

son anda bilet ayarlamak mümkün olmadığından Bursadan terminale gittim ve bulduğum ilk araba ile doğubayazıta hareket ettim.

yolculuk 24 saat sürdü ve yaklaşık 12 saati ayakta idim.25-08-2011 akşamı ekibin diğer üyeleri ile otelde buluştum.26-08-2011 günü 2000 metre civarına araçla ve devamında 3200 metre kampına yürüdük.eğer ekip lideri onay verseydi 4200e çıkabilecek
durumda idik.hatta ekibin bazıları ile akliimatizasyon için 3800e kadar yürüyüp döndük.ertesi gün 4200 kampına tırmandık
ve yine uyum için 4500 lere kadar tırmanıp indik.

son gün gerçekten olağanüstü rüzgarlı ve soğuktu.çantamızdaki suların bile donduğu,içecek su sorunu yaşadığımız bir günde 4 saatte 16 kişilik ekip olarak toplu zirve yaptık.

daha önce Erciyes faaliyeti sırasında arkadaşlar hatırlarlar,ağrı için erciyesten daha kolay denilmişti.kesinlikle doğru değil.Ağrı çok zor bir dağ ve erciyesle kıyaslanamaz.buna rağmen benim için oldukça kolay geçti.(son bir ayımı spor salonunda edriıın edriııın acı yok diye bağırarak geçirdiğim için istim üzerinde idim ve bu bana tırmanışta büyük avantaj sağladı. )
şimdi Efe ve Murat gibi hedefimde PEAK LENİN var . görüşmek üzere arkadaşlar.

Tebrik ederim, azmin sonucu bu olsa gerek :smiley: darısı başımıza inşallah
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

teşekkür ederim Yeşim.sen de çok kararlısın ve önünde çok zamanın var.mutlaka uygun bir zamanda sen de yaparsın.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

pardon Ayşegül olacaktı;D
 




Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Güzel anlatım ve heyecanınız yazılarınızda,tebrikler,,,,
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Biraz kendime geleyim yazarım elbet diyordum ilk günlerde. Yaz tatilinden döner dönmez yazacağım dedim. Tatil dönüşü işlerin yoğunluğu bir geçsin de hele hemen yazacağım. Ne çok iş seyahati çıktı. Seyahatler bir azalsa da yazsam şu raporu... Bahane üretmekte çok başarılı olduğumu kavradığım şu dakikada yazmaya başladım hemen. Aradan beş ay gibi uzun bir geçince insan neler yaşadığını unutur mu? Göreceğiz bakalım. Buyrun size Ağrı Dağı hikayemiz:

Güya Gezenbilir ekibi olarak müstakilen bir etkinlik yapacaktık. 2011 yaz dağcılığı programında da yer alıyordu, hem de en sonunda, en yüksek zirve ve mükemmel sezon finali!.. Sayı sınırlaması falan da koyduk. 12 kişiyi aşamazdı ekip. Hani 30 kişi falan gelmek isterse diye!

Ağrı'ya hazırlık babından yaz programımızın 4. ve 5. etkinliğini Erciyes ve Medetsiz olarak planladık. Hatta Medetsiz Ağrı'dan hemen bir hafta önceye denk geldi. Çok da iyi oldu. Gerek kondisyonumuz, gerekse aklimatizasyonumuz iyi bir seviyeye ulaştı. Kondisyon için aylardır çalışıyordum. Tempomu son haftalarda iyice artırdım. İnternetten bir çok tırmanış raporu okudum. Kendimi mental olarak da sağlam hissediyordum. Ağrı için artık hazırdım.

Maalesef listeye ismini yazanların sayısı hiçbir zaman 6 kişiyi geçmedi. Ondan da kala kala 3 kişi kaldı. Biraz pimpirikli olduğumuzdan bu işi en iyi kim yapar araştırmamızın sonucunda Ankara Explorer firmasında karar kılmıştık.

Sonunda Funda, Murat ve Efe' nin Ağrı dağı macerası İstanbul Atatürk Havalimanında başladı.

23 Temmuz 2011, Cumartesi

Güneşli bir günde THY' nin sabah uçağıyla Van' a uçtuk. Explorer rehberi Çağlar bizi havaalanında karşıladı. Çağlar üniversite öğrencisi. Yazın rehberlik yapıyor. Yorulmak bilmeyen bir yapısı var. Her derdimize yetişti. Bu sezon 4. çıkışlarını bizimle yapacaklar. İlk üçünde zirve yapmışlar. Darısı bizim başımıza artık diyoruz. Ekibimiz 15 kişiden oluşuyor. Karma bir ekip. 8' i Ankara'dan bir şirketin çalışanları, patronlarıyla birlikte gelmişler. Ne güzel. Ekibin en genç üyesi 14 yaşında. Annesiyle birlikte gelmiş. İlk kez bir dağa çıkıyorlarmış. Gerçi performanslarını görünce pek inanamadık ya neyse :smiley: İki minibüsle Doğu Beyazıt' a doğru yola çıktık.

Van gölü ne kadar büyükmüş. Git git bitmedi. Durup fotoğraf çektik yolda. Herhalde 70 kilometre falan gitmişizdir Van gölü manzaralı. Bir de Süphan dağı var tabii gölün kuzeyinde her daim gördüğümüz. Yolda Muradiye şelalelerinde kısa bir mola verdik. Bu arada dağda rehberliğimizi yapacak olan Ercan'la tanıştık. Çok eğlenceli bir arkadaş. İşine hakim ve çok severek yapıyor. Herkesi tek tek gözlemliyor. Motive ediyor.

Yola devam ederken hava kapattı. Yağmur atıştırmaya başlayınca endişelendik. Gerçi hava tahminlerine göre beklenen bir durum. İki gün sonra hava açacak. Yine de endişeleniyor insan. Dağ tahminlere takmazsa ne olacak?

Rehberimiz Ağrı'nın göründüğünü söyledi. Fakat bulutlardan birşey görünmüyor. Sadece eteklerini görüyoruz. O kadar :( Bulutlar sürekli hareket halinde, gözümüz bulutların ardını yakalamaya çalışıyor. Direğin tepesindeki gözcü gibi "Kara göründü" pardon "Zirve göründü" diye bağıracak ilk gören. Derken o da oldu. Ağrı büyük ölçüde bulutlarından sıyrıldı. Zirvesinde beyaz takkeyle kendini gösteriyor bizlere. Hayranlık ve endişe dolu gözlerle bakıyoruz. Hani eğim azdı, hani patikadan yürüyecektik. Bu hem çok yüksek hem de çok dik. Acaba ilk mola yerinde inip Van' a giden bir otobüse atlayıp geri dönsek mi? İnsanın aklından geçmiyor değil. Kimse böyle birşey yapmadı tabii :smiley:

Önümüzdeki bir hafta boyunca en çok bakacağımız şey olan Ağrı manzarası eşliğinde Doğu Beyazıt' taki otelimize vardık. Üçüncü rehberimiz ve aşçımız Atilla ile burada tanıştık. Ben önceden tanıyorum Atilla'yı. 2 yıl önce Hasan Dağına çıkarken ekibin artçısıydı. Seramik sanatçısı aslında. Yılda 2-3 ay Explorer'da rehberlik yapıyor. Ne güzel di mi! Çok tatlı bi adam. Marifetli de. Güleryüzü hiç solmasın inşallah. Bir hafta boyunca yememizden içmemizden o sorumlu. Askeri disiplin uyguluyor. Özellikle tırmanışta yemeyenin ağzına tıkıştırıyor. Yer misin yemez misin durumu yani :smiley: Dağda alkol yasak diyor. Aşağıda ne yaparsanız yapın ama dağda izin vermem. Sadece göstereceğim yerlerden yiyecek ve içecek alabilirsiniz.
Anlıyoruz motoru bozma riski var. : )( Memnuniyetle uyguluyoruz kuralları.

Öğleden sonra İshak Paşa Sarayını gezdik çiseleyen yağmurun altında. Sonra biraz da Doğubeyazıt'ta dolaştık. Akşam Ercan' dan tırmanışla ilgili brifing aldık. Rotamız klasik güney batı rotası. Yarın yürüyüşe başlıyoruz. Şimdi dinlenme zamanı.

24 Temmuz 2011, Pazar

Sabah otelde kahvaltımızı yapıp minibüslere bindik. Hava biraz daha iyi gibi ama kapayacak. Eli köyünü biraz geçip 2200 metrede araçlardan indik. Bundan sonrası tabanvay... Kamp çantalarımızı kocaman hurçlar içinde katırlara yükledik. Zirve çantalarımızı sırtlanıp yola revan olduk. Hava kapalı ve serin, patika kuru ve tozsuz. Yürümek için ideal şartlar var. Hafif bir rampadan fazla terlemeden ve zorlanmadan güle oynaya yükseldik. Tam biraz mola versek diyeceğimiz anda karşımıza bir kıl çadır çıktı. Çölde vaha! Çay, meşrubat, su, hediyelik eşyalar, ne ararsan var. Köylü büyük bir hizmet getirmiş. Dinlendikten sonra yola koyulduk yeniden. Bir ara yağmur damlaları sağımıza solumuza burnumun üstüne düşmeye başladı. Kapşonlar örtüldü ve yağmur durdu.

Sonunda ana kampa vardık. Bizim kamp yerimiz ise biraz daha yukarıda 3200 metrede. Kampımıza vardığımızda bir de ne görelim. Çadırlarımız kurulmuş, ötede 2 büyük çadır var. Mutfak ve yemek çadırlarımız. Atilla çayları hazırlamış. Şaşkınlık içinde Murat'la birbirimize baktık. Bunlar alışık olmadığımız şeyler!..

Çaylarımızı içip eşyalarımızı yerleştirmek üzere çadırlara geçtik. Derken yağmur bu sefer sağlam bastırdı. Çok keyifliyim. Yattığım yerden çadırın üst tentesinde trampet çalan damlaları dinlemek çok güzel. Yaz yağmuru işte, başladığı gibi bitti. Dışarı çıkıp serin ve taze havayı içime çektim. Kendimi çok iyi hissediyorum.

Atilla'nın hazırladığı mükellef akşam yemeğini yedikten sonra kendime bir kahve yaptım. Gece hava kısmen bulutlu ve soğuk olacağa benziyor. Arkadaşlarla sohbet edip yattık.

25 Temmuz 2011, Pazartesi

Güzel bir güne uyandık. Kahvaltılar, çaylar şirketten. Murat'la ortak endişemiz bu lükse alışacak olursak nasıl gideceğiz dağlara yanlız başımıza? Çadırını kendin kur, yemeğini kendin pişir, çayını kendin yap, dağını kendin çık...

Bugünkü hedefimiz 4200 metre kampına çıkmak ve sonra 3200 kampına geri dönmek. Geri dönmek bize ters geliyor fakat çare yok. Yüksekliğe uyum sağlamak için yapıyoruz bunu. Kanımızdaki alyuvar sayısı yavaş yavaş artıyor. Böylece yükseldikçe incelen havanın içindeki az oksijeni son molekülüne kadar bünyeye kazandıyoruz.

Acele etmeden, fazla sallanmadan kahvaltımızı yaptık. Hazır kumanyalarımızı sırt çantamıza koyduk. Mataralarımızı doldurduk. Sıraya girip yürüyüşe başladık. Hala yeşil örtü var toprağın üstünde. Bugünkü rota bira daha dik. Fakat rahat yürünen bir patikadan ilerliyoruz. Bizden başka inen ve çıkan ekipler var. Ruslar, Almanlar, İranlılar ve bir başka Türk ekibi daha saydım. İki saat sonra bir mola verdik. Yorulmuşum. Bu iyi geldi. Yedik içtik yola devam. Ben her molada biraz öne geçip yürüyüş tekrar başladığında fotoğraf ve video çekiyorum. Çok güzel oluyor. Bir de onları montajlamak için zaman bulsam. Neyse beş ay sonra da filmini yaparız artık :smiley: Bu yükseklikten sonra yeşillik göremiyoruz. Her yer taş ve kaya. Patikanın sol tarafından eriyen karların oluşturduğu bir dere akıyor.

4000 metrede bir düzlüğe ulaştığımızda saat biri geçmişti. Burada öğle yemeğimizi yedik ve uzunca dinlendik. Rehberimiz Ercan buradan geri dönüyoruz diye seslenince ne yalan söyleyeyim çok sevindim. Aklimatizasyon içn gereken zamanı bu irtifada geçirecektik. Valla 200 metre daha çıkacak halim kalmamış. Hem yarın bu yolu tekrar yürüyeceğiz. Bazı atletik arkadaşlar bi koşu 4200 metre kampına çıkıp indiler. Sonra hep birlikte dönüş yoluna koyulduk. Akşam sakin geçti. Yarın hava güzel olacak inşallah.

26 Temmuz 2011, Salı

Sabah kahvaltıdan sonra çadırlarımızı topladık. Bugün kamp 1000 metre yukarı taşınacak... Yok biz taşımıyoruz, katırlar var ya :smiley:

Büyük çantalarımız yine mavi hurçlara kondu. Katırlar yüklendi. Biz önden yola çıktık. Nasılsa onlar bizi yolda geçecekler. 4 - 5 saatlik bir yürüyüşün ardından kayalar arasındaki 4200 kampımıza ulaştık. Çağrı sen ne zaman bizi geçtin, buraya geldin, o koca kayaların arasında yer buldun da 8 tane çadırı kurdun???

Murat'la beraber bir çadıra yerleştik. Bu kamp yeri bize aşağıdakini aratıyor. Koca koca kayaların arasında dolaşmak çok zor. Her an düşüp sakatlanabiliriz. Zirve arefesinde hiç de hoş olmazdı doğrusu. Bir de tuvalet için yer yok. Kampın her iki tarafında karlı yamaçlar var. Ortadaki karlara bırak tuvalete girmeyi üzerinde yürümek bile yasak. Çünkü oradan içme suyumuzu temin ediyoruz. Şöyle matrak bir durum oldu. Gruptaki kızlardan biri yamacın altına doğru indi. Tuvalet için uygun bir yer arıyor. Bize sesleniyor. Beni görüyor musunuuuz? Evet görüyoruz. Biraz daha iniyor. Hala görüyor musunuuuz? Eveeet... Daha fazla inemeyeceğiim, arkanızı dönüüün... Bir başka sorun da yorgunluk. Hava az, oksijen az, iki adım atsan yoruluyorsun. Atilla'ya gidip durumumu anlattım. Abi aşağıdaki gibi hareket ediyorsun da ondan dedi. Ağır çekim hareket etmem gerekiyormuş. Ben de öyle yaptım. Ay üssü Alfadaki astronotlar gibi hareketleri yavaşlattık. Gerçekten işe yaradı. 4000 metre üzerinde herşeyi yavaş yapmak lazım. Ne de olsa aya daha yakınız :smiley:

Atilla yine akşam yemeğimizi hazırladı. Bugün tatlı bile yedik. Erken yatıp, erken kalkacağız. Yarın büyük gün, zirve günü. Yürüyüş gece iki buçukta başlayacak. Yemekten sonra biraz oyalandık. Zirve bütün ihtişamıyla üstümüzde kendini gösteriyor. Havada bulut yok. Ayaz başladı. Çadırlara girdik. Benim başım ağrımaya başladı. Hemen bir ağrı kesici aldım. Yattığım yerde dönüp duruyorum. Bir türlü uykuya geçemiyorum. Gözüm saatte. Gece birbuçukta kalkacağız. Şimdi uyusam 5 saatim var diyorum. Yarın sabahı düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Murat da aynı durumda. Çoğu çadırda benzer durum var. Ekip te uyuyabilen çok az. Yine saat bakıyorum. 4 saat kaldı. Uyku neredesin?

27 Temmuz 2011, Çarşamba

Geceyarısına doğru güç bela daldığım uykumdan birbuçuk saat sonra uyandırma sesleri ve telefonumun alarmıyla uyandım. Birşeyler atıştırıp hazırlanmak için bir saatimiz var. Başımı çadırdan dışarı uzattım. Zifiri karanlık ve çok soğuk. Eksi bilmem kaç derece. Hızlıca giyinip çadırdan çıktım. Sırt çantamı akşamdan hazırlamıştım. Bütün çadırlarda hareket vardı. Ekip yavaş yavaş toplandı. Herkesin çantasında kazma ve krampon var. Başımızda kasklarımız ve alın fenerlerimiz. Ellerimizde batonlar. Ateş böcekleri gibi ışıldayıp duruyoruz. Kampın hemen üstünden başlayan ve kayaların arasında kaybolan bir rotadan ilerleyeceğiz.

Gündüz o kadar dikkatli bakmama rağmen rotayı göremedim. Şimdi gecenin bir yarısı, yürüyüş kolumuz bu dik yamaçta ağır fakat duraksız bir şekilde yükseliyor. Diklik 45 derecenin üzerinde. Fakat kayalar basamak oluşturduğundan yükselmek zor olmuyor, tabii yorgunluğu saymazsak. Oksijen zaten azdı. Şimdi daha da az. Mola versek diyorum. Ne zaman mola vereceğiz? Çok halsiz düştüm. Altimetreye bakıyorum. Yükseklik 4600 metre. Daha çok var. Başımı kaldırıp yukarı doğru bakınca önümüzdeki grupların alın fenerlerinin uzaya doğru ilerlediğini hissettim. Öyle görünüyordu gerçekten. Karanlıktan dolayı yamaç görünmüyordu. Sadeçe yükselmekte ola fener ışıkları vardı. Çok moral bozucu bir durum. Aslında yukarı bakmayı yasaklamak lazım. Ne zaman mola vereceğiz diye Ercan'a çıkışırken bitkin ve agresif halimi gören Atilla hemen yanıma gelip ne oluyor demeye kalmadan ağzıma bir avuç dolusu jelibom tıktı. Şekerleri yiyince kendime geldim ve yola devam. Ortalık yavaş yavaş aydınlanmaya başladı.

Dik kayalık etap bitti. Eğim azaldı ve kar başladı. Kramponlarımızı takmak üzere mola verdik. Zira bundan sonra sert kar üzerinde yürüyeceğiz. Altimetre 4800 metreyi geçti. Güneş zirvenin ardından kendini göstermek üzere. Bu arada Küçük Ağrının gölgesi batıya doğru uzanan düzlükte devasa bir piramit gibi yere uzanıyor. Çok net bir gölge. Durup bunun fotoğrafını çektik. Yürüyüşümüz rahat bir tempoya kavuştu. Ortalık tamamen aydınlandı. 5000 metreye ulaştığımızda buzul üzerinde yan geçiş yapacağımız yere geldik. Buzulun üzerine kalın bir kar tabakası vardı. Bizden önceki ekipler geniş bir patika oluşturmuşlar. Rehberlerimiz zemini ve şartları kontrol etti. İp emniyeti almadan yola devam kararı alındı. Üç rehberimiz yamacın alt tarafından yaklaşık 2-3 metre yanımızdan yürüyor. Gözleri üzerimizde. Hani birimiz tökezlese hemen üstüne atlayıp yere yapıştıracaklar. Çünkü mazallah kayarsak bizi durduracak kazmamızdan başka birşey yok. O da tecrübe ister. Neyseki eğitimlerde kazma düşüşünü iyi çalışmıştım. Burada detaya girip sizi korkutmak istemem. Gayet emniyetli ve rahat bir geçiş yapacağız. Konuşmak, duraksamak, acele etmek yasak. Velhasılı 10 dakika içinde buzul geçişi tamamlandı. Platoya vardık. Burada son molamızı vereceğiz. İsteyenler sırt çantalarını burada bırakabilecek. Güneş de doğdu. Pırıl pırıl bir gökyüzü altında Büyük Ağrının zirvesi tam karşımızda. İnenler, çıkanlar ve zirvedekiler o kadar çokki sanırsınız çok sıradan bir iş yapıyoruz. Hani İshak Paşa sarayını gezmeye gelen herkes hazır gelmişken bir de Ağrıya çıkalım falan diyor. Ben nefes nefeseyim. Nefes alıyorum. Yetmiyor. Hemen veriyor ve tekrar alıyorum.

15-20 dakika sonra elimizde kameralar, cebimizde suyumuz ve flamalarımız yüzümüz güneş kremine bulanmış vaziyette ağır adımlarla başladığımız işi bitirmek üzere yola çıktık. Artık 60-70 metre tırmanış kaldı. Çok ağır ilerliyoruz. Yürürken gözlerimi zirveden alamıyorum. Zirveye çıkmayı başarmış ve dönüşe başlamış olanlar var. Yanımızdan geçerlerken çeşitli dillerde selamlaşıyoruz, tebrikleşiyoruz. İranlı da dağcılar maşallah diye sesleniyorlar.

Zirveye metreler kala rehberlerimiz durdular ve kenara çekilip bize buyurun dediler, zirve sizin... Bu çok düşünceli ve güzel davranış beni duygulandırdı. Bu anlarda hissettiklerimi sanırım hayatım boyunca hatırlayacağım. Zaten ağır çekim hareket ettiğimizden sanki herşey çok yavaş oluyordu. Eğim iyice azaldı. Bir kaç adım daha attım. Saat sabahın sekiziydi. Güneşin yatık ışınları bir anda yerdeki binlerce kar kristalinden yansıyıp gözlerime doldu. Ağrı dağının zirvesindeydim. Duygularım öyle yoğunlaştıki gözlerimden süzülen yaşlara hakim olamadım. Arkadaşlarla birbirimize sarılıp tebrikleştik. Altimetreye baktım. 5165 metreyi gösteriyordu.

Bu benim için çok önemli bir başarıydı. Dağcılık sporuna -aslında bir yaşam felsefesi demek daha doğru olur. Çünkü gerek işinizde gerekse özel yaşantınızda çok olumlu etkileri oluyor. Ancak bu ayrı bir yazı konusu- başlayalı henüz üç yıl oldu. Şimdi Ağrının zirvesindeydim. Daha önce çıkanlar hep kolay diye bahsediyorlardı. Bence hiç de kolay değildi. Gücümü son zerresine kadar kullandım. Teknik bir tırmanış değil ama kolay da değil.

Fotoğraflar, videolar çekildi. Flamalar açıldı. Sevdiklerimizle telefonda sevincimizi paylaştık. Zirvede belki yarım saat kalmışızdır. Sonra dönüş yoluna koyulduk. Aşağıdaki platoya hızlıca inip çantalarımızı aldık. Tek sıra disiplini içinde dikkatli bir şekilde buzul geçişini tamamladık. Rotatımızı gerisin geriye döndük. 4200 metre kampına vardığımızda öğlen olmuştu. Bir saat kadar dinlenip kampı topladık ve 3200 metre kampına doğru yürüyüşe devam ettik. Akşamüstü yorgun, mutlu ve muzaffer bir vaziyette 3200 metre kampına geldik. Atilla'nın bu akşam bize bir sürprizi vardı. Pasta... Üzerinde Ağrının resmi olan kocaman çukulatalı bir pasta. Kardeşim sihirbaz mısın, nesin? Sen bizimle zirve yapmadın mı? Hangi arada bu pastayı yaptın? Pek de güzel olmuştu. Afiyetle yedik.

O akşam yattığımız yeri beğendik. Dün akşam 4200 metrede uyuyamamıştık ve gece iki buçuktan beri yürüyorduk. Bu sebeple sabaha kadar sağlam bir uyku çektik. Sabah kampımızı topladık ve köyde bizi bekleyen minibüslere doğru yürüyüşe geçtik. Programın bundan sonrası, Doğubeyazıtta otelde konaklama, Cuma günü erkenden Van'a hareket ve uçakla eve dönüş şeklindeydi.

İşte böyle arkadaşlar. Ağrı dağı etkinliğimiz güzel anılar ve yeni arkadaşlıklarla son buldu. Bakalım sırada hangi zirve var?
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Efe bey: Ağrı tırmanışı 2011 yılı benimde planlarım dahilinde idi.Bu amaçla önce uludağ büyük zirve,dedeğöl zirve ve sonundada sizinle birlikte medetsizde idim.Bu zaman zarfında kondisyon ve ağrı ile çeşitli rapor ve döküman,fotolar inceledim.Diğer bölgeler için yeterli fakat ağrı için yetersiz ekipmanımı tamamlamak için malzeme listesi ni diğer bir ağrı topiğinde murat öz beye yazdırtmıştım.Ağrı valiliğinin terör nedeni ilpal ettiği bir etkinlikten sonra isteğim baya azaldı.Sizin Ağrı zirvenizden 1 hafta önce BURDOSK tan Olgun abi tek başına gidip zirve yaptı.Onunla yazışmam sonrası hevesim tamamen kırıldı.İnşallah 2012 yılı içerisinde gezenbilir üyelerini içeren gruplarla sayısız zirvelere imza atarız.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Bu Ağrı ile senin aranda geçen bir öyküdür, kimse aranda geçenleri bilemez, o zirvenin tadını herkes farklı farklı algılar ne yaşadığın Ağrı dağı ile senin aranda kalır,,,,istesende anlatamazsın, her zirvenin farklı hikayesi vardır...tekrar tebrikler.....

DSC00298
 



Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)


Elinize sağlık Efe bey.Raporu okurken her anı tekrar tekrar yaşadım.Birlikte nice zirvelere.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Efe bey rapor için teşekkürler sanki yazarken o anları yaşıyor gibisiniz hepinize sorunsuz nice zirveler.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

insanın hayatındaki çok özel anlardan biri Ağrının zirvesinde olmak..ve sen de harika anlatmışsın,tebrik ederim.umarım gelecek yıl birlikte başka etkinliklerde buluşuruz.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Vay.
Okumak için çıktı mı alsam.
 

Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

İki sene sonra videosunu da yaptım.

http://www.youtube.com/watch?v=E941tLYPNRk
 



Ynt: Gezenbilir; Büyük Ağrı Dağı Tırmanış Etkinliği Raporu (23 - 29 Temmuz 2011)

Çok güzel video olmuş,,, Bir ay önce Ağrı zirve yapmamıza rağmen görüntülerde yeniden yaşadık,,,,,


Efe hocam,,siteye açılan konulardaki fotolar bir müddet sonra açılmaz oluyor,,,,,,Sitede bayadır bir çözülmeyen problem var,,,İlgilenen Arkadaşa durumu iletirmisiniz ,,,Teşekkürler,,,,,,

Hasan Ural : http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=98198.0
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,424
Mesajlar
1,517,769
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst