Sukuşu
Moderatör
- Mesajlar
- 536
- Tepkime Puanı
- 4
İstanbul'dan Erzurum'a Doğu Ekspresi
Yolculuk ve Çoruh Nehri'nde yapacağım rafting heyecanı birgün öncesinden başladı. 4 -5 sat deliler gibi drybag
aradım karaköy'de . Ertesigün sabah 8'de Haydarpaşa Garı'ndaydım. Bu gezide istediğim iki şeyi gerçekleştirebilecektim . Hem İstanbul'dan Erzurum'a bütün ihtişamıyla yükselen tren garları (bakımsızlık bile onların o heybetinden birşey götürmemiş ) ve türk işçisinin sadece kazma kürek ve yürekleriyle açtığı kocaman tüneller. Genelde çayların derelerin güzergahından giden tren rayları yurdum güzelliklerini birkez daha serdi gözlerimin önüne . Tabiii çorak topraklardanda geçtik . Tek bir ot bitmayen yerlerden . O bile ayrı güzellik veriyor
Karlı dağlardanda geçtik elbet.Ve tabiii üzülerek baktığımız kurumuş kocaman dere yataklarından geçtik.
Küresel ısınma buralarda da kendini hissettirmiş.
Bu arada doğu ekspresiyle ilgili kim anlatmıştı hatırlamıyorum ama kötü olduğuna dair bir sürü şey söylenmişti.
Trenin içinde çok ağır bir koku olduğu. insanların çok pis olduğu falan. Ben herşeyi göze alıp bindim trene. Bu arada trenle ilk defa uzun yolculuğa çıkıyorum.Gözlerime inanamadım . Görevli yerimi gösterdiğinde burası olduğuna eminmisiniz dedim. Pırıl pırıl geniş yatak gibi koltuklar , klima , iki saatde bir gelen çpleri toplayan görvliler
Trenin tek eksisi uzun sürmesi. Zamanım olduğundan benim için problem değildi.
Ve sonra o üzücü olay oldu
Yolculuk keyifle devam ederken arka tarafta oturan bir bey vardı. Kadının ''biri koşun , yetişin adam bayıldı'' diye bağırdı . Hemen yanına koştuk. Adam 2 dk içinde kalp krizinden öldü. Ah be amca 5 dakika önce dışarıyı seyrederek keyifle sigaranı tüttürmüyormuydun sen. Nereye gittin şimdi . Bu olayın ardından insan hayatıyla ilgili düşünceler ve keyifsizlik ................
Bu düşüncelerle Erzurum'a vardım. Vedat hoca beni gardan aldı. Sonra Erzurum havaalanına geçtik. Oradan Joanna ,Caroline , James , Stephen ,Rebecca ,Carolyn ,Libby ve Murat'ı aldık. Böylece 9 kişilik ekibimiz tamamlanmış oldu.
Oradan hep beraber (Sedat bu kısım seni İlgilendiriyor ) Çağ kebabı yemeğe gittik. Kızlar kadayıf dolmasına bayıldılar 2'şer
3'er tane yediler. Daha sonra kamp alanına doğru yola koyulduk. Çadırlar kuruldu. ve yerleşildi.
Yalnız Mutfak olayı inanılmazdı . Vedat hoca bize pizzalar mı pastalar mı yapmadı . Yemekler kahvaltılar muhteşemdi.
stephen Azerbaycan Ceyhan petrol boru hattında çalışıyormuş.Orda gardaş kelimesini öğrenmiş . Kamp boyunca bana gardaş dedi durdu.Kızlarda çok sıcakkanlıydı . James geldiğinde uçakta uykusuz kalmış. Münibüste uyumaya başladı. Tam ortada olduğu için
başı devamlı düşüyordu . Onu uyandırıp benim oturduğum yere cam kenarına geçirdim .Başının altına yastığımıda verdim. Öyle mutlu oldu ki kamp alanına kadar uyudu . Ve kamp boyunca yardım meleğim oldu . Çantamı taşıdı ,çadırımı kurdu, Malzemelerimi getirdi , çayımı getirdi .
Veeee Çoruh Nehri
Yolculuk ve Çoruh Nehri'nde yapacağım rafting heyecanı birgün öncesinden başladı. 4 -5 sat deliler gibi drybag
aradım karaköy'de . Ertesigün sabah 8'de Haydarpaşa Garı'ndaydım. Bu gezide istediğim iki şeyi gerçekleştirebilecektim . Hem İstanbul'dan Erzurum'a bütün ihtişamıyla yükselen tren garları (bakımsızlık bile onların o heybetinden birşey götürmemiş ) ve türk işçisinin sadece kazma kürek ve yürekleriyle açtığı kocaman tüneller. Genelde çayların derelerin güzergahından giden tren rayları yurdum güzelliklerini birkez daha serdi gözlerimin önüne . Tabiii çorak topraklardanda geçtik . Tek bir ot bitmayen yerlerden . O bile ayrı güzellik veriyor
Karlı dağlardanda geçtik elbet.Ve tabiii üzülerek baktığımız kurumuş kocaman dere yataklarından geçtik.
Küresel ısınma buralarda da kendini hissettirmiş.
Bu arada doğu ekspresiyle ilgili kim anlatmıştı hatırlamıyorum ama kötü olduğuna dair bir sürü şey söylenmişti.
Trenin içinde çok ağır bir koku olduğu. insanların çok pis olduğu falan. Ben herşeyi göze alıp bindim trene. Bu arada trenle ilk defa uzun yolculuğa çıkıyorum.Gözlerime inanamadım . Görevli yerimi gösterdiğinde burası olduğuna eminmisiniz dedim. Pırıl pırıl geniş yatak gibi koltuklar , klima , iki saatde bir gelen çpleri toplayan görvliler
Trenin tek eksisi uzun sürmesi. Zamanım olduğundan benim için problem değildi.
Ve sonra o üzücü olay oldu
Yolculuk keyifle devam ederken arka tarafta oturan bir bey vardı. Kadının ''biri koşun , yetişin adam bayıldı'' diye bağırdı . Hemen yanına koştuk. Adam 2 dk içinde kalp krizinden öldü. Ah be amca 5 dakika önce dışarıyı seyrederek keyifle sigaranı tüttürmüyormuydun sen. Nereye gittin şimdi . Bu olayın ardından insan hayatıyla ilgili düşünceler ve keyifsizlik ................
Bu düşüncelerle Erzurum'a vardım. Vedat hoca beni gardan aldı. Sonra Erzurum havaalanına geçtik. Oradan Joanna ,Caroline , James , Stephen ,Rebecca ,Carolyn ,Libby ve Murat'ı aldık. Böylece 9 kişilik ekibimiz tamamlanmış oldu.
Oradan hep beraber (Sedat bu kısım seni İlgilendiriyor ) Çağ kebabı yemeğe gittik. Kızlar kadayıf dolmasına bayıldılar 2'şer
3'er tane yediler. Daha sonra kamp alanına doğru yola koyulduk. Çadırlar kuruldu. ve yerleşildi.
Yalnız Mutfak olayı inanılmazdı . Vedat hoca bize pizzalar mı pastalar mı yapmadı . Yemekler kahvaltılar muhteşemdi.
stephen Azerbaycan Ceyhan petrol boru hattında çalışıyormuş.Orda gardaş kelimesini öğrenmiş . Kamp boyunca bana gardaş dedi durdu.Kızlarda çok sıcakkanlıydı . James geldiğinde uçakta uykusuz kalmış. Münibüste uyumaya başladı. Tam ortada olduğu için
başı devamlı düşüyordu . Onu uyandırıp benim oturduğum yere cam kenarına geçirdim .Başının altına yastığımıda verdim. Öyle mutlu oldu ki kamp alanına kadar uyudu . Ve kamp boyunca yardım meleğim oldu . Çantamı taşıdı ,çadırımı kurdu, Malzemelerimi getirdi , çayımı getirdi .
Veeee Çoruh Nehri