Dokumacılar Kanyonu Keşif Faaliyeti

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan bahadiremin Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 7
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 7,691

bahadiremin

Ana Kamp
Mesajlar
48
Tepkime Puanı
2
Yer
amasya
Web
www.kanyoning.com
Gece sabaha karşı. Uyku yok. Uyanıyorum. Bilgisayarı açıp Uydudan Kanyon arıyorum. Bir anda Dokumacılar köyü ile Geriş köyü arasında toprağı yaran çatlağı fark ediyorum. Yakınlaştırıp baktığımda çok ilginçtir ki kaya yapısı olmayan bir yerde kanyon vari bir şeyle karşılaşıyorum. İşte o an buraya keşfe gitmeye karar veriyorum. Heyecanla bunu Şenol’a anlattığımda “uzatmayalım, bu hafta gidelim” diyor. Karar veriliyor, ekip toplanıyor bir fire ile yola çıkıyoruz. Ben, Şenol, Füsun ve Yalçın Sabah Saat 04.00’de yola çıkıyoruz. Nebahat çok istemesine rağmen elde olmayan nedenlerle bizimle olamıyor.

Yol uzun. 300 km. Çay, çorba molaları derken 08.00 de Kıbrıscık’a ulaşıyoruz. İlçe meydanında kahvaltımızı yaptıktan sonra alışverişimizi tamamlayıp Geriş köyüne doğru yola çıkıyoruz. Geriş köyü kovboy filmlerinde ki ölü kasabalar gibi. Aracımıza saldıran köpek bile yok yolda. Köyden çıkıp kanyonun girişine doğru hareket edip suya ve girebileceğimiz noktayı kestirmeye çalışıyoruz.
Yol üzerinde Don Kişotun kankası Sanço panza misali eşeğiyle gezen bir köylü amcaya rast geliyoruz. İnanılmaz candan ve bir o kadarda korku dolu bir anlatımla kanyonun efsanevi ayılarında bahsediyor. Girmeyin ayılar parçalar sizi diyor. İçerde ilk söylemesinde 20, İkinci söylemesinde 4 metre olan şelaleden bahsediyor. Geçemezsiniz dönün geri dese de bir kere gelmişiz ve burayı keşfetmeyi aklımıza koymuşuz. Bunun geri dönüşü yok.
Bu amcadan son olarak bu kanyonu daha önce geçme denemsi var mı diyor soruyor, bizden önce gelen var mı, hayır cevabını alıyoruz, kesin ve net bir dille.
“Yafu mileet dilimi, bura geçiliimi” diyerek bir de azar yiyoruz.
Bakıyoruz olacak gibi değil, Dokumacılar köyüne doğru gidip aracımızı çıkışa bırakıp, oradan bir traktörle girişe gidebiliriz diyerek bir hamle daha yapıyoruz. Vakitte ilerlemekte, giriş için vakit kaybediyoruz. Dokumacılar Köyüne varıyoruz. Köyün girişinde yeni yapılmış bir evin önünde bir aile. Aracımızı durdurup selam veriyoruz. Çok candan ve alaklılar. Halim abi ile tanışıyoruz. Anlatıyoruz halimizi ahvalimizi. Eşi, kızı ve torunlarıyla bizleri nasıl ağırlayacaklarını şaşırıyorlar.
Evini açıyor bize. Kıyafetlerimiz giyip Halim abi’nin traktörüyle kanyon girişine doğru hareket ediyoruz. Keyifli havadar ve heyecanla kanyon ağzına varıyoruz. Su soğuk. Birazda bulanık. İki gün önce sel almış kanyon. Hava koşulları ise o an için çok uygun. Meteoroloji istasyonundan aldığımız rapora göre de yağmur olasılığı görünmüyor. Su seviyesi ise oldukça uygun. Suya ilk ben giriyorum. Kanyonun uydu ölçümlerinde toplam uzunluğunun 5km. olduğunu biliyoruz. 1-1,5 km. kadar dere yürüyüşü olarak ilerliyoruz. Bir anda kanyon daralmaya ve üzeri örtülmeye başlayan kanyon hüsrana uğramak üzereyken kanyoning keyfini vermeye başlıyor. Girişte 20-25 m. olan duvar genişliği 2-3 metreye kadar daralıp yer yer gün ışığının içeri girmesini engelleyecek kadar da üzeri kapanıyor. Kısa bir mesafede ise kafa fenerlerimizle ilerliyoruz. Dinlenmek ve bir şeyler atıştırmak için mola verdiğimizde hiç beklemediğimiz bir sürprizle karşılaşıyoruz. Gökyüzünü çok küçük bir delikten görüyoruz sadece ve inanılması güç ve hatta inanmak istemediğimiz bir ses. GÖK GÜRÜLTÜSÜ. Kanyon içinde en çok korktuğumuz olay sel tehlikesidir. Beklenmedik bir anda yukarılara bir yerlere yağan yağmur kanyon içine sel olarak dolabilir. Bu olay ölüme varabilecek sonuçlarda doğurabilir. Bu yıl anlaşılması güç bir şekilde ters giden hava olaylarının yeni bir şakası olsa gerek bu diye düşünüyorum. Arkadaşlarıma söylemesem de yüzüme yansıyan bu sıkıntı ve korku onlarında bunu anlamasına yol açıyor.
Gök gürültüsünün hemen arkasından o ufacık aralıktan ilk yağmur damlaları üzerimize düşmeye başlıyor. Sudan oldukça yüksek bir noktayı gözüme kestiriyorum. Gözüme de su içinde bir kayayı kerteriz olarak alıyorum. Eğer sağanak artar ve su yükselmeye başlarsa bu kayayı işaret olarak kullanacağım. Yarım saatlik beklemenin ardından yağmur çise haline dönüyor ve yavaşlıyor. Suya bakıyorum işarete aldığım kaya aynı seviyede. İçimiz rahatlıyor ve ilerlemeye devam ediyoruz. 45 dakika kadar ilerledikten sonra bu adına Karadelik dediğimiz kısmı tamamlayıp tekrar gün ışığına kavuşuyoruz.

Artık kanyonun üzeride açılıyor. Ama duvarlar hala aynı yükseklikte bir sağ bir sol dönemeç yaparak devam ediyor. Önümüze çıkan söğütlük bir anda sanki kanyonun bittiğini sanmamıza neden oluyor ama duvarlar hala aynı yükseklikte devam ediyor. Bu söğüt ağaçlarının arasında ilerlerken bir anda ayağımı bastığım yerde bir kara yılan olduğunu fark ediyorum. Tahmini olarak 2 cm kalınlığında ve 60-70 cm. boyunda ki yılan çöreklenmiş ve 2 m. Boyunda ve 110 kilo ağırlığında beklide hayatında ilk kez gördüğü bir canlıyla karşılaşmanın şaşkınlığı içinde ne yapacağını şaşırmış bir şekilde hafiften başını kaldırarak sen bana bulaşma bende sana bulaşmayayım der gibi biraz geri çekiliyor. Ben bir adım atıp ilerliyorum ve arkamdan gelen Füsun benim ayağımı kaldırdığım noktaya ayak basıyor. Baktı olacak gibi değil hafifçe süzülerek otların arasında yuvasına doğru süzülerek gözden kayboluyor. Bizlerde yılanın bu misafir perverliğine şapka çıkartarak ziyaretin makbul olanı kısa olandır diyerek yolumuza devam ediyoruz. Yarım saatlik bir yürüyüşün ardından kanyondan nihayet çıkıyoruz.
Bizim için keşif olmakla birlikte genel manada da bizden önce bu kanyonu ziyarete gelen ve geçen bir ekibin olmadığını köye döndüğümüzde Halim abimizden öğreniyoruz. Dedesi kanyonun çıkışında ki duvarlardan yıllar önce bal toplarmış. Kendisi de yıllardır burada arıcılık yapıyor ve kanyon çıkışında ki duvarlardan bal topluyormuş. Evine vardığımızda eşi ve çocukları karşılıyor bizleri yine . Neoprenlerimizi çıkartıp kuru elbiselerimiz giyiyoruz. Tam bize müsaade demek üzereyken bırakmıyorlar. Sofra kurulmuş, sıcacık çayımız demlenmiş. Yemeğimizi yiyoruz. Çay İstanbul’da içemeyeceğiniz kadar güzel. Kendi kovanlarından alınmış bal ve evde yapılmış tereyağının dayanılmaz birlikteliğinin tadını çıkartıyoruz. Anadolumuzun misafirperverliği, insanlığı bir kez daha bizi ne kadar doğru bir iş yaptığımızın farkına varmamızı sağlıyor.
Her gittiğimiz kanyonda mutlaka yeni dostluklar ediniyoruz. Bu kanyonda da Dokumacılar köyünün misafiri olduk. Köy sakinlerinden Halim Tarhan ve eşi Gülnaz hanıma, kızları Sultan hanıma, şeker mi şeker dünya tatlısı torunları Sudenaz ve Serkan sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Birde Halim abimizin isteğini üzerimize bir borç bilerek Dokumacılar köyünün eski isminin Kesner köyü olduğu tüm Türkiye halkına duyurmak isteriz.

Bahadır Seyrekoğlu
KASK. Kanyon Sporları Kulübü

SAM 1753


SAM 1832


SAM 1866


SAM 1901


SAM 1902
 

Etiketler
Ynt: Dokumacılar Kanyonu Keşif Faaliyeti

Paylaşımlar ve akıcı anlatım için çok teşekkürler Bahadır bey.
 

Ynt: Dokumacılar Kanyonu Keşif Faaliyeti

Güzel anlatımınız için teşekkürler yanlız fotoğraflar bu kadar mı
 

Ynt: Dokumacılar Kanyonu Keşif Faaliyeti

Gerçekten güzel paylaşım. Allahtan sel alıp götürmemiş Zaten bu gibi durumlarda kesin bir aksilik olur. Yinede geçmiş olsun paylaşım gerçekten çok güzel.
 




Ynt: Dokumacılar Kanyonu Keşif Faaliyeti

Heyecanlı bir keşif faaliyeti ve sürükleyici bir keşif raporu, teşekkürler :smiley:
 

Ynt: Dokumacılar Kanyonu Keşif Faaliyeti

Sitede sorudan çok böyle etkinlikleri görmek daha güzel.
bahadıremin, Aydın Karacasu'da Görle Kanyonu var. Daha uzman kişilerce girilmedi diye biliyorum. Yolunuz düşerse beklerim.
 

Bahadır bey merhaba iyi akşamlar. Dokumacılar kanyonu ile ilgili yazınızı okudum .yalnız burada bir yanlışlık var. Burası dokumacılar kanyonu değil .resmi kaynaklarda ve herkesin bildiği geriş köyü çivril kanyonu dur .bunu düzeltirsek mutlu olacağım. Tanıtımınız için teşekkürler
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,412
Mesajlar
1,517,697
Kayıtlı Üye Sayımız
172,066
Kaydolan Son Üyemiz
Birkium

SON KONULAR



Geri
Üst