Doğada Tek Başına Yürüyüş

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan erdogan17 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 74
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 47,773
Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Erdoğan kardeşim ilk gecen çok tedirgin geçer, sonrakiler daha rahat. :D

Fakat yanına arkadaş bulursan daha iyi olur. Başarılar dilerim, karar vermek başarmanın yarısıdır. İnsanlar tek başına okyanus geçiyorlar. Başaracağından eminim. Fakat yanına arkadaş bulmanı tekrar belirtiyorum.


Bu arada Eğirdir--Serik arasını geçen Osman beyi tebrik ediyorum. O yolu neredeyse avucumun içi gibi biliyorum. Nerelerde yürüdüğünüzü tahmin edebiliyorum. En güzel yürüyüş hattından birisini seçmişsiniz. :D
 

Etiketler
Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Merhabalar,

Ben yeni başlayacağım, ama uzundur kurguluyorum doğaya çıkmayı.. Bebeğim olduğu için günübirlik hiking ile başlamayı uygun gördüm.. Eşim çalıştığından ve yürümeyi pek de sevmediğinden (ve doğadan korktuğundan) aslında tek başıma, yani sırtımda bebeğimle çıkmayı düşünüyordum ki, çıkmadan önceki son hazırlıklar bağlamında teknik kategorisini kurcalıyordum, bu konuyu okudum.. Yalnız bebekle çıkmak bilmemekten kaynaklanan bir delilikmiş, iyi ki yol yakınken vazgeçmişim dedim.. Öncelikle bunun için hepinize teşekkür ederim.. Ama çıkmaktan da vazgeçmek istemiyorum..

Bütün tehlikeleri bertaraf etmek adına, patikadan, dağdan bayırdan değil, yol kenarından yürümeye karar verdim.. Bu defa da eşim beni vahşi hayvan, hiç olmadı sokak köpekleri saldırısı ihtimali ile korkutuyor.. Bu olasılığı da bertaraf edersem, önümüzdeki pazar Maşukiye' den Kartepe' ye yol kenarından çıkarak sezonu açmak istiyorum..

Sokak köpekleri ya da muhtelif vahşi hayvandan nasıl korunabilirim?..
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Sayın Seyyare hanım. Sizi cesaretinizden dolayı kutluyorum.

Fakat iyi niyetim ile şunu belirtiyorum. Siz ve küçük bebeğinizin bu şekilde yola çıkmasına razı değilim. Forumda bayan arkadaşların birlikte yaptıkları doğa yürüyüşleri var.
Bu etkinliği yapın ama bebeğinizle yalnız başınıza değil.

Umarım yanlış anlamazsınız.

Başarılar dilerim.
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Türkiyede yaşadığınızı hiçbir zaman unutmayınız.Bu söz aslında daha birçok başka Ülke için de geçerlidir.Ne yazık ki bayanların bu tip tek başına etkinliği mümkün olamıyor,hele bir bebekle hiç olmaz,yetişkin biri ile bile sayı az olunca risk artar.Tehlike hayvandan ziyade insandır.Bir dazer ile çoğu köpekten rahatlıkla korunursunuz ama insan için ateşli silah ya da kalabalık olmak gerekir...

Siz iyisi bunu bir doğa fantezisi olarak kalbinize gömün ve kaliteli insanların katıldığı uygun bir doğa yürüyüş grubu seçin.Gerçi onların da sizi bir bebekle kabul edecekleri şüphelidir...
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Evet,
Tek başına bir doğa yürüyüşü hemde bebek ile.
Olsa olsa İzmir'de Fuar alanında olabilir.
Ankara'da Gülhane Parkı ya da ODTÜ Kampüs.
İstanbul için Belgrad Ormanı (tabii belli bir bölümü)
 



Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

pagurus' Alıntı:
Türkiyede yaşadığınızı hiçbir zaman unutmayınız.Bu söz aslında daha birçok başka Ülke için de geçerlidir.Ne yazık ki bayanların bu tip tek başına etkinliği mümkün olamıyor,hele bir bebekle hiç olmaz,yetişkin biri ile bile sayı az olunca risk artar.Tehlike hayvandan ziyade insandır.Bir dazer ile çoğu köpekten rahatlıkla korunursunuz ama insan için ateşli silah ya da kalabalık olmak gerekir...

Siz iyisi bunu bir doğa fantezisi olarak kalbinize gömün ve kaliteli insanların katıldığı uygun bir doğa yürüyüş grubu seçin.Gerçi onların da sizi bir bebekle kabul edecekleri şüphelidir...

Yani insan faktörü hiç hesaplamadığımız bir şeydi.. Eşime bahsedince, evet yol kenarları orman derinliklerinden daha tehlikeli hatta bu bakımdan.. Belki civardan birileri aynı heves ile enfekte edilebilir.. Veya eşimin çalışmadığı günlerde çıkılabilir..

Yalnız dediğiniz tehlike bir erkek bir bayan çıkılan yürüyüşler için de geçerli değil mi?.. Yani insan faktörü, bir bayan için ancak kalabalık gruplarla çıkılarak elimine edilebilir sanırım..

Öyle midir?..

Yapılabilecek bir şey yok mudur?..
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Eğer eşiniz iri kıyım ve uzun boylu ise bu çok büyük bir avantaj.Hiç korkmayın,her yere gidin :smiley: Ne var ki normal ölçülerde biri ise bazen Allah korusun yetmiyebilir.En iyisi birkaç arkadaş ve içlerinde en az iki erkek...Ben yıllardır yaban yaşamı fotografları çektiğim için bir başıma çok ıssız yerlere gider ve kamp yapar,günlerce gecelerim.Hem de Türkiyenin çoğu yerinde.Hep bir şekilde rahatsız edilirim.Ama bu kısa süreli olur zira ruhsatlı taşıdığım silahları farkettiklerinde bir daha görünmezler.

Burada pek insan olmaz dediğiniz yerde bile artık günümüzde karşınıza birileri çıkıyor.Hayvandan çok insan var neredeyse.Bu yüzden doğada-şehirde-her yerde tek tehlike hep vurguladığım şekilde insandır.Esasında tehlike arz eden insanlara ins demek daha doğru,yani insan olamamış...Maalesef hanımefendi vaziyet bu ve gerçekten tam doğanın keyfini yaşamak istiyorsanız yanınızda aynı atmosferde birkaç arkadaş özellikle bayanlar için en uygunudur...
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Seyyare hanım, insanlar tek başına Dünya yürüyüşü yapıyor ya da okyanuslara açılıyor. Yani başınıza kesinlikle kötü olaylar gelecek diye birşey yok.

Benim başıma ya da ailemin başına çok şükür böyle birşey gelmedi. Benden daha fazla sporla uğraşan ve hatta uzun seyehatlere çıkan pek çok doğa dostu arkadaşım da başına kötü birşey gelmediğini, dağlarda ve kamp alanlarında uzun zaman kaldıklarını beyan ediyorlar.

Fakat kendi adıma hiç tedbiri bırakmadım. Siz yanınıza bir de küçük bebeğinizi alınca durum değişiyor. Benim ve arkadaşlarımın uyarısı bu yüzden.

İstemeyerekte olsa "Barış elçisi" olarak seyehat eden ve beyaz elbiseler içinde Ülkemize de gelen fakat ne yazıkki öldürülüp bir kenara atılan İtalyan bayanı hatırlatmak isterim.
Bununla beraber, evim ana yola yakın olduğundan, yalnz başına yada çift olarak bisikletli yada yaya olarak seyehatlere çıkan genç yabancı bayanlara sıkça rastlıyorum.

Mutlaka böyle doğa etkinlikleri yapın, fakat tedbirli bir şekilde...
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Eşim boylu poslu, ama riske edemeyeceğimiz bir unsur var.. Bebek.. Ancak dediğiniz gibi, ateşli silah bulundurmak çözüm olabilir.. Ama onu da kullanmak zorunda kalma ihtimali insanı geriyor..

Acaba siteden bulunabilir mi, beni de yanına almaktan çekinmeyecek gruplar?..
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Bu konu hakkında çoğu bilgili üyemizinde söylediği gibi kesinliklikle sakıncalıdır. Bela seyrek gelir ama tam gelir doğrudur... Bir keresinde kış günü derenin yanına indim yerler dev çınar ağaçlarının yapraklarıyla kaplıydı. İki adım attım ve sonra bir çukura girdim 160 cm kadardı herhalde. Boyun 1.80. Neyse çukurun içi dikenli tellerle doluydu ( Orda ne işleri varsa :mad:). İmdat diye bağırdığımda iyiki arkadaşım yanımdaydı yoksa napardım bilemiyorum... Hertarafınıza sivri demir dikenler batarken hareket edemiyorsunuz...
 



Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Tek başınayım diye silah bulundurmak bence doğru değil. zaten tabanca vb. aletler, yeryüzünde hiç olmaması gereken şeyler. ayrıca yanımızda silah bulumnası psikolojik olarak huzursuzluk veren bir durum. Doğaya ruhunuzu dinlendirmeye çıkıyorsunuz ama yanınızda bulunan silah, beyninize sürekli ters yönde bir mesaj veriyor.

Şehir dışında asfaltda yürümek ise, bence patikalarda yürümekten daha tehlikeli. Kötü niyetli kişilerle karşılaşma ihtimalini bir tarafa koyarsak, mesela; Yanınızdan hızlı geçen kamyon otobüs gibi araçların, arkasında oluşan hava akımıyla, insanı yola savurma tehlikesi var.
Yol kenarı taşlı veya çakıllıysa, taş sıçratma tehlikesi var. Bu durumda her araç geçişinde şapka gibi bişeyle yüzü kapatmak koruyucu olabilir.
Bir de trafik akışının tersi istikametinde yürüyelim ki, yanımızdan geçecek aracı gelirken görebilelim.
Tabiyki, yol kenarı çok geniş değilse, her hızlı geçen araba huzursuzluk yaratabilir.

Köpekler içinse, bildiğim en etkili yöntem, havlayan köpeklere umursamaz şekilde davranmak. göz temasından kaçınmak, ve tabiyki asla kaçmamak.
Mesela koşuyorsak, yürüyüş pozisyonuna geçmek, köpeği de sakinleştiriyor. ben bunu birçok defa yaşadım.
Zaten köpeklerin havlamasını saldırma isteği olarak algılamak da doğru değil. Selam vermek için bile havlayanlar var:smiley:
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

''Tek Başına'' yaptığım ve ölümden döndüğüm hikayemin yeri sanırım tam burası :smiley: ben anlatayım isteyen ibret alsın . Biraz aptal cesareti, biraz gençlik, biraz adrenalin tutkusu.. O gün bunların her birinden birer tutam almıştım.
Yer Niğde , yıl 2000 öğrenciyim. Çamardı diye bir yer varmış bir kere arkadaşımla beraber gittim. Bayıldım. O muhteşem Emli Vadisinin gökyüzüne uzanan kaya blokları beni büyüledi. ''Evet'' dedim. '' Burası benim mekanım''. Doğu Karadeniz'in sarp ve engebeli arazilerinde büyümüş bir çocuk olarak eğime olan alışkınlığıma, tırmanma konusundaki becerilerime , atikliğime ve cesaretime (aptal cesareti) güveniyordum. O Temmuz yazı Niğde'nin kuru sıcağında finalleri yeni bitirmiştim. Bir arkadaşıma ''yarın haftasonu, hadi beraber Çamardı'na gidelim!'' dedim. ''Olur.'' dedi, ama ertesi gün sabah ben hazırlandığımda o kıçında uçuşan pireleri saymakla meşguldü. ''Bana sonra gideriz'' deyince ; '' ben tek başıma da giderim.'' diye içimden geçirdim. Bir kere kafaya koymuştum. Gitmeliydim. (En sevdiğim huyumdur.)
Herşeyim hazırdı. Herşey derken aklınıza profesyonel ekipmanlar gelmesin, bir adet su şişesi , rus pazarından alınma ergonomik kürek-balta seti , bir adet kama, ericson gh 337 (o dönemde telsim hatlı) telefon, enerji için kuruyemişçi den alınan 500 gr kuru üzüm, bir iki elma, meyve suyu, ekmek arası domates peynir, fazladan t-shirt.
Evden çıkıp Çamardı minübüsüne bindim. Ortalama 45 dakika da, o muhteşem Aladağları izleye izleye Çamardı'na vardım. Dağcı kulübesini direk geçtim. Zira birileri oradan çıkıp ''tek başına gedemezsin!'' vari bilmiş laflar edebilirdi. Beni daha tanımıyorlardı. 500 m kadar ileride Cımbar Vadisi başlıyordu. Keyifli adımlar , keşfetmeye programlanmış beynim, macera macera diye çığlık atan İd'im ve çook çok gerilerden cılız bir şekilde duyulan ego'mun mantık vari caydırma çabalarıyla ilerlemeye başladım. Bir yandan vadiyi izliyor. Bir yandan da yürüyordum. Performans ve enerji yüksek düzeydeydi o sıralar. Zira Spor Yüksekokulu Öğrencisiydim. Bir süre sonra Cımbar Vadisi'nin sonunda karşımda dev bir kaya bloğu ve o kayanın sağından ve solundan giden 2 vadiyle karşılaştım. Birisi sağdan giden Emli Vadisi diğeri de daha geniş olan başka bir vadi. Hangisini seçtim dersiniz ? tabiki ortadaki dev kaya bloğunu, 5-6 dakika boyunca göz kararı nereden tırmanabileceğimi kestirmeye çalıştım. Sonunda sağ taraftaki vadiye yakın tarafın hem eğim hemde tırmanma için daha pratik olduğuna karar verdim. ( 1 yıl sonra vadiye tekrar gelebildiğimde, o kaya bloğuna bakıp '' Ben bunun neresinden tırmanmışım.'' diye şapşal şapşal bakınacaktım.) ve tırmanış başladı. Gerçekten tutunma ve tırmanma konusunda hiç eğitim almamama karşın yetenekliyimdir. Toplamda 1.5 saatlik bir tırmanmadan sonra zirveye 20 m kadar kala başka bir tehlikeli tırmanma bölgesinde mola verdim. Tırmanırken devamlı kuru üzüm yiyerek enerji alıyordum. Durduğum yerden aşağıya ayaklarımı sarkıttım elime bir taş alıp fırlattım. Taşın vadi tabanını bulması baya uzun sürdü. O sırada not defterime duygularımı yazdım. Etrafta uçuşan kuşları , karşı kayaların tepelerinde gezinen yaban keçilerini izledim. 10 dakika sonra tekrar kalktım. Kalan 20 m. beni biraz zorlayacak gibi görünüyordu. Hatta geri dönmenin mantıklı olacağı konusunda ego'mun ısrarlarını baskın şekilde duymaya başlamıştım. Ama buraya kadar gelip dönmek gururumu incitebilirdi. Uzun süre bakındım. ve rotamı belirledim. Fakat rota zirveye ulaşmıyordu sadece zirveye 3-5 m kala bir yere kadar gidebiliecektim. Ondan sonrasına ''Allah Kerim'dir. '' diye düşünmüştüm. İçinizde dağcılığı profesyonelce yapan arkadaşların. cık cık cık! seslerini duyar gibiyim. Beni fazla eleştirmeyin çok genç ve cesaretliydim diyelim.
zorlu bir yeri geçtikten sonra geldiğim yeri size tam olarak tarif etmem gerek yani o yeri tasavvur etmelisiniz. Yoksa heyecanı olmaz. Zirvenin soluna doğru 45 derecelik yatay bir çatlak o çatlağın dışında planladığım yere gidebileceğim bir yer yok sadece ellerimle çatlağa tutunarak ve ayaklarımı kayaya yaslayarak yatay bir şekilde yukarı gidebileceğim. Cesaretimi toplayıp çatlağa tutundum. çok dikkatli bir şekilde tırmandım. Bu arada kalp atışlarım zirve yapmak üzereydi. Kendimi sırtım kayaya dönük ulaşmayı hedeflediğim çıkıntıya oturur halde buldum. Tabi ortada gariplikleri vardı. Zirveye 3-4 m kalmasına rağmen 1- Oradan yukarıya gidebileceğim bir yer yoktu. Dümdüz bir kaya bloğuydu. 2- oturduğum yer çok dardı ve hafif aşağı meyilliydi. 3- Sırt çantam beni ileri doğru itiyordu. 4-PANİK !!! , işte o anda hissettiklerim kelimelerle tarif edilemez. Çıktığım çatlağa baktım ve çıktığım şekilde inemeyeceğimi anladım. Çaresizlik, Korku, heyecan, aşırı salınmaya başlayan adrenalin, uyuşmaya başlayan kaslar, karıncalanan kafatasım. sesli bir şekilde '' ben ne yapıyorum lan burada!'' '' Allahım öleceğim'' . İçimden burada ölmenin ne kadar aptalca olacağını, ailemin çekeceği acıları, düşerken çekeceğim acıları hayal ediyordum. Sonra HOP! dedim. Dur bakalım! panik yok ! Sakin Ol! düşün ! öncelikle burada olduğunu bilen tek bir kişi var o da bir iki gün geçmeden meraklanmayacaktır. Birilerinin merak edip buraya gelmesi uzun hikaye . Zaten oturduğun yerde kıçın uyuşmaya başlamış. orada 20 dakikadan fazla kalmam ayaklarımı hissetmememe sebep olabilir ve ağır ağır kayarak aşağıya düşebilirim. O halde tek bir çözüm var. ''ÇATLAK'' ! . Çantayı önüme aldım. tersten giydim. Çatlağa baktım. Yapabileceğim tek şey soğ elimle çatlağı kavrayıp sol ayağımıda kayaya dayayarak kendimi bir kapının kapanması gibi bırakmak ve diğer elimle de çatlağın aşağıya doğru olduğu kısmı yakalamaktı. Derin bir nefes aldım . konsantre oldum. Sol elimle çatlağı kavradım. Kendimi bıraktım diğer çatlağa ağır çekimde ilerliyordum, zaman durmuştu. Diğer elimle kayayı kavradım ve öyle kaldım. Aşağıda büyük bir uçurum vardı dayanamadım baktım ve hemen döndüm. Vücudumdaki heryeri kayaya yapıştırarak aşağı doğru 1-2 metre ilerledim ve güvenli yere vardım. Yaşadığım rahatlık kelimelerle tarif edilemezdi. Biraz dinlendim. Bir kaç tehlikeli yer daha atlattıktan sonra rahat inmeye başladım. Artık korkum geride kalmıştı ve ''Vay be ne dağcıymışım'' tarzında büyüklenmeye başladım. Bu arada atlamışım. o zirvede 3 adet koyun adadım. bu büyüklenmeleri elbet gören biri vardı. ve bunun cezasını çekmeliydim. Bu kadar kolay kurtulacağımı zannetmemeliydim. ''Ceza olmadan davranış sönmez der'' Davranışçı kuramlar. Çok yorulmuştum. geldiğim yerden dönmem uzun sürecekti. Bende sola ve aşağıya doğru inmeye başladım. ''e kafasuz, gelduğun yerden git da ! '' derdi. Rahmetli Reziye Hala görseydi. Zemine yaklaştıkça yoruldum ve en sonunda çıkmaz sokağa geldim. Baktım aşağıya 20 m var. aşağıda hafif çıkıntılar görünüyor. Buradan inermiyim ! İnerim. inmek zorundayım, geri dönersem , yorgunluktan oralarda kalırım. Aşırı yorgunluğunda etkisiyle bir çıkıntıya kendimi saldım. ayaklarımı basıyorum. Basmıyor. Çünkü boyum yetmiyor. 4-5 santim uzun olsam ulaşıcam. Ama olmuyor. Bende kendimi tekrar yukarı çekeyim dedim. Ama ; enerjim bitmiş. Gücüm yetmiyor. Öyle kaldım. Çekiyorum. ı ıh ! bir daha ı ıh! parmaklar yavaş yavaş kaymaya başladı. Allahım Allahım lütfen! diyorum. Hayır! Bu sefer kurtuluş yok. Düşeceğim. Ölmesem bile kafa göz kırılacak. Bu sefer PANİK tavan yapıyor. Parmaklarım kayadan kopuyor gözlerim hafif kararıyor. Refleks olarak sırtımı kayaya dönüyorum. Kaya hafif eğimli sırtım ve kollarım kayaya sürtünerek düşüyorum. Kayanın ortasında bileklerim bir çıkıntıya denk geliyor, hızım kesiliyor ama kayadan da ayrılıyorum. havada bir 5- 10 m . düşüyorum. Yere varıyorum. Yer kayalık ve çakıllardan oluşuyor ve aşağı doğru baya eğimli bu sefer Yine refleks ellerim başımda çömelmiş bir şekilde zeminden aşağıya doğru 5-6 takla atarak yuvarlanıyorum ve kıçımın üstüne oturur şekilde duruyorum. Öylece inliyorum ağlar gibi. İçimden adrenalinden hissetmiyorum ama kesin her yerim kırılmıştır diyorum. Öylece ağrılarla 10-15 dakika oturuyorum. Sonra kalkıyorum. Sorun yok biraz ağrılı da olsa yürüyebiliyorum. kırık yok. Kollarım soyulmuş kanıyor. Cımbar'ı geçiyorum. Avcı kulübesini geçiyorum. Asfalt yolda minübüs geliyor. Uyuklayarak akşam üstü Niğde'ye varıyorum. Kendimi eve atıyorum ve sabaha kadar uyanmıyorum.
 


Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Hangi kaya olduğunu bilmiyorum ama benim için anısı büyük kendisi gibi ;)
doğada hiç kimse bir başkasına git tek başına dolaş, çok keyifli , gezilebilir neden olmasın diye telkinde bulunmamalı. Risk alacak ve almış olanı ilgilendirir. Gerçekten çok tehlikeli , benim yaptığım tehlikeliden ziyada aptalcaydı. Bugün gülerek ve heyecanla anlatıyor olmam o gün yaşadığım korkuyu değiştirmiyor. Bırakın yanınızda birilerinin olmamasını, ilkyardım bilgisi olmadan yola çıkmak ta tehlikeli , doğaya bizi çeken şey de biraz bu herhalde. Eğer arkada eşiniz, sevgiliniz, çocuğunuz, anne babanız, sizi hayata bağlayan her hangi bir şey yoksa bu riski alabilirsiniz.
 

Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Dağcılık eğitimlerinde yapılmaması gerekenler kısmında anlatılacak bir durum :smiley: Sayın Kargagakdedi hatanın farkında olmanız hala yaşıyor olmanız son derece mutluluk verici.Benim değinmek istediğim bahsedilen bölgenin yanlışlığı.Dağ evinden yukarı ilerlerken cımbar kanyonuna ilerlersiniz, bir süre sonra yol ikiye ayrılır.Sola giderseniz cımbar kanyonuna devam sağa giderseniz bölge cımbar vadisi diye geçer ve arpalık mevkinin biraz altında kalır.İki yolda teke pınarında birleşir. daha da sonrasında dipsiz göl kamp alanı beşparmak sivrileri, kocasarpın kuzey bdk nın muhteşem doğu duvarı manzarayı tamamlar.Emli vadisi ise bu bölgenin güney batısında kalır ve çok uzak bir bölgedir hatta aladağların diğer bir ucudur ki parmakkaya da emli vadisine hemen girişte sağda akşampınarı mevkinde yer alır ki zaten ben burayı çıkmalıyım çıkarım gibi inatçı tutumlar ile tırmanılacak bir yer değildir :smiley:
 



Ynt: Doğada Tek Başına Yürüyüş

Tuğrul Bey 21 yaşında iken gitmiş buralara.
Ben bile ancak 2003 yılında 30 yaşında iken görebildim o vadileri.
Bu nedenle geçnliğin ve delikanlılığın verdiği cesaret konusunda ona hak verelim.
Anılarını paylaştığı içinde teşekkürlerimizi sunalım.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,438
Mesajlar
1,517,945
Kayıtlı Üye Sayımız
172,090
Kaydolan Son Üyemiz
senarif1

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst