Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan acem Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 113
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 81,973
Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Gemiden inip hediyecilere gidiyoruz.Orda Azreri Türkü ile tanışıyor ve ondan birkaç hediyelik eşya alıyoruz.Pazarlık yok ama anlaşmakta sıkıntımız olmuyor.Zaten fiyatlar hepsinde aynı.
Burada bir caminin olduğunu öğrenmiştik, minaresi de görülüyor.Doğruca oraya gidiyoruz.
 

Ekli dosyalar

  • DSCF6557.JPG
    DSCF6557.JPG
    183.3 KB · Görüntüleme: 193

Etiketler
Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Cami ile ilgili kısa bilgi;
Rusya İmparatorluğu'nun başkenti St Petersburg'da cami yapılmasına 2. Nikolay'ın izin vermesi ardından 1910 yılında kentin merkezinde Petro Kalesi'nin hemen karşısındaki bir arazide temeli atılan cami, 1913 yılında tamamlandığında zamanın Avrupa'daki en büyük camisi sayılıyordu.
Kule şeklinde 49 metre yüksekliğinde iki minaresi, 39 metre yüksekliğinde turkuaz renkli çinilerle süslü kubbesi ile dikkat çeken caminin inşası, akademisyen Aleksander Von Gogen gözetiminde mimar Nikolay Vasilev ve mühendis Stepan Kriçinski tarafından gerçekleştirildi. Orta Asya'dan birçok usta ve çini sanatkarının da görev aldığı St Petersburg Camii, Semerkand'da Timurlenk'in türbesinin bulunduğu Guri Emir Camii'ne benzerliğiyle dikkat çekiyor.
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Leningrad bir günde iki günde gezilecek bir yer değil.Orada en az bir hafta kalmalısınız.Biz bazı önemli noktaları gördük.Yani oralara kadar gidipte görmeden gelinmeyecek bazı yerleri görme, gezme şansımız oldu.
Camiden çıktıktan sonra Peter ve Paul Kalesi yöneliyoruz.Büyük bir parkın içinden geçiyoruz,keşke geçmez olaydık.Bizim Özgür yine gördü M harfini durur mu? Hadi yiyelim,acıktım.Çocuk bu harfi görünce tok bile olsa bir şeyler yemek istiyor.Yiyoruz bir şeyler.Burada fiyatlar diğer ülkelere göre biraz pahalı.Unuttum az geride birçok sokak sanatçısına(çalgıcısına) rastlıyoruz.Hünerlerini ortaya koyuyorlar.Gezerken de hoş oluyor yani. Bir şeyler yedikten sonra hemen karşımızda Peter ve Paul Kalesi.Tahta bir köprüden geçerek adaya ulaşıyorsunuz.Kale bir ada üzerine kurulmuş.(42 ada varmış)
Peter ve Paul Kalesine girmeden çevresinde plaja benzer yerler var.Hava güneşli, halk çoluk-çocuk burada çimenlerin üzerinde, nehre girenlerde var. Yukarıdan baktığınızda su berbat. O suya girilir mi ? diye düşünüyor insan.Ama bunlar giriyorlar. Kaleyi geziyoruz, çevresinden dolaşıyoruz.kalenin bazı yerleri ücretli.Mesela kumdan heykeller vardı. Dışarıdan görünmüyor ama duvar üzerinden rastgele foto çekebiliyorsun.Herkes öyle yapıyordu.Biz de yaptık.
 

Ekli dosyalar

  • DSCF6576.JPG
    DSCF6576.JPG
    192.9 KB · Görüntüleme: 160


Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Hostele döndüğümüzde bakıyorum sigaram bitmiş.Nerden alacağım.Birisine soruyorum.(Tarzanca) magazin diyor.Nerde magazin?Hemen karşıda.Bizim bakkal gibi birşey.Sigara almaya bakkala gidiyorum.İçeri girdiğimde 3 kişi var, kendi aralarında konuşuyorlar.Arada benim anlayabildiğim Türkçe kelimeler geçiyor.Herhalde Orta Asya Türkleri diyorum kendi kendime. One box red marlbora diyorum.Fiyatlar üzerinde yazıyor.70 ruble.Cebimde bozuklar var.Onlardan seçip veriyorum, ama kafam onlarda.Buralarda bir Türkle karşılaşmak hoş ulurdu.Dışarı çıkıyorlar, koluna dokunup soruyorum.Türk müsünüz?Türkçe''Yok ben İranlıyım''diyor.Türkçe biliyor.muhabbete başlıyoruz. Çemşid, bende Şeref,Türkiye'den.
Çemşid'in dedeleri Sivas dolaylarından yüzyıllar önce İran'a göç etmişler.Ona hemen orada kısa bir tarih anlatıyorum nasıl, neden İran'a göç ettiklerini.Bizi gördüğüne çok seviniyor.Zaten kaç gündür, kendimiz dışında Türkçe konuşmamışız.Aynı hostelde kalıyormuşuz.Beraber yürüyünce aynı yere gittik.Onlar hostelin bekar bölümünde kalıyorlar.yanında bir arkadaşı daha vardı. O Türkçe bilmiyordu.Görüşelim dedi Çemşid.Biz burdayız, ayrıldık.Hostelin bahçesinde bir banka oturduk, bizimkilerde havadan sudan konuşuyoruz.Bizim Çemşid elinde bir poşetle geldi.Şarap getirmiş.Açtık beraber içtik.Epey bir muhabbet ettik.Bize adresini, telefon numarasını verdi.İran'a davet etti.Tahran yakınlarında bir kasabada oturuyormuş.Epey muhabbet ettik.Yatıp biraz dinlenecektik ya zaman epey geçmiş,çarşıya gideceğiz diyerek Çemşid'den ayrıldık.Sonra kendi aramızda yaptığımız değerlendirmede Çemşid'in pek güvenilir olmadığı kanısına vardık.Gaz işi yapacaksın ama 10 euroluk hostelde kalacaksın.Pek inandırıcı değil.Bir gün İran'a gidersem o görüşümüze rağmen ona uğrayacağım.(Şimdiki gezi planım İran ama bu sene olmaz gibi.)
Yine arabamıza atladığımız gibi çarşıdayız.
Alexandrinsky Theatre civarlarına bir yere arabamızı park ediyoruz.Bu çevredeki bazı tarihi yerleri geziyoruz.Oradan tekrar nehir kenarına ulaşmak istiyoruz. büyük bir parkın içinde otururken (park kalabalıktı) bir yerden havai fişek sesleri geliyor.Düğün var herhalde diye düşünüyoruz.Ama patırtı bitecek gibi değil.Ne zenginmiş düğün sahibi.Bizde ilerliyoruz.Caddenin üzeri insan dolu, trafik yok.Havai fişekler Avrora gemisinin bulunduğu yerden patlatılıyor.Rusların özel bir günü olsa gerek diye düşünüyoruz.
28 Temmuzun Rusların donanma günü olduğundan haberimiz yok.Sokaklar cümbüş,arabalar süslü,votkalar su gibi, insanlar neşe içinde.Bizde onların arasına giriyoruz.Bir süre sonra kalabalık dağılıyor.Nehir boyu yürüyoruz.Biri yaklaşıyor yanımıza, sigara işaret ediyor, veriyorum ama adam yanındaki arkadaşına da istiyor.Elin memleketindeyiz, istersen verme.Genç teşekkür ediyor ama allahı var.Zaten vakitte geç oldu.Yarın yola devam
-hadi çocuklar gidelim.Burası gezmekle bitmez, diyoruz ve hostele dönüyoruz.Dönerken ünlü Nevsky Prospekt caddesinden arabayla geçiyoruz.Böylece Sankt Petersburg gezimizde bitiyor.

DSCF6594


DSCF6606


DSCF6613


DSCF6615
 



Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

29 Temmuz Pazartesi
Bugün Estonya'ya gidiyoruz.Önümüzde Rus gümrüğü var, birde Estonya gümrüğü.Buralarda vakit kaybedebiliriz.Onun için sabah erken çıkıyoruz.Saat 8.30 gibi kahvaltımızı yaparak tekrar yollara düşüyoruz.
Aslında Helsinki'ye gidip Tallinn'e oradan geçecektik.Fakat Ozan daha geç kalacağımızı söylediği için bundan vaz geçiyoruz.Yollar güzel.2 saat sonra Rus gümrüğüne varıyoruz. Gümrüğe gelmeden önce arabamızın deposunu dolduruyoruz.Çünkü alacağımız son ucuz motorin bu.Gümrüğe 1 km kala asker yol kontrolü yapıyor.Pasaport, tamam geç.Gümrüğe girerken yine bir asker karşılıyor.bayan asker pasaportları kontrol ediyor.Mühürlü bir kağıt veriyor ve sıraya giriyoruz.Fazla sıra yok ama işler tıpkı girişteki gibi ağır işliyor.Her şeyimiz tamam.Çekinecek hiçbir şeyimiz yok ama gümrük muayene memurları bagajı boşalttırırlarsa iş uzayacak.Endişemiz ondan.Saat 10 gibi girdiğimiz gümrükten ancak bir buçuk saatte çıkıyoruz.
Rus gümrüğünde arabadan inip gümrük polisinin karşısına geçiyorsun, bakıyor mührü öyle basıyor.O işlem bittikten sonra gümrük memurunu görüyorsunuz.Memur sadece bagajın derinliklerine el feneri ile baktı.Bagajdaki eşyalarla ilgilenmedi.Arabanın içine şöyle bir baktı.Ok dedi ve bindik arabamıza.Bu kontroller sırasında siz araç dışında oluyorsunuz.Bariyeri açtı ve çıktık.Ara bölgede duty free var.Oraya uğruyoruz ve bir şeyler alıyoruz.Acelemiz yok.Keşke olsaymış.Az ileride bir kuyruk var ki Estonya'ya geçişte epey bi beklememize sebep oldu.Bir de hava sıcak.Güneşin altında, gümrüğün girişi de rampa.Kırmızı ışık koymuşlar ona göre gişelere giriyorsun.Orada ilgilimi çeken yaya geçişleri oldu.Özellikle Estonya tarafından yoğun geçişler vardı.Adamlar bu tarafta ne yapıyorlar bilmiyorum.Ayrıca onlara ayrı gişe tahsis etmişler oradan geçiyorlar. Estonya gümrüğünden kolayca geçiyoruz.Arabadan inmek yok,pasaportları, arabanın ruhsatı ve yeşil sigortayı veriyorsunuz o kadar.Araç kontrolü yoktu.Gişeye geldiğinizde işleminiz kısa sürüyor.Böylece yeni bir ülkeye giriyoruz.
Şunu da ekleyeyim.Sınırda Estonya tarafında nehire nazır güzel bir kale var.Ne olur ne olmaz diye fotoğraf çekemedik.Gezmeye de vaktimiz yok.Kalenin adı Bastion de Narva

DSCF6632
 

Ekli dosyalar

  • kale.jpg
    kale.jpg
    69.5 KB · Görüntüleme: 355

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Tallinn'den esintiler.

DSCF6635


DSCF6640


DSCF6644


DSCF6662


DSCF6677
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Bizim Özgür yine M harfinin altında.Bu harfi gördüğü yerlerin %90 ını kaçırmadı.Bir tek Bulgaristan'da yiyemedi.Sofyada kahve içmek için girdik, bizimki uyuyordu.

DSCF6655
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

30 Temmuz
Kaldığımız hotel,Hotel Dzingel 3 yıldız (47 Euro ödedik 3 yetişkin bir çocuk).Sabah açık büfe kahvaltımızı yapıyoruz ve 9.45 de otelden ayrılarak Riga'ya yola çıkıyoruz.
Otelden ayrılmadan önce arabanın kontrollerini yapıyorum.Bizim sağ taraftaki far ampulü patlamış.Yanımıza yedekleri almıştım.Değiştiriyorum.Fakat ampulü iyi yerleştirememişim,Türkiye'de far ayarı yaptırırken anlıyorum. Almanya'da akrabalar uyarmıştı da aldırmamıştım.Türkiye'de bakarız demiştim.Zaten gece de yol gitmediğim için pek anlayamadım ama Bulgaristan'da gece gelirken bayağı sıkıntı çektim.Bizim sağ taraf iyi aydınlanmıyordu.
Bir ilginç şey daha oldu otelden ayrılmadan önce.Kahvaltıdan sonra sigara içmek için dışarı çıktım.Çakmağı almamışım yanıma.Masada kahve içen biri erkek biri kadın iki kişi vardı.Onlardan ateş istedim, verdiler.Nerelisin diye sordular. Turkey dedim.Adam bir ilgi gösterdi bir ilgi gösterdi şaşırdım kaldım.Sırtımı sıvazladı, gülümsedi, sevecenlik gösterdi.Bu ilginin sebebini anlayamadım.Biz Türkleri çok mu seviyorlar acaba?
Tallinn-Riga arası yol gidiş,geliş ama güzel,dümdüz.Trafikte pek yok.Çok güzel ormanların içinden geçiyoruz.Bir yerde deniz kenarından geçiyoruz.Biraz mola veriyoruz.Baltık denizi.Deniz sakin,kampçılar var, piknikçiler var, denize girenler pek yok ama bazıları girmişler.Ormanla deniz iç içe.Karavancılar için uygun olur mu bilmem.Çünkü herhangi bir tesis yok ama tahmin ediyorum oralarda bir yerde vardır.Çünkü böyle güzel bir yeri karavancılar boş bırakmazlar.Biraz kumsalında yürüyoruz ve yola devam ediyoruz.Yine yol boyu çok sayıda bisikletçilerle karşılaşıyoruz.Kimisi tek başına kimiside grup halinde daha çok Tallinn yönüne gidiyorlar.Sankt-Petersburgdan çıktığımızdan beri bisikletçilerle karşılaştık. Karavancılarda vardı.Ukrayna'da ve Rusya'da özellikle Sankt-Petesbug'a kadar karavan görmedim.

DSCF6704


DSCF6712
 

Ekli dosyalar

  • DSCF6701.JPG
    DSCF6701.JPG
    146.7 KB · Görüntüleme: 349

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Önce Old Town'a gidiyoruz.Park ücretleri çok pahalı burada.Tesadüfen park kontrolörü de oradaymış.Bize park yeri öneriyor.Deniz kenarı mı? nehir kenarı mı ? bir yere geliyoruz(Nehir kenarı imiş. Daugava Nehri).Buraya arabamızı bırakıyoruz.Parklarda kredi kartıda geçiyor. Akşam 7'den sonra bedava.Tam yediye kadar park parası ödüyoruz.Aynı bölgelerde başka bir yere gittiğinizde yeniden park parası ödemiyorsunuz.Bir süre orada biraz dinlendikten sonra karşıya geçiyoruz.Nehrin doğu yakası eski şehir.Güzel bir köprü ile karşıya geçiyorsunuz.Burası daha çok konutların olduğu bir yer.Tekrar eski yere gelip aracı park ediyoruz.Ve dalıyoruz eski şehire. Daha akşama çok olduğu için pek hareket yok. Gülhan'ın Galaksi Rehberi programını izlemiştik.Pazar yerini çok övmüştü.Yürüyerek biraz uzakta olsa oraya gidiyoruz.Bir açık pazar var, birde kapalı.Kapalı pazar yeri 6'da kapanıyormuş. Altıyada fazla kalmadı.Hızlı davranmalıyız.Hızlıca önce kapalı pazar yerine giriyoruz.Her ürün çeşidi farklı alanlarda satılıyor.Peynir satılan pazar ayrı,sebze satılan pazar ayrı.Ev yapımı olduğunu düşündüğümüz pasta kurabiye gibi şeyler de vardı.Bazılarının tadına baktık, güzeldi.Bizim damak tadımıza uygun.Cezerye pek hoşumuza gitmedi.Açık pazardan meyve aldık.Bir Gürcüden üzüm aldık.İtalyan üzümü imiş.Bizimkilerin tadında değildi.Gürcüde öyle dedi.(Gürcü biz Türk'üz deyince Tayyip,Tayyip dedi.) Türk üzümleri güzelmiş ama buraya gelmiyormuş.Pazar İtalyan,İspanyol ve Portekiz ürünleri ile dolu.Karpuz,üzüm, şeftali, erik, kiraz...
Oraya gelmemiz oğlumun işine yaradı.Tam şehirlerarası otobüs terminalinin yanı. Varşova'dan tekrar buraya gelecek.Bu arada Ozan'ı da sürekli sıkıştırıyoruz.Nerde kalacaksın?Kalacağın yeri göster bize.
-Amann baba kalırız işte bir yerde, görüpte ne yapacaksınız diye geçiştirdi.İnsan çocuğunun nerede kalacağını merak ediyor işte. Oda kaldığım yeri beğenmezler üzülürler mi diye düşündü bilmiyorum.Bizde fazla üstüne gitmemeye karar veriyoruz.Pazardan dönüşte tekrar eski çarşıya yöneliyoruz.Güzel bir parktan geçiyoruz.Tripso'da Türk kebapçısı olduğu yazıyor.Oraya da uğruyoruz.Döner yiyoruz ama biraz pahalı geldi.Letonya diğer Baltık ülkelerine göre pahalı.Paraları bile Euro'dan değerli.1 Euro 0,70 Lat ediyor.Döviz bürolarında kurlar arasında büyük fark var.1 euro'yu 0,63 lattan alıyorlar 0,70 lattan satıyorlar.Arada 7 cantim var.Onların kuruşları da cantim.
Türk Kebab adı sadece Türk kebab.O sokakta birçok ülkenin mutfağı vardı.Uyanık bir girişimci böyle düşünmüş olmalı.
Karnımızı da doyurduktan sonra tekrar Old Town'a dönüyoruz.Bir meydanda oturuyoruz.Küçük bir park var, yanında da eğlence mekanları, kafeler.İlgimizi çeken birçok kafe var.Canlı müzik yapıyorlar.Otur kenarda dinle icabında.Kafeler aynı anda çalmıyorlar.Birkaç parça biri çalıyor sonra diğeri başlıyor.Müzikler birbirine karışmıyor.Bizim buralarda olsa nasıl olurdu?
Meydanda tablette bir şeylere bakarken internet olduğunu fark ediyoruz.Deneyelim bakalım diyoruz ve bağlanıyoruz.Şifre yok.Oranın telekomu meydana Wi-fi koymuş.Türkiye'deki akrabalara canlı yayın yapıyoruz.Ne güzel değil mi?
Riga'da gezilecek yerler çok.Güzel bir şehir.Buranın tadına varmak için en az üç gün gerekli.Oğlum buradan çok memnun kalmış. Bir ay tadını çıkarmış, çok güzel arkadaşlıklar kurmuş.Biz sadece yaklaşık 35 saat kaldık.Tabii pekçok yeri gezemedik.İnşallah başka bir zaman diyoruz ve gidiyoruz pansiyona.Önce yarınkı kalacağımız Villius'daki yerimizi ayarlıyoruz.Bu sefer bir otel ayarlıyoruz.(Villius'da bir süprizle karşılaşıyoruz)Yatıyoruz.Güvenlik açısından sıkıntı yok ama yattığımız yatak rahat değil.Kacur kucur.Herşeye rağmen sabah kahvaltımızı orada yapıyoruz.Eşim hemencecik bir tencere makarna pişiriyor.Öyle yemeğinde makarna var anlayacağınız.
31 Temmuz
Rigaya doyamadan hatta doğru dürüst gezemeden saat 9.45 'de Villius'a hareket ediyoruz.Km.4725 olmuş. Riga Villius arası 294 km. Yaklaşık 4 saat gibi. Dinlenmelerle birlikte 6 saati bulur.Sık mola veriyoruz, ondan.Birde hız kurallarına uygun olarak gidiyoruz.Buralarda otoban yok.Villius'a yakın bir yerde kısa mesafe bir otoban var.En son otobanı Kiev'e girerken görmüştük.
Yolculuk iyi gidiyor diyorum ama pek iyi gitmiyor.Arabada bir sorun var.Motordan tıkır tıkır ses geliyor.Bilye sesi.Tallinn'den beri var.Litvanya'da biraz daha arttı.Herhalde şarj dinamosunun bilyeleri yine bozuldu diye düşünüyorum.Dinamoyu değil sadece bilyelerini değiştirmiştim, usta da ne kadar bilmem demişti.Ben ondan şüpheleniyorum, bir yandan yola devam ediyoruz.Almanya'ya kadar gider diyorum.Bu duygularla Letonya-Litvanya sınırına geliyorum.Sınır yok ama eski gümrük binaları duruyor.Çocuklar uyuyor.Zaten yok boyu uyudular.Sınırda duruyorum.Hem bi sigara molası hemde temiz hava.Almaz olaydım keşke.İndim arabadan, sigara yaktım.Sağa sola bakınırken bir ne göreyim,vinyete yazıyor.İyi durmuşuz diyorum.Gidiyorum gişeye.Bayana vinyet almak istediğimi söylüyorum. Ruhsatı da yanımda götürmüştüm, gerek yok diyor.Veriyor pulu elime.Yapıştırmakta sıkıntı çekiyorum.Beceremiyorum işte.Polanya plakalı bir tırcıdan el işaretleri ile yardım istiyorum.Adam koca tırdan iniyor geliyor benim arabaya pulu yapıştırıyor cama, tak tak.Pulu taktıktan sonra biraz daha orda kalıyorum.Ya hiçbir taksi uğramıyor.Herhalde diyorum burdan geçenler buralı ya ogs var yada kgs.Çıkıyorum yola.Ha bu arada pul 12 euro.başka bir yerde mola veriyorum.Arabalara bakıyorum.Hiç bir takside pul ve benzeri birşey yok.Ozan'a sor bakalım taksilerde neden pul yok.Aldığımız yanıt.Bu yollarda sadece minibüs üstü araçlar vinyet alıyorlarmış.Gitti bizim 12 euro. Keriz olduk yani.Bu konuda eksik çalışmışım dersime.Bir daha ki sınava iyi çalışacağım diyorum ve unutuyoruz bu kerizliğimizi.
Geliyoruz Villius'a 2 gibi.Direk otele gidiyoruz.Otel bir spor kompleksi.Güzel bir yere benziyor.Giriyoruz resepsiyona. Rezervazyonumuzu söylüyoruz.Eleman yok diyor.Nasıl olur?İyi bakın olması lazım.Tekrar detaylıca inceliyor.Sizin rezervasyon 31 ağustosa.Nasıl olur 31 temmuz olması lazım.Hata Ozan'dan kaynaklanıyor.31 temmuz yerine yanlışlıkla 31 ağustos yapmış.Günler aynı, aylar farklı,dikkatinden kaçmış.
-E ne yapacağız şimdi.İptalde edemeyiz.Yeni yer aramaktansa kalalım burada.Yanacak bizim 38 euro ama ne yapacak elin memleketinde.Bi 38 daha vereceğiz artık sorunu çözemezsek.Elemana soruyoruz yer yok diyor, ama saat 3 te boşalacak.Bizim iptal işi ne olacak.O konuda yapacak bir şey yok.Arıyoruz booking'i.Booking konuyla ilgileneceklerini tekrar geri döneceklerini söylüyor.15-20 dakika sonra arıyorlar.Otel müdürü ile görüştüklerini 31 ağustostaki rezevi iptal ettiklerini ve bu akşam için yerimizin hazır olduğunu söylüyorlar.Tebrikler booking.Reklam olmasın ama en güvenli sitelerden birisi bence.Türkçe destekleri de var. Riga'da da aramışlardı.Almanya'da Prag için yer ayırttığımda iki gece yerine iki oda olarak ayırtmışım onu da telefonla düzeltmiştik.Onun için yani.Teşekkürler.
Otel işini hallettiğimize göre sıra geldi arabanın işine.Ses çoğaldı.Rahatsız edici bir hal aldı.Acaba Varşova'ya kadar gider mi?Türkiye'deki ustamı arıyorum.Şarj dinamosu bile olsa yolda bırakabileceğini söylüyor bunun üzerine inat etmenin bir anlamı olmadığını ve arabayı yaptırmamız gerektiği kanaatine varıyoruz.Villius'a biraz daha fazla zaman ayırmak için erken gelmiştik ama olmadı.Yola çıkmadan önce geçeceğim güzergah üzerindeki servislerin adreslerini almıştım.Notlarıma bakıyorum.Fiat servisinin adresini naviye giriyorum, çıkıyorum yola.Adres yakın ama bir türlü adresi bulamıyoruz.Acayip bi durum.BMW'nin olduğu yer aynı zamanda fiatında servisi imiş.Bir yerden dönerken taksicileri görüyoruz.Taksicinin biri TR plakayı görünce Antalya diye sesleniyor.Ne oluyoruz ya.Adam meğer tatile Antalya'ya gitmiş.Buraları biliyor yani.Bizim işimize yarıyor bu.Adam tanıdık, sıkıntı yok yani.Taksiciye durumu anlatıyoruz.Servisi tarif ediyor.Bu sefer biraz uğraş verdikten sonra kapısını buluyoruz.Tuhaf bir yer.Neyse ikigün sonraya randevu veriyor.İki gün burada kalamayız.Ya buranın sanayisi yok mu?Gitsek Ekrem Usta'ya.Yine taksicinin yanına dönüyoruz.Durumu anlatıyoruz.Ya dayı buranın sanayisi yok mu?Servis böyle diyor.Adam bize bir adres veriyor ama o adresi bulamıyoruz.Garip bir sanayi.Hangisi tamirci dükkanı belli değil.Bir yere girdik.Araç kuaförü imiş.Geri döndük, çıkarken bu dükkanı gördük.Tamirci değil mi sonuçta.
 

Ekli dosyalar

  • DSCF6812.JPG
    DSCF6812.JPG
    207.6 KB · Görüntüleme: 200



Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Riga'dan bazı görüntüler.

DSCF6715


DSCF6733


DSCF6738


DSCF6744


DSCF6755
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Riga'dan bazı görüntüler.

DSCF6763


DSCF6750


DSCF6753


DSCF6770


DSCF6784
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

İnterneti olan meydan

DSCF6779
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Bu güzel paylaşımınız için teşekkürler. 2012 yılında bizlerde Sinop'tan balkan ülkelerine aracımız ile geziye çıktık. http://kendingez.com/PageDetail.aspx?PageID=39207 adresinde selanik ile ilgili yazımızı yayınladık. Erfelek'ten selamlar.
 

Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Devirdaim pompasını bagajdan çıkarınca adamlar şaşırdılar.Şu Türk'e bak, ne tedbirli, nereden biliyordu bunun bozulacağını vs şeyler söylemişlerdir herhalde.Bunun da bir hikayesi var elbette.40 euro işçilik parası ve 10 euro antifiriz parası ödedik.Arabamız tıkır tıkır oldu.Böylece rahatladık.
Gelelim pompa hikayesine. Geçen yıl mart gibi motordan ses gelmeye başladı.Gittim ustaya. Fiat servisi kapandığı için usta diye bildiğimiz bazıları sanayide dükkan açtılar. Serviste çalıştıkları için tecrübeli olmaları gerek dedik, onlardan birine gittik.
Usta zannettiğim ama onu izledikçe deneme yanılma yoluyla bizim arabayı tamir ettiğini gördüm.Usta su pompası bozuk dedi, değiştir dedim ama ses kesilmedi.Orada başka birşeyi değiştirdi yine ses kesilmedi.O grupta en son şarj dinamosu kaldı.Onu sökünce ses kesildi.Arıza dinamodan kaynaklanıyormuş. Bilyelerini değiştirdim, fakat elektrikçi garanti vermedi.Ben hep ondan şüphelendim.Tamirci bizim su pompasını değiştirdi ama ben eskisini atmadım.Çünkü onun sağlam olduğunu düşünüyordum.Pompayı bagaja koydum.Geçen seneki gezimde bile Avrupayı dolaştı.Bu sene bırakayım bırakmayayım derken dursun bagajda dedim.Yani su pompası bundan dolayı bagajdan çıktı.
 



Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim

Arabamızı yaptırdıktan sonra Vilnius sokaklarına dalıyoruz.Burası ile ilgili pek bir bilgiye sahip değiliz.Bu düşüncelerle şehri geziyoruz.Arabamızı bir yere park ediyoruz.Şehirde yürürken kaleyi görüyoruz, kaleye devam.Kaleye bir rampa vasıtası ile çıkıyoruz.Bisiklet bile çıkıyor.Kale yapay yapılmış gibi duruyor.Akşam güneşin batışını buradan izliyebiliyorsunuz. Güzel manzarası var.Çoğu gezilebilecek yerler bu taraflarda toplanmış.Doğu Avrupa hemen hemen hepsi birbirine benziyor.Değişik yerler görmek insana ayrı bir mutluluk katıyor.Kaleden akşam saatlerinde başka bir yoldan ayrılıyoruz.Yolumuzun üzerinde bir çok tarihi yerleri de görüp, görüp diyorum çünkü buraları istediğimiz gibi gezemiyoruz.Zaman meselesi. Vilnius bizim için sadece bir durak yeri oldu.Otelimize dönüyoruz.Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra yollar yine bizi bekliyor.Hedef Varşova, önümüzde 450 km. var.Yol uzun.Yol hakkında da bilgimiz yok. Naviye güveniyoruz.Aslında bilinmezliğe gitmek çok hoşuma gidiyor.O nedenle yol insanı sıkmıyor.

DSCF6818


DSCF6823


DSCF6835


DSCF6856


DSCF6861
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,429
Mesajlar
1,517,860
Kayıtlı Üye Sayımız
172,076
Kaydolan Son Üyemiz
Fevzican

SON KONULAR



Geri
Üst