Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Solana Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 8
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,167

Solana

Kamp II
Mesajlar
320
Tepkime Puanı
2
Yaklaşık 2 ay sürecek (23 Ağustos- 17 Ekim) BREZİLYA gezimizi, yine sizlerle burada canlı olarak paylaşıyor olacağım.

Türk Havayollarının 4 ay önce başlattığı Dakar bağlantılı Sao Paulo seferi uzun zamandır planladığımız Brezilya gezimizi bu yıl gerçekleştirmemiz için bize iyi bir neden sunmuştu. Üstelik mil kullanarak alabildiğimiz business class yerler 16 saatlik bu uçuşumuzu nispeten daha rahat geçirebileceğimiz kanısındaydık. Gerçekten de bu uzun yolun sonunda bekleneceği gibi sersem gibi ve uykusuzduk, ama yorgunluğumuz ve bitkinliğimiz yine de sınırlı kalmıştı.

Havaalanı çıkışında taksi ücretini bir bankoda kredi kartı ile ödeyerek yarım saatte otelimiz Pousada Dona Zilah’a ulaştık… “Pousada” bu ülkede ağırlıklı olarak kalacağımız otel ile pansiyon arası yerler… Bu ilk kaldığımız Pousada Dona Zilah için kahvaltılarının harika olduğunu söyleyebilirim. Özellikle papaya, ananas, carambola (star fruit), mango, ismini yazamadığım çeşitli, lezzetli diğer tropik meyveler, müsli, jambon, peynirler ve lezzetli kekler, böreklerden oluşan süper kahvaltısı var…

SaoPaulo7

Sao Paulo’ya indiğimizde kaptanın hava sıcaklığı için 15 dereceyi bildiren anonsu bizi biraz tedirgin etti, memleketimizde henüz yaz bitmemişken karşılaşacağımız bu seri n hava planlarımızda yoktu.
8 haftalık Brezilya gezimizi planlarken serin bir hava ile karşılanacağımızı düşünmemiştik. Her ne kadar güney yarımkürede Ağustos sonunun kış mevsiminin sonlarına rastlasa da, Oğlak Dönencesi üzerindeki bu şehirde biraz daha sıcak olacağını beklerdik .
4,5 gün geçirmeyi planladığımız bu şehirde 3 gün sıkı bir şekilde üşüdük, 4. gün hava ılımaya başladı. Aslında bu hava, buralar için de pek normal değilmiş ! ( buralarda da Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası olurmuş meğerse :D)

Sao Paulo 22 milyon nüfusu ile dünyanın kalabalık şehirlerinden biri… Brezilya’nın ekonomisinin tüm ağırlığını bu eyalet çekiyor… Bu nedenle bura halkı için “çalışır” deniliyor. (Sao Paulo çalışır, Rio eğlenir!)
 

Etiketler
Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal

SaoPaulo15

Geniş yollar, yüksek binalar, mağazalar, işportacılar, yiyecekçiler, kalabalık büyük şehir havasında… Şehir meydanındaki 18. Yüzyıla ait Kadetral Se, tipik Latin Amerika meydanını simgeler gibi.

Bu şehirde 4,5 gün kalma nedenimiz, 2 ay sürecek Brezilya gezimiz için biraz tanışma, alışma anlamında… Latin Amerika’nın tek İspanyolca konuşulmayan ülkesi Brezilya’da portekizce konuşuluyor… Daha önce öğrendiğimiz az İspanyolcamızın, Portekiz diline çok benzediğini düşünerek burada kullanabileceğimizi sanmakla hata etmişiz… Yazılanlar İspanyolcaya çok benzese de konuşulanı anlamak biraz zor oluyor! İngilizce bilene rastlamak da pek kolay değil! Şimdilik idare ediyoruz. Belki daha sonra işimizi görecek pratik Portekizce bir şeyleri çabuk öğrenir , işimizi kolaylaştırırız…

SaoPaulo21

SaoPaulo24


Sao Paulo’da, caddelerde, trafiğe kapalı ara sokaklarda gezinmekten, Cafelerde oturmaktan başka yapacak pek önemli bir şey yok.. Ulaşım olarak metroyu kullanıyoruz… işportacılar ve ucuz dükkanlar ı ile bizim Sirkeci-Mahmutpaşa’ya benzeyen Rua de 25 Março’da kalabalık ile birlikte dolaşırken yağmura yakalandık…

SaoPaulo33

SaoPaulo42

Şehrin Büyük Pazar yerleri oldum olası ilgimi çekmiştir. Bu Pazar yerlerinde, o ülkenin sebze, meyve ve diğer ürünleri hakkında en güzel bilgileri edinmişimdir… Sao Paulo’nun Mercado Central’inde de bu ülkeye özgü meyve, sebze ve yiyecek çeşitleri hakkında epey bilgi edindik… Biraz daha bilgi biriktirdikten sonra sizlere aktaracağım…

Sao Puolo’yu 28 Ağustos Cuma sabahı, CUIBA şehrine gitmek üzere arkamızda bırakıyoruz. Cuiaba dünyanın -neredeyse Türkiye kadar- en büyük sulak alanı olan Pantanal’a giriş şehri… Ancak havaalanına giderken yoğun sis, uçuşumuzun ne olacağı hakkında haber veriyordu. Havaalanına geldiğimizde, boardda bütün uçakların gecikmeli olduğu görünüyordu. Belki toplam 20-25 iç hatlar uçuşu, bir o kadar da dış hatlar uçuşu vardı... Bunların hiç birisinin uçağı alana inemediği için tüm uçuşlar gecikmeliydi. Sis saat 10’dan sonra açılmasına rağmen havaalanının işleyişi saatlerce düzene giremedi… Uçuşlar hakkında bilgi edinemedik, kimseden doğru bir bilgi alamadık, çünkü kimse hangi uçağın ne zaman kalkacağını bilemiyordu… Saat sabah 10.10 ‘da uçacakken maalesef 5 saat gecikmeli olarak uçuşumuz gerçekleşti…
2 saat uçuş, sonrasında 3 saat karayolu ile Pantalan’a geldik.
 

Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal

PANTANAL

Pantanal dünyanın en büyük sulak alanı. Türkiye’nin yüzölçümünün üçte biri büyüklüğünde, kuzeyden güneye hafif eğimli, ormanlar, çalılıklarla kaplı düz bir alan Pantanal. Yılda 8 ay düzenli yağmur yağıyor, bunun 4 ayı ise neredeyse aralıksız. Temmuz-Ekim arası ise kuru mevsim. Pantanal’ın içerisinde şehir yok. Bazı bölgelerinde sığır yetiştiriciliği yapılıyor. Ulaşım küçük uçaklar ve nehir araçları ile mümkün olabiliyor. Pantanal’ın içinden yüzlerce koluyla onlarca nehir geçiyor. Kuru mevsimde bile Pantanal’ın büyük kısmı sularla kaplı; ama bataklık değil. Dolayısıyla dünyada vahşi hayatın en canlı ve yakından gözlenebileceği yerlerden biri. Bölgedeki cins cins hayvan yoğunluğu inanılmaz.

4 gün kalacağımız Puma Lodge’un görevlisi havaalanında bizi karşıladı. Bir saat kadar asfalt yoldan ilerledikten sonra küçük yer Pocone kasabasında bir marketin önünde durduk. Burası para karşılığı herhangi bir şey satın alabileceğimiz son duraktı. Bundan sonra sadece tek tük konaklama yerleri, ağaçlar, kuşlar, nehirler ve sivrisinekler vardı neredeyse. Su aldık ve yola devam ettik. Pocone kasabasından sonra yol toprak oldu. İki aracın geçebileceği genişlikteki Transpantaneira’daydık artık.

Pantanal’ı kuzeyden güneye 500 km boyunca geçmek üzere planlanmış olan bu yol 135 km’si yapıldıktan sonra bu haliyle bırakılmış. Çünkü yağışlı mevsimde yolu korumanın mümkün olmadığı ve sular altında kalmış bir yolda da ulaşımın motorlu kara taşıtları ile zor olacağı ortaya çıkmış. Pantanal’ın doğası da bu şekilde korunmuş tabii. Yolda 100’den fazla ahşap geçit var. Su birikintileri ancak böyle aşılabiliyor. Bu şekilde 1,5 saat daha gittik; Puma Lodge’a ulaştığımızda her yer karanlıktı artık.

PumaLodge4

PumaLodge7

Odalarımızda klima var ama elektrik belli aralıklarla jeneratör ve akülerden sağlanıyor. Yüksek tavanlı, pencereleri sineklikli yemek salonumuz ise loş ve ışıksızdı. Ağaçlarda tünemiş kuşların sesleri, uzaklardan gelen uluma sesleri (bunların uluyan maymunlar olduğunu biliyorduk) Ağustos böceği cırıltılarına karışıyordu. Açlığımızı giderdik, yorgunluğumuzu da bahçedeki küçük havuzun yanında oturup doğanın seslerini dinleyerek attık. Bahçedeki cılız ışığın çevresine doluşan yüzlerce çeşit irili ufaklı böceği izlerken fark ettik ki çevreye uyum sağladığımızda o kadar çekinilen sivrisinekler bile bir rahatsızlık vermiyorlardı. Onlar da bu doğal ortamın parçasıydılar.

Gündüz hava sıcaklığı 35 derecelerde olmasına rağmen geceleri ve sabahın erken saatleri serin geçiyor. Çevredeki düzlüklerde, ağaçlarda yüzlerce, binlerce kuş çeşidi görüyorduk. Kimi avucumuz kadar, kimi de kocamandı. Pantanal’ın yüzlerce kuş çeşidinin adını vermek zor, Türkçesi ise var mı, yok mu, zaten bilmiyoruz. Tuyaya, arancua, jacutinga, arara, vs. vs.
 

Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal


PumaLodge1

Capybarra
Capivara

Jacare4
Cayman- Jacare

Yol kenarında bulunan irili ufaklı lagünlerde Venezuela Los Llanos’tan tanıdığımız cayman’lar (küçük, boyları 2-3 metreye kadar ancak ulaşabilen bir çeşit timsah türü, buradaki adları jacare), dünyanın en büyük kemirgenleri olan capivara’lar (30-35 kg kadar olabiliyorlarmış) ve tabii kuşlar ile doluydu. Az ileride çok sayıda akbabanın başına üşüştüğü bir sığır ölüsü gördük. Gün batmaya yakın hayvanların beslenme saatiydi. İrili ufaklı, renklisi, beyazı binlerce kuş çevredeki su birikintilerindeydi.

Jacare3
Jacare1
Jacare2

Cayman’lar su içinde kendi besinleri peşindeydiler. Aslında insana zarar vermeyen, ama korkunç görünüşlü bu hayvanlardan iki tanesini Van Gölüne bıraksak, her halde Türk medyası kendine ve okuyucusuna altı aylık malzeme çıkarırdı bundan, diye de düşündük bir ara.

Söz canavardan açılmışken, aslında biliyorduk, ama yine de tam ayırdında değildik, Pantanal yırtıcı hayvanları, özellikle jaguarları ile tanınan bir bölge. Rehberimiz Carlos yolda yürürken bize yerde bir ayak izi gösterdi ve jaguar, dedi. Doğrusu pousada’mıza 3-5 km mesafede aldığımız bu bilgi bizi biraz tedirgin etti. Carlos, çevrede jaguarların olduğunu ve zaman zaman Transpantaneira’ya da indiklerini söyledi. Bu yüzden günün herhangi bir saatinde bize rehbersiz dolaşmayı tavsiye etmiyorlardı. Bu arada sabahki yürüyüşümüzde rastladığımız sığırın neden hayatını kaybettiğini de öğrenmiş olduk.
 

Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal


200.000 kilometrekareden büyük Pantanal’da jaguarlar koruma altında ve sayıları her geçen gün artıyor. Carlos bize ertesi gün, eğer talihimiz olursa, doğal yaşama alanında jaguarlara rastlayabileceğimizi söyledi. Böylece bir sonraki günümüzün programı da belli olmuştu.

Ertesi sabah 5’te kalktık. Çevremizdeki ağaçlardan gelen yüzlerce çeşit kuşun sesleri, uluyan maymunların seslerine karışıyor, sabahın alacakaranlığına gizemli bir his veriyordu. Loş bina içerisinde kahvaltımızı ettik ve pousada’nın pikabı ile yola çıktık. 30-35 km kadar sonra yol bitti ve geniş bir nehir kenarında yüksek ağaçlar altında durduk. Burası gerçekten de Transpantaneira yolunun bittiği yerdi. Buradan sonra bölgede ulaşım nehirler aracılığı ile yapılıyordu, ama aslında 300-400 km gitmeden ulaşılabilecek bir köy bile yoktu artık. Sadece ormanlar, nehrin akan kızıl renkli suyu ve diğer canlılar ile birlikteydik burada.

PortoJofre

PortoJofre1

PortoJofre8

Arabamızı park ettiğimiz yerin yakınında ahşap barakalar vardı. Buradan gerekli malzemeleri alıp, nehir kıyısında bağlı olan sandallara bindik. Bunlar için benzin ve kıçtan takma motorları yanımızda getirmiştik. Bu bölge artık jaguar bölgesi. Nehirde yol alırken kıyıyı da jaguar görmek için gözleyeceğiz. Jaguarların bir özelliği de iyi yüzmeleriymiş ve sıklıkla nehire atlarken görülüyorlarmış. Sabahın serinliğinde başlayan yolculuğumuz gün boyu sürdü. Saat ilerledikçe güneşi hissettik. Teknemiz ilerlerken yüzümüze esen rüzgar bizi serinletiyordu; ama girdiğimiz yan kanallarda, su birikintilerinde hiç esinti yoktu. Hemen yanımızda suyun içinde cayman’lar serin serin pineklerken biz pişiyorduk. Nehrin daraldığı yerlerde kıyıya yanaşıp jaguarları arıyor, her an tetikte bekliyorduk.

PortoJofre9

PortoJofre11

Öğlene doğru gölgelik bir yerde kıya yanaştık ve indik. Yanımızda getirdiğimiz yiyecekleri hazırlayarak öğlen yemeğimizi yedik. Arkamızda yüksek sazlıklar vardı. Ara sıra geriye bakıp, duyduğumuz seslerde dikkat kesiliyorduk. İndikten sonra kumun üzerinde ayak izleri görmüştük, ama üzerinden su geçtiği için jaguar mı, değil mi anlayamamıştık. Yemeğimiz bittikten sonra orada fazla oylanmadık ve hemen teknelere binip uzaklaştık.

PortoJofre4
 



Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal


Nehrin aynı kolu üzerinde giderken yüksek ağaçların gölgelik oluşturduğu hafif bir çıkıntıda, tam suya karşı birden jaguarı gördük. En serin ve en manzaralı yerde dinleniyordu. Jaguarın bu kadar büyük olduğunu o ana kadar hiç düşünmemiştik; daha çok –belki de bilinçaltında- puma, çita benzeri bir şey bekliyorduk. Ama bu hayvan iri bir kaplan büyüklüğündeydi ve hatta gördüğümüzden daha da büyük olabiliyormuş meğerse. İnsanları görünce tedirgin olup gideceğini düşünürken, jaguarın istifini bozmadığını gördük. O anda onu tehdit edemediğimizi anladık, sanki, kolaysa yanıma çıkın der gibiydi. Biz ise jaguara 2-3 metre mesafede teknelerimizin sanal güvenliği içerisinde sessizce fotoğraf çekiyorduk.

Jaguar1

Jaguar4

Jaguar3

Orada kaldığımız yarım saat içinde jaguar ara sıra başını kaldırıp dişlerini gösterdi, bize doğru hafif hareketlenir gibi oldu. Bulunduğu yer sudan 2 metre kadar yüksekteydi. Kalktı, şöyle bir silkindi. Yanımızdaki teknedeki Fransızlar buz kestiler. Hayvan sonra tekrar oturdu. Oradaki rahatlığımız belki de jaguarın oradan suya atlayamayacağını düşünmekten ileri geliyordu. Ama jaguar buna niyet ederse bu düşüncemizde yanılmış olacağımızı daha sonra anladık. Bu gördüğümüz jaguarın ağırlığının 200 kg’a yakın olduğunu ve ağırlıkları neredeyse 300 kg’ye ulaşan daha iri jaguarların da bu ormanlarda bulunduğunu öğrendik. Bu irilikte yırtıcı hayvanların en yoğun rastlandığı bölgelerden birindeydik.

Jaguar5

Jaguar2

Biz sıcak güneş altında neredeyse erirken jaguar gölgede geceye, avına hazırlanıyordu dinlenerek. Ağzını açtığında gördüğümüz uzun sivri dişleri bize başka bir şey düşünmemize imkan tanımıyordu neredeyse. Sıcak dayanılmaz olduğunda jaguar da belki bizden sıkıldı ve arkasını dönerek yattı. Biz de oradan uzaklaşma vakti geldiğini anlamıştık. Nehirde en az bir saatlik yolumuz vardı. Epey içerilere doğru girmiştik jaguar peşinde.

Gece pousada’ya döndüğümüzde yorgun ve susamıştık. Yemekten sonra bahçede oturup karşıdan izlediğimiz karanlık ormanın yanıltıcı sükûnetinin içinde neler barındırdığını düşünerek uykuya çekildik.
 

Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal


Pantanal’daki diğer günlerimizde bol bol kuş fotoğrafı çektik. Arara adı verilen, lacivert renkli sarı gagalı papağanlar, sarı-kırmızı iri gagalı tukanlar bu bölgenin çok özel nadir rastlanan kuşları. Bunları da bu kısa sürede görebildiğimiz için şanslıyız. Burada bir şey daha öğrendik; kuşların seslerinin güzelliği boyları ve renklerinin güzelliği ile ters orantılıydı. Ama ne olursa olsun bu seslerle, kendi doğal ortamlarında uyanmak bize haz verdi.

Kular11
Kular12
Arara Azul

Kular8

Kular9

Kular3

Kular4

Kular6

Kular7

Kular2

Tucan3
Tucan
Tucan

Bundan sonraki hedefimiz kuzeydoğu kıyısında Sao Luis şehri. Ekvator’un hemen 2 derece kadar güneyinde, Brezilya’nın ilk kurulan kentlerinden biri... Pantanal ve doğası artık çok uzakta olacak, Atlantik kıyısındaki bu günlerimizde…

Devam edecek, görüşmek üzere ;)
 

Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal

Bambaska bir aleme gittim, kisa bir sureligine olsa bile... Ne guzel anlatiyorsun, eline, koluna, diline saglik, canim benim :smiley: Tesekkurler..
 

Ynt: Brezilya'dayım, Sau Paulo& Pantanal


Gezimiz canlı olarak http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=39455.0 bağlantısından devam ediyor...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,441
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

SON KONULAR



Geri
Üst