Bir Türk Kahramanını Andık; Vecihi Hürkuş

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan YOL Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 2
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,432

YOL

SEDAT AÇIL
Mesajlar
10,381
Tepkime Puanı
503
Yer
İstanbul, Acıbadem
Web
www.sedatacil.com
Telsiz Çağrı Kodu
TB2FKL
Bir Türk Kahramanını Andık

[attachment=1]

USA’da pilotaj eğitimlerinde yer dersi kaynaklarından birinde, yapılan araştırmalarda iyi pilotların ortak özellikleri arasında kahramanlık hayalleri kurmak olduğu yazar. Ama bu herkese nasip olmaz. Bazen o fırsat ele geçmez, bazen ise ele geçen fırsat değerlendirilemez. Veya bazen de tarihin sayfaları siler o kahramanları zihinlerden... Fakat 1895 yılında öyle bir kahraman doğdu ki, 17 yaşında Balkan harbine katılan, aynı yıllarda Bağdat cephesine tayyare makinisti olarak giden, fakat aklında hep uçmak olduğu için sonunda İstanbul’a döndükten sonra Tayyare Mektebi’ne girip ilk uçuşunu 21 yaşında yapan bir kahraman. 22 yaşında Kafkas cephesinde Türk tarihinin ilk uçak düşüren pilotu ünvanını kazanan, başka bir tarihte yaralı düşmesine rağmen düşmana uçağını teslim etmemek için yakan, esir düştüğü Nargin adasından yüzerek kaçan ve yine yurdunda göklerle buluşan, asla pes etmeyen bir kahraman. Kazandığı zaferler, ürettiği uçaklar, yetiştirdiği öğrenciler ve ticari başarılar sağlayan işlere imza atan, yurdumuzu tüm dünyanın gözünde göklere çıkaran bir kahraman... Onun anılarını anlatmak buradaki birkaç sayfaya sığmaz, onun anılarının göklere sığmadığı gibi.

İşte O kahraman Vecihi HÜRKUŞ 28 Ocak 2008’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılan bir etkinlik ile anıldı. Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi ve Derneği’nin düzenlediği etkinliğe birçok davetli ve Onun anılarını yaşatmak isteyen havacılık meraklıları katıldılar. Fakat etkinliğin bir de onur konuğu vardı ki, O öz kızı Gönül Hürkuş Şarman, yaptığı kısa konuşmayla tarihe ışık tuttu.

Video ve resimli sunumlarla renklendirilen etkinlikte dikkati çeken bir diğer manzara da Vecihi Bey’in K.VI uçağının uçan ölçekli bir modelinin sergilenmesiydi.

Çok çeşitli kesimlerden ilgililerin katıldığı davette Bakırköy Sportif Havacılık Klübü üyeleri, TAI’den bir uçak mekanik sistem uzmanı, model uçakçılar, MFÖ gurubunun havacı üyesi Fuat Güner ve sadece bir İTÜ uçak mühendisliği öğrencisi ile bir pilotun katılması dikkat çekiciydi. Bu kendi kendimize “yoksa Vecihi Hürkuş’u önce havacılara mı anlatmalı” sorusunu sordurdu. Sonra kürsüye çıkan ve Türk havacılık tarihi üzerine çalışmalar yapan Amerikalı dostumuz araştırmacı yazar Stuart Kline Türkçe yaptığı vurgulu konuşması ve araştırmalarından sunduğu bölümlerle son noktayı koydu. Vecihi Hürkuş’u Vecihi Hürkuş’un torunlarına olabilecek en güzel şekilde anlattı.

Bundan sonra umarız daha çok adını duyacağımız Vecihi Hürkuş’un anılarını, uçaklarını, zihniyetini yaşatmak bir havacı olarak hepimizin görevidir. Tek Vecihi Bey değil, Fazıl Beyler, Nuri Demirağ’lar, Osman Kandemir’ler de var yaşatılması gereken ve yaşatılacak. Fakat öncelikle bu hareket Vecihi Bey ve bu toplantı ile başladı.

Tüm bu etkinlikleri düzenleyen Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi ve Derneği’ne teşekkürlerimizi sunuyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz.



Vedat AYDIN

29.01.2008

A-300 Co-Pilot
 

Etiketler
Ynt: Bir Türk Kahramanını Andık; Vecihi Hürkuş

Ufuk senin facebookunda sanırım bu serginin fotoğrafları vardı. Birkaç tane ekleyebilir misin?
 

Ynt: Bir Türk Kahramanını Andık; Vecihi Hürkuş

Vecihihrku




Bu yazımızda, Türk havacılık tarihinin en büyük insanlarından biri olan "Vecihi Hürkuş" un, teknoloji, gelişim ve havacılık adına yaptığı, yapmaya çalıştığı çalışmalarını "İrfan Özfatura' nın kaleminden okuyacağız.
Türk insanının neler başarabileceğinin bir örneği olan Vehici Hürkuş, gerek yaşamı, gerekse yaşamında karşılaştığı engeller karşınında ki azmiyle hepimize örnek olası bir insandır...
Vecihi Hürkuş, İstanbul, Arnavutköy’de doğan bir yalı çocuğudur. Henüz üç yaşında iken babası Müfettiş Fahim Bey’i kaybeder. Annesi Vidinli Zeliha Hanım ona hem annelik hem babalık yapar. Bir süre Harbiye’de eskrim ve resim dersleri veren amcası Şekür Bey’in yanında yaşar sonra Üsküdar’a taşınırlar.

Vecihi kıpır kıpır bir çocuktur yerinde duramaz. Üsküdar’da Füyuzati Osmaniye Rüştiye’si ve Paşakapısı İdadisi’nde okuduktan sonra Tophane Sanat Okulu’nu tamamlar.
1912’de Balkan Harbi’ne gönüllü olarak katılır ve eniştesinin (Albay Kemal Bey’in) yanında vazife alır. Belki komuta kademesinde de yükselecektir ama o “tayyareci” olmayı arzular. 1. Cihan Harbinde Bağdat cephesinde bir uçak kazası yaşar. Yaralanır ama hızı azalmaz derken Yeşilköy’deki Tayyare Mektebi’nde işin inceliklerini kapar.

İlklerin adamı
Kafkas cephesinde savaştığı günlerde bir Rus uçağını vurur ve bir ilke imza atar. Ancak bir başka hava savaşında tayyaresi isabet alır, sağ salim yere inmeyi başarır, düşman eline geçmesin diye uçağı yakar. Ruslar onu esir alır Hazar Denizi’ndeki Nargin adasına kapatırlar. Buradan Azerilerin yardımı ile kurtulur ve yüzerek (Arnavutköy çocuğu ya) kaçar. Dile kolay taaa Erzurum’a kadar yürür, Dadaşlar onu üç beş gün ağırlar, sonra İstanbul’a yollarlar.
Vecihi işgal altındaki İstanbul’u görünce yıkılır, adeta saçını başını yolar. O günlerde Asitane’deki subaylar padişahın isteğine uyar, gizlice şehirden çıkıp Anadolu’daki mücadeleye katılırlar. Onu da Harem’den kalkan bir gemiye bindirir, Mudanya’ya yollarlar. Memleket yangın yeri gibidir ve Vecihi biran önce tayyarelerin bulunduğu mevkiye varmayı arzular. Zira bu hengamede onun gibi bir pilota çok iş çıkar. Nitekim Yunanlıların hava sahasını deler ve bombaları taa beline kadar sarkarak tepelerine atar.

Vurun yerliye
Bu arada Akşehir’de Jandarma Komutanının kızı Hadiye Hanım’la yuvasını kurar. Savaş sonrasında tayyarecileri eğitsin diye onu İzmir Seydiköy’e yollarlar. Kara tahta başında laflamak kolaydır da ortalıkda tayyare bulunmaz. Vecihi Hürkuş Türklerin de uçak yapabileceğine adı gibi inanır, geceli gündüzlü proje karalar. Nitekim Yunan’lıların kaçarken bıraktıkları motorları kullanarak “Vecihi K VI”yı yapar. Yapar ama havalanmak için müsaade alamaz. Uçağın kusursuz olduğunu göstermek için marşa basar, ancak ödül yerine ceza gelir, o da istifasını sunar. Hava kuvvetlerinden kopar, Türk Tayyare Cemiyeti’nde (TTC) çalışmaya başlar.
Bu arada Almanya’ya gider Junkers ve Rohrbach fabrikalarında sektörün nabzını tutar. Ju A-20 tayyarelerinde bazı noksanlıklar bulup düzeltince Almanlar hayran olurlar. Ardından Fransa’ya geçer, Bregue, Potez ve Henriot tesislerini gezer. Saatlerce tecrübe uçuşu yapar, habire not tutar. İşte tam o esnada Milli Savunma Bakanlığı Kayseri’de Tayyare ve Motor Anonim Şirketi (Tomtaş) adında bir fabrika kurmak için teşebbüse geçince Hürkuş’a gün doğar. 1926’da telgrafla memlekete çağrılan Vecihi Bey’den, alınması düşünen iki tayyare (Alman Ju A-35 ve Fransız Newport De Large) arasında bir tercih yapması istenir. Kahramanımız Ju A-35’in gücünü bilir, nitekim Fransız pilotla havada temsili bir savaş yapar, adamı madara edip tezini ispatlar.


Dünya pazarına
Vecihi Bey yurda döndükten sonra, Kayseri Tomtaş tesislerinde Junkers tayyarelerinin imalatına hız katar. Bu tayyareler yolcu da taşırlar ki, “ilk hava yolu kuruldu” desek başımız ağrımaz.
Vecihi Bey Tomtaş malı Ju A-35’leri geliştirir, kanatların içini benzin deposuna çevirerek menzili uzatır. Düşünün Ankara’dan Tahran’a direkt uçar, Acemleri büyüler, İran’da büyük bir pazar yakalar. Eğer bu satış gerçekleşirse Tomtaş kabuğunu kırar, uluslar arası arenaya çıkar. Ancak firma o günlerde THK’nın eline geçer ve kurumun kurmayları Tomtaş’ı batırabilmek için ne gerekiyorsa onu yaparlar. Vecihi Bey yerli uçak sevdasından kopmaz, çizimler maketler arasına dalar. Nitekim ücretsiz izin alır ve Müteahhid Nuri Demirağ’ın desteği ile Kadıköy’de bir keresteci dükkanını kiralar. Marangoz Şaban Efendi ile birlikte 3 ay içinde Vecihi K-XIV uçağını ve uçak motorlu sürat teknesini (Vecihi SK) yaparlar.(1930)




Daima mania
İlk uçuşunu 16 Eylül 1930’da Kadıköy Fikirtepe’de büyük bir kalabalık önünde gerçekleştiren Vecihi bey Ankara semalarında da yürek hoplatmaya başlar. Başvekil İsmet İnönü tebriklerini sunsa da ona bağlı birimler (mesela İktisat Bakanlığı) bir türlü “uçabilir” izni vermez, sertifika istendiğinde “tesis yok, malzeme yok, uzman yok” gibi bahanelere sığınırlar.
Vecihi Bey dilekçelerine cevap alamayınca ilgili makamlara çıkar ve “Halkımızın gözleri önünde yaptığım uçuşlar, tayyaremin sağlamlığı hakkında kâfi delil sayılmaz mı? Tam bir muvaffakiyete haiz eserin bir kalemde mahvedilmesi milli kalkınma anlayışına yakışır mı? Tayyaremin muayenesi için Fen Şubesi, elinde aerodinamik vasıfları tespit edecek vasıta bulunmadığını ileri sürüyor. Çok rica ederim binbaşım! Bu şube, fenni muayenelerin icap ettiği vasıtaları henüz temin edememişse, varını yoğunu harcamak suretiyle böyle bir eser vücuda getiren vatandaşın kabahati ne? Binaenaleyh, bu haksızlığın giderilmesini ve tayyaremin kurtarılmasını tekrar tekrar vicdanınıza bırakıyorum” der ama... Ma fi fayda!

Teberrucu THK
Peki o n’apar? Uçağı söker, götürüp Çekoslavakya’da bir daha bağlar. Çek diline çevirdiği evrakı ilgili makama sunar. Çekler bu mekanik kuşa bayılır hatta onu “Yaşasın Türk Tayyareciliği” yazılı bir pankartla karşılarlar. Elin gavuru sofra donatıp, başarısını kutlar.
Vecihi Hürkuş uçağının atıl kalmaması için Posta idaresine çalışmayı arzularsa da THK bu uçağı gösterip, teberru toplamayı planlar. Vecihi bey Ankara’dan yola çıkar, tek tek Ege ve Akdeniz şehirlerine iner kalkar. THK heyecana kapılan halktan çuvalla para toplar. Kurum buna rağmen ekibi bunaltır, yardımcısını bir telgraf emriyle (3 Kasım 1931) kovar, uçuş tazminatına el koyarlar. Hasılı turnenin tadı tuzu kalmaz.
O da gider kendi başına (21 Nisan 1932) bir Tayyare Mektebi kurar. Bu ilk sivil tayyare mektebinden ikisi kız olmak üzere 12 öğrenci mezun olur. Kalamış’ta bir hangarları ve uçuş alanı olarak kullandıkları küçük bir sahaları vardır. Tekel İdaresi’nin ve İş Bankası’nın reklamlarını yapar iyi kötü para da kazanırlar. Sivaslı Nuri Demirağ arkalarındadır, bu vatansever müteahhit vatan evladlarına sponsor olmaktan gurur duyar.

Denklik olmayınca
Vecihi Bey Tayyare okulunun masrafını bir şekilde karşılar ancak talebeler diplomalarına denklik alamayınca okumayı beyhude bulurlar.
Derken THK’da yönetim değişir onu yine Ankara’ya çağırır ve “baş öğretmen” yaparlar. Vecihi bey Ahi Mes’ut (Etimesgut) tesislerinde gençlere havacılık aşkı aşılar.
O zorlukların adamıdır, bir gün uçağıyla Ankara yakınlarında bir köye inmek zorunda kalır, parçalanan kanadı takar çakar ve tekrar havalanıp İmalat-ı Harbiye yanındaki çayıra kadar uçar.
Bir 29 Ekim günü (1936) yeğeni (Küçük Eribe) demode bir paraşütle tayyareden atlar, alamet açılır ama iş işten geçtikten sonra... Sevimli kızcağızın kaybı Vecihi beyi çok yaralar, teknolojinin takip edilmesi konusundaki inancı artar. Nitekim onu 1937 sonbaharında Almanya’ya yollar Weimar Mühendislik Mektebinde ihtisas yaptırırlar. Vecihi bilgi ve birikimiyle arkadaşlarına fark atar, 4 yıllık tedrisatı iki yılda tamamlar. Gelgelelim Bayındırlık Bakanlığı “iki yılda ihtisas mı olur” buyurur ve ona “Tayyare Mühendisliği Ruhsatnamesi” vermekten kaçar. Vecihi bey yokuşlara alışmıştır. Gider Danıştaya dava açar, masraf, masraf masraf... Davalar, avukatlar filan... Hakkını söke söke alır, bir maniayı daha aşar.

Sıra reklamcılıkta
Bu arada THK baskıya başlar, onu “otlu peynir yesin diye” Van’a yollarlar. Vecihi bey bu kurumla iş olmayacağının farkındadır, gider kendi imkanlarıyla “Kanatlılar Birliği” adlı bir cemiyet kurar (1947). Külüstür de olsa bir tayyare edinir ve iyi kötü bir dergi çıkarırlar.
O, sadece merasimlerde boy gösteren bir kuruma karşıdır. Tayyarenin neye yaradığını ispat için Zirai ilaçlama işine girmeye niyetlenir ve bir firma kurar. Ancak öncelikle para kazanmayı düşünen ortaklarıyla anlaşamaz.
İş başa düşünce çelik kuşu reklam panosu gibi kullanır, Paro mama ve Puro sabunlarına çalışarak ayakta kalmaya bakar. O devirde gökten atılan reklam kağıtçıkları ilgi uyandırır, tayyarenin peşi sıra uçuşan pankartlar dikkatle okunurlar.
Vecihi Bey havacılığın bir umman olduğunu bilir, nitekim büyük bir cesaretle “Hürkuş Hava Yollarını” kurar. Banka kredisi ile THY’nın seferden kaldırdığı 8 tayyareyi alıp filosunu tamamlar. Gelgelelim gazete taşımasına bile müsaade edilmez, genç firmayı palazlanamadan boğarlar.

Bankaya bulaşınca
Olacak bu ya Hürkuş Havayollarının pilotlarından Fevzi Gökdeniz 1955 yılında bir reklam işine çıkar, Bursa stadının tribünlerinde kız arkadaşını görünce artisliğe başlar. Bir sürü riskli hareketin ardından kanadı tellere takar. Vecihi Bey uçağın gittiğine mi yansın hastane masraflarına mı? Ama pilot Fevzi iyileşir ve maaşını ödesin diye şirketi sıkıştırmaya başlar. Bakar firma tepetaklak, gidiyor, oturup bir intikam planı yapar. Vecihi beyden alacağı olan bir başka pilotla (Bir zamanlar bombardıman uçağı kullanan Sadık Sagun’la) Hürkuş uçaklarından birini Bulgaristan’a kaçırırlar. Dünyada ilk uçak kaçırma hadisesini Albay Mihailov gerçekleştirir, bizimkiler ikinci olurlar. Hasılı bir iniştir başlar, Vecihi Bey elinde kalan son pırpırla Güney Doğu Anadolu’yu turlar, MTA adına dağda bayırda maden arar.

Gazi maaşına haciz
Bu arada borç boyunu aşar. Malum bankacılar yaz günü şemsiye satar, kış günü elinizden alırlar. Hele bi tekerlenesiniz diye tetikte dururlar. Faize bulaşan kim düze çıkmış ki, o çıka? Ama pişmanlık fayda vermez, üç kuruşluk “gazi maaşına” bile haciz koyarlar. Bunca iş bilmez adam, bu kadar cahil idareci, acımasız bürokrasi, devletçi kafa, yasakçı zihniyet, sabotaj, ihanet derken mücadele edecek gücü kalmaz. 52 yıl süren havacılık macerasını 102 farklı uçakla sürdüren ve 76 yaşına kadar cem’an 30 bin saat uçuş yapan Vecihi bey hatıralarını yazarken beyin kanaması geçirir ve el oğlunun Ay’a gittiği günlerde gözlerini hayata yumar.
Bir kıymet heba olur, birileri kına yakarlar.




Kaynak: [İrfan Özfatura]
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,787
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst