Murat Kaleli
murat
Binicilik hissiyatının gelişiminde esas faktör olan at ve binici arasında sağlanması ve geliştirilmesi gereken doğru bir iletişim ve etkileşim için çoğu binici ve antrenörler, atın fiziksel ve zihni fonksiyonlarını öğrenerek, bunları etkilemek için birçok yöntemi uygulamaya çaba sarf ederken, at üzerinde onu hissetmeye başlayabilmek için ilk ve en önemli konunun DOĞRU OTURUŞ olduğuna gerektiği kadar önem vermemektedirler. Halbuki ancak ve ancak atının üzerinde doğru oturabilen bir binici atını hissedebilir ve ancak atını hissedebilen bir binici atına tesir edebilir ve ancak atına tesir edebilen bir binici atı ile birlikte bir uyum yakalayarak istediklerini yapabilir. Böylesine bir zincirleme gelişimin ilk ve en temel halkası olan doğru oturuşa gereken önemi vermek, gelecekte karşılaşılabilecek tüm problemlerin çözümlenmesinin esas anahtarı olacaktır.
At üzerinde ne kadar uzun yıllar kalınırsa kalınsın, ne kadar iyi eğitilmiş atlara binilirse binilsin, eğer binici gerektiği şekilde doğru bir oturuşa sahip olamamışsa, hem belli bir standardın üzerine çıkamayacak hem de bindiği atın eğitim seviyesinin geriye gitmesine engel olamayacaktır. Hatta bu geriye gidişin sebebini de idrak edemeyecek ve tüm kabahati atında arayacaktır.
Oturuş bir binicinin her türlü şartlar altında dengesini, at ile arasındaki uyumu ve yumuşaklığını muhafaza edebilme kalitesini işaret eden bir gösterge olup biniciliğin esasıdır. Eğer güzel bir oturuş yok ise anlatılacak veya gösterilecek hiç bir şey yoktur. Güzel bir oturuşun temelinin ise, dik ve dengeli bir büst ile başlayacağı unutulmamalıdır.
Sıkılmış dizler; genelde ata daha iyi tutunduğunu zanneden biniciler ve öyle olması gerektiğini öğreten öğretmenlerin düştüğü büyük yanılgıdır. Zira dizlerin, ata tutunmak veya ihtiyaç duyulan sabitiyeti sağlamak amacıyla kullanılması, sadece binicinin tüm uzuvlarına sirayet edecek bir sertliğin başlangıcı ve esas nedeni olmayıp aynı zamanda baldır ve uyluğu tamamen devre dışı bıraktığından, binicinin at ile iletişim kurma ve ona tesir etme imkan ve kabiliyetinin çok büyük bir yüzdesini elinden alır.
At üzerinde ne kadar uzun yıllar kalınırsa kalınsın, ne kadar iyi eğitilmiş atlara binilirse binilsin, eğer binici gerektiği şekilde doğru bir oturuşa sahip olamamışsa, hem belli bir standardın üzerine çıkamayacak hem de bindiği atın eğitim seviyesinin geriye gitmesine engel olamayacaktır. Hatta bu geriye gidişin sebebini de idrak edemeyecek ve tüm kabahati atında arayacaktır.
Oturuş bir binicinin her türlü şartlar altında dengesini, at ile arasındaki uyumu ve yumuşaklığını muhafaza edebilme kalitesini işaret eden bir gösterge olup biniciliğin esasıdır. Eğer güzel bir oturuş yok ise anlatılacak veya gösterilecek hiç bir şey yoktur. Güzel bir oturuşun temelinin ise, dik ve dengeli bir büst ile başlayacağı unutulmamalıdır.
Sıkılmış dizler; genelde ata daha iyi tutunduğunu zanneden biniciler ve öyle olması gerektiğini öğreten öğretmenlerin düştüğü büyük yanılgıdır. Zira dizlerin, ata tutunmak veya ihtiyaç duyulan sabitiyeti sağlamak amacıyla kullanılması, sadece binicinin tüm uzuvlarına sirayet edecek bir sertliğin başlangıcı ve esas nedeni olmayıp aynı zamanda baldır ve uyluğu tamamen devre dışı bıraktığından, binicinin at ile iletişim kurma ve ona tesir etme imkan ve kabiliyetinin çok büyük bir yüzdesini elinden alır.